Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

HAZİRAN İSYANDIR

ERCAN YURTBİLİR

Ercan , 1961 yılında küçük esnaf bir ailenin çocuğu olarak İstanbul Kocamustapaşa ' da doğdu.
Devrimci mücadeleye Şehremini lisesinde okuduğu yıllarda genç bir MLSPB sempatizanı olarak katıldı . MLSPB ' nin bölgedeki , okuldaki çalışmalarının içinde bulundu . Kocamustafapaşa ' nın yanı sıra Kanarya semtinde , Atatürk öğrenci sitesinde faşistlerle süren çatışmaların içinde yer aldı.
Ercan Yurtbilir , 1977 yılı sonlarında çalıştığı birimdeki arkadaşlarıyla bir bankanın hasılatının kamulaştırılması eyleminde yer aldığında gözaltına alındı . Eylemin ardından polisle çıkan silahlı çatışma sırasında elegeçirilen Ercan , tutuklanarak cezaevine kondu . İlk olarak yattığı Sağmalcılar cezaevinde yoldaşları ve devrimcilerle birlikte iki isyan eylemine katıldı . İsyanın ardından yoldaşlarıyla birlikte Samsun cezaevine sürgün edildi . Ordan da çeşitli cezaevi eylemleri nedeniyle Adapazarı cezaevine sürgün edildi . En son yattığı Niğde cezaevinden devrimci mücadeleye daha aktif olarak katılmak için firar etti.1979 yılı başlarında gerçekleşen firar eyleminin ardından bir çok deneyim sahibi olmuş bir devrimci olarak yeniden örgütünün sıcak mücadele hattında yerini aldı. Ercan örgütü tarafından Gaziosmanpaşa , Alibeyköy, Topkapı , Pazariçi vb. semtlerinde faaliyet gösteren bir birim içinde görevlendirildi .
MLSPB ' nin aday üyelerinden olan Ercan Yurtbilir , örgütünün organize ettiği çok sayıda polotik - askeri eylemde yer aldı .
Ercan yoldaşlarıyla birlikte Maltepe ' de örgüte ait hücre evinde barınıyordu . Hayat dolu , genç , dinamik ve kararlı bu militan özellikle 12 Eylül askeri faşist cuntasından sonra kaçkınlığın , yılgınlığın kol gezdiği bu ortamda daha çok şeyler yapacağına inanıyor, çoştukça coşuyordu . Fakat hain tuzak diğer yoldaşları gibi onu da en verimli çağında içine alıyordu . Hain Şemsi Özkan ' ın siyasi polisle işbirliği yaparak barındıkları evi polise bildirmesi üzerine 5 Haziran'ı 6 Hazirana bağlayan gece evde çembere alındı . Siyasi polisin ' Teslim olun ' anonsuna hiç tereddütsüz silahı ile karşılık verdi . Yoldaşlarıyla MLSPB ' nin sloganlarını , devrimin marşlarını haykırdı . Ercan, 6 Haziran ' ın şafak atışına yakın,yoldaşı Doğan ile birlikte devrimin bayrağını yükseklerde tutarak , onurunu koruyarak , devrim savaşcılarına yakışır bir tavır alarak ölümsüzleşti .

