Yıl 1968 Cid Benjamin, Union Metropolitaine des Etudiants (UME) öğrenci hareketinin liderlerinden biriydi. Askeri diktatörlüğün yeni anayasa girişimlerine karşı çıkan öğrenci gösterilerini örgütleyen liderlerdendi. Guanabora Komünistleri gurubunun içinde hareket ediyordu ve bu gurubun ilk kurulan silahlı mücadele hücrelerinde yer almıştı. Cid Benjamin yirmi yaşındaydı ve ABD’nin Brezilya Büyükelçisi Charles Burke Elbrick in kaçırılmasını örgütleyecekti.
Tarihçi ve Cid Benjamin ile aynı örgütlenmede yer alan Daniel Aarao Reis “kaçırılma” sözüne karşı çıkıyordu. Ona göre bu kelime ceza hukukunda kriminal bir suça denk gelmekte ve asla eylemin politik yönünü açıklamamaktadır.
“Çünkü bir devrimci eylemdir, böyle bir eylem ona topyekün karşı olan polisin ve burjuva hukukunun dili ile nitelendirilemez. Eylemi değerli kılan onun sembollerle ilgili verdiği mesajdır. Karşı-devrimci bir kişi, diğer bir sembol olan, diktatörlüğün işkencehanelerinden geçen, hapishanelerinde tutulan devrimcilerin özgürleştirilmesi ile ilintilidir.”
Vladimir Palmeira, Guanabara Komüniştleri (GB) gurubundan diğer öğrenci liderleri ile birlikte İbiuna da düzenlenen Kongrede gözaltına alındı ve bir yıl boyunca cezaevinde kaldı. Yoldaşları onu özgürleştirmek için birçok yolu denediler. Buna Sao Paulo daki Askeri Kışlaya tünel kazmakta dahildi. Cid Benjamin, Franklin Martins ile birlikte askeri darbe sonrası Brezilya Komünist Partisinden (PCB) ayrılmışlardı ve mücadeleye GB içinde devam ediyorlardı. Bu hareket Rio’da öğrenci gençliği içinde güçlü bir örgütlenmeye sahipti. MR-8 hareketini yeniden canlandırmaya çalışıyorlar ve eylemlerinde bu ismi kullanıyorlardı. Carlos Marighella’nın liderliğini yaptığı ALN hareketi ile ilişkileri vardı.
Franklin Martins ve Cid Benjamin, öğrenci olayları sonrası illegal yaşama geçmek zorunda kalmışlardı. Botofago bölgesindeki Marques caddesinde yürümektedirler, yanlarından geçen ön kaputunda iki yanlı küçük Amerikan bayraklı araba dikkatlerini çeker. Arabada sadece elçi ve şöförü bulunmaktadır ve korumasızdır.
Cid Benjamin:“Marques caddesinde Franklin Martins’le (bundan önceki Lula Hükümetinde Sosyal İletişim Bakanı olarak görevliydi) birlikteydim. Ön kaputun her iki yanında küçük ABD bayraklı büyükelçinin arabası yanımdan geçti. Bakımsız siyah bir Cadillac idi. Aylar önce ABD’nin Guetamala Büyükelçisi kaçırılma eylemi sırasında öldürülmüştü ve bunun (Brezilya büyükelçisinin) bu kadar dikkatsiz davranması tuhaftı. Öldürmek üzere değil ama on bir aydır tutuklu olan yoldaşımız Vladimir Palmeira yı kurtarmak için iyi bir neden olabilirdi.”
Eylemle ilgili olarak ilk düşündükleri gurup VAR-Palmores gurubudur. İdeolojik olarak yakın görüşlere sahiptirler. Ancak yapılan operasyonlar sonucunda büyük bir güç kaybına uğradıklarından planlarını ALN’e (Açao Libertadora Nacional) açmaya karar verirler.
Cid: “Geliştirdiğimiz planla ALN ile ilişkiye geçtim. Onları genellikle hızlı karar veren ve sözlerine güvenilebilir bir gurup olarak kabul ediyorduk.”
