Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

61-1. Sayı - Kasım 2009

Dersim tarihi direnmelerin tarihidir. Bu sayısız direnmeler, "Dersim" kelimesine özgün anlamlar kazandırmış; "Dersim" adı bağımsızlık özleminin, zulme ve sömürüye karşı muhalefetin, ardı arkası kesilmeyen bir direnişin sembolü olmuştur. Yüzyıllarca devam eden dersim direnişi tarihi kişilikler ve ulusal kahramanlar çıkarmıştır, bunlardan biri de Seyyid Rıza'dır.
Seyyid Rıza 1867'de Hassenan Aşiretinin Yukarı Abbasan Kolu'nun önderi Seyyid İbrahim'in en küçük oğlu olarak dünyaya geldi. Mehmet Ali Efendi adlı bir ulemadan dersler alarak büyüdü. Mehmet Ali Efendi hem bir dini önderdi hem de bölge halkının ulusal bilincinin gelişmesinde önemli katkıları olmuştu. Babasının ölümünden sonra Seyyid Rıza babasının vasiyetine uygun olarak şeyhliği devraldı ve Tujik Tepesi eteklerindeki Agdad Kasabası'na yerleşti.
Seyyid Rıza kasabası Agdad'ta Kürdistan bayrağını çekmesine rağmen Hozat'taki Kürt aşiretlerine güvenemediğinden 1921'deki Koçgiri ayaklanmasına katılmadı.Ayaklanmanın ardından Alişer ve Baytar Nuri'yi himayesi altına aldı.1926'da Koçan aşiretine karşı girişilen operasyon sırasında Seyyid Rıza, diğer Dersim aşiretlerinin hükümet kuvvetlerinin safında yer almasını önlemeye çalıştı. Ancak bütün toplantılara rağmen aşiretler arasında birlik sağlanamadı. Aşiretler arası bu çatışmalar yüzünden Ağrı isyanı sırasında Dersim'in ayaklanmaya katkısı çok cılız oldu.
Daha sonra 1936'da Türk ordusunun Dersim yakınlarına yeni garnizonlar kurma kararı, Kürt aşiretlerinin günlerce süren yoğun toplantılarına neden oldu. Yörede askeri garnizon istemeyen aşiretlerin temsilcisi olarak Seyyid Rıza kararın geri alınması için general Abdullah Alpdoğan'la görüştü. Alpdoğan garnizonları durdurmak bir yana aşiretlerden 200 bin silah toplamalarını istiyordu. Bu arada halk bazı şantiyeleri basarak nöbetçi askerlerin silahlarına el koyuyor ve Seyyid Rıza genelgenin iptal edilmesini ve halkın ulusal haklarını güvence altına alan yeni bir bölgesel yönetim oluşturulmasını istiyordu. Hükümetin bu talebe cevabı bölgeye hemen çok sayıda asker göndermek oldu. Askeri operasyonlar kış bastırdığında kesildiyse de ordu Dersim'i kuşatma altında tutmaya devam etti.1937 baharında karların erimesiyle yeniden başlayan askeri operasyonlar sırasında Seyyid Rıza'nın oğullarından Bra İbrahim arabuluculuk için gittiği Elazığ dönüşünde, istihbarat şefi Binbaşı Şevket'in adamları tarafından öldürüldü. Bunun üzerine Türk yetkililere başvuran Seyyid Rıza oğlunu öldürenlerin kendisine teslim edilmesini istedi. Ancak bu talebi kabul edilmedi ve çatışmalar yeniden başladı.
Eylül 1937'de hükümet yetkilileriyle görüşmek üzere Erzincan'a giden Seyyid Rıza tutuklandı. Yeni genel müfettiş İzzettin Paşa kendisine Seyyid Rıza olup olmadığını sorduğunda "Ben Dersimli Rızo'yum."dedi."Dersimde her meşe altında ve her dağ başında binlerce Rızo vardır. Şu halde siz hangi Seyyid Rıza'yı soruyorsunuz?" yanıtını verecekti. 14 gün süren mahkeme sonunda 18 Kasım 1937'de aralarında oğlu ve kardeşinin de bulunduğu 11 kişiyle idama mahkum oldu. Seyyid Rıza idamında büyük rol oynayan sonraki Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'in anlatımıyla, sanki meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti: "Ewlad-i Kerbelayimi, be gunayimi, ayibo, zulimo, cinayeta."(evlad-ı Kerbela'yız, günahsızız, ayıptır, zulümdür, cinayettir.) Dik adımlarla yürüdü, çingeneyi itti, ipi boynuna geçirdi, sandalyeye ayağıyla tekme vurdu, infazı kendisi yaptı. Cenazelerinden korkulan direnişçiler halka teşhir edildikten gizli biçimde gömüldüler. Ama Seyyid Rıza, Dersim'in belleğinden hiç silinmedi. Özellikle sömürgecilere duyduğu öfkeyi ifade ettiği şu sözleriyle:
"Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun."

 

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul