Sosyalist Barikat Bütün
YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda |
|
|
|
|
HADEP
Operasyonlarına Karşı
Güçbirliği
|
Devlet, Irak Krizi'nin en sıcak günlerinde HADEP'e
karşı sistemli bir saldırı başlatmış ve bu saldırılar
HADEP Genel Başkanı da dahil olmak üzere sözkonusu
partinin merkez yöneticilerinin tutuklanması düzeyinde
boyutlandırılmıştır.
Bu saldırı karşısında ülkenin bütün kurum ve kuruluşlarının
her türden etkinlikler ile devletin bu uygulamasına
tavır alması gerekmektedir.
HADEP'e yönelik saldırıların çok boyutlu ve bir
o kadar da çok amaçlı nedenleri vardır. Bütün bunların
bilincinde olarak, bu operasyonlara karşı bütün
devrimci, ilerici, demokrat kamuoyunun hassas ve
aktif olması gerekmektedir.
DEP ve HEP süreçlerinde özel yöntemlerle bu kesime
karşı sistematik bir saldırı, sindirme, düzene entegre
etme, pasifize etme tavrı içinde olan devletin,
şimdi HADEP'e cepheden saldırmasının arkasındaki
gerçekliklerin de iyi görülmesi ve tanımlanması
gerekir.
Son kamuoyu yoklamalarında HADEP'in özellikle Diyarbakır
gibi kritik bir seçim bölgesinde % 50'lerin üzerinde
bir oy potansiyeline kavuştuğu saptanmıştır. Körfez
Krizi'nin yarattığı siyasal ortamda böyle bir partinin
varlığının devlet açısından sakıncaların görülmesi,
bahar aylarındaki etkinliklerin şimdiden engellenmek
istenmesi, HADEP üzerindeki baskı ve yasaklamaların
artmasının belli başlı nedenleri arasındadır.
Yılmaz-Ecevit Hükümeti'nin erken bir çöküşle çıkış
noktaları aradığı ve bu çıkış noktaları arasında
seçim alternatifinin masaya yatırıldığı günlerde,
HADEP'in yıpratılması ve önünün kesilmesi, genel
programın unsurlarından biridir.
Hükümet, emperyalizmin gündeme getirdiği seçim programına
geçmek için enflasyonun inanılmaz seviyedeki yükselişine
karşı kayıtsız davranmayı yeğlemekte, seçime daha
avantajlı girmenin yollarını aramaktadır. Enflasyon
problemi, basına kapalı oturumlarda tartışılmaktadır.
"Onbaşı", MGK'nın programı doğrultusunda
Körfez Krizi ile iç politikada biraz nefes almasını
fırsat bilerek, baskı ve terörü yoğunlaştırmıştır.
Yargısız infazlar yeniden gündeme getirilmiş, cezaevlerinde
baskılar yoğunlaştırılmış, iç muhalefete karşı "gereken
önlemler" alınmıştır. HADEP Genel Merkezi'nin
polis tarafından basılması ve aranması, Genel Başkan
Murat Bozlak'ta aralarında olmak üzere altı Genel
Merkez Yöneticisi'nin tutuklanması, bütün bu senaryoların
bir parçasıdır. Ekonomik, politik ve sosyal koşulların
ağırlaştığı her süreçte olduğu gibi bunların ağırlaşmasına
parelel olarak şiddetin dozu arttırılır.
Devlet, "HADEP'in pasifize edilmesini"
emretmiştir. Bu doğrultuda; "HADEP'teki eğitim
çalışmaları dağa adam göndermek için yapılmaktadır.
Partinin 1998 takvimindeki HEP-DEP-HADEP şehitleri
aslında PKK üyesidir" gibi gerekçelerle, yöneticiler
tutuklanmış ve bu parti üzerinde kapsamlı bir operasyon
başlatılmıştır.
Refah'ın kapatılmış gibi yapılması karşısında demokrasi
havarisi kesilerek yüzlerce insanın katili olan
bu parti ve elemanlarına özgürlük isteyen "demokrasi
güçleri", neredesiniz?
İşte bir parti, sadece takvimi, eğitim çalışmaları
gibi "sudan" gerekçelerle kapatılmak isteniyor
ve onun genel başkanı tutuklanıyor.
Çağrımız, kuşkusuz gerçekten ilerici, demokrat ve
yurtseverler içindir.
HADEP'e yönelik baskılara, anlatımcı, militan ve
ektin faaliyetlilikler içinde elbirliği ile karşı
duralım.
Güvercinlerin katline karşı duralım.
HADEP'i savunalım, HADEP için güçbirliği yapalım.
|
|
|
|
|
|
|
|