Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

DENİZ SU

Ülkenin genel yapısına dair çözümlemelerde ya da kehanetlerde bulunmak değil amacım. Sadece bazı vurgularla unutmamayı, hafızanın sürekliliğini sağlamak istiyorum. İstanbul'da yaşamak ülkenin bütün sorunlarını kapsamayı sağlamaz tabii ki, ama kozmopolit yapısıyla ve uzlaşmazlıklarıyla o sokaklarda dolaşmak ve o havayı solumak yine de başka bir bölgeden ve şehirden daha yoğun olarak bazı şeyleri hissetmeyi sağlayabilir.
Hemen her gece Boğaz yolunda yaşanan yoğun tarfik, eğlenmek için gezen insanların dışında, yüzlerini sokaklarda değil, renkli basında ve TV programlarında gördüğümüz burjuvazinin ve bürokrasinin "düğünleri"nin sonucudur. Milyarlarca liranın ve doların akıtıldığı ve genellikle sanayi-bürokrasi arasındaki bu evlilikler sayfa sayfa gazetelerde seyrettirilirken, düğün geceleri Boğaz yolunda yaşanan manzaralar da bütün çarpıcılığıyla insanı rahatsız etmektedir; lüks ve savurganlık, aslında nereden ve nasıl elde edildiği çok belli olan paraların harcanması ve bunların bekçiliğini yapan, bunları koruyan polisler, polisler ve polisler... İnsandaki en kaba şiddet dugularını uyandıran sahneler!
Sokaklarda yatan, sabahlayan, yaşayan insanlar: Yaşlı kadınlar, ihtiyar adamlar, hırpani kılıklı gençler, tiner içen çocuklar... Boş ve anlamsız gözlerle -belki de çok anlamlı gözlerle- bakan ve dolaşan insan kalabalıkları. "Zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri" gerçekten "olmayan" yığınlar. Şu an sesiz, ya da mırıldanan, dilenen.. ama yarın, "her an patlamaya hazır bir volkan"... ya da yarın, tıpkı Brezilya'da olduğu gibi "infaz mangaları"nın yeni hedefi olacaklar; "çevreci" iktidarların şehirleri temizleme beş yıllık programı kapsamına alınacaklar...
Galata Köprüsünün üzerinden günün her saatinde denize boş ve anlamsız gözlerle- ve belki de çok anlamlı gözlerle- bakan orada öylece duran, işsiz güçsüz insanlar nereye bakıyor ve hep aynı gemilerin ve teknelerin geçtiği o kalabalıkta ne arayıp ne bekliyorlar.
Giderek arttırılan polis teşkilatı, sokaklarda her yerde karşımıza çıkan motorize ve yaya polisler, şehrin onca kargaşasını arttırırken "yargısız infazlar" dışında, başka ne için dolaşıyorlar?
Şehirdeki tedirginliğin ve bekleyişin daha ne kadar artması gerekecek?
Kürdistan'daki Türk köylerini silahlandırıp Kürt köylerini ve öncülerini silahsızlandıran devletin o bölgede "karanlık bir zaman dilimi" içinde iç savaş tezgahladığı çok açıkken, ve bu gelişim adım adım seyrettirilirken, bu şehirde her gün uyandığımız ve yeniden yaşadığımız tezgahı da fark etmiyoruz.
Medyanın haber "yaratan", haberin içerdiğini değil, kendisini, haber için haberi önemseyen "karşı-kahramanları" çirkinliklerini, karşılarındaki insanları küçümseyip aşağılayışlarını meşru görecek ve aşağılanmak isteyecek bir haber alımlayıcısı kitle yarattılar. Haberin öznesi ve nesnesi iç içe girdi ve böylece her şey olabilen insanlara yine her şeyin olabileceği bir dünyanın mümkün olduğu kabul ettirildiğinden artık hiçbir şeyi 'fark etmek' mümkün değil, aydınlanmak ve bilinçlenmek gibi kavramlar çoktan unutuldu; bilen, ama bildiğinin ve gördüğünün ne olduğunu anlamayan, aptalca seyreden insan toplulukları yaratıldı. Böyle bir dünyada, cinayete ortak olmayan kimse yoktu!
Devrim! Hiç olmadığı kadar aciliyetle kendini hissettiriyor, medyatik dile inat olsun diye DEVRİM kelimesini daha fazla telaffuz etmenin zamanı çoktan geldi. Ama şunun unutmayalım: "... Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrim'i satın alamazsınız. Devrim'i yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir." (Mülksüzler, Ursula K. Le Guin).

 


 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19
Adana Büro: Ali Münüf Cad. Büyük Adana İş Hanı Kat: 4/29 Adana
Tel-Fax: 0322 352 17 92