2 Ekimde gerçekleştirilen 156 milyon seçmenin katıldığı ve devlet başkanı seçiminin yanı sıra, milletvekili, senatör ve 27 Bölgenin valisinin seçildiği Brezilyadaki seçimlerin ilk turunda devlet başkanlığı seçimlerinde oyların % 48,4 ünü alan Lula Da Silva önde bitirdi. İşçi Partisi lideri Lula Da Silva şimdi oyların % 43,2 sini alan mevcut Devlet Başkanı faşist Jair Bolsonaro’nun hemen önünde ve çok az olan oy farkı ile 30 Ekimde gerçekleştirilecek olan ikinci tur seçimlerine hazırlanıyor.
Lula altıncı kez girdiği Devlet Başkanlığı seçimine 12 yıl önce ayrılmak zorunda kaldığı yerden devam ederken, üzerine yapışan ve 18 ay cezaevinde kalmasına yol açan yolsuzluk iddialarının rağmen büyük bir siyasi hata yapmazsa ikinci kere devlet başkanlığına seçilmesine kesin gözüyle bakmak mümkün.
Lula bugüne kadar ilk tur seçimlerinde solun almış olduğu en yüksek oy potansiyelini elde etmiş durumda. Oy sayımının gerçekleştiği ilk saatlerden itibaren uzun bir süre önde giden sağ parti, birinciliği ülkenin Kuzeyinden ve Piaui bölgesinden Lula’ya gelen yaklaşık %74,2 lik oy sonrası kaybetti. Lula bu oylarla öne geçerek ilk tur seçimini önde bitirdi ve büyük bir psikolojik üstünlük kazandı.
Peki Lula kaybedebilir mi? Matematiksel olarak hayır diyebiliriz. İlk tur seçimlerinde %21’e yakın yaklaşan ve oy kullanmayan büyük çoğunluğu sol seçmenden oluşan seçime katılmama oranına rağmen, Lula’nın % 48,5 oy aldığını düşünürsek ve ikinci turda bu seçmenin oylarının önemli bir bölümünün Lula’ya akması olasılığı hesaba katıldığında, hayır Lula kaybetmez diyebiliriz. Bütün sondaj/anket araştırmaları Lula’yı önde göstermesine rağmen, neden ilk turda % 50 yi bulamadı sorusuda tabi ki orta yerde durmakta.
Ülkemizde de 2023’de yapılacak olan seçimleri düşünürsek, Brezilya’daki bu seçim koşulları bize neler olabileceğine dair oldukça fazla veri sunuyor. Karşılaştırmalı olarak ilerlersek, bizde de anket sonuçları muhalefeti kazanacak gösterirken her iki ülkedeki liderlerin popülist-sağcı muhafazakar, faşist karakterlerini ve iktidar gücünü ellerinde tuttuklarını unutmadan diyebiliriz ki, halkın küçümsenemeyecek bir bölümünde önemli bir karşılıkları söz konusu. Bu duygu bazı şehirlerin tamamınının ve bazı bölgelerin topyekün mevcut Devlet Başkanına oy atmalarına yol açmaktadır. Covid 19 ile birlikte gündeme gelen tüm sağlık sorunlarının ve ekonomik problemlerin yönetilememesine rağmen, “dış güçler” safsatalarnın karşılık bulması, tuhaf bir rastlantı olarak Bolsonaro’nun da aynı Erdoğan gibi, Din ve Aile kavramını öne sürerek bu kavramın yenilenmesi gerektiğini, solun kazanması halinde Tradisyonel Aile kavramının büyük bir darbe alacağı dezenformasyonu sürekli işlenmesi Bolsonaro’nun kaybettiği oyların önemli bir bölümünün geri dönmesine yol açtı. Tüm bunlara ek olarak, Lula ile İşçi Partisinin yolsuzluk dosyalarının gündemleştirilmesi de ek bir oy getirisi yaratmış durumda.
Lula’ya gelince; yukarıda belirttiğimiz gibi, bütün anketlerde önde görünüyordu ve Bolsonaro nun provokatif konuşmalarına cevap vermeyerek, tartışmadan kaçınıyordu ve bu da doğal olarak Lula nın defansta kalmasına neden oluyordu. Amaç direk tartışmaya girmeyerek Merkez Sağ seçmeni ürkütmemek idi. (Bu durum bizlere ülkemizdeki muhalefetide hatırlatıyor olmalı).
İkinci turda etkili olabilecek, verecekleri oy kullanma telkinleri ile Devlet Başkanını belirleyebilecek olan küçük partiler var. İlk turun kaybedenlerinden olan % 4 ile ilk turu üçüncü bitiren sağ merkez kökenli partinin Senatör olan lideri Bayan Simone Tebbet ve sol kökenli Merkez sol Parti (% 3) lideri Ciro Gomes’e Lula’nın ihtiyaç duyacağı kesin. Her iki liderin şu ana kadar yapmış oldukları açıklamalar ikinci turda Lula’nın yanında duracaklarını gösteriyor.
Oyların %43,2’sini alan Jair Bolsonaro nun halen ikinci turu kazanabileceğine olan inancını korumasında en önemli faktör ise % 69,6 oranında oy aldığı ülkenin Batı ve Güney bölgesinde bu oranı koruyarak, yeni ittifaklar ile durumunu güçlendirme düşüncesidir. Beyazların ülkesi diye adlandırılan bu iki bölge aynı zamanda zengin büyük çiftlik sahiplerinin yaşadığı bölgeler. Siyasal olarak ise Lula’nın Devlet Başkanlığı yaptığı 2003-10 dönemini komünizm olarak adlandırılabilecek seviyede Muhafazakar-Sağcı siyasetin egemen olduğu bölgeler. Ekonominin kalbi sayılan Sao Paulo ve Rio Janeiro bölgesinde oylarının büyük çoğunluğunu sağa verdiğini düşünürsek Lula’nın işinin zor olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Yazımızın girişinde de belirtmiş olduğumuz gibi Devlet Başkanlığı seçiminin yanı sıra, Brezilya aynı anda 27 Bölgenin Valisini. yeni meclisin 513 milletvekilini ve Senatonun 81 üyesini seçmek için oy kullandı.Yapılan ilk tur seçimleri sonucunda Sağcı Liberal Parti(PL) 99 milletvekilliği kazanarak Meclis ve Senato da ana güç haline geldiğinden ikinci turunun 30 Ekimde gerçekleşecek olan seçimi Lula kazanmış olsa bile yönetebilecek bir çoğunluğa sahip olamayacağından işi oldukça zor görünmekte.
Her şeye rağmen Lula’nın dediği gibi, “Kavgaya devam Biz kazanacağız”.
21 Ekim 2022
Kenan Büyük