DOĞAN ÖZZÜMRÜT

1957 yılında İzmir' de emekçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Doğan , devrimci mücadeleye lise öğrenimi yıllarında katıldı . İstanbul Vefa lisesinde okurken İDÖD çatısı altında MLSPB sempatizanı olarak mücadeleye katıldı . Bu dönem devrimci gençliğin işgal , miting , yürüyüş ve yurtlarda süren eylemler gibi faaliyetlerinde yer aldı . MLSPB ' nin aktif sempatizan birimlerinde yer alarak mücadele yürüten Doğan , 1977 yılında Diyarbakır Diş Hekimliğinde okuması nedeniyle 1977 yılında devrimci çalışmalarına Diyarbakır'da devam etti . Bir yandan öğrenci gençliğin mücadelesine aktif olarak katılırken, bir yandan da çeşitli kesimlerle ilişkiler geliştirdi , örgütlenme çalışmalarında bulundu . 1977 yılında polisin sürdürdüğü bir operasyon sırasında gözaltına alınıp ardından tutuklanan Doğan bir süre cezaevinde yattı . Serbest kaldıktan sonra biraz daha deneyimli , kararlığı daha da bilenmiş olarak mücadelesine devam etti , Aynı tarihte Doğan bu kez bir eylem anında ele geçirildi . Yörede güvenlik jandarma komutanı olarak görev yapan bir subayın cazalandırılması sırasında eylem başarıya ulaşmadan silahı ile birlikte gözaltına alındı . Diyarbakır MİT ' te sorgulaması yapılan Doğan eylem ve örgütü hakkında bilgi vermeyi reddeederek İstanbuldan yeni geldiğini ileri sürdü . Bunun üzerine Doğan bir uçakla İstanbula getirildi . Emniyet' te sorgusu yapılan Doğan ağır işkencelere rağmen devrimci direniş tavrını orada da korudu .
1978 yılı içinde Doğan , örgütü tarafından görevlendirrilmek üzere istanbul'Sa çağrıldı . Profesyonel çalışma içinde alınan Doğan, 1979 yılından itibaren MLSPB hücrelerinde görevlendirildi . Tamer Arda ile istanbul ' da aynı hücrelerde ve bölgelerde devrimci çalışma yürüten Doğan çalıştığı hücreye bağlı alt bölge çalışmalarının sorumluluklarında da bulundu .
MLSPB ' nin ileri kadrolarından biri olan Doğan , MLSPB ' nin örgütlediği bir çok gerilla eyleminde görev aldı .
12 Eylül askeri faşist cuntasından sonra silahlı mücadeleyi yükseltmek ve darbeler nedeniyle alınan yaraları sarmak için yoğun çaba sürdüren kadrolar arasında yer alan Doğan , Siyasi polisle işbirliği yapan hain Şemsi Özkan ' ın barındıkları hücre evini polise bildirmesi üzerine 5 Haziran'ı 6 Haziran ' a bağlayan gece evde çembere alındı . Yoldaşlarıyla birlikte olduğu evden siyasi polisin ' Teslim olun ' çağrılarına ' Ya Özgür Vatan Ya Ölüm ' ' Kurtuluşa Kadar Savaş ' sloganları ve ' Devrim yolunun sarp yamaçlarında ilerliyor gerillalar ' marşını söyleyerek silahlarını ateşleyip karşılık verdiler . 1971 ' de Maltepe ' de önder yoldaşları M. Çayan ve H. Cevahir ' in ellerinde dalgalanan devrim bayrağı bu kez yine Maltepe ' de Doğanların ellerinde yükseldi . Karşılıklı süren çatışmalar 6 Haziran 1981 şafağının atmasına yakın iki kararlı militanın yaşamını yitirmesiyle son buldu . Doğan Özzümrüt yoldaşı Ercan Yurtbilir yaşamlarını yitirdiler ama devrimin onurunu koruyarak ölümsüzleştiler .

