l Mayıs Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkları için
ne kadar önemli bir gün ise, oligarşik diktatörlük için
de o denli önemlidir. Bütün dünya proleterlerinin ve
emekten yana güçlerin l800'lü yıllardan buyana kutlaya
geldikleri birlik, dayanışma ve mücadele günü olan l
Mayıs ülkemizde de çok uzun yıllardan bu yana oligarşik
diktatörlüğün engelleme, provakasyon tehditlerine rağmen,
işçi sınıfı ve emekten yana güçlerce kutlanıyor. Hakim
sınıflar sömürü ve baskıya dayalı kurulu düzenin devamını
sağlamak için, güçlerinin bilincine varmalarını istemezler.
l994 l Mayıs'ında işçi sınıfı ve emekten yana güçler
için olduğu kadar oligarşi açısından da çok önemli bir
tarihsel sürece denk düştü.
Kürt ulusunun haklı, meşru talepleri karşısında, oligarşi
tarafından tırmandırılan ekonomik maliyeti trilyonları
aşan kirli savaşın çözümsüzlüğü, emekçi halkların sırtına
yüklenen savaşın bu ekonomik maliyetinin yanında onca
akan kanın da suçlusunun devlet olduğunu gizlememeye
başladılar.
Türkiye tarihinin hiçbir döneminde yaşamadığı, ekonomik
ve siyasal istikrarsızlığı nıyaşıyor.
Bu bunalımın faturası, yine Türk ve Kürt emekçi halklarına
çıkarılmak isteniyor. TL'nin devalüe edilmesi istikrar
paketi diye yutturulan, ama özünde işçilerin ücretlerinin
dondurulması, herşeye %l00 zam demek olan 5 Nisan paketi
daha fazla sömürü daha fazla baskı demek oluyor. Özelleştirme,
taşeronlaştırma ile kitleler sermaye sınıfına peşkeş
çekilirken, işsiz kalacak yığınlar sendikasız kalacak
yığınların tepkisi, demogoji ve faşist terörle geriletilmeye
çalışılıyor.
İşte bu l Mayıs'ta tam böylesi bir sürece denk düştü.
Düzen, devlet tükendi. Emekçi halk yığınlarının düzene,
devlete ve diğer düzen kurumlarına (parlemento, partiler
vb...) güvenleri tükendi, tükenme aşamasında.
Bu, çürümüş, tükenmiş düzeni ve devleti, layık olduğu
tarih çöplüğüne atmak gerekiyor. Türk ve Kürt emekçi
yığınlar ve emekten yana olan güçler ülkenin birçok
yerinde olduğu gibi l Mayıs'ı özüne uygun işçi sınıfının
birlik, dayanışma günü olarak kutlamak, faşist oligarşik
devletin politikalarını teşhir etmek, mücadeleyi ve
örgütlülüğü yükseltmek için İzmir'de de çalışmalar,
tartışma, toplantı, örgütleme süreci bir ay öncesinden
yoğun olarak başladı.
Türk ve Kürt emekçi yığınlarının tepkilerini, öfkesini
pasifize etme görevi işbirlikçi sendika ağalarına verilmiştir.
Türk-İş ve onun gölgesinden kurtulamayan DİSK ve gericilikte
Türk-İş'le yarışan Hak-İş devletin talimatı ile içi
boşaltılmış l Mayıs kutlamak için her yola başvurdular.
İşçi sınıfının, emekçi yığınlarının bu güne kadar birçok
şehitler vererek, bedeller ödeyerek kutlayageldiği l
Mayıs'ı, başta Türk-İş olmak üzere büyük sendika federasyonları,
kamu çalışanlarını da yanlarına alarak demokrasi platformu
oluşturarak başvuru yaptılar, miting izni aldılar.
Sendikalar içi boşaltılmış, özünden saptırılmış, emekçi
sınıfların kabaran tepkiselliğini alana hapsetmek için,
sosyalistleri, devrimcileri, emekten yana güçleri ellerinden
gelse alana almayacaklardı.
l Mayıs'ı "Milli l Mayıs"a dönüştürme, "Devlet
Törenine" dönüştürme tavrına girdiler.
