Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

İzmir İHD'ye Üç Günlük Kapatma!

İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi Dernekler Yasası uyarınca üç gün süreyle kapatıldı. Gerekçe görünürde var! Dernekler yasasına uygun davranmamak! Dernekte üye olmayan kişileri ve yasal dergilerin yasaklanmış olan iki sayısını bulundurmak!
İnsan haklarının hergün, her alanda ihlal edildiği, yaşam hakkının, kimliğine, düşüncelerine, sosyal statüye göre yok sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Düşüncenin "terör" kapsamında yorumlandığı yasalarla çevriliyiz. Sendikalaşan işçilerin; "terörist" olarak lanse edilip, pervasızca dövüldüğü bir ülkenin yurtaşlarıyız. Binlerce yıldır birlikte yaşadığımız Kürt halkı ile düşmanlığın geliştirilmek istendiği, bu nedenle milliyetçiliğin körüklendiği bir toplumda bulunuyoruz. Böyle bir ülkede yurttaşların "hak aramak", bunun için başvuruda bulunmak üzere Derneğe gelmesi suç sayılıyor! Cezaevinde bulunduğu için temel hakları yok sayılan tutsakların ailelerinin dernekte bulunması "SUÇ" sayılıyor! Dernekte arşiv amacıyla dergi bulundurmak "SUÇ" sayılıyor! Bunlar suç sayıldığı için yasaların anti-demokratik niteliği gereği şubemiz üç gün süre ile kapatılıyor!
İnsan haklarını savunmak, bu konuda kararlı olmak, ödün vermemek, her koşul altında hak ihlallerinin üzerine yürümek, insan hakkı bilinci yaratmak ve Barış hakkı için savaşmak ilkelerimizdir. Ne kapatma kararı, ne hakkımızda açılan davalar, verilen haksız kararlar ve uygulamalar bizi geriletmeyecektir.
Derneğimize karşı alınan bu kararı, demokrasi ve özgürlük güçlerine yapılan saldırıların bir parçası olarak görüyor; şiddetle kınıyoruz.
İHD İZMİR ŞB YK


İzmir SKD:
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ'NİN YANINDAYIZ BİLDİRİRİZ!.,

Ekonomik ve siyasi baskılar akıl almaz bir hızla Anadolu halklarını canından bezdiriyor, tüketiyor ve tek tipleştirmeye çalışıyor, Kürdistan'da gündelik hayattan sayılan saldırılar batıda da aynı biçimde boy göstermeye başladı. Son aylarda şovenizm İzmir'de gitgide tırmanıyor/tırmandırılıyor. Bunun somut sonuçları, yani öğrencilerin dövülmesi, gecekondu yıkımlarının hızlanması ve MHP'nin her yerde her zaman gövde gösterisi yapabilecek konuma gelmesi, devlet terörünün ve savaşın göstere göstere batıya yerleşmekte olduğunu herkesin beynine kazımalı, kazımış olmalı. İHD gibi muhalif, insandan yana, inatçı kurumların gelişmelerden paylarının alacakları eşyanın doğası gereği. Bu saldırılara, devlet/ sermaye/ sivil faşist güçlerin işbirliğine ancak hep beraber yanıt verebiliriz. Yıllardır herkes herkesi duyarlı olmaya çağırıyor, yeter, birbirimize gereksinimimiz var ve bunun bilincine varmış olmamız, buna göre hareket etmemiz gerekiyor, herkes; kendinin onur cephesinde yer aldığını iddia eden HERKES İHD'YE SAHiP ÇIKSIN!
İZMİR SAVAŞ KARŞITLARI DERNEĞİ ADINA
Osman Murat Ülke

