Sosyalist Barikat Bütün
YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda |
|
|
|
|
Kamo
Ufuk BARAN
|
Bu yazı, bir kitap tanıtımı olarak
tasarlanmıştı. Ama söz konusu olan Kamo'nun yaşamını
anlatan bir kitap olunca, tasarılar değişti, inisiyatifi
Kamo aldı.
Doğrusu bundan hiç de şikayetçi değilim.
Çünkü Kamo'nun devrimci inancı, coşkusu, olmaz kelimesinin
onun dağarcığında yer almaması, onun sınır tanımamazlığı,
hayal kırıklığı nedir bilmemesi ve her an her şeye
yeniden başlayabilecek denli sabır ve umut adamı
olması, saflığı ve çocuk gülüşü tüm tasarıları,
şablonları, önceden belirlemeleri parçalayıp, yaşamını-pratiğini,
herşeye ve herkese dayatacak denli güçlü...
Kamo, bir eylem adamı...
O'nun yaşamının günümüze ulaşması, Ekim Devrimi'nin
arka planını da görmemize yardım ediyor aynı zamanda...
Devrim hazırlığıyla geçen uzun yıllar, çıkarılan
gazeteler, dağıtılan bildiriler ve broşürler, yapılan
toplantılar, devrimcilerin barınma ve gizlenme koşulları,
iktidarı ele geçirmek için gereken silahlar, bombalar,
hep Kamo ve arkadaşlarının yaptığı kamulaştırmalarla
finanse ediliyor. Lenin'in gönderdiği ve üzerinde
"partinin kasası bomboş" yazan bir not,
Kamo'nun fırtına gibi esmesine, olmazı olur yapmasına
yeterli oluyor.
Kamo'nun, şu dört kelime için yapmayacağı şey yok:
"Devrim için bu gerekli"...
Kimi zaman bir Rus prensi edasıyla garlarda dolaşır,
ama valizinde ütülü çamaşır yerine el bombalan taşıyarak...
Kimi zaman idamdan kurtulmak için üç yıl boyunca
iflah olmaz bir deli taklidi yapar, kimi zaman taşıdığı
patlayıcıları kurtarmak için Türk makamları karşısında
Gürcistan'ın gönderdiği bir elçi olur, kimi zaman
lüks bir semtte oturan genç bayanın aklı bir karış
havada olan aşığıdır ama onun için taşıdığı çiçeklerin
içinde el bombalan vardır...
Kısaca, Kamo'nun devrim için yaratamayacağı bir
imkan, çözemeyeceği bir problem yoktur.
Halkın içinden gelen Kamo. eğitimi de yeterli olmadığı
için, bazen kantarın topuzunu kaçırmıyor değildi.
Çok ciddi bir eylem için seçeceği adamları, Rus
siyasi polisi rolünde sorgulayıp deniyor, sınıyor
ya da partiye ajan sızmalarını önlemek için, benzer
önerilerde bulunuyordu. Her defasında da, Lenin
tarafından azarlandıktan sonra, süt dökmüş kedi
gibi işinin başına dönüyordu.
Rus polisi için tek başına bir baş belası olan Kamo,
şehrin en iyi korunan, en güvenilir yerlerinde yaptığı
eylem ve kamulaştırmalarla, polisin prestijni sıfıra
indiriyor. Defalarca sorgulanıp hapsediliyor. O'nun
için sorgu odaları ve cezaevleri artık ikinci adres
gibi. Ama her seferinde kaçıp, devrim için mücadele
etmenin yollarını buluyor. Fırsat bulunca polislerle
dalga geçerek, oyunda kazanan sevimli bir çocuk
gibi gülmeyi de, ihmal etmiyor.
Tam bir Kafkasyalı Kamo... O'nun için ilişki bulmak,
dost kazanmak, yardım sağlamak mesele değil. Kilise
papazlarını bile silahlı mücadelenin gerekliliğine
inandırıp "kötü emellerine alet edebiliyor."
Bir çok Kazağın ve polisin ölümünden sorumlu Kamo
ama, bir cani değil. Çok ciddi bir eylemin ortasında,
karşı karşıya kaldığı iki kişinin polis olabileceğinden
şüpheleniyor ama emin olmadığı için yanlarına yaklaşıp
elindeki bombaları gösteriyor, 'ya ölmeyi, ya da
kaçmayı tercih etmelerini' söylüyor. Yine önemli
bir randevuya giderken, peşine takılan kişiyi kıstırıp
gırtlağına yapışıyor: "Utanmıyor musun kendi
insanlarının aleyhine çalışmaya, Çar senin yoldaşın
mı?" diye hesap sorabiliyor.
