Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 
Sosyalist Barikat Bütün YAY-SAT Bayileri ve Kitapçılarda

 

Living Marxism'in Şubat 1993 sayısından
çevrilmiştir

Birleşmiş Milletler artık bir kurum olarak aslında oluşturulmasında güdülen amaca uygun hale gelmiştir. Tamamen emperyalist politikanın bir örtüsüolarak tasarlanan BM, bugün gerçekten bu role oturmuştur. Emperyalizm, kendi prestijini güçlendirmek için düzenlediği operasyonları BM maskesi altında uygulamakta, böylece belirli bir meşruiyet zemini aramaktadır.
Ama öte yandan, bu durum yeni bir çelişkiler yumağını da büyütmekte ve karmaşık hale getirmektedir. Uzun vadede görülen, emperyalist merkezler arasındaki bir gerginlik ortamıdır.


"Barışgücü Birlikleri'nin amacı, BM'nin partilerden birini ya da ikisini birden baskı yoluyla bir ateşkese zor-lamak için mümkün olduğunca hızlı ve düzenli olarak ülkeye yayılmaktır. Eğer ateşkesi ihlal ederlerse , iki partinin rızası olmaksızın da operasyon genişler, ki bu artık barışı sağlamanın ötesinde bir kavram olur." (Butros-Gali Birleşmiş Milletler Dış İşleri Genel Sekreteri/Kış 1992-1993)
Bugün, birçokları BM'in, daha sağlam bir yeni dünya düzeninin yaratılmasında lider konumunda olacağına inanıyor. Bu şişirilmiş beklentiler ise can çekişen New York çevrelerinde bir iddialılık atmosferi doğurmaktadır.
Gerçekte, BM'nin müdahalede daha fazla rol almasının nedeni, soğuk savaş sonrası daha sağlam ve barış dolu bir dünya inşa etmek değildir. Bu, eski global düzenin bozulmasının bir sonucudur ve uluslararası çelişmelerin yeni çağının bir işaretidir. Birleşmiş Milletler, bugün batılı güçlerin otorite gösterilerini ışıklar içersinde yansıtabilecekleri uygun bir zemin gibidir.
BM, soğuk savaş yıllarının bir kurumudur. 1945'de ABD dünyanın egemen devleti olarak ortaya çıkmıştı, fakat II. Dünya Savaşı sonrasında emperyalizmin itibar kaybı, bütün dünyada ABD zorbalığının sınırlarını çizmiştir. ABD devlet adamı Isaiah Bowman daha Mayıs 1942'de, ABD'nin savaş sonrası dünyayı yönetmeye ihtiyacı olacağını, ama aynı zamanda bunu yaparken geleneksel emperyalist biçimlerden sakınılması gerektiğini savunuyordu Zaten bu yüzdendir ki, yeni BM organizasyonu Mayıs 1945 San Fransisco Konferansı'nda ABD'nin zorbalıklarının "uluslararası işbirliği" gibi gösterilmesi için kurulmuştur.

BAĞIMLILAŞTIRMA
Washington, her zaman yarattığı yeni dünyanın üzerinde nihai egemenliği sürdürebilmeyi sağlayacak çeşitli bağımlılık biçimleri oluşturmuştur. Örneğin Washington, II. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Latin Amerikalı işbirlikçi devletlerine, mihver güçlere karşı resmen savaş ilan etmelerini empoze etmişti. Böylece, herkes BM üyesi gibi sayılabilirdi. Benzer şekilde 1949 yılınde, Çin'de Mao'nun güç kazandığı dönemde bile, Amerikalılar, Chiang Kai-Shek'in azledilmesi gerektiği ve BM'nin milliyetçilere karşı bir dünya gücü gibi davranmasının zorunlu olduğu konusunda ısrar etmişlerdi.
Sonuç ne oldu? ABD'ye teşekkürler!... Küçücük bir adacık, ki bugün Taiwan olarak daha iyi tanınır, 1949 yılından 1972'ye kadar BM Güvenlik Konseyi'nin daimi 5 üyesinden biri olmuştur!..
BM, Amerikan icadı olsa bile, Washington BM'nin göreceli olarak tarafsız ve Sovyetler Birliği ile oyun ortaklığında global bir kurum gibi görünmesi gerektiğinin farkına vardı. Bunu da çok başarılı bir şekilde kanıtladığı söylenebilir. En radikal III. Dünya ülkeleri bile "Amerikan Yarışları"na katılmak için sıraya girdiler! Ek olarak da, BM, eğitim alanında UNESCO ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumların sponsörlüğünü üstlendi. Kısacası ABD, her zaman başkalarının hakkına el uzatmanın formülünü üretebilmek için bir yol buldu. 1950-53 yılındaki Kore savaşından, 1983'teki Grenada işgaline dek her olayda Washington bazen BM kurallarına uydu, bazen ise kendi çıkarları doğrultusunda onları ihlal etti.

