Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

57. Sayı - Ocak-Şubat 2008

Ortadoğu’nun ve Filistin’in en iyi tanınan devrimci örgütlerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC)’nin tarihsel belgelerinden bölümleri yayınlamaya bu sayıdan itibaren başlıyoruz. Devrimci sosyalist hareketin oluşum dönemlerine de denk düşen bu tarihsel belgelerin okurlarımıza yararlı olacağını umuyoruz.. Kaynak: FHKC web sitesi.

Silahlı mücadelenin stratejisi doğal olarak partinin yapılanma çizgisini etkilemelidir; ki böylece bu yapı, mücadelenin çıkarlarının ve gereksinimlerinin üzerinde; partinin yapısını ve örgüt içerisindeki ilişkileri, önderlik yapısının doğasını, eğitim malzemesini ve iç işleyişini etkileyecek bir tarzda temellensin.
Filistin ulusal hareketinin temel hedefi Filistin’in özgürlüğüdür. Bu amaca silahlı mücadele ve uzun süreli halk savaşının dışında hiçbir yoldan ulaşılamaz. Eğer bu gerçeği göz ardı edersek, partimizde ve politik faaliyetimizde büyük bir sapma meydana gelir. Savaşmanın ve örgütlülük, seferberlik ve siyasi faaliyetin zafere giden yolda savaşı güçlendirmek için gerekli olduğu kitleler tarafından kavranmalıdır. Başka bir şekilde kitlesel bir Filistin ulusal hareketi kurmak mümkün değildir. Mücadelenin gereksinimlerini sağlamak, mücadeleyi savunmak ve mücadelenin kalıcılığını, devamlılığını ve etkinliğini arttırmak için mücadeleye sürekli insan sağlamadan bir seferberlik gerçekleşmeyecektir. Silahlı ve politik faaliyet arasındaki bu diyalektik ilişki bütünlüğü, çalışmamızda olmazsa olmaz bir ölçüttür.
Böyle bir Filistin kurtuluş hareketi düşüncesini birbiriyle iyice kaynaşmış iki cephe üzerinden (silahlı ve politik faaliyet) inşa etmek, aşağıdaki konuların örgütsel düzeyde pekiştirilmesi anlamına gelir:
(1) Savaşı yürüten askeri örgütün olgun bir politik yapısının olması gerekir. Amacımızı mekanik anlamda bir askeri yapı inşa etmekle sınırlamak pek çok risk taşır. Silahlanan savaşçı neden, kime karşı ve kim için eline silah aldığını bilmelidir. Kitle ilişkileri üzerine sağlam bir politik perspektif, savaşçıları devrim güçlerinden yalıtılmalarına yol açabilecek hatalara düşmekten alıkoyar. Ayaklarını yere sağlam basabilme imkânını verir. Onların kısa vadeli politikalardan uzak durmalarını sağlar. Düşmanın politik sabotaj eylemlerinden korur. Silahlı gruplarla olan ilişkilerini belirler ve bu güçleri savaşta yararlı olacak politik bir kitle hareketi için seferber eder. Politikleşmiş savaşçı tek başına, halkımız tarafından bugün yürütüldüğü gibi, uzun ve çetin bir savaşta dayanıklı olma yeterliliğine sahiptir.
Savaşan kadroların olaylar üzerine devrimci bir bakış açısı kazanması, bu kadroları Filistin kurtuluş hareketinin öncüsü yapar ve savaşın sağlamlığını, devamlılığını ve sapmaz çizgisini garanti eder.
(2) Politik örgütün askeri bir yapıya sahip olması gerekmektedir. Ancak bu örgütün savaşan kadrolara yardımcı olduğunu aklımızda tutmamız gerekir. Bu örgüt bize askeri kadroya ve savaşa katılacak çok sayıda insanı sağlamalıdır. Ortaya çıkabilecek en büyük sapma, politik örgütün açık bir hedef belirlemeden gelişigüzel bir tarzda inşasıdır. Bu sonuçta bizi savaşan kadroların bileşik bir parçası olmayan, mücadeleyle olan ilişkisinin moral ve siyasi avantajlarını kullanmaya hevesli bir örgütle yüz yüze bırakır. Böyle bir sapma savaşçı kadrolarla ve