1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele Ve Dayanışma
Günüdür!
|
1 MAYIS GELDİ, BİZİM GÜNÜMÜZ GELDİ!
Yeniden 1 Mayıs'ın eşiğindeyiz. Dünyanın dört bir yanı
kıpır kıpır bugünlerde, milyonlarca emekçinin ve hatta
bütün insanlığın en soylu bayramı geldi yine. Tek bir
ulusun değil, tek bir halkın değil, bütün dünyanın ezilenlerinin
bayramı geldi.
Ta Çin'den ispanya'ya/ Ümit Burnu'ndan Alaska'ya/ Her
kilometrede/ Her mil-i bahride/ Dostum ve düşmanım var"
diyordu Nazım Hikmet, işte 1 Mayıs böyle bir dostluk
ve mücadelenin günüdür. Dünyanın iki ucunda yaşayan,
bir kez bile selamlaşmamış iki emekçinin aynı duygularla
sokağa çıktığı, kent meydanlarında yanan lastiklerin
dumanının dağlardaki gerilla ateşlerine karıştığı gündür.
Bahardır bu... Şu bildiğimiz "bahar" değil,
insanlığın baharı...
YİNE 1 MAYIS GELDİ YİNE NE YAPACAKLARINI ŞAŞIRDILAR...
Her 1 Mayıs'tan önce emek düşmanlarını, devlet yöneticilerini
bir humma tutuyor. Ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Ülkenin
kentlerini, sokaklarını işgal altına alıyorlar. Yaprak
kımıldamasın, kuş uçmasın istiyorlar, kaldırımlar dilsiz
ve sağır olsun istiyorlar.
Taksimi işgal ediyorlar en başta. Kendi döktükleri kanla
sulanmış o şehitler alanını işgal ediyorlar. "Güvenlik
Kuvvetleri"(!) bu ülkenin bir alanını halktan koruyor!..
Yalanlar uyduruluyor/Bilerek yapılıyor. Öyle aramalar,
öyle gözaltılar yapılıyor ki, alınan tedbirler oranında
büyük bir olayın çıkacağı izlenimi yaratılıyor.Baskının
dozu artıyor, artıyor, 1 Mayıs'ta doruğa çıkıyor.
Böylece gözümüzü korkutmak istiyorlar...
SULANDIRMAK İSTİYORLAR BAYRAMIMIZI...
Bizi susturmak, sürü yapmak için alanları işgal etmek
ya da "bahar bayramı" masalları anlatmak da
yetmiyor. Devreye güdümlü, san sendikacılar sokuluyor..
Kaşarlanmış işçi simsarları alttan gelen baskıyı hafifletmek
için oturup ( kuşkusuz iktidarın onayıyla ) 1 Mayıs
' ı salonlara hapsetme kararı alıyorlar Patronlar ve
yardakçıları 1 Mayıs' ı bir "resmi kabul "
merasimine, zararsız bir " okul müsameresi "
ne dönüştürmek istiyorlar. İşçi sınıfının birlik ve
mücadele gününün içini boşaltıp fiilen ortadan kaldırmak
istiyorlar. Akıllı, söz dinleyen bir işçi tipi istiyorlar
ve bunu için salon sahtekarlığını icadediyortar.
BOYNUMUZUN BORCUDUR SOKAĞA ÇIKMAK "YENİ DÜNYA
DÜZENİ " REZİLLİĞİNE BİR BARİKAT İÇİN !...
Bırakalım salonlarda oyalanmak isteyenler oyalansın
. Bize düşen, sokağa çıkmak, istemlerimizi sokakta haykırmaktır.
Kapitalist düzenin çamuru üstümüze üstümüze geliyor,
hep birlikte bir BARİKAT kurmak boynumuzun borcudur.
Bugün işimizin zor olduğu doğrudur. Bir yanlış sosyalizm
uygulaması dünya çapında çökmüştür ve bütün düzen kurumları
bunun "'sosyalizmin ölümü" olduğunu işlemektedir
.Bir çığırtkanlıktır sürmektedir,, kölelik düzeninin
artık alternatifinin kalmadığı , emperyalist hakimiyetin
kalıcı olduğu her gün üst perdeden söylenir olmuştur.
Doğrudur. Bugün 1 Mayıs' ta Kızıl Meydan öksüz gibidir..
Şimdi soytarılar zamanıdır Leningrad sokaklarında...
Şimdi Berlin' in adı hüzündür...