BÜYÜK UMUTLAR
Soğuk Savaş bittiğinde, BM'in görünüşte temelleri atılmış olan idealler için yaşayacağı gibi genel bir iyimserlik patlaması vardı. Soğuk savaşın bitişi elbette birşeyleri değiştirdi, fakat bir bakıma "idealizm"le bir şeyin yapılamayacağı da açığa çıktı. Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve III. Dünya radikalizminin gerileyişi, Batılı güçlerin BM'i istedikleri gibi kullanmak konusundaki sıkıntılarını ortadan kaldırdı. Genel Sekreter Butros Gali, bir yandan BM'in evrensel söylemini güçlendirirken, öte yandan pratikte evrensel iddiaların hepsi bir kenara atıldı. Bütün bunlar III. Dünya ve Doğu'ya karşı açıktan açığa yapılan Batı müdahalesinin yaygınlaştırılmasının bir aracı oldu.
BM, gibi bir çok askeri-politik müdahaleyi 4 yıl içinde başardı. Bunu yapabilmek için, kendi koydukları en kutsal kuralları bile çiğnediler. Örneğin, BM'in 1945'de konulan kuralları açıkça üyelerin içişlerine karışmayı yasaklamıştır.

Ama, bugünlerde bu formaliteleri kim takar ki! ABD Somali'den Sırbistan'a kadar halkların içişlerine müdahale ettikten sonra!..
Örneğin, Soğuk Savaş sonrası ilk büyük müdahale 1991'de ABD ve İngiltere'nin Kuzey Irak'ta "Kürtler için güvenli bir cennet yaratma" bahanesini öne sürerek işgaliyle gerçekleşti. Hiç bir BM üyesi de bu işgale "Irak'ın ulusal haklarının ihlali" diye itiraz etmedi.
Aslında, Batılı güçlerin, BM'i kendi jeopolitik çıkarlarını elde etmek için öncesine oranla daha bariz şekilde kullanma yolunu açmaları, Ocak 92'de John Major'ın BM Güvenlik Konseyi zirvesini toplantıya çağırmasına rastlar. Bu, nükleer güçler kulübünün bir konferansıydı; soğuk savaş sonrası nükleer yayılmanın problemlerini tartışmak üzere toplanılmıştı. Ve bu toplantı, nükleer yayılmanın sınırlanması anlaşmasını ihlal ettiğinden şüphelenilen herhangi bir ülkeye Güvenlik Konseyi'nin deyimiyle "uygun ölçülerde" önlemler içeren bir deklarasyonla sonuçlandı.
"Uygun ölçütler"in ne olduğunu anlamak için ise ABD ve İngiltere'nin kısmen BM bayrağı altında (nükleer yayılmayı önleme bahanesiyle) Irak'ı yakıp yıkması olayına bakılabilir.