İlk bağlantı, ALN’den Claudio Torres ile kurulur. Joaquim Camara Ferreira ile direk kontağı vardır ve Cid bu görüşmeyi gerçekleştirmek için San Paulo ya hareket eder. Joaquim, Velho ve Toledo kod isimlerini kullanmaktadır. Yapılan toplantıya Virgilio Gomes da Silva (Jonas) ve Carlos Eduardo Pires Fleury de katılır. Grup, ALN’in Askeri Taktik Saldırı Grubudur. Eylem sırasında bu gruba Manuel Cyrillo de Oliveira Neto ve Paulo de Tarso Venceslau’da dahil olurlar.
Virgilio bir işçidir, 1954’te 18 yaşında Sao Paulo’ya gelir ve 1957 yılında PCB’ye katılır. 1969 yılında eylemin gerçekleştirildiği dönemde ALN içinde ikinci konumundadır.
Paulo de Torso Venceslau, Sao Paulo da Filozifi ve Edebiyat Fakültesi öğrencisidir.
Rua Meria Antonia, İbiuma’da düzenlenen öğrenci kongresinde gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra illegaliteye çekilmiştir.
Carlos Eduardo Pires Fleury, Fakültede(PUC-SP) öğrenci iken eğitimine ara vererek illegaliteye çekilmiştir.
Toledo (Juaquim Camara Ferreira) eylemin politk sorumlusudur. 56 yaşındadır, eyleme katılanların ortalama yaşının 20’lerde olduğunu düşünürsek Toledo eylemdeki yerini şöyle açıklıyordu: ”Gençlerin disiplinli davranmaları için benim gibi birine ihtiyaçları vardı.”
Toledo, ALN’in eyleme katılımına olur verirken, Carlos Marighella’ya haber vermemişti. Joao Caldas Valenca’ya göre ikisinin arasında bir liderlik problemi vardı. Carlos Marighella eylemi her şey olup bittikten sonra öğrenecekti. Normal olarak böylesine önemli bir eylem örgüt içi karar mekanizmasının işletilmesi sonucu gerçekleştirilmeiydi. Örgüt içi işleyiş mekanizmalarına riayet edilmemişti ve örgüt böylesi bir eylem sonrası gelebilecek baskıyı karşılama gücüne sahip değildi.
Amerikalı elçinin kaçırılmasından sonra bir gece yarısı, Sao Paulo’daki Broklin semtindeki bir evde, Carlos Marighella, Camara Ferreira (Toledo), Magno ve İvo bir araya gelirler. Tarih Eylül 1969 dur. Yapılan toplantıda,Telodo’nun İvo tarafından Güney Bölgesine götürülmesine ve Frei Betto“un ilişkileri ile Uruguaya geçirilmesine karar verilir. Bu, Toledo ve Carlos Marighella arasındaki son görüşmedir. Bu toplantıda Marighella yaptığı konuşmada.
“Baskılar giderek artıyor, etrafımızı çevirme çalışmaları yapıyorlar, durumumuz kritik, bütün randevuları iptal edip saklanmalıyız.” diye belirtir.
Daha sonraları, Carlos Eugenio Paz’ında söylediği gibi:
“Fabiano (Carlos Marighella’nın kullandığı kod isimlerinden biri) haklıydı, böylesine büyük bir eylem, kır gerillası örgütlenmeden gerçekleşmemeliydi.”
Eylem sonrası ülkenin her bir köşesine bir numaralı halk düşmanı diye Marighella’nın afişleri yer alıyordu.
ABD büyükelçisinin kaçırılması sonrası yayınladıkları bildiride MR-8 imzasını kullanmışlardı. Bunu yapmalarındaki en önemli davranış, MR-8’i yok ettiği propagandasını yürüten askari diktatörlüğü halk nezdinde yalanlamak idi. Eylem tam düşündükleri şekilde İbiuna daki Öğrenci Kongresinde tutuklanan üç ögrenci liderinin özgürleştirilmesini sağlıyordu. Jose Dirceu, Luis Travassos ve Vladimir Palmeira.
