Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini
 

 

7 (68). Sayı /Kasım-Aralık 2013

       Herşeyin bir ilki vardır. Biber gazının etkisinde kalanlar bilir. İlk defasında öleceğiniz duygusuna bile kapılabilirsiniz. Gözlerinizin, burnunuzun, genzinizin yanması bir yana dursun, aldığınız nefes sizi yaşamdan uzaklaştıran birşey gibidir...
       Sonra? Sonra bir de bakarsınız her şey normale dönmüş. Belki biraz daha uzun sürer bu etki, belki biraz daha kısa. Ama sonuç değişmez. Bir dahaki sefere nefesinizi kontrol etmeyi denersiniz ve etkinin daha aza indiğini farkedersiniz.
       Dayak yemek öğrenilir mi? Öğrenilir. Dayak yerken vücudunuzu kalıcı hasardan korumaya, yaşamsal organlarınıza darbe almamaya çalışırsınız. Cezaevinde uzun yatanlar için bunlar pratiğin dersleridir. Başka türlü her sevkte, hatta kimi dönemlerde her sayımda başa gelebilecek bu tür şeylerle başa çıkamazsınız. Gaz da öyle. Pratikte öğrenirsiniz. Korkmamayı da öğrenirsiniz. Köroğlu destanı, Köroğlu'nun cesur olmayı ağzındaki kemiği kendinden daha iri köpeklere kaptırmamak için onlara saldıran bir sokak köpeğinden öğrendiğini yazar.
       Korkmamak, ya da başka bir ifadeyle cesur olmak öğrenilebilecek bir şeydir. Haziran günlerinde bunu gördük. Böyle davranacağını hiç beklemediğimiz insanlar gösterdi bu cesareti. Sanmayın ki hiç hesap yapmadan çıktılar sokağa, dikildiler polislerin önüne. Hesap her zaman ölümle yaşam arasında yapılmaz ki. Yüzyıldan fazla bir zaman önce 1830’da Lyon’da ayaklanan dokuma işçileri yazmıştı bunun formülünü bayraklarına: “Diz çökerek yaşamaktansa, dövüşerek ölmek daha iyidir”. Yapılan hesabı en iyi bu söz özetler belki.
       Bu ülkede yaşayan herkes gibi Haziran’da sokaklara çıkanlar da biliyorlardı ki, bugün de geri adım atılırsa, korkulup kaçılırsa onlar daha fazlasını isteyecekler ve almak için üzerimize gelecekler. Bunu bilmek için çok bilinçli olmaya gerek yok. O halde? O halde yanıt basit. Bu gaz denen şey kapsülü kafaya isabet etmedikçe öldürmüyor. İnsan kör de yaşayabilir, ama korkarak asla. Nefes alıp veren bir ceset olarak adına “ev” denen mezarlara kendi kendini gömmektense sokakta olmak bin kere daha yeğdir. Hesap basit. Sonuç ortada.

 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
YönetimYeri: Şehit Muhtar Mah. Yoğurtçu Faik Sokak No: 12-14 Kat: 4
Beyoğlu/İSTANBUL