Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

Hüseyin Kıroğlu


Sevgili Yoldaşım;
Düşün ki şimdi Amed'deyiz.
Gorse'den çıkmışız yola, Su Noktası'na ulaşarak tamamlamışız nokta değişimimizi. Hava kararmak üzere, yaktığımız büyük gerilla ateşinin közü üzerinde demlemişiz çayımızı.
Közün etrafında şehit Besse, şehit Melsa, şehit Helin'ler, sen, ben ve diğer yoldaşlar.
Bir moral gecesi düzenleyelim demişiz.
Kimimiz türküler söylemiş, kimimiz marşlar, kimimiz de şiirler okumuşuz...
Bana da, Serpil Heval'i anlat demişler.
Sen, elindeki çubukla közü karıştırıyorsun, dalgın dalgın. Arada bir havalanan kıvılcımlarda, karşılaşıyor bakışlarımız. Gülümsüyoruz birbirimize ve ben başlıyorum anlatmaya:
"Serpil Heval yoksul bir Kürt ailesinin kızıdır. Tam bir proleterdir. Kimi zaman tarlada çalışmıştır, kimi zaman tütün işlemiştir fabrikada, kimi zaman da pazarlarda satış yapmıştır. Hiçbir iş yabancı değildir ona. Tutumludur hevalim, hatta çoğu zaman cimri diye takılmışızdır O'na. Ama biriktirdiği paralar ya bir eylem hazırlığında ya birinin zor durumunda ya da bir yer değiştirmede koşmuştur imdadımıza...
Kitle ilişkileri kurmada çok yeteneklidir. Gecekondu mahallelerinde dolaşıp, hiç tanımadığı evlerde kendisine zorla çay demlettikten sonra, akşam yemeğine gönüllü davet edildiği çok olmuştur.
Çok çalışkandır hevalim, atom karınca gibidir. Yorulmak, üşenmek, karşılığı olmayan kelimelerdir onun dilinde. Bir bakmışsınız bir eylemdedir, bir bakmışsınız gecekondu yıkım direnişinde... Aynı ciddiyetle ve içtenlikle, onu; yaşlı bir teyzenin yardımına koşarken de görebilirsiniz.
İnatçıdır yoldaşım; 'olmaz, yok' nedir bilmez.
Olmalıdır, oldurulmalıdır.
Yapılmalıdır mutlaka...
Sessizliği, hareketsizliği, eylemsizliği yediremez kendisine. En kötü, en olumsuz durumlarda, eylem planları sıralı, çıkıverir karşınıza.
Direngendir, direnişçidir.
Bingöl sorgularında nasıl direndiyse, sustuysa düşmanına, konuşkandır dostlarıyla, sevgi doludur...
Çocuklarla çok iyi anlaşır, oyuncaklar dağıtır, oyunlar icat eder.
Tiyatroya sevdalıdır hevalim. Biz yeteneğinin olmadığını düşünsek de, her fırsatta doğaçlama oyunlarını zorla seyrettirir bize. En son sevdası da şiir yazmaktır. Mutlaka bir yerde yakalayıp okumuştur size de şiirlerini.
Ağabeyi Spartaküs'ü anlatır şiirlerinde. Gülmeyin sakın, ağabeyi gerçekten Spartaküs'tür. Devrimcidir yoldaşım. Ellerini, bilincini, sesini, tüm hünerini kavgasına vermiştir. Enternasyonalisttir yoldaşım. Kürdistan ve Anadolu topraklarının yiğit evlatlarından biridir. Kimi zaman "Kompa" demişizdir ona, Latin Amerikalılar gibi. Kimi zaman "Heval", kimi zaman "Yoldaş".
Hepsidir O, yani devrimcidir..."
Anlatımım bittiğinde söz isteyip: "Heval abartıyor, sadece devrimci olmaya çalışıyorum" diyorsun. Arkadaşlar izin isteyip mangalarına çekiliyor, nöbetçiler değişiyor.
Sen ve ben kalıyoruz közün başında. Biraz daha yaklaşıyoruz birbirimize.
"Eylem değerlendirmesi yapalım" diyorsun. Gerçekleştirdiğin eylemle ilgili neler düşündüğümü merak ederek, gözlerime bakıyorsun.
Ben, önce İRA'lı bir militanın öyküsünü anlatmak istiyorum. Eksik ve yanlış anımsadığım yerler için, İrlandalı'lar beni bağışlasın.:
Tarlakuşu, İrlanda'nın en güzel öten kuşlarından biriymiş. Bu yüzden zengin aileler, tarla kuşunu evlerinde, kafeste besleyip, o güzel ötüşünü sürekli duymak isterlermiş. Ama "Tarlakuşu" doğadan ayrılmaya dayanamayıp, yemekten içmekten kesilir ve ölmeyi tercih edermiş. Bunun için de avcılar, Tarlakuşu'nu kafese koymadan önce gözlerini dağlarlarmış. Buna rağmen Tarlakuşu'nun ömrünü çok fazla uzatamazlarmış. Kod adı 'Tarlakuşu' olan İRA militanı, çok yetenekli ve yaratıcıymış. Bir çok güzel eylem ve örgütlemede katkısı olmuş. Fakat bir gün düşmanın eline geçmiş. Cezaevinde bir süre kaldıktan sonra kör olmuş, sonra da ölmüş. İrlandalılar, bir şarkıyla ölümsüzleştirmişler onu...
"Evet, böyle hareketli bir zamanda cezaevi gibi sınırlı bir alanda bulunmak çok zor geldi bana. Kendimi ifade etmenin bir yolunu mutlaka yaratmak istedim." diye devam ediyorsun. Bu gerçeklik doğrultusunda, bulunduğum alanın sınırlılığından kaynaklı, saldırı aracı olarak, kendimi değil düşmanı yakma aracını kullanıyorum. Bunu anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Size sevgim çok büyük. Sizinle yoldaş olma isteğime, beni anlayarak karşılık vereceğinize inanıyorum. Bedenler ateşe verilecek yerde, savaşın tırmanarak zafer yürüyüşünün zaferle noktalanmasına adanmalıdır. PKK'li dostların bu eylemi noktalama isteğiyle kendimi yaktığımı duymalarını istiyor, devrimci dayanışmayı yükseltelim diyerek hepsini selamlıyorum" diyorsun.
Sevgili Yoldaşım, en zor koşulların, en sıkıntılı durumların, ancak ilkelere sıkı sıkı sarılarak aşılabileceğini biliyorsun. Çalışan minik bedenlerimizden fışkıran umulmadık büyük ve hünerli ellerimizle örüyoruz devrimi. Oligarşi bedenlerimizin sarstığı iğrenç düzeninin enkazında can verecek. İlkelerimiz, var oluşumuzun ve geleceğimizin teminatıdır diyorum ve avuçlarıma alıyorum ellerini.
Ellerin, iki ateş parçası...
Hani diyorum cezaevinde seni ziyarete gelen çocuklara; "çıkınca size bayramlık alacağım" demiştin ya.
Bu bayramda çocukların bayramlıklarını aldık. İçin rahat olsun, gülümsüyorsun. Usulca kalkıp yanımdan, yürüyüp gidiyorsun.
Kürdistan ve Anadolu toprakları:
Alın öz evladınızı, ana şevkatiyle kucaklayın.
Ağaçlarınızı, bitkilerinizi, üzerinizde yaşayan tüm canlıları, Serpil'in özlemleri, sevdaları ve devrimci ruhuyla besleyin.
Serpil Yoldaş,
Sen, ateşin ve güneşin ülkesinde, Kürdistan ve Anadolu halklarının kardeşçe yaşayacağı ülkemizde, sonsuza dek yaşayacaksın.
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Yaşasın Devrimci Dayanışma!

 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19
Adana Büro: Ali Münüf Cad. Büyük Adana İş Hanı Kat: 4/29 Adana
Tel-Fax: 0322 352 17 92