İlk elde edilen kanaat eylemin MR-8 ve ALN’in ortak olarak gerçekleştirildiği ve bunun bir çok parçaya bölünmüş olan Brezilya solunu toparlıyacağı yönünde idi. Ancak eylem Cuntacılarda büyük bir panik yaratmasına rağmen, baskı ve terör rejiminin dozunun yükselmesine yol açmış, her iki harekete karşı büyük bir siddet örgütlenmişti. Elçinin esir tutulduğu dört gün boyunca 1800 kişi gözaltına alınmıştı. Carlos Eugenio Paz (Clemente) durumu şöyle açıklıyordu:
“Yapılan işkenceler sonrası, pois örgüt hakkında önemli bilgilere ulaştı, telefon numaraları ele geçirildi ve dinlemeler yapıldı, takip sıklaştırıldı, saklanacak yerler deşifre oldu ve hareketlerimiz kısıtlandı. Bütün bunlar kapanın hızlıca üzerimize kapanmasına yol açtı.”
Tarihçi Jacob Gorender eylem sonrası bir çok devrimcinin işkencelerde öldürüldüğünü ve yargısız infazların arttığını söyledikten sonra şöyle diyordu:
“Halkla büyük derin bağlantılarımız yoktu, kaybettiğimiz insanların yerini dolduracak ilişkilere sahip değildik. Günde bir, iki hatta üç insanımızı kaybediyorduk. Bizler azalıp yok olurken diktatörlük yükseliyordu.”
Burada en büyük kaybı ALN verecekti. Cuntanın şiddetini karşılayamayan ALN, lideri Carlos Margihella’nın ölümüne yol açacak bir yola girmişti.
Cid Benjamin: “Büyükelçi Portekiz de görev yaptığı için bizle aynı dili konuşuyordu. Anlaşmada bir zorluk çekmedik. Elbrick farkına varmadan Dom Helder Camara’nın çalışmalarını övdüğü ve basın sansürüne, siyasi tutsaklara yönelik işkenceye karşı olduğunu söylediği konuşmaları kaydettik.”
Rehin alındıktan dört gün sonra serbest bırakılan Elbrick, 8 Eylül 1969’da Ultima Hora gazetesine şunları söyledi. ”Bana çok iyi davranıldı. Hatta bana puro verdiler ve gömleğimi yıkadılar.” Cuntacıların sinirlerini bozan bu röportaj sonrası elçi apar topar ABD’ye geri çağrıldı.
7 Eylül 1969’da 15 tutukluya karşılık elçi serbest bırakılır. Meksika’ya gitmek üzere serbest bırakılan gurup içerisinde Brezilya’nın tanınmış Komünistlerinden Gregoria Bezerra (PCB), sendika lideri Jose İbrahim, Vanguarda Popular Revolucionari’den (VPR) Onofre Pinto, öğrenci liderleri Luis Travassos ve Jose Dirceu vardı.
Aslında değiş tokuş işlemi hiçte kolay olmamıştı. Ordu içindeki Hava İndirme Tugayına bağlı aşırı sağcı 40’a yakın paraşütçü subayı bu olaya şiddetle karşı çıkıyorlardı. Yaptıkları plana göre Meksika’ya gidecek tutukluları kaçırıp Rio’nun merkezine götürerek Cinelandia’da Belediye tiyatrosunun karşısında teker teker asmayı planlıyorlardı. Tabii ki aralarında kurşuna dizmeyi de teklif edenler bulunuyordu. Bu planlarını hayata geçirmek için yola çıkan paraşütçüler Avenida Brasil de Maracana’daki bir oyun nedeniyle trafik sıkışıklığına denk geldiler ve hava üssüne 20 dakika geç vardılar. Uçak Meksika’ya doğru yola çıkmıştı.
Eyleme katılan guruptan olan Virgilio Gomes da Silva (kod adı Jonas) eylemden kısa bir süre sonra 29 Eylül’de Sao Paulo’daki Rua Duque de Caxias’ta gazeteci Antonio Carlos Fon’un evinde ele geçirildi. Elektirik ve Boğulma yöntemleri altında 12 saat süren işkencelere tabi tutuldu. Her boğulma seansı sonrasında işkencecisinin yüzüne tükürmek için ağızında su tutuyordu. 2004 yılına kadar kayıplar listesinde yer aldı. İşkenceler sonucunda öldürüldüğü tespit edilmesine rağmen cenazesi ailesine verilmedi. Gazeteci Mario Magalhaes’in araştırmaları sonucunda Sao Paulo’daki, Vila Formosa mezarlığına gömüiü olduğu tespit edildi.