O'nun beyni, ihaneti anlayamayan ve affetmeyen bir
yapıya sahip. Yoldaşlarına karşı beslediği sevgi
ve bağlılık ise, sınırsız...
Eminim O'ndan böyle övgüyle bahsettiğimizi duysa,
utanıp sıkılıp konuyu değiştirmeye çalışır, beceremeyince
de: "ne yani kendime tapmamı mı istiyorsunuz,
ancak papazlar bunu yapar, ben papaz değilim"
diye işin içinden sıyrılıverirdi. Çünkü o, kollektif
bir çabanın renkli katılımcısıydı sadece.
Mülkiyet duygusuna sahip değildi. Elinde ne var
ne yoksa paylaşırdı. Kamulaştırma eylemleriııdeki
çabalarında, bu duygunun özel bir yeri vardır belki...
Arada bir, aşktan da nasibini alıyordu tabii ki.
Fakat her seferinde mesleği ile aşkı arasında seçim
yapma noktasına gelmeden, acılarını içine gömerek,
yoluna devam ediyordu... İşin en trajik yanı ise,
devrim sonrasında kendisini gösteriyordu. Kamo,
sadece yıkmayı öğrenmişti, yapmayı değil... Ve dönem
yapma, çözme, ikna etme, onarına yönünde çaba harcama
dönemiydi. Artık devrimin onun bombalarına, kamulaştırmalarına
ihtiyacı kalmamıştı.
Lenin'in talimatı üzerine, eğitime ağırlık verdi.
Bunu hep çok istemişti ama dönemin ihtiyaçları olanak
tanımamıştı. Kalın kalın kitapları okşayarak; "bilim
çok zor iş" mırıltıları eşliğinde, eğitimini
sürdürüyordu.
Kamo'nun yaşamının sonuna ilişkin bilgiyi kitaptan
okumanızı öneririm. Ama bu sona büyük bir isyan
duyduğumu ve bu durumu büyük bir adaletsizlik olarak
tanımladığımı da belirtmek zorundayım.
Kitabı okuduktan sonra, "Kamo kim?" sorusuna:
"O benim çok sevdiğim bir yoldaşım" yanıtını
veriyorum.
Gorki, Kamo'yu tanıdıktan sonra, hem bu kadar eylemi
yapıp polisten kurtulabilecek kadar şeytan, hem
de nasıl bu kadar saf olduğunu anlayamadığını söylüyor.
Bence cevabı çok zor değil. O, gerçekten devrimi
isteyen biri. Kendiyle ilgili konularda utangaç,
sıkılgan, mütevazı ama konu devrim ve mücadeleye
gelince atılgan, koparıcı, affetmeyen ve müthiş
yaratıcı birisi...
Kamo'nun sözettiğimiz özelliklerini uzun zamandan
beri bu toprakların devrimcileri unutmuş gibi...
Umutsuzluğun, inançsızlığın, çözülmenin ağır bastığı
dönemler yaşıyoruz.
Devrimciler neredeyse bir atımlık barut sadece.
Halkla devrimci arasındaki güven-sadakat duygusu
yitirilmiş.
Silkinip ayağa kalkmanın, zamanı geldi de geçiyor
bile. Ama bunlar kendimize yönelmeden gerçekleşemez.
Devrimciler kendi iç devrimlerini geri dönüşsüz
bir şekilde gerçekleştirmeden ve her gün bunu yenilemeden,
militanın yaşam tüzüğüne uygun biçimde yaşamadan,
Devrimci Kurtuluşu yaratmak mümkün değil.
Kamo, bu noktada çok güzel bir örnek. Ama Kamo'nun
eksikliklerini görüp kendi şahsımızda gidermemiz
de gerekli. Hem bilgi ve eğitim alanında yeterli
hem de askeri olarak şeytan, kurnaz, parça koparıcı,
ele geçmeyen bir ilerleyişe sahip olmak gerekiyor.
Tüm bunlar için, bir çocuk kadar saf ve temiz, Kamo
kadar devrimi istemek yeterli... |
|
|
|
|
|
|
|