Bunların hepsi
klişeleşti. İtaatsiz lokomotife benzeyen bir "barış
süreci" artık sürekli bir şekilde rayına
geri konmak zorundaydı. Bu da şu anda bir "yol
haritası"dır.
Yahudiler ve yalnızca Arap topraklarında yaşayan
Yahudiler için kurulmuş olan yerleşim bölgeleri
Ariel Sharon'un kaldırmaya niyeti olmadığı yasadışı
olan "kurulmuş yerleşim bölgeleri" ile
İsrailli fanatiklerin kurdukları aynı şekilde
yasadışı kervansaraylar olan ve şimdi iyi niyet
gösterisi olarak televizyon kameralarının önünde
yıkılabilen "izinsiz ileri karakollar"
olarak ikiye ayrılmıştır.
Filistin tarafında ise Amerika'nın sömürge valisi
Yaser Arafat'ın başarısızlığı nedeniyle varis
olarak seçtiği ve intifadayı yok etmek için "mevcut
her aracı" kullanacağına dair söz veren Abu
Mazen vardı. "Her araç" neredeyse BM'nin
sözüdür; bu Hamas ve İslami Cihad'ın ateşle bastırılmak
zorunda kalınabileceği anlamına geliyor. Yani
gerçek dünyada bu bir Filistin iç savaşı anlamına
gelebilir. "Yeniden yapılandırılmış"
bir Filistin "güvenlik servisinden"
söz ediliyordu. "Yeniden yapılandırılmış"
demek "tasfiye edilmiş" demektir ve
bu Arafat'ın doğrudan doğruya anlayabileceği bir
şey.
Daha sonra o eski dosta rastlıyoruz, ABD, AB,
BM ve Rusya dörtlüsünün cömertçe İsraillilere
aktardığı "yaşayabilir bir Filistin devleti".
Sharon Dörtlü'nün hayallerinde yarattığı "özerk
bağımsız" devlete çok fazla ısınmadı. Ancak
bu uluslar arası alanda destek gören bir plan
olduğu ve "şehirdeki tek oyun" olduğu
için, Sırplara ve Müslümanlara saatlerce birbirlerini
boğazlatan David Owen'ın kasvetli Bosna haritası
için önceden bir klişe saklanmıştı.
Ancak Başkan George Bush bile aynı yerden dışarı
tamamen çıkaramadı.
Akabe zirvesinden önce Bush, İsrail'in yerleşim
bölgelerinin üstesinden gelmek (aynen böyle) zorunda
olduğunu söyledi, tabi ki bu sömürgelerin Arap
topraklarında tüm uluslar arası yasalara karşı
inşa edildiklerinden bahsetmeden. Bush, hangi
küçücük toprağın "sınırdaş" olmak zorunda
olduğunu tanımlamadan Filistin'deki "sınırdaş
topraklardan" bahsetti. Acaba, bitişik mi
demek istedi, belki? Ya da yan yana mı? Ve çokça
"terör"den konuşuldu, Filistin türünden
tabi ki, İsrail versiyonundan değil.
Ancak bununla beraber basmakalıp sözler Orta Doğunun
üstüne üstüne geldi. Görüşmeler sırasında bize
"her ikisi de sorumlu" diye konuşan
eski İsrail Çalışma bakanı, Akabe anlaşmasıyla
ilgili "bir şeyin değeri kullanıldığında
anlaşılır" ve " her şeyi eğrisiyle doğrusuyla
söyleme zamanı" dedi.
Galiba biz "izinsiz ileri karakollardan"
konuşmadıkça yerleşim bölgelerinden konuşmuş olmuyoruz.
Bush ise İngiliz fermanından bu yana" Kutsal
topraklar İsrail ve Filistin arasında paylaşılmalı"
diye ilan eden bütün Batılı liderler sırasına
katıldı.
Bir keresinde son İngiliz sömürgeler bakanı Malcolm
MacDonald ile bu konu üzerine tartışmıştım ve
o iç çekerek yorgunlukla gözlerini kapamıştı.
MacDonald Avrupa'daki Yahudilerin Filistin'e göçünü
kısıtlamasıyla ünlü 1936 Beyaz Kitabının* yazarı.
Böylece, haydi soruyu soralım. Savaş haricinde
hiçbir yere ilerlemedikten uzun süre sonra gazetecilerin
o kadar kutsal bir şekilde kullandığı "barış
süreci" ibaresini kim icat etti? Ve birkaç
yıl önce Hindistan ve Pakistan birbirlerine atom
bombası atmalarını önlemek için Colin Powell'in
umutsuz girişimleri sırasında üretilen "yol
haritasını" kim icat etti? Neden Dış İşleri
Bakanlığı, tabi ki. Ve dün öğleden sonra , BBC
resmen ilk olarak klişeyi kimin bulduğunu söyleme
cesareti göstermeden projeyi "sözde yol haritası"
diye adlandırdı.
Sonunda, ancak, Akabe anlaşması (şimdiye kadarki
"barış süreci" olan) Oslo anlaşmasıyla
aynı kanserli hücreleri içeriyor: Egemenlik, İsrail'in
başkenti olmasının yanı sıra bir Arap kenti olarak
Kudüs, 1948 Filistinlilerinin "dönüş hakkı"
gibi ana konuları ele almadı. Bunlar daha sonra
gelecek.
Oslo'daki gibi, bu anlaşma da İsraillilerle Filistinlilerin
birbirlerine aşık olmadan evlenmelerini bekliyor.
Yani sağcı neo-muhafazakarlar tarafından etrafı
çevrilmiş bir Amerikan başkanı yasadışı yerleşim
bölgelerini destekleyen bir İsrail başbakanı ile
intifadayı durduramayacak olan bir Filistinli
başbakanın arasında barış meydana getirebileceğini
düşünüyor. Zavallı Filistinliler, siz dün öğleden
sonrayı düşünerek yardım edemezsiniz. Ve zavallı
İsrailliler siz de öyle.
*Avrupa Tek Pazarı'nın oluşturulması için alınması
gereken önlemleri içeren bir rapor
|