Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

Tekel İşçilerinin
İnatçı Direnişi Öğretiyor

08 Ocak 2010

Tekel işçilerinin Ankara'daki direnişi neredeyse bir aya yakın süredir devam ediyor. Yağmur, çamur, soğuk, polis copu ve gaz… Hiçbiri onları ekmek mücadelelerinden vazgeçiremiyor. Her gün "icat ettikleri" yeni direniş ve eylem biçimleriyle Ankara'yı ve zaman zaman İstanbul'u sarsıyorlar. Tarihin en pişkin ve halk düşmanı hükümetlerinden biri olan AKP iktidarı ise Tekel işçisini "beleşçi" olarak suçlayıp halk kitlelerinin direnişe olan sempatisini azaltmaya çalışıyor. AKP neoliberalizmin en iğrenç yalanı olan "kamu kurumlarında tembellik var" yalanına sarılıyor ama artık o da genel kamuoyunu ikna etmeye yetmiyor. Hükümetin "onlara verdiğimiz bu ücrete dışarıda çalışacak çok insan var" gibi sözleri de daha fazla öfke yaratıyor.
Önceleri belki iktidar çevreleri ve genel olarak kamuoyu, bu işin birkaç günlük bir gösteriyle sonuçlanacağını ummuştu. Ama durum umulduğu gibi olmadı ve Tekel işçisi, bütün bu tahminleri boşa çıkararak direnişini sürdürdü. Her gün gelen saldırılar, gözaltılar, vb. Tekel işçisini yıldıramadı.
Kuşkusuz bu, kendiliğinden bir direniş ve Tekel işçisi her ne öğreniyorsa, bu direniş içinde, sokakta öğreniyor. Canı yanıyor ve canı yandığı için de sokağa çıkıyor, sokakta devlet ve mücadele dersleri alıyor. Büyük olasılıkla bizzat kendileri daha geçen yıl AKP'ye oy vermiş olan insanlar, şimdi işçi sınıfının dostları ve düşmanları konusunda deneyimler yaşıyorlar. İşçi sınıfının normal zamanlarda çok aktif olmayan bölüklerinin canı yandığında sokağa çıkmasını bir eleştiri konusu yapmak ise tipik bir aydın ukalalığıdır. İşçi sınıfı, bugünkü geri koşullarda elbette "canı yandığı" zaman harekete geçiyor ve elbette kendini korumak için can havliyle davranıyor; bunda şaşılacak bir şey olmasa gerektir.
Asıl mesele, daha doğrusu Tekel direnişinden öğrenilmesi gereken asıl ders, ısrar ve kararlılığın yanında yaratıcı eylem biçimleridir. Klasik yürüyüş-basın açıklaması formatını aşan bir hareket olarak Tekel direnişi, haftalardır ısrarla düzeni zorlayacak eylemleri deniyor; sorunu canlı tutuyor, baskıyı boşa çıkarıyor. Kimi zaman köprü işgali, kimi zaman kefen eylemi, kimi zaman fiili yürüyüşler, vb. vb… Tekel işçisi her yolu deniyor, her biçimi kullanıyor. Tek-Gıda İş Genel Başkanı Mustafa Türkel'in açıklamasına göre 10 bin 853 Tekel işçisinin tamamının oy kullandığı referandumda 9 bin 628 kişi mücadeleye devam derken, sadece 55 ret oyu çıkmış olması hiç küçümsenemeyecek bir iradedir.
Sonuç itibarıyla buradan bir yenilgi ya da zafer çıkması/çıkmaması ayrı bir sorundur. 15-16 Haziran ya da DGM boykotu gibi hükümeti geri adım atmaya zorlayan bir başarı mümkündür ya da değildir; bu işçilerin haftalardır gösterdiği büyük kararlılığı gölgelemiyor. Elbette bu tür başarılar için bütün diğer sendikaların aktif desteği ve genel grev gibi yollarla sürece müdahalesi gerekiyor; ki bugün itibarıyla Cuma günleri yapılan baştan savma genel eylem dışında bir ciddi girişim ortalıkta görünmüyor.
Oysa canla başla direnen Tekel işçisi bundan çok fazlasını hak ediyor, bundan çok daha fazlasına ihtiyacı var. Ayrıca bu eylemle birlikte Türkiye işçi sınıfı hareketi büyük bir şansı da kaçırmış oluyor ya da kaçırmış olacaktır. Bu tür büyük bir direniş odağına verilecek çok sağlam ve güçlü bir desteğin sonucunda hükümetin bir kez geri adım attırılması, genel olarak neoliberal saldırıya karşı çok güçlü bir direniş kazanımı olacaktır.
Bugün, işte tam da bunu kavrama ve Tekel işçisine elden gelen bütün desteğin verilmesi zamanıdır. Bu desteğin hakkıyla verilmesi halinde kazanım mutlak olacaktır; ki olmasa bile geriye kalan büyük bir dayanışma deneyimi olacaktır.
KESK, DİSK, TMMOB ve TTB'nin desteği bu anlamda önemlidir ama yeterli görünmemektedir.
Bugünün görevi, Tekel işçisinin yanında olmaktır. Basit ve yalın görev budur. Tekel işçisi de bunu fazlasıyla hak ediyor.

 
 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul