Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

Ercan YURTBİLİR

Tarihsel olaylar ve süreçler, ilerleyen zamanın yeni koşulları içerisinde farklı anlamlar kazanabilirler. Hatta dönem dönem, tarihin herhangi bir konudaki tanımı tümüyle farklılaşabilir. Fakat insanlığın gerçekleştirdiği en önemli siyasal gelişmelerinden biri olan büyük Ekim Devrimi, aradan seksen yıl geçtikten sonra bugün, daha önceki on yıllardan çok daha büyük bir anlam ve önem kazanmıştır.
Ekim Devrimi, Işığı arayan insanlığın yolu olarak, kendi zengin teorisini ve pratiğini, emekçi halkların 1990 karanlıklarına da, büyük bir umut ışığı ve düş gerçekliği olarak sunmaktadır.
Sovyetler Birliği'nin çözülmesinden sonra ciddi bir sarsıntı yaşayan -başta eski SSCB halkları olmak üzere- bütün dünya halkları, sosyalizmin kendileri için tek umut ışığı ve tek gerçeklik olduğunu görerek, yüzlerini tekrar 1917'lere çevirmeye başlamışlardır. Bu yeniden yönelimin en önemli etkenlerinden biri, emperyalist propagandanın bolca yaldızladığı kapitalist dünya 'cazibesinin' somut olarak hayatlarına girmesi ve o andan itibaren de bu cazibenin sadece boya illizyonundan ibaret olduğunu; boyanın altında, açlığın, sefaletin, işsizliğin, eğitimsizliğin, kültürel yoksulluğun, her türlü fahişeliğin, gerçek esaretin bulunduğunu bizzat görmeleri, yaşamalarıdır.
Dünya halkları açısından, emperyalizmin gelişmeye başlamasıyla birlikte, yüzeydeki durgun suyun altında sert dalgalar oluşmuştur. Emperyalizmin ilk dönemlerinde, ülkelerin görünürdeki gelişme ve ilerlemelerinin ardında, halkların ağırlaşan yükünün var olması, büyük bir gerilimin koşullarını da yaratmaya başlamıştır.
Bir tarım ülkesi olan Rusya'da köylü, 1865'lere kadar tamamen toprağa bağlı köledir. 1865'te Çar 2. Aleksander ilk kez köylüye bazı özgürlük kapıları açmış, fakat hemen bunun ardından baskıları çok daha fazla yoğunlaştırmıştır. Rus topraklarındaki isyan geleneği çok eski ve güçlüdür. Köylünün derin tevekkülüne rağmen, 1789-1848 yılları arasında Avrupa'da esen Burjuva devrimleri ruzgarlarından özgürlük ve kurtuluş temalarını öğrenen Rus Aydınlanrı, her dönem bir isyan hareketi ve örgütlülüğü içinde olmuşlardır.
Çar'ın 1981'de Narodikler tarafından öldürülmesinden sonra eskisine nazaran çok daha ağır bir baskı dönemine geçilir. Aynı döneme Rusya, büyük bir sanayi atılımı yapmıştır ve buna bağlı olarak proletarya bir sınıf olarak şekillenmeye başlamıştır. Sefalet ve baskı, gelişen sanayinin bodrumunda kapitalizmle birlikte büyümektedir. 19. yüzyılın ortalarına kadar aydın girişimlerini aşamayan Rus devrimciliği, bu yıllarda marksizmin Avrupa'daki gelişiminin etkisiyle de ,yüzünü işçi sınıfına çevirmeye başlamıştır.
"Emperyalizm çağında bütün ülkelerde sosyalist bir devrimin objektif koşulları oluşmuştur" diyen Lenin düşünceleri, Rus Devrimi'ne damgasını vurmuştur. Marksizmin evrensel alt yapısının, Rusya'nın özelliklerinin, Rusya'ya özgü devrim tezlerinin ve taktiklerinin, Rusya'da köylünün gücü ile kapitalist gelişimin sınır-
larının; sosyalistlar arasında şiddetli tartışmalara ve ayrılıklara yol açtığı yıllarda Lenin, Marksizmi gerçek bir öğreti olarak kabul edip onun üzerinde bir bilim adamı titizliği ile çalışmanın en güzel örneğini verdi. İşçi sınıfının kendiliğinden bir biçimde bilinçlenemeyeceğini ve kendisi için bir sınıf haline gelemeyeceğini, bu görevin sosyalistlerin örgütlülüğü olan partiye düştüğünü savudu. Ekonomistlerle bu yönde şiddetli düşünsel çatışmalar yaşandı.
1895 yılında yurt dışına çıkan Lenin, burada "Emeğin Kurtuluşu Grubu" ile, Plehanov ile tanıştı ve bütün sosyalistlerin aynı örgütlenmede biraraya getirilmesi için anlaştılar. Söz konusu program çerçevesinde Rusya'ya tekrar dönen Lenin, bu çalışmalar esnasında tutuklandı ve Sibirya'ya gönderildi.
Lenin 1900 yılında tekrar yurt dışına çıktı ve Iskra'nın yayınına başlandı. 1903-1905 yılları Rusya için oldukça önemli gelişmelerle doluydu. RSDİP bu yıllarda kuruldu ve kurulur kurulmaz da Bolşevikler ve Menşevikler olarak ikiye bölündü, ardından 1905 olayları yaşandı. Bir polis ajanı olan Papaz Gapon, binlerce işçiyi ardından sürükleyerek, açlığı ve sefaleti anlatmak istedikleri Çar'a dilekçe vermek üzere, sarayın kapılarına dayandı. Çar'ın askerleri, "Çar babalarına" dertlerini anlatmaya ve açlıklarına çare bulmasını dilemeye gelen binlerce işçiyi kurşun yağmuruna tuttu ve yüzlerce insan orada katledildi.
Bu katliam, Rusya'da biriken öfkenin patlama noktası oldu, bütün Rusya grevler ve protesto gösterileriyle sarsıldı. İşçiler büyük şehirlerde "sovyet" örgütlenmeleri kurarak yönetimi fiilen ele geçirdiler. Bütün bu sıcak gelişmelerin tam da orta yerinde Menşevikler, Rusya'nın bir burjuva toplumu olmadığını, öncelikle bu sürecin yaşanması gerektiğini, bir burjuva demokratik cumhuriyet kurulmasının amaçlanmasını savunuyorlardı. Oysa burjuvazinin kımıldamaya niyeti yoktu, işçiler sokakta idi ve Çarlığı temellerinden sarsıyorlardı. Lenin, devrime giden yolu tıkayan bu düşünce barikatları ile de savaşarak, 1905'i 1917'ye taşıyan stratejiyi belirledi.
O, 1905 ayaklanmasını sosyalist devrim olarak tanımlamıyordu, fakat bu süreç, sosyalist devrime giden yolu özel bir biçimde açmıştı. Bunu görmek ve bu tarihsel momenti, emekçilerin kurtuluş yolunun taktiklerinin saptanması yönünde gerektiği gibi değerlendimek gerekiyordu.
Çarlık, 1905 ayaklanması günlerinden sonra usta bir manevra yaptı. Günümüzde artık klasikleşen bu yöntem uyarınca, önce çeşitli ödünler verdi. Radikalleri, bu ödünlerle geri çekilen kitlelerden soyutlayarak onlara karşı ağır bir baskı programını uygulamaya soktu, ayrıca köylülerle işçilerin ortak tavır almalarını engelleyecek önlemler aldı..
1910'lu yıllarda, Emperyalistler Arası 1. Paylaşım Savaşı ilk sinyalleri vermeye başladı, aynı dönemde kitleler de yeniden hareketleniyorlardı. Bu koşullar altında Çar, yine bazı ödünler verme zorunluluğunu hissetti. Meclis seçimleri bütün partilerin katılımına açıldı, basın ve sendikalarla ilgili uygulamalar yumuşatıldı.
Bu arada Bolşevikler, İkinci Enternasyonal'in aksi yönde fikir bildirmesine rağmen RSDİP'i ele geçirmişlerdir ve seçimlere katılarak Duma'ya girmişlerdir. Lenin, 1912'ye kadar yaşanan bu 7 yıllık dönemi, "devrim dalgasının yenilip geriye çekildiği dönem" olarak tanımlar. Bütün yenilgi dönemlerinde olduğu gibi ve bizim kendi devrim süreçlerimizde çok derin bir şekilde yaşadığımız gibi yenilgi yılları, sosyalistler içinde de idealizmin ve çarpık eğilimlerin geliştiği ve güçlendiği yıllar oldu.