SWAPO'NUN SIRTINDAN HANÇERLENMESİ !
Soğuk savaş sonrasında BM'in emperyalizmin vekili gibi hareket etmesinin en yakın örneklerinden biri Güney Afrika'ya, (Namibya özgürlük hareketi olan) "SWAPO'nun icabına bakması için" yardım ettiği günlere rastlıyor. Güney Afrikadaki "barış sürecinin" her aşamasına önderlik eden SWAPO'ya şart ve isteklerini zorla empoze eden BM, böylece ırkçı rejime avantaj sağlamıştı.
Güney Afrika hükümeti Namibya'da "Koevoet" ölüm mangalarını yerel polis ofislerine doldurduğunda, BM, SWAPO'nun protestolarına omuz silkmekle yetinmişti. Daha sonra, 1 Nisan 1989'da SWAPO üyeleri yurtlarına, Namibya'ya döndükleri zaman BM güvencesi altında olduklarına inanıyorlardı; ama binlercesi Koeveot çeteleri tarafından katledilmekten kurtulamadılar. Ve BM, Güney Afrika Hükümetinin "provakasyon yaratarak ateşkes anlaşmasının bozulmasına SWAPO'nun neden olduğu" biçimindeki hikayesini onayladı.
BM'nin daha yakın bir geçmişte gerçekleştirdiği bir fiili müdahale de Kamboçya'da yaşandı ve BM Kamboçya'yı fiilen sömürgeleştirdi. Japonya bu operasyona yaklaşık 2000 askerini gönderdi, ki bu sayı BM'in gönderdiği 20 000 kişilik askeri birliğin sadece bir parçasıydı. Kamboçya'daki BM temsilcisi ise Japon diplomat Yasushi Akashi idi!.. "Bir seçim yapılana dek", Akashi'nin BM takımı Kamboçya hükümetinin 5 kilit ana noktasını elinde tutuyordu: Dışişleri, Ulusal Savunma, İç Güvenlik, Danışma ve Finans... Başka bir deyişle önemli olan her şey...
Far East Economic Review'e göre bu yapılan şey, "Bütün önemli devlet fonksiyonlarını üzerine alacak bu yeni güçleri belirleyecek olan 1993 seçimlerinin partizanlar tarafından manipule etmesini önlemek için, bir BM operasyonuydu." BM'in demokrat bir "arabulucu" gibi ortaya çıkmasıyla birlikte, Japonlar da böylece II. Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez Güney-Doğu Asya üzerindeki otoritelerini yeniden ortaya koyabildiler.

KOPARMAK
BM'in yeni rolüne uyumu yine de sorunsuz değildir. Batılı güçlerin genel çıkarları ile şekillenip motive edilen müdahaleler, halkların bir "hümanist arabulucu" olarak BM'den artan beklentilerini karşılamada yetersiz kalmaktadır. Bunun yerine, BM, eski global güç dengesinin yıkılmasında bir odak haline geldi. BM'in daha fazla batı temsilcisi gibi daha fazla davranmasıyla, ve batılı güçlerin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları nedeniyle parçalanma riski de artacaktır. BM finansmanının karşılanmasındaki tartışmalar güçlü batılı rakiplerin birbirinden kopuşunun sembolik bir yoludur. BM, bugün öndegelen üyelerinin büyük bir kısmı ödemelerini yapmadıkları için meteliğe kurşun atmaktadır. Temmuz 92 sonunda BM üyelerinin toplam 1 milyar dolar borcu vardı ve bu borcun yarısı ABD'ye aitti.
BM'in öndegelen üyelerinin borçlarını ödemedeki isteksizlikleri, gelecekte nasıl bir dünya düzeni oluşması gerektiği konusundaki anlaşmazlıkları da yansıtır. BM üyeleri içinde Almanya ve Japonya'nın halen düşman ulus sayılması ve Güvenlik Konseyi'nin kapısı dışında tutulmaları, onları rahatsız etmektedir.
ABD, bir yandan BM işleyişine aldırmadan Somali ve Irak gibi ülkelerin hava sahalarına girip tek yanlı davranışlarını artırırken, öte yandan ise bundan dolayı diğer güçlerin ısrarla liderlik rolünü sorgulamalarına kızmaktadır. Soğuk savaşın sona ermesi BM yüzeyinde Batılı güçler arasındaki gerginliği artırdı. 1991 başında Mikhail Gorbaçov Sovyetler Birliği'nin dağıldığını açıkladığında, bu durum, BM Güvenlik Konseyinde bazı karışıklıklara yol açmıştı. Güvenlik Konseyi'nin Amerikalı, İngiliz ve Fransız üyeleri, Almanya'ya da Japonya'nın Sovyetler Birliği'nin yerini almalarını önlemek için, BM üyeleri arasında hiçbir görüşme yapılmaksızın aceleyle Rusya Federasyonu koltuğunun resmi olmayan bir şekilde Boris Yeltsin'e verildiği konusunda güvence verdi. Daha sonra Major, 1992 Ocak'ında BM'nin önde gelen üyelerini arayarak düzenlemelerin şimdiki haliyle devam edeceği noktasında güvence verdi. İndependent'in diplomatik editörü Annika Savill'e göre bu toplantının başından beri amacı Güvenlik Konseyi'nde Sovyet koltuğundan Rusya koltuğuna geçişi hızla garantilemekti ki, bu durum veto hakkına sahip beş üyeden birinin varlığının korunmasını sağlıyordu.
Yani, BM Güvenlik Konseyi'nin kalıcı 5 üyesi mevcut uluslararası statükoyu korumak istiyorlardı.
Sonuçta, BM yüksek kademelerindeki bu karışıklık, uluslararası ilişkileri daha fazla militarize etme yönündeki eğilimi de şiddetlendirmektedir.
Örneğin 1992 Eylül'ünde Almanların ve Japonların BM Güvenlik Konseyi'ne kalıcı üyelik için yaptıkları başvuru reddedilmiş ve bunun üzerine Japonya kendi kampanyasını desteklemek için Kamboçya'ya 1800 kişilik bir askeri birlik göndermiştir. Aralık ayında da başbakan Helmut Kohl Somali'ye Alman birlikleri gönderilmesinin gerekçelerini şöyle açıklamıştı:"Sorun, Almanya'nın uluslararası toplulukta, BM içinde görevlerini yeterince yerine getirip getiremediği sorunudur."
Batılı güçlerin yaptığı böylesi BM dalavereleri yeni gerginliklere yol açmakta ve halkın tepkilerini doğurmaktadır.
Çünkü, BM Güvenlik Konseyi'nin Butros Gali'yi Kasım 1991'de yeniden organizasyonun başına geçmesinin nedeni, onun gözegirebilmek için mümkün olan herşeyi yapmasıydı. Mısır'ın resmi birinci temsilcisi olan Gali, Sorbonne'da eğitimini tamamladıktan sonra zengin yahudi kapitalist Aleksendria'nın kızıyla evlendi. Asıl başarısı ise, 1978'de Mısır ile İsrail arasındaki (ABD'nin sponsörlüğünü yaptığı) Camp David anlaşmanın sağlanmasında rol almasıydı. Yani, o batının köpeği olabilmek için gerekli bütün referanslara sahipti.

