16 Mart 1978
Devrimci Öğrenciler Katledildi...
Bugün, Başta Kürdistan Olmak Üzere Her An Her
Yerde Katliamlar Sürüyor...
Hesabını Sorcağız!
|
16 yıl önce 16 Mart 1978'de Faşist güçlerce, birçok
kitle katliamının da başlangıcı olan bir saldırı düzenlendi.
İstanbul Üniversitesi Merkez binasından toplu olarak
çıkmakta olan Hukuk ve İktisat Fakültesi öğrencilerine
Eczacılık Fakültesi önündeki alandan yöneltilen bombalı
ve silahlı bir saldırıydı bu...
Saldırgan Faşist katiller her türlü güvenlik önlemine
(!) rağmen kaçtılar.
Hatice ÖZEN, Cemil SÖNMEZ, Baki EDİZ, Ahmet Turan ÖREN,
Abdullah ŞİMŞEK, Hamit AKIL, Murat KURT bu kahpe saldırının
aramızdan aldığı demokrat yüksekokul öğrencileri...
CİA güdümündeki Sivil Faşist Güçler ve Kontrgerilla
bu saldırıdan bir sene önce de 1 Mayıs 1977'de düzenlenen
işçi bayramı kutlamalarında kan içmişlerdi.
Aynı kapsamda Demokrat Üniversite Gençliğine de 16 Mart
1978'de saldırıldı.
Unutmayalım!...
24 Aralık 1979'da da Kahramanmaraş, Sivas, Çorum katliamları
yaşandı.
Sivil Faşist güçlerin gerçekleştirdiği bu toplu katliamlar
tarihin karanlık sayfalarına gömülmedi.
Hedeflenenin aksine, tüm demokrat-devrimci tabanda,
anti-faşist savaşımın sınıfsal temel bazda ne kadar
önemli olduğunu da belleklere kazıdı.
Kontrgerillanın tezgahladığı 1 Mayıs, İstanbul Üniversitesi,
Kahramanmaraş, Sivas, Çorum olayları, 2 Temmuz 1993'de
Pir Sultan Şenlikleri Sivas katliamına kadar uzanan
bir senaryodur.
Bizler toplumsal muhalefetin her yükselen eğrisinde,
faşist güçlerin giriştiği bu kitlesel katliamları hiç
unutmayacağız.
75 sonrası süreçte özellikle gürbüzleştirilen, büyütülen
ve devrimci demokrat işçi sınıfının, kitlelerin üzerine
saldırtılan "iyi çocuk, ülkücü gençlik, MHP etiketli"
sivil faşist güçler kontrgerilla içinde yan şube olarak
yapılanmışlardır.
Egemen güçler 12 Eylül cuntası ile, kullandığı bu posayı
1980 ve sonraki 4 senelik süreçte atmış, uzak da olsa
"eti senin kemiği benim" örneği biraz tokatlamıştır.
Özellikle 1990 sonrası çeşitli kılıf ve mazeretler uydurularak,
bu haşarı çocuk eski günlerin de özlemiyle tekrar büyütülmeye,
eğitilmeye başlanmıştır.
Liselilerin, yüksek öğrenim gençliğinin, işçi sınıfının
her türlü demokratik hak ve talepleri karşısında, tarihsel
görevlerini, aldıkları emirler doğrultusunda yerine
getirmeye başlamışlardır.
Kürt ve Türk soluna egemen güçlerin dünden bu yana vermeye
çalıştıkları mesaj şudur;
"Demokrat-yurtsever-devrimci güçlere ve onun kitlelerine
karşı yaptığımız ve yapacağımız her türlü saldırı FAİLİ
MEÇHUL olacaktır"
Bunun sonuçları 1 Mayıs, 16 Mart, 27 Aralık ve 2 Temmuz'dur...
Artı bugüne kadarki gözaltında kaybolmalar, vurulan
Kürt ve Türk aydınları, yargısız infazlar, katledilen
tüm devrimci ve emekçiler, gazeteciler, yazarlar, Kemalist
çizgide dahi olsa Uğur Mumcular'dır.
Görevimiz kitlelerin taleplerini kucaklayan anti-faşist,
anti-demokratik, anti-emperyalist mücadeleyi yükseltmektir.
Tüm bu katliamlardan çıkan temel sonuç SUSKUNLUK, DAĞINIKLIK
ve ÖRGÜTSÜZLÜK açmazını aşmamız gerektiğidir.
|