Ulucanlar Katliamı’nın Hesabını
Soracağız
30 Eylül 2007 Pazar günü, bundan 8 yıl
önce faşizmin gerçekleştirdiği Ulucanlar Katliamı,
Karacaahmet Mezarlığı’da saat 13.00’te TUYAB’ın
örgütlediği bir eylem ile lanetlendi. HKM’lerin
de desteklediği eylem Ulucanlar Cezaevi’nde katledilen
10 devrimci tutsağın şahsında tüm devrim şehitleri
için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Ulucanlar
Cezaevi’nde katliamın tanığı olan devrimci tutsaklar
ve yakınları birer konuşma yaparak, acı ve öfkeyi
anlatmaya çalıştılar. Daha sonra TUYAB temsilcisinin
yaptığı konuşmanın ardından Grup Vardiya, katledilen
devrimci tutsakların sevdiği ezgileri dillendirdi.
Ulucanlar Katliamı devrimci tutsaklara yönelik
gerçekleştirilen imha ve teslim olma saldırısının
ilk adımıydı. F Tipi hapishanelerdeki tecrit koşulları
ağır koşullarda devam ediyor. F Tiplerinde tecrit
ve baskılara karşı mücadele ertelenemez bir görevdir.
Bu bilinçle anmaya katılanlar, son söz olarak
“Katliamı 8. yılında unutmadık, unutturmayacağız”
diyerek eylemi bitirdiler.
Adana’da
Ulucanlar Protestoları
26 Eylül 1999’da Ankara Ulucanlar Cezaevinde gerçekleştirilen
katliam, Adana’da bir dizi etkinlikle protesto
edildi ve katliamda şehit düşenler anıldı. ÇHKM,
BDSP, Alınteri, ESP, DHP ve Mücadele Birliği’nin
düzenlediği etkinliklere Radyo Dünya’da yapılan
bir programla başlandı. 24 Eylül 2007 günü saat
18.00 ile 19.00 arasında gerçekleştirilen radyo
programına Adana Barosu avukatlarından Av. Sevil
Aracı, Adana TİHV’den Dr. Memet Antmen ve ÇHKM’den
Hasan Yüksel katıldı. Av. Sevil Aracı, operasyonun
gerçekleştiği süreçte toplumsal muhalefetin bastırılmak
istendiğini ve uygulanmak istenen AB ve IMF dayatmalarının
bunu şart koştuğunu vurgulayarak, dönemin başbakanı
B. Ecevit’in ABD’ye gitmeden önce söylediği “devlet
otoritesini uygulamaktan sakınmayacaktır” yönündeki
sözlerin, operasyonun fitilini ateşlediğini anımsattı.
Konuşmasının devamında operasyon sonrasındaki
yargılama süreçlerinde yaşanan hukuksuzluklara
değinirken, katledilen, işkenceye uğrayan tutsakların
yargılanmasına ve onları savunan avukatlara dahi
dava açılmasına dikkat çekti. Operasyon sonrası
yapılan otopsilere avukatların talepleri olmalarına
rağmen alınmadığına da dikkat çeken Sevil Aracı,
bir daha tekrarlanması olanaksız olan otopsilere
avukatların “ölmüş adamın avukata ihtiyacı olmaz”
gerekçesiyle alınmamasının delilleri karartma
suçunun açık bir belirtisi olduğunu vurguladı.
Genel olarak cezaevleri, özel olarak tecrit uygulamasının
insan sağlığı boyutlarını ele alan Dr. Memet Antmen
ise devletin cezaevleri politikalarının insan
sağlığını hiç düşünmeden hazırlanıp uygulandığına
dikkat çekti.
ÇHKM temsilcisi ise konuşmasında dönemin siyasal
tablosuna değindi. O süreçte toplumsal muhalefete
disiplinli ve topyekün müdahale edebilen yegane
devrimci muhalefet odağı olan cezaevlerinde en
geniş devrimci davranış birliğinin merkezi olarak
yaratılmış ve bunun CMK (Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu)
adı altında somutlanmış olmasının sistemi hayli
rahatsız ettiğini belirten ÇHKM temsilcisi, tüm
devrimci muhalefet odaklarının adım adım susturulması
sürecinin Cumartesi Anneleriyle başladığını söyledi.
Öncelikli olarak kayıp yakınlarını sokaklardan
“temizleyen” sistem, F tipi saldırısını da adım
adım örerken bir laboratuvar olarak Ulucanlar’da
“deney” yapmıştı. Böylelikle devrimci tutsakların
ve genel olarak devrimci toplumsal muhalefetin
neler yapabileceğini bu operasyonla ölçen egemen
sınıflar, uyguladıkları vahşetle 12 Eylül sürecini
anımsatmıştı.