TAMER ARDA

1959 doğumlu olan Tamer Arda , İstanbul ' un Bakırköy ilçesinde işçi baba ile işçi annenin çocuğu olarak doğdu . Aynı ilçede ilk ve ortaokula devam eden arda çeşitli nedenlerle ortaokuldan ayrıldı .
Tamer ' in devrimci düşüncelerle tanışması oldukça genç yaşlarda başladı . 1974 yılından itibaren devrimci çevrelerin içine girdi. Arda ' nın devrimci düşüncelerle tanıştığı yıllar ayın zamanda örgütü MLSPB ' nin de oluşum yıllarıydı . Tamer de daha sonra MLSPB 'ni oluşturacak , MLSPB saflarında yer alacak olan genç kuşaktan devrimcilerin faaliyetlerine başından itibaren genç bir devrimci olarak katıldı . Tamer oldukça genç yaşta çeşitli fabrikalarda iş yerlerinde işçi olarak çalıştı . Bir yandan işçi sınıfının sorunlarına daha yakından tanık olurken bir yandan da işçilerle bağlar kurarak öğrendikleri ölçüsünde örgütlenme faaliyetlerinde bulundu .
1975 yılı THKP - C düşünceleri doğrultusunda MLSPB ' nin kurulduğu yıldır . THKP - C düşünceleri doğrultusunda hareket eden çevre içinde devrimci mücadeleye adım atan Tamer , bu evriminin doğal bir sonucu olarak , MLSPB ' nin oluşumunun ardından ilk MLSPB üyeleri arasına katıldı . MLSPB' nin oluşumunun ardından gerçekleştirdiği bir çok silahlı eylemde yer aldı.
1975 yılında silahı ile ele geçirilen Tamer Arda , Emniyet şubede sorgulanıp tutuklandı . Sorguda örgütle ilişkisini reddettiği için yalnızca silah bulundurmaktan Sağmalcılar cezaevinde kısa bir tutukluluğun ardından serbest kaldı . Serbest kalışının ardından yeniden örgütünün mücadelesine katıldı . Aynı yıl içinde bir liseninönünde bildiri dağıtılırken silahlı olarak yeniden yakalandı .
1977 yılında Tamer Arda , örgütünün askeri eğitim amacıyla Lübnanda düzenlediği bir kampta askeri eğitimde bulunarak ülkesine döndü . Aynı yıl içerisinde bir baskın sonucu yoldaşlarıyla birlikte bir örgüt evinde siyasi polisin eline düştü . Siyasi şube ve MİT ' in özel sorgu yerinde dönemin en ağır işkencesine maruz kaldı . Diğer yoldaşları gibi aynı evde kalanları bile tanımadığında ve hiç bir örgütle ilişkisinin olmadığında direnerek siyasi polisi çılgına çevirdi. Sonuçta yine onu tutukladılar . Genç yaşta yoğun bir mücadele ve sorumluluklar içine giren Tamer , Sağmalcılar , Sinop , Sakarya ve Akhisar cezaevlerinde bir yılı aşkın bir süre hapis yattı .
1978 yılında serbest kalmasının ardından yeniden sıcak mücadele hayatında yerini aldı . MLSPB ' nin örgütlediği bir çok askeri harekatta görev aldı.
Oluşumundan beri MLSPB ' nin hücrelerinden birinde profesyonel faaliyet sürdüren Arda , bu gelişim içinde İstanbul ' un bir çok bölgesinde sorumluluklar aldı . Zeytinburnu , Kazlı Çeşme , Kocamustafapaşa , Beşyüzevler , Rami , Gaziosmanpaşa vb. semtlerinde faaliyette bulunan hücrelerde hücre elemanı , hücre sorumlusu , bu hücrelere bağlı alt bölge çalışmalarının sorumluluğu gibi görevlerde bulundu.
Tamer Arda özellikle 1979 yılında sonra yeni bir sıçrama yapan MLSPB politik - askeri eylemlerinde önemli göreveler aldı . 12 Eylül askeri faşist cuntasının iş başına gelmesinden sonra ise daha önemli ve büyük sorumluluklarla karşı karşıya kalan Arda , örgütünün aldığı darbelerden sonra toparlanması ve mücadelesini devam ettirmesi için büyük bir kararlılıkla , fedakarlıkla bir çok görev üstlendi . Geçici Merkez Komitesi ' ne bağlı olarak örgütün ülke çapında faaliyet gösterdiği bölgelerde çalışmaların sürdürülmesi, örgütsel ilişkilerin düzenlenmesi çalışmalarına aktif olarak katıldığı gibi İstanbul bölgesinde çalışmaların ve ilişkilerin organizasyonunda önemli görev üstlenen kadrolardan biri oldu . 12 Eylül cuntasından sonra örgütünü gerçekleştirdiği bir çok eylemin planlamasında , organizasyonunda ve eylem kadrosunda yer aldı.
12 Eylül askeri faşist cuntasından sonra MLSPB ' nin aldığı bir dizi eylem kararından biri olan İsrail Başkonsolusunun cezalandırılması eyleminde o da görevli kadrolardan biriydi. Eylemin son hazırlıklarını gözden geçirmek için yoldaşlarıyla buluşmak için , buluşma yerine giderken , daha önce ele geçen ve siyasi polisle işbirliği yapan hain Şemsi Özkan ' ın buluşma yerini söylemesi üzerine Sefaköy meydanının altındaki sokakta kurulan pusuda emniyet I. şube polislerince yaralı olarak ele geçirildi . Yaralı olarak yerde yatarken Amerikan kimliği de taşıyan dönemin Emniyet müdürü Şükrü Balcı tarafından üzerine çok sayıda kurşun sıkılarak katledildi. 6 Haziran 1981'de sabah saat 8 civarında katledilen Arda ' nın üzerinde kırk dolayında kurşun tesbit edildi .
Tamer , Sosyalizme , THKP - C çizgisine derin bir inançla bağlılığın yanısıra , usta bir askeri komutandı . Kararlı , gözüpek , yiğit bir militandı o . Bunun içindir ki , Oligarşinin sözcüleri ve burjuva basını onu ' son yılların en büyük şehir gerillası ' olarak nitelendiriyordu.

