AKP–MHP faşizmi gece saatlerinde Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye ve Irak Kürdistan Federe
Bölgesine yönelik büyük bir hava saldırısı başlattı.
Saldırı da şu an’a değin çoğunluğu sivil 30 aşkın insan yaşamını yitirdi.
Saldırının gerekçesi olarak ise İstanbul İstiklal caddesinde AKP–MHP faşizminin çeteleri tarafından gerçekleştirilen ve Kürt ulusal demokratik hareketinin üzerine yıkılmaya çalışılan bombalı katliam gösterildi.
İstiklal caddesinde gerçekleştirilen katliamın AKP–MHP faşizminin seçim sürecini „beka“, „terör“ vb. söylemlerle manipüle etme operasyonlarının bir parçası olduğu her geçen gün ortaya çıkıyor. Hazırladıkları senaryonun bütün unsurları ellerinde patlamıştır. Bu katliamı kendi politikaları için kullanan tek güç de faşist rejimdir.
Suçlular bu gerçeğin ortaya çıkmaya başlamasının telaşıyla savaş politikalarını hızla büyütmeye çalışıyorlar. Gerçekleştirilen hava saldırılarıyla yapılan katliamlar, faşist AKP rejiminin katliamlarla yoluna devam devam edeceğini bir kez daha gösteriyor. Saldırıların bununla sınırlı kalmayacağı, Rojava ve Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırılarıyla büyütüleceği faşist diktatör Erdoğan’ın açıklamalarıyla ilan ediliyor. Bu yoldan ırkçılığı, şovenizmi büyüterek yaklaşan seçim sürecini manipüle etme çabası içindeler. Savaş ve işgal çığırtkanlığı yapan AKP–MHP’li faşist yöneticilerin tek biri dahi çocuklarını askere göndermezken emekçi halkın çocuklarını savaş ateşinin içine rahatça atabiliyorlar. İşçilerin, emekçilerin, ezilenlerin özgürlük ve insanca yaşam istemlerini savaş uğultuları içinde boğmaya çalışıyorlar.
Başaramayacaklar! Türk ve Kürt halkları, coğrafyamızın tüm ezilenleri özgürlük ve insanca yaşam için ortak mücadelelerini büyüterek yanıt vermelidir. Hava saldırılarını ve işgal operasyonlarını durdurmak ancak halkların bu saldırganlığa karşı ortak direnişleriyle mümkündür. Faşist rejimin ırkçı, şovenist manipülasyonlarını birlikte boşa çıkaralım. Ortadoğu halklarının emperyalizmin ve faşist oligarşik diktatörlüklerin vahşi boyunduruğundan kurtuluşu ancak özgürlük ve insanca yaşam için ortak mücadeleyi büyütmeleriyle mümkündür.
Deniz Gezmiş yoldaşın sehpasında haykırdığı gibi;
„Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının Bağımsızlık Mücadelesi!“
Yaşasın Halkların Mücadele Birliği ve Kardeşliği!
Katliamların Hesabını Halk Soracak!
İşgal Saldırılarına Halkların Mücadele Birliğiyle Karşı Duralım!
Faşizm Yenilecek Halk Kazanacak!
EMEK VE ÖZGÜRLÜK CEPHESİ