Sosyalist Barikat Bütün
YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda |
|
|
|
|
"Biri
Düğmeye mi Bastı?"
|
Son günlerde artan faşist saldırıların
düşündürdüğü bu soruya verilecek cevabı sanırım
artık biliyoruz.
1 Mayıs'ta polislerin saldırısından kaçan Ali Rıza
Narin'i yakalayıp Ülkü Ocağı'nda işkence yapan ve
camdan atmakla tehdit eden ülkücü faşistlerin, daha
sonra Bolu'da İzzet Baysal Üniversitesi öğrencisi
Kenan Mak'ı bıçakla öldürmesi ve nihayet İstanbul'da
bir Kürt emekçisi olan Bilal Vural'ın öldürülmesi
artık "rastlantı" sözcüğüyle açıklanamayacak
kadar net biçimde ardarda sıralanmıştır. Malatya
İnönü Üniversitesi öğrencisi Ümit Cihan Tarho'nun
oruç tutmadığı gerekçesi ile katledilmesi ise dün
gibi aklımızda. Saldırıların kaynağı her durumda
aynı: Kendilerine "Ülkücü Gençlik" diyen
faşistler! Özellikle üniversitelerdeki saldırılar
"sağ-sol çatışması" diye çarpıtılmaya
çalışılsa da gerçek artık herkesin malumu.
Üstelik iki ayrı yerden "düğmeye basıldığı"da
son bir kaç hafta içinde ortaya çıktı. Şemdin Sakık'a
ait olduğu iddia edilen ve boyalı basın sütünlarını
süsleyen ifadelerle devrimci, demokrat, yurtsever
kurum ve kişiler hedef gösterilmeye başlandı. 155.
haftasında Cumartesi annelerine saldırı bunun ilk
adımıydı. Yine bu ifadelerle günler öncesinden hedef
haline getirilen İHD Genel Başkanı Akın Birdal'a
bir saldırı düzenlendi. Saldırganlar o kadar rahattılar
ki, her gün önünde 20 polis ekibinin bulunduğu söylenen
iHD Genel Merkezi'ne gelmiş, Akın Birdal'la görüşmüş
ve çıkarken kurşun yağdırmışlardı. Olay yerine gelen
polis ise Birdal'ı bir an önce hastaneye yetiştirmek
yerine, orada bulunan boş kovanları toplamakla meşgul
olmuştu. İkitelli Meydası; sanki yayınladıkları
yalan haberlerle Akın Birdal'ı hedef haline getiren
kendileri değilmiş gibi timsah gözyaşları döktü.
Hastaneye gelen devlet yetkilileri yine aynı teraneyi
okumaya devam ettiler: "Failleri mutlaka bulunacak"
Verilen bu sözlerin hiçbir zaman yerine getirilmeyeceğini
bizler biliyoruz. Daha önceki yüzlerce "faili
meçhul (?)" cinayet gibi....
Bu saldırının bir başka boyutu ise güpegündüz, göstere
göstere gerçekleştirilmiş olması. Kamuoyunun üzerine
serpiştirilmeye çalışılan korku tohumlarının bir
başka biçimi sanırız bu saldırı.
Öte yandan bu saldırıların, son dönemde devletin
başlattığı psikolojik savaşla birlikte özellikle
Kürt, yurtsever insanlarımıza yönelmesi önemli bir
noktadır. Kürt özgürlük hareketinin bugün geldiği
nokta devlet için tam bir açmaz boyutundadır. Demokratik
kitle örgütlerine ve kişilere karşı başlattığı karalama
saldırısında başarılı olamayınca; yine taşları yerinden
oynatan devletin oyununu iyi kavramak ve bu bakışla
cevap vermek zorunluluğu doğuyor.
Sonuçta, maşa olarak kim kullanılırsa kullanılsın
saldırıların kaynağı bellidir ve bütün devrimci
güçler hedeflerini seçerken, kendi aralarındaki
ilişkileri düzenlerken bu gerçeği dikkate almak
zorundadırlar.
FAŞİZME KARŞI
TEK YUMRUK, TEK BARİKAT!
|
|
|
|
|
|
|
|