Bir zamanlar partizanların Faşist Hitler' den kurtardığı
Sofya, şimdi Amerikan şirketlerinin reklam panolarıyla
doludur...
Bazıları bu durumu çok sevdiler . Her şey bitti dediler
, yetmiş yıllık işçi emeğimizin üzerine basıp köpekçe
bir zevk duydular, duyuyorlar.
Ama, uzak değil, uzak değil !.... Soytarılar zamanı
bitecektir.
İnsanlık yeniden ve artık hiç aynlmamak üzere sosyalizmle
buluşacaktır.
Bunun için, devrimcilerin, işçi sınıfının görevleri
vardır.
insanlığın önüne geçmiş sosyalist deneyin eleştirisi
üzerine kurulmuş yeni bir sosyalist proje konulmalıdır
ve konulacaktır. Geçen yetmiş yılın her saniyesinin
mirasçısı olanlar, o geçmişte yanlış olan her ne varsa
onu bulup çıkarmak ve yerine doğrusunu koymakla görevlidirler.
İşçi sınıfı ve bugünkü devrimci kuşak bu görevi yerine
getirecektir."
Dünya yeni bir " dünya düzeni " ne, sosyalist
düzene gebedir.
Türkiye ve Kürdistan bir devrimin sancıları içindedir.
Bunun için sokaklardayız 1 Mayıs' ta.
Yeni dünya düzenimizin ilk adımını atmak için sokaklardayız!..
SOKAKLARDAYIZ 1 MAYIS ' TA, ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ
KAZANMAK İÇİN !
Bu düzen ters orantıların düzenidir.
işçiler, çalışanlar kaybettikçe , patronların zenginliklerine
zenginlik katılır.
Bu genel kuraldır.
Ama son yıllarda artık ipin ucu iyiden iyiye kaçmış
gitmektedir. Artık gelir dağılımı iyice rezalet haline
gelmiştir.
Gün geçtikçe elimizde olanı da kaybediyoruz.
Gerçek ücretler gün geçtikçe düşmekte ve erimektedir.
İşçi kıyımı artık bir gelenek oldu. Türlü türlü kıyım
biçimleri son on yılda icadedildi. Hileli iflaslar,
şirketler arası fabrika devirleri... Çarklar hızla dönüyor.
Geriye doğru gidiyoruz . Hep bu şekildeydi belki ama
böylesi de hiç görülmedi. 60 ' ların sahte " kalkınma"
sı 70'lerde tıkanınca sesini yükselten işçi sınıfının
önüne 12 Eylül' ü diktiler. İstediler ki sömürü oranı
artırılırken ülke suspus olsun, tepki gösterilemesin.
Sonra ANAP geldi. TC tarihinin en büyük bozulma ve çürümesi
yaşandı. Böyle bir rezaleti tarihler ne gördü ne duydu
şimdiye kadar...
Ve bugün koalisyon var...
Bol keseden attılar, atıyorlar. Ne verebilecekler bize
, ne verebiliyorlar ? " Benim işçim" diye
gırtlağını yırtan "baba" lar işçi kıyımı karşısında
ne yapmıştır. Aslında kimin" baba" sıdır onlar
?
Ve bu oyunda yalnızca figüran olan diğerleri... En büyük
işçi kıyımını onların " sosyal - demokrat"
belediyeleri yapmıyor mu?
Onca işçi izmir'den Ankara'ya kimin yüzünden yürüdü
?
" Demokratikleşme" dediler. Cizre' yi kim
kana buladı ? sahte operasyonlarla devrimcileri yataklarında
kurşunlayan infaz timleri kimden emir alıyor? Ankara'
ya yürüyen işçileri Polatlı da kim dayaktan geçirdi?
Daha da ötesi var. iş kazalarında ( iş cinayetlerinde)
katledilenler bizler değilmiyiz? Kozlu da kardeşlerimiz
yerin altında hala yatmıyor mu ? Erzincan kimin üstüne
yıkıldı ? Kışta soğukta sefillik çeken biz miyiz, parababalan
mı? Sigortasız , sendikasız, boğaz tokluğuna çalıştırılan
bizim kadınlarımız, bizim çocuklarımız; değilmi?
Onlar için , çocuklarmızın onurlu geleceği için alanlarda
olacağız bu 1 Mayıs' ta.
Çıkmamız istenmediği için çıkacağız!
Çıkmamız yasaklandığı için çıkacağız!
12 Eylül geldiğinde bir büyük patron , Halil Narin ,
" önceden işçiler gülüyordu, şimdi bizler güleceğiz"
diyordu.
12 yıldır gülüyor patronlar, yeter artık! Yeniden biz
gülelim , : "çıkalım sokaklara 1 Mayıs' ta ve onlar
ağlasın bu kez!...
ÇIKALIM 1 MAYIS ALANLARINA, CİZRE 'YE BİR SELAM İÇİN
!..
Kürdistan ayaktadır! Bugün Kürdistan kadınıyla, erkeğiyle
, çocuğuyla , dedesiyle ayaktadır! Yalanlara kanmasın
kimse," kökü dışarda terörizm "edebiyatı yetti
artık.. Durum açıkça ortada, koca bir halk ayağa kalkmıştır.
Ve katliam vardır ortada ... Sorgusuz sualsiz kurşunlanan
insanlar vardır.
İşçi sınıfı desteğini esirgeyemez . "Şefkat"
yalanı altına sığınıp katliam yapanlardan hesap sormak
görevimizdir.
Bir başka halkı ezen halk özgür olamaz. Bir halkın onurunun
çiğnenmesine sessiz kalanlar kendi onurlarına sahip
çıkamazlar.
Enternasyonalizm bütün dünyanın ezilenlerinin kardeşliğidir.
Ve doğaldır bu. Çünkü , onların , patronların dünyası
da nasyonaldir. NATO ' da, IMF'de toplanıp halkların
kaderi üzerine kararları onlar almıyorlar mı ? Bir tek
telefon görüşmesiyle bir ülkeye asker çıkarma , bir
halka acılar çektirme kararı alanlar onlar değil midir?
Ezilenler de birlikte ayağa kalkma, kardeşçe dayanışma
hakkına sahiptirler.
Yalan borazanlarına inanmayın , yalan söylüyorlar, hemde
utanmazca...
Kim ki Kürt düşmanlığını size öğütlüyor, kim kürtlere
iş verilmesin , ev verilmesin diyor, kazıyın onun üstünü
, altındanmutlaka bir faşist katil çetesi çıkacaktır.
Tükürün yüzlerine onların !
Almanya'da yabancı işçilere saldıran dazlakların yüzüne
nasıl tükürüyorsanız, Türkiye'de Kürt düşmanlığını kışkırtan
faşistlerin de yüzüne tükürün !
Halklarımız kardeştir, ve düşmanları da tektir: Emperyalizm!
Kürdistan'daki kirli savaş durdurulsun artık. Türk anaları
oğullarının kirli çıkarlar uğruna öldürülmesinden bıkmıştır.
Oğullarımızın halka ateş açmaya zorlanmasından bıktık
artık! Oğullarımızın savaş makineleri haline getirilmesinden
bıktık artık! Bayrağa sarılı tabutlardan,şehit edebiyatından
bıktık artık! Sokağa çıkalım1 Mayısta !
Sokağa çıkalım, Kürt ve Türk halklarının kardeşliği
için!
Kürdistan'da süren pis savaşın sona ermesi için sokağa
çıkalım ve bir selam söyleyelim Botan'ın kahraman kadınlarına,
çocuklarına!...
ÇIKALIM 1 MAYIS ALANLARINA, FELAKET TELLALLARINI
SUSTURMAK İÇİN !
Yalan söylüyorlar !
70'li yıllardan beri her 1 Mayıs'ta gazeteler, televizyonlar
yalan kusuyor! Kan dökülecek diyorlar; yağma olacak
diyorlar;kapkaranlık tablolar çiziyorlar!
İnsanlara evden çıkmamalarını yarı tehdit yoluyla öğütlüyorlar.
77 katliamını da bunun için yaptılar. O günkü muhalefeti
sindirmeyi amaçladılar ama daha çok da sonraki yıllara
kara bir anı bırakmak istediler, insanlarımızın aklına
her l Mayıs'ta "katliam olabilir" kaygısını
sokmayı amaçladılar. Ve devlet her 1 Mayıs öncesinde
bu kötü anıyı bilerek canlandırmakta, canlanması için
özel bir gayret göstermektedir.
Yalan söylüyorlar ! Düzenin baykuşlarına kulak tıkayın
!
Devrimcileri, işçi sınıfını bir çapulcu sürüsü gibi
gösteriyorlar.. Sağa.sola saldıran, esnafın malına,camına,çerçevesine
zarar veren bir serseri güruhu varmış gibi gösteriyorlar.
İşçi sınıfı dünyanın en disiplinli ordusudur.Bu ordu
şimdiye dek kimsenin malını mülkünü yağma etmedi. Üstüne
saldırılmadıkça kimsenin burnunu kanatmadı. I5.I6 Haziran
günlerinde bile koca istanbul ayağa kalktı kimseye bir
şey olmadı.
Şiddet her zaman devletten geldi ve şiddeti doğurdu.
Provakasyonlar, katliam provaları hep patronların iktidarı
tarafından planlandı.
Sokağa çıkalım biz. Bizi korkutmalarına "olay çıkacak"
yalanı ile sindirmelerine izin vermeyelim.
Çıkalım alanlara ve görsünler disiplinimizi:.!
Boşa çıkaralım karanlık yalanlarını patronların !
TAKSİM ALANI ONURUMUZDUR..!
ÇIKALIM ALANLARA, ŞEHİTLERİMİZİ YAŞATMAK İÇİN!...
Her yıl panzerlerle, otobüsler dolusu polisle koruyorlar
taksim'i. Bizden koruyorlar, şehitlerimizin anılarıyla
bütünleşmemiz korkutuyor onları...
Kardeşlerimizin kanı var Taksim'de. var. 77'de katledilen
36 kardeşimizin kanı var ... 89 1 Mayıs'ında katledilen
Mehmet Akif Dalcı'nın kanı var...
Ama Taksim artık bir simgedir.'Çayan'ın da kanı karışmıştır
oraya, Deniz'in de...Mahzum Korkmaz'ın kanı da oradadır,
Mazlum Doğan'ın da .
Bu ülke ve Kürdistan bir şehitler anıtı gibidir. Yüzlerce
şehit verdik özgürlük davasına, sosyalizm davasına.
Bu 1 Mayıs'ta hepsi yanımızdadır onların. Kurşunlanan,
idam edilen, işkencede öldürülen bütün devrimci kardeşlerimiz
kalbimizde gömülüdür,
Korusunlar Taksim'i... işçi sınıfı o barikatları yıkmasını
bilecektir .Belki bu gün değil ama yarın mutlaka işgal
sona erdirilecektir.
Sokağa çıkalım, alanlara çıkalım. Ve yaşatalım katliamlardaöldürülen
şehitlerimizi..!
Yasallığı reddetmiyoruz .Ama meşru olmak ve haklı olmak
yasal olmaktan farklıdır.
1 Mayıs'ı yasallaştırmak için savaşalım böylece daha
çok insan gelsin alanlarımıza.
Ama tarihsel olarak haklıyız biz. Haklıyız ve eğer mevcut
faşist yasalar bu meşruiyete uymuyorsa ya da devlet
kendi yasalarına bile uymuyorsa ,o zaman herkes kendi
kurallarını koyacaktır.
Yasalar sokağa uymuyorsa sokaklar yasa yapacaktır.
Çıkalım sokaklara ! Zorlayalım düzeni ve genişlesin
yasal çerçeveler..!
ÇIKALIM SOKAKLARA, GÜCÜMÜZÜ GÖSTERMEK İÇİN DOSTA
DÜŞMANA!
1 Mayıs birlik mücadele ve dayanışma günüdür! l Mayıs
işçi sınıfının güç gösterisi günüdür! Gösterelim gücümüzü
onlara! Artık bitti sanıyorlar, "Sosyalizm öldü
"diye çığırtkanlık yapıyorlar sabah akşam.
Gösterelim gücümüzü, sızlanan değil mücadele eden birgüç
olduğumuzu görsünler ve denk atsınlar adımlarını. Bizden
söz ederken kırk kez düşünsünler,yasa düzenbazlıkları
yaparken hesaba katsınlar gücümüzü...
Bilsinler ki bu ülkede işçiler var ve işçiler hayatı
yaratanlardır.
Bilsinler ki aynı işçiler isterlerse hayatı durdurabilirler.
Sokaklardayız, 1992 1 Mayıs'ında ayaktayız.
İnsan gibi yaşamak istiyoruz
Herkese grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı istiyoruz.
Polissiz jandarmasız özgür eğitim istiyoruz.
Ve sonunda...Nihayet:
iktidarı istiyoruz!
Gerçek çözüm işçi sınıfının iktidarıdır..
Er ya da geç alacağız!!!
YAŞASIN 1 MAYIS! BİJİ YEK GULAN!
|