KAMUOYUNA
8. 9. 1994 Tarihinde Devrimci Çözüm dergisi Yazı işleri Müdürü Erol Akgün uğradığı bir silahlı saldırı sonucu öldürüldü.
Kamuoyunun da yakından bildiği gibi devrimciler arasında yaşanan öldürme-kaçırma olayları uzun süredir devam etmektedir. Bütün devrimci-demokrat insanlar tarafından kaygıyla ve artık artan düzeyde nefretle izlenen olaylar Erol Akgün'ün katliyle de sona ermemiş, bugün hâlâ devam etmektedir.
Kirlenmenin bütün boyutlarının yaşandığı günümüzde, kendi değerlerimizi yaşatmak ve ısrarla savunmak zorundayız
Bu anlamda, bugün varılan noktanın hiç bir koşulda savunulamaz olduğu ve en ufak bir haklılık payının bile bulunmadığı açıkça ortadadır.
Bizler, Devrimci Sol içindeki bu çatışmanın taraflarından biri olmadığımızı her zaman net bir biçimde belirtmiş ve gelişmelerden asıl tarafı olduğumuz sosyalist hareket adına kaygı duyduğumuzu dile getirmiştik.
Gerek bu cinayetleri, gerekse de bunlara karşı yazılan tehdit ve intikam kokan yazıları, bildirileri kınıyoruz. Bütün bunların hepsinin devrimci normların ve ilkelerin dışında olduğunu yeniden vurguluyoruz.
Uzun bir zaman dilimine yayılan ve artık kronikleşen bu saldırılar ülkemizin devrimci geleneğinde, yeni kuşaklarımızın ufkunda onulmaz yaralar açmıştır. Gencecik insanlarımızın sosyalizme, devrimcilere duydukları güveni ve sevgiyi sarsmaya kimsenin hakkı yoktur!
Üstelik, tarafların, olaylarla ilgili kendi açılarından yaptıkları açıklamalar da ciddiyetini kaybetmiş ve bu anlamda gerçek bir güven bunalımı oluşmuştur. Artık, olaylarla ilgili olarak sunulan veriler de anlamsızdır. Zaten, tek tek olaylar üzerinde durmak da doğru değildir. Bir bütün olarak saldırılar zincirinin kendisi devrimci değerlere uzun süre arıtılamayacak bir leke düşürmüştür.
Bizler, aşağıda imzası olan dergiler, artık tanığı olmaktan utandığımız bu trajedinin bir an önce son bulmasını istiyor ve devrimci insanların öldürülmesini, kaçırılmasını, daha doğrusu saldırıların her türünü kınıyoruz.
DEVRİMCİ-SOSYALİST BASIN PLATFORMU
EMEĞİN BAYRAĞI, BARİKAT, DEVRİMCİ MÜCADELE,
ÖZGÜR GELECEK, ÖZGÜR HALK, STERKA RIZGARİ, ODAK,
DEVRİMCİ YAŞAM, KIZIL BAYRAK, MEDYA GÜNEŞİ

İsrail Polis Müdürü Türkiye'de Ne Arıyor?

Geçtiğimiz günlerde TC'nin çok önemli bir konuğu vardı. İsrail Polis Genel Direktörü Asaf Hefetz Ankara'ya şöyle bir uğrayıp geçti. Artık devlet terörü konusunda "dışa açıldığımız", "çağ atladığımız" ve bu arada toplumsal duyarlılığın da "hakkından geldiğimiz" için artık Emniyet Müdürlerinin gidip ABD'den "üstün hizmet" madalyası alması, Siyonist ajanların Türkiye'de cirit atması çok önemli olaylardan sayılmıyor.
Bütün bunlara karşın, devlet yine de böylesi karanlık tiplerin "ziyaret"lerini fazla reklam etmeyi sevmiyor. Ne de olsa polis müdürü bunlar, oturup ihracat-ithalat işlerini filan konuşmuyorlar. Bizimle ilgili konuşuyorlar ve doğal olarak da bunun bizim tarafımızdan çok bilinmesini istemiyorlar.
Ama, konuştuklarının neler olduğu da ne kadar gizlenirse gizlensin yavaş yavaş ortaya çıkıyor... İmzalanan işbirliği anlaşmaları açıklanırken işin siyasal bölümleri atlanıyor, daha çok narkotik bölümler vurgulanıyor. Kuşkusuz İsrail, zaten çok fazla olan düşmanlarının arasına sözgelimi PKK'yı da katmak istemiyor. Öte yandan TC polisi de Siyonist devletle aleni bir işbirliği havası vermek istemiyor. Mehmet Ağar, "Biz kendi işimizi kendimiz hallederiz" türünden laflar ediyor. Ama yine de anlaşmaların içeriğinde, özellikle Özel Tim birimlerinin eğitilmesi, adam kaçırma ve rehine kurtarma gibi farklı alanlardaki yardımların bulunduğu biliniyor.
Bu yardımların ve eğitimlerin ne anlama geldiğini ise Türkiye'de birazcık TV seyreden sıradan insanlar dahi biliyorlar. İsrail polisinin özellikle silahsız kitle gösterilerine saldırı konusundaki uzmanlığı ortadadır.
Türkiye, karanlık bir tünelden daha yoğun bir karanlığa doğru hızla gidiyor. Bu yolda kendi çıkmazını aşabilmek için her şeyden ve herkesten medet umar hale gelmiştir. İsrail polisi ise doğrusunu söylemek gerekirse bu konuda başvurulabilecek en doğru adrestir.
Bütün bunların çözüm olup olamayacağı sorusunun yanıtına gelince. O çok kesin şekilde ortada duruyor: bugüne kadar halka karşı bir savaşı kazanana rastlanılamadı ve rastlanılamayacak...

 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19