METE ATİLLA ERMUTLU

1952 yılında Kars' ta varlıklı bir ailenin çocuğu olarak doğan Atilla , devrimci mücadele ile lise öğrenimi yıllarında tanıştı . Devrimci mücadeleye THKP - C sempatizanı olarak adımını atan Atilla , 1971' den sonra üniversite eğitimi için geldiği İstanbul ' da devrimci çevrelerle tanıştı ve onlarla ilişkiler kurdu . 1973 sonrası yeni yeni gelişmeye başlayan gençlik hareketleri içinde yer alan Atilla , özellikle 1975 ' li yıllarda , okuduğu MMYO içerisinde militan bir mücadele içinde oldu ve mücadeleye önderlik edenler arasında yer aldı . Devrimci mücadelenin o dönemki gelişim seyri içinde öğrenci gençliğin çeşitli eylemlerinde yer almaktan faşistlerle silahlı çatışmalara , çeşitli örgütlenme faaliyetlerine kadar, çok yönlü bir mücadele içinde bulundu .
1975 yılında artık mücadelenin bir öğrenci hareketi çerçevesine sıkıştırılmaması ve daha kapsamlı yürütülmesi gerektiğine inandığı için çevresindeki devrimcilerle o güne kadar yürüttüğünden daha farklı bir faaliyete yöneldi . Mücadeleyi daha kapsamlı ve daha bilinçli yürütebilmek için , bağlantı içinde oldukları devrimcilerle birimler şeklinde bir örgütlenmeye gitti . THKP - C çizgisine olan inancı ( o güne kadarki devrimci faaliyetlerinin deneyimi ve bilinçlenmenin ilerlemesi , onu bu evrimin sonucunda ) THKP - C ' nin çizgisinin gerçek anlamda hayata geçirilmesi için bu çizgiye uygun örgütlenmenin oluşturulması yönünde bir çabaya yöneltti . Aynı dönem MLSPB' nin bağımsız bir örgüt olarak tarih sahnesine çıktığı dönemdi . Atilla , MLSPB ' nin kuruluşundan bir süre sonra bütün olanaklarıyla MLSPB ' nin yürüttüğü mücadeleye bağlandı .
Atilla Ermutlu , özellikle , 1977 yılında itibaren MLSPB mekanizmaları içerisinde çeşitli önemli sorumluluklar üslendi . Örgütünün kendisine verdiği görev ve sorumlulukları büyük bir fedakarlıkla yerine getiren Atilla , her türden politik - askeri eylem biçimleri içerisinde yerini aldı . MLSPB ' nin yurtdışında sağladığı olanaklarla askeri eğitimden geçen Atilla , MLSPB ' nin özellikle 1979 ' dan boyutlanarak gerçekleştirdiği gerilla eylemlerinde önemli roller oynadı .
Atilla , MLSPB genel Komite üyeliği , örgüt konferanslarının örgütlenmesi sorumluluğu , çeşitli bölge sorumlulukları ve MLSPB ' nin İstanbul dışındaki çalışmalarının koordinasyonu gibi çok yönlü görev ve sorumluluklarda bulundu .
MLSPB ' nin 1980 Ocak ' ta aldığı darbenin ardından , örgütte birinci dereceden sorumluluklar alanlar arasında yer alarak mücadelenin sürdürülmesi ve toparlanma çalışmalarında olağanüstü çabalar gösterdi. 12 Eylül Askeri faşist cuntanın işbaşına gelmesinden sonra ( Türkiye devrimci hareketinin ağır darbeler aldığı , mücadeleden kaçışın , mülteciliğin kol gezdiği bu ortamda ) mücadeleye daha bir inanç ve kararlılıkla sarıldı . Cuntaya karşı silahlı mücadelenin yükseltilmesi için , düşmanın her yerde peşinde olmasına karşın büyük çaba harcadı . Ve 12 Eyül cuntasına karşı MLSPB ' nin gerçekleştirdiği bir çok eylemde ya organize ederek yada doğrudan içinde bulunarak görev aldı .
Atilla Ermutlu 12 Eylül sonrası yapılan örgüt içi düzenlemelerde geçici Merkez Komitesi üyeliğine getirilmişti .
Atilla Ermutlu ve yoldaşları önderliğindeki MLSPB , cuntaya karşı bir dizi gerilla eylemi planlamasına girmişti . Bunlardan biri de İsrail İstanbul Başkonsolosu'nun cezalandırılmasıydı . Eylem son aşamasına gelmişti. Eylemin son hazırlıklarının gözden geçirilmesi için eylemde yer alan gerilla grubunun İstanbul Sefaköy ' de buluşmaları gerekiyordu. Atilla da eylemde görevliydi. 5 Haziran günü ele geçtikten sonra siyasi polisle işbirliğine giren hain Şemsi Özkan'ın buluşma yerini polislere bildirmesi üzerine polis pusu kurarak Atilla' yı katletti. 6 Haziran 1981 günü kendi kullandığı araba ile buluşma yerine giderken, ehliyet kontrolu bahanesiyle etrafı çevrilen Atilla, sol şakağından sıkılan kurşunla sabah saat 8 sularında şehit edildi.
Atilla, MLSPB ' nin deneyimli, şehir gerilla mücadelesinde uzman denebilecek yetkinlikte önderlerindendi. Yaratıcı bir kişilik, zorlu günlerin devrimcisiydi o. İnançtı, kararlılıktı, özveriydi .
O, MLSPB'nin anti - emperyalist / anti - oligarşik mücadelesinde, sosyalizmin zaferinde, sınıfsız topluma yürüyüşte hep yaşayacak .

