Nurettin yoldaş, 1954 yılında Erzincan’da doğdu. Çocukluğu köyde geçen Nurettin Lise öğrenimi için Erzincan’a, daha sonra da İ.Ü. İşletme Fakültesi’nde okumak için İstanbul’a geldi. 1976-77 yılları arasında İYÖD yönetiminde yer alan Nurettin, bu süreçte devrimci sosyalist harekete katıldı. Disiplinle çalışan bir yoldaş olarak tanındı.
Devrimci sosyalist haraketin bir militanı olarak çalışırken 12 Nisan 1981’de İdealtepe’de karakol kurulmuş bir evde düşman tarafından yakalandı. 1. Şube’de derilerinin yüzülmesi, kafasına çivi çakılması dahil en ağır işkencelere uğratıldı, ancak o Muhammet olarak verdiği isminden hiç vazgeçmedi ve tek bir kez bağırmadan, yakınmadan, sessizce son anına kadar direndi. Nurettin en son 17 Nisan 1981 günü sorgulamalardaki diğer devrimciler tarafından görüldü, çırılçıplaktı, kolları tutmuyordu, konuşamıyordu, kan ve pislik içindeydi. Bir daha onu hiç gören olmadı.
O günden bugüne dek polis hep onun gözaltına alındığını reddetti. Bu isimde birinin “hiç gözaltına almadığı” söylendi. Açılan tüm davalarden bir sonuç alınamadı ve cesedi hiç bulunamadı. Ailesi yıllarca her kapıyı çalarak, her yolu deneyerek Nurettin’i aradı. Devrimci sosyalistlerin duruşmalarında defalarca soruldu. Dava savcısı Nurettin Tarımcıoğlu’nun aileye verdiği yanıt ise en komiğiydi: “Bizim elimizde de oğlunuz hakkında bir tutuklama kararı var ama bulamıyoruz…” Daha sonra Cumartesi Annelerinin arasındaydı ailesi ve ısrarla hâlâ sormaya devam ediyorlardı oğullarının nerede olduğunu.
12 Eylül işkencehanelerinde katledilen yüzlerce devrimciden biriydi Nurettin; gösterdiği örnek direnişle, capcanlı direnme ruhuyla her zaman yolumuzu aydınlattı ve aydınlatmaya devam ediyor.