Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

Çağdaş EYUBOĞLU

Yığın enerjisinin yoğunlaşacağı yer olan insanlığın özgürlük mücadelesinin hedeflerinin; somut, can alıcı, yalın ve anlaşılabilir bir biçimde ifade edilebilmesi son derece önemlidir.


Sosyalistlerin, günümüz koşullarına etki eden tarihsel birikimi sentezlemeleri, yaşanılmış sosyalist inşa deneylerini başarılı bir biçimde süzgeçten geçirmeleri ile mümkündür.
Bu süzgeç, geçmişin ve bugünün sosyalist örgüt normlarını gerektiği gibi sorgulayabilmeli, hata ve eksikliklere, çarpıklıklara yönelik olarak Leninizm ışığında yanıtlar üretebilmelidir. Ayrıca yabancılaşma, özgürlük gibi sorunlara verilen yanıtların sonuçları üzerindeki eleştirel, pratik çözümlemeleri somutlayabilmelidir.
Özellikle, içinde yaşadığımız tarihsel koşulların zorlukları içinde politik-askeri organizasyonun silahlı kitle hareketi tarzında yeniden yükseltilmesi sürecinde; "Ütopya" ile bu gerçekliğin ilişkisini, insan ilişkilerini ortaya çıkarabilmek, sosyalizmin tarihi ile birlikte hareketin yaşanmış deneyimlerinin de harmanlanarak elekten geçirilmesi ile mümkündür.
Bütün yaşanan deneyler, hedefledikleri "uzak geleceğin", bugün yaşanan somut gerçeklikten başlayarak yakınlaştırılması mücadelesidir. Amaçlanan ilişkiler bugünün ilişkilerine yön vermektedir-vermelidir.
Hele yaşanan yetmiş yılık, yüzmilyonlarca insanın kalkıştığı onlarca deneyim varken, bu perspektif çok daha fazla önem arzetmektedir. Çünkü komünizmin ilk klasiğinden itibaren, neden kapitalizmden komünizme geçiş süreci gerekiyor, sorusuna verilen yanıtlar; kır-kent, kafa-kol emeği ve yönetenle yönetilen arasındaki farkın ortadan kalkması yanıtları, gerçekleşen deneyler ışığında yola koyulan devrimci hareketlere inanılmaz veri zenginliği sunuyor.
Ekim Devrimi ile, yığınların tüm yaratıcılığının görkemli bir biçimde insanlığın bilincine kazındığı dönemlerde, henüz devrimin dünya devrimi olduğuna dair umutların ve pratik etkinliklerin tıkanmadığı dönemlerde, sosyalizm için ortaya konan temel ve yalın tanımlama, bugün için de geçerliliğini korumaktadır.
Lenin, sosyalizm için "Sovyetler+Elektirifikasyon" dediği zaman; toplumsal ilişkilerin değişme, dönüşme yönünün altını çiziyordu. Denklemde ihmal edilebilirlik yok. Birbirini tamamlayan, birbirini eleştiren, insanı ve özgürlüğünü geliştiren iki temel bileşen var. On milyonlarca insanın okuma yazma bilmediği bir coğrafyada, sosyalizm mücadelesinin yığınlar tarafından algılanması önemlidir.
Yığın enerjisinin yoğunlaşacağı yer olan insanlığın özgürlük mücadelesinin hedeflerinin; somut, can alıcı, yalın ve anlaşılabilir bir biçimde ifade edilebilmesi son derece önemlidir. Ve bu konudaki başarı, devrimin yakıcı anlarında kitlelerin alacakları tavırlarla birebir ilgilidir. İşte bu anlar, yaşamda insanlar arasındaki gerçek ilişkilerin en küçük ayrıntısına kadar devrimin merceğinin altına girdiği bu anlar, bu ilişkilerin yırtılıp parçalanmasını ve ardından yeni ilişkilerin nüvelerinin ortaya çıkmasını sağlamaktadır.
Bu yönüyle Sovyet Devriminin geçirdiği hukuksal değişimleri izlemek de önemlidir. Devrimle birlikte kaleme alınan "Çalışan ve Sömürülen Halkın Hakları" bildirgesi, Fransız Devrimi'nin kazancı olan İnsan Hakları Bildirgesi'nden kat kat ileridir. Ve Marks'ın burjuva hümanizmine yönelttiği köklü eleştirilerin sosyalist hümanizm biçiminde kristalleşmesidir. Sovyet devrimi; gerçek ilişkilerin mi, yoksa hukukun mu evrensel olduğuna pratik bir yanıt olarak, değişen gerçek ilişkiler doğrultusunda hukuksal metinlerin değişkenliğini de ifade etmektedir.