NURETTİN YEDİGÖL

1954 yılında Erzincan'da doğdu. Çocukluğu Erzincan'ın Y.Yaylalar köyünde geçen Nurettin lise öğrenimi görmek üzere Erzincan'a geçtiğinde çevresine ve ailesine yardımcı olmayı seven,sorumlu,fedakar, azimli kişiliğiyle bulunduğu her ortamda aranan insan olmuştu. 1974'ten sonra İstanbul'a gelen Nurettin, İşletme Fakültesi'nde okurken 1976-77 yıllarında İYÖD yönetiminde yer aldı.Bu süreçlerde MLSPB bünyesine katılan Nurettin özveri ve disiplinle çalışan bir yoldaş oldu.
12 Nisan 1981 ' de istanbul idealtepede Karakol kurulmuş bir evde ele geçirildi . Polisler tarafından 1. Şubeye getirildikten sonra çok özel ve ağır işkencelere maruz kaldı. Derileri yakıldı . Bağırsakları delindi. .Kafasına çakılan çividen elektirik verildi . 5 gün sürekli tek ve özel işkencelerde adını bile söylemedi . Muhammet'ti polis karşısında adı ... Adını bile söylememenin ötesinde asla bağırmadı , acılar karşısında müthiş sakin, sessiz , suskundu. Sade bir direniştti onunkisi.Nurettin en son 17 Nisan 1981 ' de işkencedeki diğer devrimciler tarafından görüldü ve bir daha görülmedi. Son görüldüğünde çırılçıplaktı, kolları tutmuyordu, konuşamaz bir halde kan ve pislik içerisindeydi .
Polisler hiç bir zaman bu isimde birini gözaltına almadıklarını söyledi . Hakkında açılan tüm davalar geri döndü . Nurettin yoldaş son derece mütevazi fedakar çalışkan ve sade bir insandı . Öyle yaşadı ve öyle öldü , öldürüldü . Cesedi hiç bir zaman bulunamadı ...

