Sosyalist Barikat Bütün
YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda |
|
|
|
|
İstanbul
Isınırken
|
Sivas katliamının ardından ülkenin
bir çok yerinde protesto gösterileri, çeşitli eylemler
yapıldı. Bir bütün olarak bakıldığında bütün bu
eylemlerin yine de katliamın çapına göre çok büyük
olmadığı söylenebilir. Ama yaşanan konjonktürde
yine de önemli şeylerin olduğu bir gerçektir.
Gösterilerin en anlamlılarından biri de İstanbul'daki
cenaze töreniydi. "İstanbul ayaktaydı"
sözü belki çok abartılıdır, İstanbul'un o gün ayakta
olan insanlardan daha büyük bir potansiyelinin olduğu
kesindir. Ama varolan durum bile bize önemli göstergeler
sunuyordu.
Uzun süren durgunluk sürecinin ardından 100-150
bin gibi bir gücün bir araya gelmesi ve yürüyüş
düzenleyicilerinin bütün beceriksizliklerini aşarak
olağanüstü uzun bir güzergahta gövde gösterisi yapması
son derece önemliydi. İnsanların kararlılığı anlamında
olsun, çevrenin tepkileri anlamında olsun çok olumlu
yönlerin gözlemlendiği söylenebilirdi.
Gerçi bu büyük kitle içinde katliam olayında bizzat
suçortağı durumunda olan SHP örgütünün de bulunması
sözkonusuydu ama bu durum yine de kitlenin genel
radikalizmini çok etkileyen bir unsur olmadı.
Bu anlamıyla Uğur Mumcu olayından epey farklı bir
ortam yaşandığı söylenebilir. Başından itibaren
devleti hedef tahtasına koyan genel bir kitlesel
tavır sözkonusuydu. İran vurgusu belki yine vardı,
ancak bu kez bu türden sloganlar daha çok SHP çevreleriyle
sınırlı kalıyor, kitlenin asıl canlı bölümü Kabataş'tan
Zincirlikuyu'ya dek devrimci sloganları öne çıkarıyordu.
Kısacası, İstanbul için bir "ısınma"dan
sözedilebilirdi.
Daha büyük ve daha geniş kitle gösterileri için
sokaklarıyla, kaldırımlarıyla ısınan bir İstanbul...
Ve insanların yürüme, haykırma kararlılığı ...
Cenaze bütün bunların ciddi ipuçlarını vermiştir
.
|
|
|
|
|
|
|
|