1919'da kabul edilen ÇSHH bildirgesi, parti programının genişletilmiş ve ayrıntılandırılmış metinleri olarak Buharin ve Preobrajinski'nin "Komünizmin ABC'si", devrimin somut koşullardaki hedeflerini gösteren kollektif metinlerdir.
Sovyet deneyimi, kuruluş yıllarında, kendinden sonraki kuşaklara bilinmeyenlerle dolu devrimin yolunda, öngörülerle yürüme kararlılığı bırakmıştır.
Devrime ve sosyalizmin inşasına kilitlenmiş insanların yoğun tartışmalarına ve eylem süreçlerine tanık olunmuştur. Uygulanacak politikaların saptanmasındaki tartışmalarda, teorik çatışmalarda; devrimin karizmatik önderlerinin fikirlerinin, ancak anlaşılır bir berraklığa ve doğruluğa sahip oldukları zaman geniş yığınlar tarafından kabul edildiğini görüyoruz.
Sovyet deneyinin son süreçlerinde ise; amaç-araç ilişkisi bağlamında Marksist felsefenin taşıdığı değerlerin iğdiş edildiği, iç içe geçmiş parti-devlet aygıtı ile araçların kutsandığı, amacın kurban edildiği bir pratik yaşanmıştır. Kendi kurduğumuz ve insanlar arasındaki ilişkileri tanımlayan örgütlerin, giderek onu oluşturan insanlardan "bağımsızlaşarak" üstün, ulaşılmaz ve tartışılmaz bir güce dönüştüğünü, yani fetişleştiğini görüyoruz.
"Her ne pahasına olursa olsun, herşey parti için, devlet için formülasyonuna ulaşıldığında", bu örgütlerin nicel ve nitel değişkenliklerinin hangi koşullarda mümkün olduğuna ilişkin Marksizmden öğrendiklerimizi görmezden gelmeye başlıyoruz.
Sovyet deneyi, emek sürecinin örgütlenmesinde nasıl bir evrim geçirmiştir? Sosyalist sanayileşme ile sosyalist ilkel birikim arasında teorik, kavramsal bir ilişki var mıdır? Yoksa sosyalist ilkel birikim, politik sıkışmanın sonucunda yapılacak atılıma teorik ön gerekçe olarak mı şekillendi? Sovyet sanayileşmesine, ekonominin militarizasyonu sonucu, askeri komplekslerin merkezde olduğu bir birikim süreci olarak mı bakmak gerekiyor. Sorulan çoğaltmak kuşkusuz mümkün.
Bununla birlikte, gündeme gelen tarımın kollektifleştirilmesi ve köylülüğe karşı tavır, proletarya diktatörlüğü altında sınıf mücadelesinin sürdürülmesinden başka bir şey değildir. İngiltere'de yüzyıllara yayılan, ilkel birikim süreci olarak köylülüğün tasfiyesi, ücretli işçilerin ve işsiz yığınların yaratılması süreci, SSCB'de emeğin kollektif inisiyatifi ile 10 yıla sığmıştır. Köylü toplumundan kent toplumuna geçiş, bir toplumun temel dokusunu değiştirmek ve okuma yazma oranının çok yükseklere fırlaması, yeni bir işçiler, teknisyenler ve aydınlar kuşağının yetişmesi, bu köklü atılımlar sonucu gerçekleşmiştir.
Tartışarak, tarihi çözümleyerek, onun her anından ve orada atılmış her adımdan gereken ışıkları alarak yürüme kararlılığımız esnasında; kuşkusuz SSCB deneyiminin bütün yönleriyle ve çok iyi süzgeçten geçirilmesi gerekiyor.
Stalin'in tanımladığı gibi her şey tartışılabilir, tartışılmalıdır ama ilkesel konular ve stratejimizim temel taşları hiçbir biçimde yerinden oynatılmadan, günümüze dair politik örgütsel görevlerimiz aksatılmadan...
Zor süreçlerin olağanüstü zor ve ağır görevlerine karşı sorumluluklarımız, bir an bile unutulmadan...

 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19
Adana Büro: Ali Münüf Cad. Büyük Adana İş Hanı Kat: 4/29 Adana
Tel-Fax: 0322 352 17 92