 


KADİR TANDOĞAN
1958 yılında istanbul ' da emekçi bir ailenin çocuğu olarak doğan Kadir , devrimci mücadele ile bir çok yoldaşı gibi, genç yaşlarda ve lise öğrenimi yaptığı yıllarda tanıştı. Devrimci mücadelede MLSPB sempatizanı olarak yer alan Kadir, dönemin öğrenci gençlik eylemlerinde ve MLSPB'nin örgütlediği bir çok kitlesel eylemde aktif olarak yer aldı.
MLSPB' ye bağlı olarak DEVRİMCİ KURTULUŞ çalışmaları içerisinde, yıllara yayılan bir mücadele ortamında giderek kendini geliştiren, deneyimler kazanan Kadir, örgütleyici özellikleriye, Güngören, Tozkoparan vb. bölgelerinde örgütlenme çalışmalarında çok önemli roller oynadı. Bir çok silahlı eylem pratiği içerisinde pişen Kadir, 1979 yılı sonlarında MLSPB üyesi olarak yeni görev ve sorumluluklar üslendi. Kadir, Şişli, Levent, Okmeydanı, Kasımpaşa vb. bölgelerinde çalışmalar yürüten MLSPB hücrelerinden birinde görevlendirildi. Kadir, MLSPB'nin örgütlediği gerilla eylemlerininbir çoğunda görev aldı ve bu operasyonların başarıyla sonuçlanmasında tecrübeli özellikleriyle önemli katkıları oldu.
MLSPB' nin 16 Nisan 1980' de ABD' nin Ülkemizdeki ajanlarından Amerikalı subay SAM NOVELLO ve onunla birlikte CIA için faaliyet gösteren ALİ SABRİ BAYTAR' ın ölümle cezalandırılması kararına uygun olarak bu eylemde Ahmet Saner ve Hakkı Kolgu ile birlikte görevlendirilen Kadir, eylemi başarı ile gerçekleştirdikten sonra, yoldaşları ile birlikte, uzun süren çatışma ve kovalamacalardan sonra polisin eline geçti. Tutsak edilen Kadir, devrimci mücadelesini bu kez ödünsüz cezaevi direnişleri ile devam ettirdi. Kadir, yoldaşı Ahmet ile birlikte, MLSPB toplu davasından ayrılarak, İstanbul 3. nolu askeri mahkemesinde idam cezasına çar;tırıldı. Faşist cunta, Ahmet ve Kadir'i, Vietnam halkının cellatlarından K. Commer başkanlığındaki bir ABD heyetinin Türkiye' ye yapmakta olduğu resmi ziyaret günlerinde, 25 Haziran 1981'de idam etti.
Kadir Tandoğan, yoldaşı Ahmet Saner gibi, idam sehpasına işçi sınıfı ve emekçi halklara, marksizme-leninizme-sosyalizme ve komünizme olan inanç ve bağlılığını, devrimin marşlarını ve sloganlarını haykırarak çıktı. O sehpayı kendisi tekmeleyerek ölümü öldürdü.. Ahmet faşist genarellerin şaşkın bakışları arasında, adını devrim şehitlerinin adının yazıldığı o yüce tabloya yazarak şehit oldu.

KADİR TANDOĞAN ' ın son mektubu :


Sevgili aileme, anneme, Mediha ablama , Nuriye ablama, kardeşim Meliha , yeğenim Servet ve enişteme :