Ertesi gün Carlos Eduardo Fleury yakalanır. 1 Ekim de Paulo de Tarso Venceslau, Ocak 1970’de Fernando Gabeira yakalanır.
Joaquim Camara Ferrreira (Toledo) 23 Ekimde yakalanır. Yakalanmadan kısa bir süre önce şunları yazıyordu.
“Halkımız silahlanmadığı için bu görev ilk başlarda onun öncüleri tarafından yapılır. Brezilya halkının silahlı devrimci gücünü oluşturabilmek, bütün askeri diktatörlük karşıtlarını örgütleyecek olan şehir gerillasının yürüttüğü savaş olacaktır. Bu gücün yapacağı askeri eylemler sonucu devletin gücü zayıflayacaktır. Bu görevi yerine getirebilmek için silahlı propaganda gücüne ve öncü kadroların eğitimine ihtiyacımız var.”
Toledo, Marighella gibi yakalandığı yerde infaz edilmemişti. Yakalandıktan bir kaç saat sonra işkencede katledildi.
Carlos Marighella’nın Ölümü
3 Kasım: ALN’in ilişkilerinden olan Dominiken rahiplerinin kaldığı ev basılır.
4 Kasım: Magno ve Ratton durumdan endişe duymaya başlamışlardır. İlişkilerle olan bağlantılar kopmuş durumdadır. Kaldıkları evin ne durumda olduğunu bilmemektedirler. Fikir sahibi olmak için evin etrafında bir tur atmaya karar verirler.
“Çamaşır ipleri boş, normal olarak temizlikçi kadın çamaşırları sabahtan asardı. Eve uğramamaya karar verdik.”
Aynı sabah, Rua Sete de Abril’deki telefon şirketine yakın olan Cumhuriyet meydanında Rahip Roginaldo Fortini ile karşılaşırlar. Yaptıkları konuşma sonrası rahibin durumdan tam haberdar olmadığı sonucuna varırlar ve kaldıkları eve gitmeme düşüncesinden emin olurlar. Bir telefon kulübesinden kaldıkları evi aramaya karar verirler. Telefona cevap veren rahip, Magno’nun sesini tanır.
Magno: Bir dini tören için arıyorum, boşta olan rahibiniz var mı?
-Hayır, bütün rahiplerimiz meşgul, bir kaç gün sonra aramanızı tavsiye ederim.
Magno verilen mesajı anlamıştı, telefonu kapatır. 4 Kasım da yapılan baskında; Tito, Giorgio Callegori, Edson ve baskın sırasında eve gelen Joao Caldas yakalanırlar. Aynı akşam Magno, Marighella’nın ölüm haberini alır.
Sao Paulo daki Jaçana bölgesinde Camilllien dindarları ile beraberdir. Televizyonda Santos ve Corinthians ekipleri arasındaki maçı seyretmektedirler. Devre arası yemek için kantine geçer. Dönüşünde maçı izledikleri salondaki ağır sessizlik dikkatini çeker. Kalabalığın içinden biri: ”Haberlerde Marighella’nın öldürüldüğünü söylediler. Çıkan çatışmada iki tane de rahip varmış.” Magno,duruma bir türlü ihtimal veremiyordu. Rio da iki papazın yakalandığını Marighella biliyor olmalıydı.
“Bapteme de sang” adlı kitapta Marighella’nın bu yakalanmadan haberdar olduğu belirtilir. Mario Magolhaes, Marighella ile ilgili yazdığı biyografide, birden fazla tanıklığa dayanarak Maighella’nın Rio da rahip İvo ve Fernando’nun yakalanmasından habersiz 4 Kasım da Alameda Casa Branca caddesine gittiğini belirtir.
Rahip Fernando, yapılan işkenceler sonrası 4 Kasım Salı günü akşam saat sekiz buçuktaki randevusunu kabul eder. Magno ve Joao Caldas Valença hala Marighella’nın bu kadar riskli bir randevuyu onaylamasını anlayamıyorlardı. Üstelik bir evde değil, cadde üzeri bir randevunun onaylanmasını.
Tarihçi, Jacob Gorender daha farklı düşünüyordu:
“Marighella bütün yaşamım boyunca tanıdığım en cesaretli kişidir. Bir risk aldı. Randevuya gitmeden önce iki rahibinde yakalandığını biliyordu. İptal edebilirdi randevuyu ama gitti ve bu onun sonu oldu.”
