Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

YEŞİLYURT DEVLET HASTANESİ
13. Ocak 1994, Yeşilyurt Devlet Hastahanesi, kamu çalışanları sendikaları platformunun, grevli, toplu sözleşmeli sendikal hak alma mücadelesi çerçevesinde, 2 saatlik toplu viziteye çıkarak işi bırakma eylemi, saat 10:30'da başladı. Kamu çalışanları sendikaları, pankart, döviz ve sloganlar ile hastahene bahçesinde yürüyüş yaptılar.
Sadaka Değil Toplu Sözleşme!
Sendika Hakkımız-Grev Silahımız!
Anti Terör Yasasına Hayır!
İşçi Memur El ele Genel Greve!
Cezaevlerindeki Açlık Grevlerini Destekliyoruz!
Memuruz Haklıyız Kazanacağız!
sloganlarıyla davul zurna eşliğinde halaylar çeken 3 bine yakın kamu emekçisi yapılan basın açıklamalarıyla haklı istemlerini dile getirdiler ve ayrıca bodrolar yakılarak hükümet protesto edildi.

KONAK BELEDİYESİ
Basmahane, Konak Belediyesi memurlarıda örgütlendikleri kurum olan Tüm Belsen 2 nolu şubenin direktifiyle genel olarak başlatılan kamu emekçilerinin eylemine destek olarak bir günlük işi bırakma eylemi gerçekleştirdiler. Yanlız 2 nolu değil diğer kamu sendikalarından emekçilerde eyleme katıldılar. Yaklaşık olarak bin kişilik kitle toplandı ve sendikal mücadelelerinin devam edeceğini belirterek, devletin kamu emekçilerine karşı sürdürmüş olduğu politikalar protesto edildi.
Yaşasın Hakların Kardeşliği!
Devletten bir şey beklemiyoruz, sendika hakkımız!

BARİKAT İZMİR BÜROSU



KAMU EMEKÇİLERİ YEDİKULE GÖĞÜS
HASTANESİNDE DE EYLEMDEYDİ!

13 Ocak sabahı tüm ülkede genel bir direniş yaşandı. Kamu emekçileri uyarı niteliğinde iş bırakma ve gösterilerle hem açıklanan zam oranlarını protesto ediyorlar hem de seçim meydanlarında "demokrat" gözüken, ama seçimlerin bitiminden sonra ise "işçi düşmanı" gerçek yüzlerini uzun süre saklayamayan siyasi iktidarın, kamu emekçilerinin örgütlenme/sendika hakkını tanıyacaklarını söylemelerine rağmen, kamu emekçilerinin meşru örgütlenmelerini "memurlar kıraathanesi"ne çeviren yasa tasarısını kabul etmeyeceklerini haykırıyorlardı.
Tüm yollar, meydanlar çoşkulu kalabalıklarla doluydu. Halay çekenler, slogan atanlar, alkışlayanlarla rengarenkti gün. Neredeyse bütün kamu emekçilerinin katıldığı gösterilerde ve iş bırakma eyleminde işler gün boyunca yapılmadı. Kısacası yaşam felç oldu.
Yedikule Göğüs Hastanesi çalışanları da uzun yılların suskunluğunu -pek çok engele rağmen- aşarak 13 Ocak sabahı direnişe geçtiler. Saat 10'da yaklaşık 70 kadar hemşire-hastabakıcı-doktor ve hastane personeli önce Hastane Konsey Salonunda bir toplantı düzenlediler ve genel direnişe hastane olarak nasıl katılacaklarını tartıştılar. Aslında toplantı önerisi TTB'li doktorlar tarfından gelmişti ve daha çok kendi dışında yapılacak olan direnişi olabildiğince sınırlı ve budanmış hale getirebilmeyi amaçlıyordu. "Hastane idaresi ile aramızı açacak, kredimizi tüketecek taşkınlardan kaçınalım, biz de sizlerleyiz ama..." tarzında konuşmalar, araya giren hemşireler ve sendika temsilcisi tarafından gerekli müdahale yapılarak salonda oluşan soru işaretleri giderildi. Kısa süren tartışmanın ardından hastane bahçesine çıkan topluluk alkışlı yürüyüşe başladı. Tüm servislerin önünden alkışlarla ve "Grevsiz Sendikaya Hayır" yazılı pankartları ve dövizleriyle geçen kortej son olarak hastane giriş kapısının önünde direnişe destek amacıyla gelen Grup Şafak'ın parçaları eşliğinde halaylar çekerek eylemlerini sonlandırdılar.
Çoşkulu geçen eyleme hasta ve yakınlarının da alkışlarla destek verdiği gözlendi. Eylemin ardından Yedikule Göğüs Hastanesi sağlık emekçileri Kamu sendikaları platformunun düzenlediği mitinge aktif olarak katıldılar.


KAMUOYU'NA

Grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkımız için bugün gerçekleştirilen genel grevde Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi çalışanları olarak yerimizi aldık.
İnsanların gerekçesiz, toplu olarak işten atıldığı, yolsuzlukların ayuka çıktığı, yargısız infazların günlük olaylar haline geldiği; oylarımızı alarak başa geçen sayın (!) zatların sadece ceplerini doldurdukları, haksızlıkların hergün başka şekillerde karşımıza çıktığı ve sorgulanmadığı, insanların onursuzlaştırıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Bunun enson örneklerini Florance Nightingle'den atılan işçilerle de son zamanlarda gerekçesiz, açıklamasız ve ani olarak hastanemizde de gerçekleşen memur sürgünleriyle yaşamaktayız.
Hepimiz, bütün bu alanların mücadelesiz, örgütsüz geçen zamanda değişmediğini ve değişmeyeceğini görmekteyiz.
İvmesi çılgınca hızlanan enflasyona karşılık her maaş zammı döneminde verdikleri komik oranlarla bizlerle dalga geçiyorlar. İnsanları eğitim ve sağlıklarına ayrılması gereken parayı, askeriye ve doğudaki savaşa aktarıyorlar.
Enflasyonun % 70'lerin üstünde seyrettiği dönemde, verdikleri maaş adlı harçlıkların önemli bir kısmını vergi olarak geri aldıkları; hiç utanmadan grevsiz, toplu sözleşmesiz sendika önerdikleri bu düzende biz emekçilere düşen yılmadan ve kararlılıkla bu hak mücadelesini sürdürmektir.
Çalışma koşullarımızın iyileştirilmesini ve enflasyona yenilmeyen zam oranlarını elde etmemiz, yönetimde söz sahibi olmamız, haksızlıklar ve keyfi memur sürgünlerini yaşamamamız için grevli, sendikalı toplu sözleşmeli hakkımızı alana kadar yılmadan mücadelemiz sürecektir
Yedikule Göğüs Hastanesi Çalışanları

YİNE COPLANDIK

İktidar adeta son kozu olan şiddeti tırmandırarak kullanıyor. İktidara gelen bütün düzen partilerinin izledikleri yol aynı. Vaadlerde bulunmak, oyalamak ve istediğinde şiddete başvurmak ülkemizin bilinen bir idare şekli. İktidara gelmek için vaadlerde bulunuluyor, iktidar alındaktan sonra bunun yerini oyalamalar alıyor. Oyalamalar sonuç vermeyince kolayca şiddet devreye sokuluyor.
Bunun son örneğini Ankara'da yaşadık. Bizlere daha önce verilen toplu sözleşmeli sendika hakkı sözü coplanmaya dönüştü. İLO sözle kabul edilmesine ve sendikal haklara ilişkin çeşitli zamanlarda verilen sözlere rağmen bunlar yerine getirilmedi ve istemlerimiz geçiştirilmeye çalışıldı. Dahası sendikalarımız danışma kulubüne dönüştürülüp etkisizleştirilmeye çalışıldı. Ama olmadı. Kamu emekçileri olarak sendikalarımıza sahip çıktık ve mücadelemize devam ettik. Taleplerimizin takipçisi olduk.
En doğal hakkımız olan toplu sözleşmeli sendika talebimizi haykırmak için düzenlediğimiz yine en doğal hakkımız olan yürüyüş saldırıya uğradı. Biz memurlara cop, tekme ve yumuruklarla saldırıldı. Arkadaşlarımız gözaltına alındı.
Ankara'da memurlara saldıran polis, Sivas'ta insanlar diri diri yanarken neden seyirci kaldı?
Biz kamu emekçilerine yapılan saldırıya seyirci kalan hükümetin tutumunu ve bize saldırı savunan bakanı kınarken, bütün kamu çalışanlarını polislerin işlerini yapmamaya çağırıyoruz. Bunu bütün kamu sendikalarının karar alması için öneriyoruz.
Saldırılar bizleri yıldırmayacak, toplu sözleşmeli ve grevli sendikal haklarımız için eylemlerimiz sürecektir.
İnanıyoruzki, DİRENENLER KAZANACAK.
KADIKÖY, MALTEPE, KARTAL, PENDİK, TUZLA ve GEBZE'den çeşitli meslek dallarından bir kısım kamu emekçisi.


 


 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19
Adana Büro: Ali Münüf Cad. Büyük Adana İş Hanı Kat: 4/29 Adana
Tel-Fax: 0322 352 17 92