İnanın bu yaşamımda ölmeme değil , sizleri arkada , gözü yaşlı bıraktığıma üzülüyorum . Kolay değil; benimki bir anlık şey . Ya sizler ? Ömür boyunca içinizde bir burukluk , bir acı duyacaksınız. İsteğim beni aklınıza getirdikçe ailenin bir ferdini , Kadir ' inizi üzülmeden , acı duymadan anabilmeniz . Kolay değil , biliyorum . Beni düşünürken dünyada tek oğlunuz Kadir ' inizi yitirmiş bir kişi olarak değil , sadece binlerce kişiden biri olarak düşünmenizi isterim . Böylesi belirli bir teselli , ama daha iyisini düşünemiyorum . Ölmek de doğmak gibi doğal bir olaydır. Ölenlere değil, insan yaşayanlara sarılmalıdır . İşin en doğrusu budur . İnsan acıyla yaşayamaz . Yaşarsa da mutlu olamaz . İnsan yok olanla değil , ancak varolanla yaşarsa mutlu olabilir . Temennim , birarada hep beraber mutlu yaşamaktı , mümkün olmadı . Üzgünüm . Yaşam benle son bulmuyor , bensiz de devam ediyor . Yaşam yaşayanların üstüne kuruluyor . Üzgün değilim ; çünkü sizin de bir süre sonra kendinizi toparlayacağınızı , eksik aksak da olsa aile yaşamınızı eski rayının üstüne oturtacağınızı tahmin ediyor, teselli ediyorum kendimi . Bu mektup elinize geçtiğinde ben ölmüş olacağım , üzgün değilim ... Mektubum baştan sona hüzün dolu . Ama bu şartlar altında yazmak için aklıma hiçbir şey gelmiyor . Sizleri hüzne boğmak istemezdim . Mektubu uzun tutmayacağım . Hem yazacak fazla birşey bulamıyorum , hem de fazla hüzün ve ayrılık kelimeleri iyi olmasa gerek . Bütün arkadaşlara , komşulara,akrabalara selam ederim . Her zaman sizi canı kadar seven ,
KADİR ' iniz ...

25 Haziran 1981

 

AHMET SANER

1959 yılında Trabzon ( Akçaabat ) da orta halli bir ailenin çocuğu olarak doğan Ahmet Saner, devrimci mücadele saflarına, bir çok devrimci yoldaşı gibi çok genç denecek yaşlarda katıldı . Ahmet ' in devrimci mücadelden yana tercihini yapışı , devrimci mücadeleye ve MLSPB saflarına katılımı İstanbul ' da okuduğu lise yıllarına dayanır . Devrimci mücadeleye THKP - C ye duyduğu sempati ile adımını atan Ahmet , devrimci faaliyetlere , örgütlü mücadeleye THKP - C ' nin ideolojik - politik - örgütsel hattı temelinde mücadeleye atılmış olan MLSPB saflarında bir tercih yaparak başladı .
Ahmet Saner , İstanbul Devrimci Ortaöğrenim Derneği ( İDÖD ) , İstanbul Ortaöğretim Derneği ( İÖD ) , İstanbul Yurtsever Devrimci Öğrenim Derneği ( İYDÖD ) , ve İstanbul Demokratik Gençlik Derneği ( İDGD ) derneklerinin içerisinde bazılarını bizzat kuruluşuna da katılarak , yöneticilik düzeylerinde yer alarak , örgütlenme ve mücadele etkinliklerinde bulundu . Dönemin devrimci gençliğinin İstanbul ' da gerçekleştirdiği eylemliliklerde bir MLSPB sempatizanı olarak yerini aldı ve çeşitli düzeylerde faaliyetlerde bulundu .
1979 sonları ve 1980 ' li yılların başlarına kadar MLSPB ' ye bağlı olarak DEVRİMCİ KURTULUŞ çalışmaları içerisinde faaliyet yürüten ve bir çok silahlı devrimci eylemde yer alan Ahmet , bu sürece kadar hem MLSPB ' nin mücadelesinin gelişmesine önemli katkılarda bulundu ve hem de kendisinin politik askeri olarak gelişmesini sağladı . Ahmet 1979 sonları ve 1980 başlarında MLSPB ' nin bir üyesi olarak yeni bir sürece girdi . 1979 - 1980 yılları MLSPB ' nin silahlı mücadelesinin atılım yaptığı ve boyutlarını yükseldiği yıllardı . Yılların devrimci çalışmalarının pratiği içinde yetişmiş olan Ahmet , MLSPB' nin bu süreçte örgütlediği bir çok gerilla eyleminde yer aldı . Ahmet , Şişli , Levent , Okmeydanı , Kasımpaşa vb. bölgelerinde çalışmalar yürüten MLSPB hücrelerinden birinde görevliydi .
MLSPB , ABD ' nin Türkiye ' deki ajanlarından Amerikalı subay SAM NOVELLO ve onun aracılığıyla CIA ' ya hizmet eden ALİ SABRİ BAYTAR' ın ölümle cezalandırılmasına karar vermişti . 16 Nisan 1980 ' de Etiler ' de gerçekleştirilecek olan bu eylemde , aynı hücrede görevli olan ve bir çok askeri operasyonu başarı ile sonuçlandırmış olan Hakkı Kolgu , Kadir Tandoğan ve Ahmet Saner görevlendirilmişti . Cezalandırma eylemini başarıyla tamamlayan bu üç MLSPB gerillası eylemden sonra polis tarafından çembere alındılar . Polisle çatışma ve uzun kovalamacalar sonucu savaşçılardan ikisi yaralı olmak üzere ele geçirildiler . Yaralı ele geçirilenlerden Hakkı Kolgu kaldırıldığı hastanede gerekli bakım olmadığından şehit oldu . Ahmet ise , yoldaşı Kadir ile birlikte tutuklandı . Tutuklu bulundukları cezaevlerinde devrimci direnişi ödünsüz olarak sürdüren Ahmet ve Kadir , askeri faşist cuntanın askeri mahkemesinde alel acele idam cezasına çarptırıldılar . Hem de MLSPB toplu davasından özel olarak ayırıp duruşmalarda ( aynı dönemde MLSPB toplu davası da devam etmesine rağmen ) kısa sürede idam cezası verdiler . Faşist generaller Kadir ve Ahmet ' i , bir ABD üst düzey heyetinin Türkiye ' ye yaptıkları bir ziyaret sırasında , 25 Hazıran 1981 ' de idam ettiler. Böylece Amerikalı "dostlar" ın karşılama töreni yapılmış oluyordu.
Ahmet , işçi sınıfı ve emekçi halkların kurtuluşu yolunda kararlı ve militan bir mücadele yürüttü . Aynı kararlılıkla darağacına , sloganlarımızı haykırarak , marşlarımızı söyleyerek çıktı . O , devrimin bayrağını yükseklerde dalgalandırdı .
Her haziran ayı , ABD emperyalizminin ve işbirlikçilerinin korkulu günleri olacak , Ahmet devrimin yüce şehitleri arasında mücadelemizin itici sembolü olarak hep yaşayacak.