1914'te Birinci Paylaşım Savaşı'nın patlak vermesi ile birlikte, 2. Enternasyonal'e bağlı tüm sosyalist partiler ciddi bir tutarsızlık sergilemişlerdir. Savaşın belirtileri üzerine olası bir savaşa tüm sosyalistler olarak karşı çıkmak ve bu yönde mücadele etmek üzere ortak kararlar alınmasına rağmen, savaş başladıktan sonra RSDİP dışındaki tüm partiler, kendi ülkelerinin devletleri yanında yer almışlar, Lenin bu durumu şiddetle yadsımış ve 2. Entermasyonal'in sonu olduğunu ilan etmiştir.
Savaşın getirdiği yıkım ve acılarla, açlığı ve sefaleti büyüyen Rus halkı 1917 Mart'ında yeniden ayaklanmıştır. Cephedeki askerlerin katılımıyla Petersburg'tan başlayıp kısa sürede güçlenen ayaklanma sonucunda Çar çekilmiş, "Geçici Hükümet" yönetimi devralmıştır. İşçi ve askerler, 1905 ayaklanmasının da tecrübesiyle hızla kendi sovyetlerini örgütlemişlerdir. Bu günlerde İsviçre'de bulunan Lenin, yaşanan gelişmelerin son derece önemli olduğunu ve şimdi artık "bütün iktidarın sovyetlere " şiarının benimsenmesi hedefini belirlemiştir.
Lenin, bu dönem yaptığı saptamaların Bolşevikler arasında da yeterince anlaşılamaması üzerine, çeşitli güçlükler altında yaşadığı kaçak bir yolculukla, 1917 Nisan'ında Rusya'ya döner ve devrimin bun-
dan sonraki programını içeren, "Nisan Tezleri" olarak tanımlanan görüşlerinin benimsenmesini sağlar. Şimdi Bolşevikler, Geçici Hükümet'in dışında kalacaklar, savaşa son verilmesini, tüm iktidarın sovyetlerde örgütlenmesini amaçlayacaklardır.
Emekçi kitlelerin kurtuluş için aceleleri vardır. Bolşevik Parti'nin bile denetleyemediği silahlı büyük Temmuz Gösterileri'nden sonra Lenin için tekrar tutuklama kararı çıkarılır. Ağustos ayında ordunun Çar lehine bir karşı devrim girişimi olur. Fakat Bolşevikler, askeri birlikleri kendi saflarına kazanarak, bu saldırıyı ustaca bertaraf ederler.
Ekim 1917'de (yeni takvime göre 7 Kasım) Rusya için tarihin en büyük AN'larından biri yaşanmaya başlandı. Bolşeviklerin liderliğindeki kızıl askerler, Petersburg'un ve Moskova'nın tüm resmi binalarını ve önemli bölgelerini işgal ettiler. Geçici Hükümet üyelerini tutukladılar. Geçici Hükümet'in başkanı olan Kerensky, birkaç gün sonra saldırıya geçti, ancak yenildi.
Lenin ve Bolşeviklerin önderliğindeki Rus Halkı, daha sonraki yıllarda da büyük özveriler ve acılarla örüp yükseltecekleri, koruyacakları, tarihin ilk sosyalist devrimini gerçekleştirmişlerdi...
Onlar,bütün insanlığa, düşlerinin yolunu, ışığın yolunu açtılar.
Onları, seksen yıl sonra, sonsuz bir bağlılıkla ve saygıyla selamlıyoruz.
Sağ olun yoldaşlar.
Başta Rus Halkı olmak üzere, tüm dünya halkları, düşlerini yeniden kazanacak.
Yaktığınız ışık, tarih boyunca insanlığın kutup yıldızı olarak umutlarımızı aydınlatacak.

 
 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19
Adana Büro: Ali Münüf Cad. Büyük Adana İş Hanı Kat: 4/29 Adana
Tel-Fax: 0322 352 17 92