İvo, Komiser Sergio Fleury’nin Marighella’yı tuzağa düşürmeye gittiği arabanın içindeydi. Bugünden baktığımızda Marighella’nın iki rahibin yakalanması üzerine bilgisi var mıydı yok muydu, net bir şekilde fikir sahibi olmamız imkansız. Fernando işkence altında Marighella’nın randevularını bir kırtasiyeci dükkanı olan Dvas Cidades üzerinden verdiğini söylemişti. Fernando kendisinin yazdığı “Diario de Fernando” adlı kitabında şöyle anlatıyordu.
“Konuştum,umutsuzluk ve acı beni gerçeklerden koparmıştı. Başka bir düzlemdeydim. Aynı anda Marighella’nın Sao Paolo da olmadığını da biliyordum. Yakalandığımın üçüncü günüydü. Marighella’nın 4 Kasım da, bizim 2 Kasım’dan beri yakalanmış olduğumuzu bilmemesini düşünemiyordum. Bizden sonra, ertesi günde Tito, Giergio ve Roberto, Rio’da yakalanmıştı.”
Polis tarafından Kırtasiye dükkanına getirilen Fernando çalan telofonu açar.
-Ben Ernesto saat sekizde Kırtasiye ye gideceğim.
Fernando “Tamam”diye cevap verir.
Aslında kodlanmış olarak “Kırtasiye” sözü, Alemada Casa Branca caddesindeki 806 numaralı binaya denk geliyordu. Fernando ve İvo polis arabasına bindirilerek randevu yerine doğru hareket ederler. Fernando kendi kitabında olayı şu şekilde anlatır.
“Gerçekle hayali ayırt edebilecek bir durumda değildim. Yaşadıklarımızın gerçek olduğunu ben ve İvo ancak silah seslerini duyduğumuzda anlayabildik. Marighella’nın vuruluşunu görmedim. Bizim ikimizi de arabada öldüreceklerini düşünüyordum. Vücudum kaskatı kesilmiş gelecek kurşunları bekliyordum. Birden arabanın kapıları açıldı ve bizi yüzüstü caddeye attılar. İnsanlar yere doğru bakıyorlardı. Marighella kıpırtısız yerde yatıyordu. DEOP’a (Siyasi polis Department of Political and Social Order) dönüş yolunda polisler bize “Hainler” diye bağırıyordu.”
Carlos Marighella nın biygrafisini yazan gazeteci Emiliono Jose şöyle diyordu:
”Marighella canlı yakalanabilirdi ama öldürüldü. Çünkü canlı hali Cuntacılara büyük bir sorun yaratabilirdi.”
Operasyon biter bitmez devlet büyük bir algı saldırısına geçmişti. Tüm gazete ve televizyonlarda Rahipler “Terörist” ve “Juda” olarak anılıyordu. Dominiken Rahiplerinin, Marighella’ya ihanet ettikleri işleniyordu. Amaç Dominiken Rahiplerinin halk üzerindeki etkisini kırmaya yönelikti ve aynı anda sol güçler içinde de ayrılık çıkartmaya çalışıyorlardı.
05/11/69 tarihli O Estado de Sao Paulo gazetesinin başlığı:
”Rahipler açtıkları terör yolu ile Marighella’nın ölümüne sebep oldular.”
Jornal da Tarde gazetesi:
”Rahipler ihanet etti, beklenen son” başlığı atıyordu.
Tarihçi Jacob Gorender.
“Brezilya solunun tarihi zengin ve öğreticidir. Her ne kadar bir hata ile son bulsa da her zaman onurlu oldu.”
ABD Konsolosunun 7 Eylül 1969 tarihinde bir Wolkswagen’in bagajında bulunduğundan bu yana Cid Benjamin en çok arananlar listesinde yerini alır. 21 Nisan 1970’te Meiera Rio da yakalanır. Yakalanmadan önce Alman Konsolosunun kaçırılmasını örgütlemektedir. Bu yakalanma Haziran 1970 tarihinde Alman Konsolosunun VPR (Vanguarda Popular Revolucionaria) ve ALN militanları tarafından kaçırılmasını engelleyemedi.
DEVAM EDECEK.