"Yaptıklarımdan hiç bir zaman pişmanlık duymadım. Şunu bilin ki dünyaya bir daha gelirsem aynı mücadeleleri, aynı şeyleri bir daha yaparım. Onun için kimsenin üzülmesini istemiyorum. Kimse üzülmesin, ben pişman değilim. AMERİKAN EMPERYALİZMİNE VE ONUN UŞAKLARINA KARŞI MÜCADELE VERDİM. Verdiğim mücadele doğru bir mücadeleydi. Bundan dolayı üzüntü duymuyorum.."

AHMET SANER

Ahmet Saner ve Kadir Tandoğan'ın avukatı Ali Rıza Dizdar ile yapılan röportajı da okumak için burayı tıklayın...

 

HAKKI KOLGU

Devrimci düşüncelerle 1977-78-79 yıllarında öğrenciyken tanıştı. Gençliğin devrimci-demokratik mücadelesinde özveriyle yer aldı.
Bir süre İYDÖD yönetiminde bulundu ve daha sonra MLSPB saflarına katıldı.
MLSPB militanı olarak bir dizi eylem ve çalışmada yer alan KOLGU, 16 Nisan 1980'de son olarak ABD ajanı subay Sam Novello ve ona bağlı çalışan Ali Sabri Baytar'ın cezalandırılması eylemine katıldı. Yoldaşları AHMET SANER ve KADİR TANDOĞAN ile birlikte eylemi gerçekleştiren HAKKI KOLGU daha sonra polis çemberine alındı. Uzun süren çatışma sonucunda ağır yaralı olarak tutsak edildi. Pis bir hastane odasında tedavi edilmeksizin tutulan KOLGU böylece şehit düştü.Ama son anına kadar zafer işaretleri yaparak işkencecilere direnmekten hiç vazgeçmedi, onurlu bir ölümü tercih etti.
Her zaman örnek bir yoldaş olarak yaşadı KOLGU ve ölümüyle de örnek olmasını bildi.





 


 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19
Adana Büro: Ali Münüf Cad. Büyük Adana İş Hanı Kat: 4/29 Adana
Tel-Fax: 0322 352 17 92