Sınıfa
Saldırı Yanıtsız Bırakılmamalıdır!
|
Şatafatlı seçim günlerinin ardından, Madam'ın sıksık
bahsettiği istikrar paketini de görmüş olduk. Madam
sahte tebessümleriyle panikle, korkarak, tökezleyerek
çıkıyor artık merdivenleri. Çıkıyor... ve birdenbire
merdivenin dibinde buluveriyor kendini. 'Ya bitecek
Ya bitecek' sloganı altında, tüm olanakları seferber
ederek sürdürdüğü "ÖZEL SAVAŞ" çığ gibi büyüyen
giderleriyle, sahiplerinin işini bitiriyor. "Terörü
hallettik. Şimdi sıra Ekonomik terörde", aldatmacasıyla,
çaresizlik içinde pimi çekik bombayla dolaşma cesareti
gösterebiliyor. Tabii ki bu akıllı adamın değil, düpedüz
delinin cesaretidir. Baştan beri uygulanan politikalar
düzeni intihar tedbirlerine, varlık yokluk savaşına
sürüklemiştir. Artık gelinen noktada geri dönüş yoktur.
Madamın istikrar paketi adı altında uygulamaya koyduğu
intihar paketinin içeriği açıklanmaya başlanınca, kimin
için kimler tarafından yapıldığı ortaya çıktı. emekçiler
devletin demogojik perdelemesinin ardındaki yüzünü tüm
gerçekliğiyle gördüler. Çöküntüdeki ekonomi artık medyayla
bile desteklenemiyor. Ülkenin değerleri haraç mezat
piyasaya çıkartılıyor. İşçi sınıfı da tarihinin en büyük
saldırısıyla; açlık ve işsizlikle yüzyüze. Hokus pokusla
açılan paketten çıkan kuşun adı yüksek zamlar, sefalet,
işsizlikti. Herkese eşit olarak paylaştırılacağı söylenen
fedakârlıkların, bedellerin demogojik söylemden ibaret
olduğu ortadaydı. Bir gecede ücretlinin maaşını yarıya
indiren iktidar, egemen sınıfa da bi rkereye mahsus
varlık vergisi getiriyor. Vergiyle ilgili diğer düzenlemelerd
ise mecliste görüşülmek üzere bilinmez bir tarihe erteleniyordu.
TC hükümetleri herzaman olduğu gibi sermayenin üzerine
gidemedi. Bir kereye mahsus sembolik "varlık"
vergisi getirerek de işin içinden sıyrıldı. Yine eskisi
gibi vergi istisnaları, muafiyetler, teşvik ve destekler
sürüp gidecek.
Bizim asıl konumuz sınıfa yapılan saldırıyla ilgilidir.
Bu saldırı arpalıklardaki ve özel işletmelerdeki proleteryanın
sokağa atılması, çalışabilme şansına sahip olanların
da, zamlarla sefilliğe terk edilmesini içermekte. Özelleştirmede
taraf değiliz. Fakat sınıfa yöneltilen saldırıyı göğüsleyebilmek
için de alternatifsiz, çözümsüz olarak kitlelerin karşısına
çıkacak değiliz. Sistem içersinde bu ilşetmeler el değiştirmiş
değiştirmemiş niteliksel olarak farklı değildir. Bizim
burada savunacağımız, her yerde olduğu gibi, işletmelerin
yönetimine emeğin gücünün yansıtılması, Emek cephesi
açılımının ışığında, özellikle KİT'lerin yönetiminde
proletaryanın sözsahibi olması, bu kurumların demokratikleştirilmesidir.
Sınıfa saldırıyı göğüsleyebilmek, sınıfın söz sahibi
olabilmesi için, Emek Cephesi açılımında belirtildiği
gibi, tüm devrimci Demokrat güçlerin, birliğini, barikatını
temsil edecek olan Emek Cephesinin oluşturulmasıdır.
Emek Cephesi kamu emekçilerini de kapsayacak bir açılıma
sahip olmalıdır. Bu programda acilen yaşamda yerini
bulmalıdır. Ülke tarihinin en büyük saldırısı ancak
böyle göğüslenebilir. Devrimciler de cephede proletaryanın
yanıbaşında işçi dalkavukluğu yapmadan yerini almalı
tepkileri örgütleyip kanalize ederek, sisteme yönlendirilmesini
sağlamalıdır. Sınıf artık diğer zamanlarda olduğu gibi
ağzına çalınmak istenen bir parmak balla değil ümüğüne
geçirilmek istenen ilmikle karşı karşıya dır. Yani,
ekonomik mücadele zemininden, siyasi mücadele zeminine
kaymanın temelleri eskisinden daha fazla mevcuttur.
Geri sığ politikalarla, sınıfı ekonomik mücadele gibi
geri cepheye çekmek isteyenlerle amansız bir mücadele
şarttır. Sosyalistler ilk defa böylesine tarihsel fırsatla
karşı karşıyadırlar. Tutarlı kararlı olunduğu zaman
sınıfla aramızdaki suni duvarlar, önyargılar kalkacak
, yerini güven ve destek alacaktır. Bu fırsatı dar grupçu,
sekter yaklaşımlarla insanları bezdirerek kaçıramayız.
Birlikte olabileceğimiz her kesimle ilkeli birliklere
giderek, Emek Cephesinin yaşamsallık kazanmasında öncü
olmalıyız. Sınıfa yapılan saldırı birlik mücadele zemininde
oluşturulacak cephe ile karşılanmalı, hiç bir saldırının
yanıtsız bırakılmayacağını kitlesel gücümüzle sermayeye
göstermeliyiz. Bu vakitten sonra bizi daha fazla görev
ve özveri bekliyor...
-Sınıfa yapılan saldırı yanıtsız bırakılamaz...
-Emek Cephesi için daha fazla çaba! Daha fazla özveri...
ANKARA'DAN BİR BARİKAT OKURU
|