politik örgüt arasında devrim yürüyüşünü olumsuz yönde etkileyen ve politik örgütü bir destek yerine yük haline getiren büyük bir çelişki yaratacaktır. Gerçekten savaşa hazırlanmamış olduğu halde, gerilla eylemlerini savaş giysilerini ve diğer sembolleri sahiplenen bir kimlik edinmek amacıyla kendisini savaşla ilişkilendirmeyi tercih eden bir siyasi örgüt, devrimci büyümenin önünde bir engel yaratacak ve partiyi siyasi örgüt ile savaşçı kadrolar sürekli çatışma yaşanan koşullara mahkum edecektir.
Politik örgüt, savaşa sürekli insan akışı sağlanması için inşa edilmelidir ve görevi mücadele için koruma sağlamak olmalıdır (örneğin halk direnişi). Politik örgüt, savaşan kadrolarla aynı koşullarda yaşamalıdır ve günlük sürekli görevi mücadelenin ve savaşçı kadroların hizmetinde yorucu ve sürekli bir çaba göstermek olmalıdır. Biz bu yolla birleşik partiyi inşa edebiliriz. Silahlı ve politik eylem arasındaki herhangi bir ciddi çelişkiden sakınabiliriz.
(3) Partinin önderliği son tahlilde, bir yandan politik bilinci diğer yandan da savaşa önderlik edecek kapasiteyi taşıyan askeri-politik bir önderlik olmalıdır. Politik örgütün sağlam kararlar alabilmek için savaşçıların ve mücadelenin bütün sorunları ve koşullarıyla fark edilir bir şekilde tanışık olmasının ve askeri alanda süregelen bütün sorunları anlamasının sağlanması için örgütteki liderlik pozisyonları zaman zaman yer değiştirmelidir. Diğer yandan askeri örgüt de politik alandaki bütün problemlere aşina olmalıdır.
(4) Partinin iç eğitimi politik ve askeri yapıyı aynı zamanda inşa etmeyi amaçlamalıdır. Politik örgütte verilen askeri eğitim politik eğitim kadar temel olmalıdır. Aynı şekilde, savaşçı kadrolara verilen politik eğitim de askeri eğitim kadar öneme sahip olmalıdır. Önder kadro eğitimi ise aynı zamanda askeri ve politik eğitim olmalıdır.
(5) Önderliğin temel gayreti, savaşla ilgili temel noktalara, sorunların çözümüne ve savaşın seferberliği, sarsılmazlığı ve devamlı gelişimi için gereksinimlerin karşılanmasına yönelmelidir. Bütün çabalar (örgütsel, politik, finansal, istihbaratla ilgili) savaşın yürütülüşü için olmalı ve bütün bunlar partinin programına, bütçesine ve hareketin seyrine yansımalıdır.
(6) Partinin iç tüzüğü, askeri ve politik eylemin birleşip kaynaşması temeline oturmalı, parti ve onun temel önder kadrolarının varlığı savaşçıların ve savaş unsurlarının varlığı üzerine oturtulmalıdır.
Bizim istediğimiz örgütsel tablo; üyelerinin bir bölümünün savaşta asıl görevi üstlendiği, diğerlerinin savaşa hazırlanırken, üçüncü bir grubun da savaşı koruyan ve destekleyen halk direnişini oluşturduğu, savaşan tek bir partidir. Dördüncü bir grup kitleler içerisinde çalışır. Bu grup, onlara savaşın önemli noktalarını açıklayarak savaşa hizmet etmeye yöneltir. Beşinci bir grup ise savaşa hizmet eden yönetsel, finansal işleri, istihbarat görevlerini yerine getirir. Bütün bu gruplar, bütünleşmiş, birbirlerine bağlanmış tek bir sistem içerisinde, aynı anda savaştan, örgütten ve politik faaliyetten sorumlu tek bir önderlik tarafından yönetilen tek bir örgüttür.
“Her savaşçı bir parti üyesidir ve her parti üyesi bir savaşçıdır” şiarı bizlere Filistin ulusal hareketi ve özgürlük mücadelesi görüşümüzle uyumlu bir savaşçı partinin inşası için önümüzde stratejik bir yol çizer.

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19