Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

Demir GÜNEYLİ

Literatürde kullanıldığı biçimiyle dayatma kavramı bir insana, topluluğa, sürece, olguya; isteği-iradesi ve/veya önceden belirlenmiş seyri, dinamikleri dışında bir olgunun, sürecin, ilişkinin, statünün, insanın vb. sokulmaya çalışılması, yönlendirme ve yaptırım uygulanmasıdır.
Devrimci militan; kendisini düzene, mevcut yaşama, yozluğa, ilkesizliğe vb. olumsuzluklara dayatır. Bu meşrudur, zorunludur, devrimci olmanın gereğidir. Peki, devrimci yaşamda, iç çelişkilerde dayatmacılık nedir, hangi durumlarda, nasıl ortaya çıkar?
Ortak alınmış kararların uygulanmasında kararlılık göstermek, ısrarcı ve ilkeli olmak, yoldaşlarını ve kendini bu temelde denetlemek, eleştirmek, eksikliklerin giderilmesinde zorlayıcı olmak, disiplini uygulamak, taviz vermemek, gerilemede ısrar edenlere ve kararları uygulaymayanlara veya uygulanmamasına neden olanlara yaptırım uygulamak, evet bütün bunlar dayatmacılık mıdır? Tabii ki, HAYIR. Bütün bunlar kollektif faaliyet yürütmenin gereğidir.
Bu türden çalışmanın olmazsa olmazıdır. Bir işte çalışıyorsunuz, okula gidiyorsunuz vb. pek çok etkinliğin içerisindesiniz. Bu etkinliklerin gereğini yerine getirmek, yerine getirmediğinizde ise eleştirilmeniz ya da yaptırım uygulanması dayatmacılık olabilir mi? Kuşkusuz hayır. Zaten böylesi durumlarda da çok ciddi bir karşı koyuşunuz ya da itirazınız olamaz, olmaz.
Öte yandan tuhaftır ama devrim için, dünyayı fethetmek için yola çıkan devrimci örgüt içinde, işinin gereğini yerine getirmeyenleri, ortak iradeye uymayanları eleştirmek, yaptırım uygulamak sözkonusu olduğunda, acaba dayatmacılığa mı düşerim kaygıları gelişiyor. Bu geri yaklaşım, pek çok ilişki, durum ve süreçte ortaya çıkıyor. Pek çok durumda mücadele kaçkınları, geri ve zayıf unsurlar; hem tutumları, hem de özgürlük, kollektivizm, adalet vb. büyük değerleri, oldukça demagojik tarzda kullanarak, bu yanılsamayı meşrulaştırmaya çalıştılar/çalışıyorlar ve bu tavırlarında şu ya da bu oranda başarılı oldukları görülüyor.
Halbu ki, devrimcilikle lafazanlık arasındaki ayrım, dediğini ne ölçüde yaptığın, yaptırmaya çalıştığındır. Kollektifin kararlarına sahip çıkmayan, uygulamayan, uygulatmayan, hızla lafazanlık batağına gider. Yapı da, kollektif olmaktan çıkar.
Devrimci mücadele; örgütle, örgüt kararları ve bunların uygulamaları ile vardır. Gerisi lafazanlıktır.
Devrimci örgütün politik-askeri bir niteliğe sahip olduğuna, olması gerektiğine sürekli vurgu yapıyoruz. Bunun anlamı, en sıkı eleştiri özeleştiri, en sıkı denetim ve gerektiğinde en sert yaptırımlardır.
Toparlayacak olursak; devrimci faaliyette alınan kararların, geliştirilen politik açılımların uygulanması yönünde yaratılan disiplin, denetim, eleştiri-özeleştiri, yaptırım ve zorlamalar, dayatmacılık olarak ele alınamaz. Bütün bunlar, ortak iradenin uygulanması yönündeki faaliyetlerin birer parçasıdırlar.
Öte yandan, buna mutlaka dayatma diyeceksek, bu neyin dayatması olacaktır? Ortak iradenin, ortak aklın dayatması olacaktır. "Birlikte alınan kararları gerektiği gibi uygulamalı, buna uymayanlara yaptırım uygulamalıyız" demek dayatmacılık ise tamam, öyle olsun. Ama öyle bir 'dayatma' gerekli, meşru ve 'olmazsa olmaz'dır. Bundan vazgeçildiği yerde faaliyetsizlik başlar, sorumsuzluk, keyfilik başlar. Olumsuz bir dayatmacılık, tam da burada vardır. Ortak iradeye karşı durma, gereklerini yerine getirmeme, birinin yerine başka şeyler yapma biçimindeki gerici bir dayatma başlar. Örgütlenme çalışması yerine örgütsüzleşme, sorumsuzlaşma, tartışma ve çözüm üretme yerine boş ve sonuçsuz sohbetler başlar. Dayatma, tam da bu noktadadır.
Sen ortak kararlar doğrultusunda yaşama devrimi dayatmazsan, yaşam sana kendisini, yani düzeni ve gericiliği dayatır, bu kaçınılmazdır. Hem de, çoğu zaman kendiliğindenci akış içinde...
Dayatmacı konuma düşmeme adına geliştirilen pratiklerin, çoğu kez birbirlerinin suçlarına göz yummayı, karşılıklı suç ve zaaflarda uzlaşmayı esas aldığı açıktır. Bu durumun örgütlü devrimci pratiği değil, kaçınılmaz biçimde örgütsüzleşmeyi ve tasfiyeci bir pratiği geliştireceği de açıktır.
Kısacası, devrimcilikle mücadeleden kaçış ve lafazanlık arasındaki en net ve açık ayrım, devrimci iradenin ne ölçüde kararlılıkla yaşam gerçeği haline getirildiği, yani yaşama ne kadar 'dayatıldığı'nda görülür.
Devrimci irade, özgürleşmektir. Özgürlük iradesine sahip çıkalım, karşı duranlara, özgürlüğü dayatalım.
 
 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19
Adana Büro: Ali Münüf Cad. Büyük Adana İş Hanı Kat: 4/29 Adana
Tel-Fax: 0322 352 17 92