AVRUPA MERKEZLİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
Ama daha ilk günden Butros Gali, artan bir gerilim ortamında, çözmesi beklenen dünya sorunlarıyla Batı'nın BM'in rolü üzerine düşünceleri arasında sıkıştı kaldı. Geçen Temmuz'da, Gali, Avrupa merkezli finans güçlerini Somali gibi Afrika ülkelerini gözardı edipYugoslavya'daki "Zenginler Savaşı"na yoğunlaşmakla suçlamış ve sonra İngiliz basınınca sorgulandığında da BM'nin İngiliz delegelerini kendisine "zehirli fikirler saçan biri" gibi davrandıkları için eleştirmişti.
Bütün karışıklıkların sonucu ise BM'nin bir prestij kaybıydı.
BM Genel Sekreteri ile Washington ilişkisi yoğun bir ilişkidir. ABD, aslında Amerika'nın dünya liderliğini göstermek amacıyla düzenlenen dış müdahaleleri gizlemek için BM'nin hümanist referanslarını bir örtü olarak keşfetmişti. Fakat, giderek daha fazla Rambo gibi davranması da istikrar sağlamıyor. Üstelik, ABD'nin tek yanlı tavırları ve pervasız eylemleri, "Yeni dünya düzeni"nin organize edici bir aracı olan Butros Gali'nin yükselişinin de altını oyuyor.
BM'nin organize ettiği her müdahale, halkların beklentilerini boşa çıkarttığından beri, Genel Sekreter, şimdi artık, Sarajevo'dan Mogadişu'ya ve Addis Ababa'ya kadar halklara açıklamalar ve kanıtlamalar yapmak durumuna düşürülmüştür.
BM, "yeni dünya düzeni"nin kurucusu olamaz, çünkü o eski dünya düzeninin bir yaratığıdır. BM, Amerika'nın bütün dünyaya meydan okuduğu zamanlarda, bir ABD ürünüydü ama şimdi Amerikan liderliğinin artık sorgulanıyor olmasından dolayı gitgide artan bir gerginlikle kuşatılmıştır.
Kısacası, BM'nin şimdiki biçimiyle varlığını daha ne kadar sürdüreceği kesin değildir.

 

 

 

 

 

 

sbarikat@hotmail.com
barikat@barikat-lar.de
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
Telefon/Faks: (0212) 632 23 19
Adana Büro: Ali Münüf Cad. Büyük Adana İş Hanı Kat: 4/29 Adana
Tel-Fax: 0322 352 17 92