İstiklâl Marşı'nın okunacağı, bolca Türk bayrağının
taşınacağı bir miting amaçladılar. Sosyalistler olarak
l Mayıs'ın özüne uygun kutlanması için her yerde düşüncelerimizi
açtık, tartıştık. Sosyalistlerin, emekten yana güçlerin
olabildiğince güçlü, kitlesel ve disiplinli olarak l
Mayıs'a katılmaları gerektiğini savunduk. Yurtsever
çevreler ise "şovenizm gösterisi olacak, katılmamak
gerek, bu l Mayıs'a katılmak ilkesizlik sorumsuzluk
olur...vb." söylemlerle katılmadılar.
Sosyalist Dergiler Güçbirliği, Kamu Çalışanları Sendikalar
Platformu, dernekler, diğer sosyalist devrimci emekten
yana güçlerin büyük çoğunluğu katılma tavrı içinde oldu.
Ve bu güçlerin kitlesi genel 25-30 bin kişilik kitlenin
büyük bir bölümünü oluşturuyordu. En büyük kitleyi sosyalist
dergiler korteji oluşturdu.
Saat l0.30'da toplanan kortejler, mitingin olacağı Cumhuriyet
Meydanı alanına 2,5 saatte gelebildi.
İzmir Sosyalist Dergiler Güçbirliğinin ortak pankartı
olan "YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ"
sloganının yazılı olduğu pankart polis tarafından alındı.
Yine BARİKAT okurlarının açmak istediği "YAŞASIN
DEVRİMCİ KURTULUŞ MÜCADELEMİZ" sloganının yazılı
olduğu pankart da polis tarafından alındı.
Alana Deng-Direniş-Medya Güneşi-Sterka Rizgari-Özgür
Halk katılmadılar. Devrim dergisi ise alana kadar yürüdü
alana girerken ayrıldı.
Alanda İstiklâl Marşı söyletmek isteyen Türk-İş yönetimi
başarılı olamadı. Dayatma İstiklâl Marşı'na katılım
olmadığı için ikinci mısradan sonra kesildi. Ama l Mayıs
Marşı bütün kitle tarafından coşkuyla söylendi.
Sendika ağalarının içi boş konuşmaları atılan sloganlarla
işlevsiz kılındı. Alana sosyalistler, emekten yana olan
güçlerin hakim olması olumlu idi. Yurtseverlerin katılmaması
olumsuz idi.
Coşkunun eksik olmasına ve teknik eksikliklere rağmen
son yılların en kitlesel mitingi ydi.
Mitingde, YAŞASIN 1 MAYIS-İŞÇİ MEMUR EL ELE GENEL GREVE-KAHROLSUN
FAŞİZM-KAHROLSUN AMERİKAN EMPERYALİZMİ-KAHROLSUN SENDİKA
AĞALIĞI- YAŞASIN İŞÇİLERİN BİRLİĞİ HALKLARIN KARDEŞLİĞİ-İŞTE
I MAYIS YİNE ALANLARDAYIZ- SOSYALİST BASIN SUSTURULAMAZ-
sloganları atıldı.
Ve ayrıca
MAHİR, HÜSEYİN, ULAŞ
KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!
YA ÖZGÜR VATAN YA ÖLÜM!
KIZILDERE SON DEĞİL SAVAŞ SÜRECEK!
TEK YOL DEVRİM!
sloganları da coşkuyla atıldı.
Gelecek l Mayıslar daha coşkulu, daha kitlesel bir biçimde
emperyalizme, oligarşiye, faşizme karşı barikatların
yükseltildiği, emekçi halkların Devrimci Kurtuluş Mücadelesinin
daha yükseldiği l Mayıslar olacak. Bu bizim ellerimizde
ve KARARLIYIZ.
İZMİR BARİKAT BÜROSU
|