Operasyondan sonra Burdur ve Bergama’da saldırıların
sürdüğüne değinen konuşmacı, Burdur’da tutsak
Veli Saçılık’ın operasyon sırasında iş makinası
tarafından koparılan kolunun bir köpeğin ağzında
bulunmasını da anımsattıktan sonra tüm bunların
19 Aralık bütünsel saldırısının hazırlıklarının
birer parçası olduğuna da değindi. Kısaca 19 Aralık
sürecinden de bahseden konuşmacı, operasyon sürecinde
kişi olarak neler yaşadığının sorulması üzerine,
orada kişilerden çok bir bütün olarak kitlenin
kahramanlığının yaşadığını vurguladı ve gerek
Ulucanlar gerekse de 19 Aralık operasyonları sırasında
teslim olan tutsak sayısının hesaba katılmayacak
kadar az olduğu gerçeğini bir kez daha anımsattı.
Şakirpaşa’da Yürüyüş
Ulucanlar katlimını protesto etmek için Adana’da
düzenlenen ikinci etkinlik 25 Eylül 2007 günü
Şakirpaşa Mahallesinde düzenlenen yürüyüş oldu.
Saat 17.00’de ana cadde üzerindeki Pasaj durağında
bir araya gelen kitle, ellerinde Ulucanlar Şehitlerinin
resimleriyle, “Ulucanlar Katliamını Unutmadık,
Hesabını Soracağız” yazılı pankartlarını açarak
yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca “Devrim Şehitleri
Ölümsüzdür”, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”,
“Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz”, “Kahrolsun Faşizm
Yaşasın Mücadelemiz”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”,
“Zındanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük”, “Ulucanlar
Şehitleri Ölümsüzdür”, “Onlara Sözümüz Devrim
Yeminimizdir” sloganları atıldı. Yürüyüşün sonunda
basın açıklaması okundu.
İnönü Parkı’nda Basın Açıklaması
Ulucanlar Katliamının 8. yıldönümü olan 26 Eylül
2007 günü saat 12.30’da Adana İnönü Parkı’nda
bir basın açıklaması yapıldı. Ulucanlar şehitlerinin
resimlerinin taşındığı basın açıklamasında “Ulucanlar
Katliamını Unutmadık, Hesabını Soracağız” yazılı
pankart açıldı. İşçi Mücadelesi ve Halkevleri’nin
de destek verdiği basın açıklamasında “Devrim
Şehitleri Ölümsüzdür”, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”,
“Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz”, “Kahrolsun Faşizm
Yaşasın Mücadelemiz”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”,
“Zındanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük”, “Ulucanlar
Şehitleri Ölümsüzdür”, sloganları atıldı.
Meydan Mahallesinde Yürüyüş
Yine 26 Eylül 2007 saat 17.00’de Meydan Mahallesi,
Kıbrıs Caddesi boyunca bir yürüyüş gerçekleştirildi.
Kıbrıs Caddesi’nin Obalar Caddesi ile kesiştiği
yerden başlayan yürüyüşte “Ulucanlar Katliamını
Unutmadık, Hesabını Soracağız” yazılı pankart
açıldı ve Ulucanlar şehitlerinin resimleri taşındı.
Yürüyüş boyunca “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür”,
“Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Bedel Ödedik
Bedel Ödeteceğiz”, “Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz”,
“Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Zındanlar Yıkılsın
Tutsaklara Özgürlük”, “Ulucanlar Şehitleri Ölümsüzdür”,
“Onlara Sözümüz Devrim Yeminimizdir” sloganları
atıldı. Her şehidin adı okunduktan sonra kitle
“Yaşıyor” sloganını attı. Caddenin sonunda yapılan
basın açıklaması ile yürüyüş sona erdi.
Gençlik Gelecektir, Geleceğimize Sahip Çıkacağız.
Geleceğimizi Karartanların Geleceğini Karartacağız!
Devrimci Sosyalist Gençlik
İZMİR'DE
CEZAEVİ KATLİAMLARI PROTESTO EDİLDİ
21 Eylül Buca, 24 Eylül Diyarbakır, 26 Eylül Ulucanlar
Cezaevi katliamlarını kınamak ve protesto etmek
için BDSP, HKM, ESP, EHP, KALDIRAÇ, KÖZ, PARTİZAN
ve İHD'nin de aralarında bulunduğu devrimci demokrat
kurumlar Buca Cezaevi önünde basın açıklaması
yaptı. Devrim şehitleri için yapılan saygı duruşundan
sonra okunan basın açıklamasında "Ülkemizde
de bir direniş kalesi olan hapishaneler sistemin
her zaman hedeflerinden biri olmuştur. 'İnsan
öğütme merkezlerine' dönüşen hapishanelerde son
10 yıllık süreçte 300' e yakın devrimci, muhalif
tutsak yaşamını yitirmiştir. Toplumsal muhalefetin
dizginlenmesi -susturulması- devrimci tutsakların
teslim alınması ve seslerinin kesilmesi amacıyla
yapılan hapishane operasyonları gerçek birer katliama
dönüşmüştür. Katliamların ilk hedef olarak devrimcileri
almasının toplumsal muhalefeti susturmak için,
işçi sınıfı ve ezilen halklara yönelik saldırıların
daha kolay uygulanabilmesi için yapıldığı olduğu
vurgulandı. Yaklaşık 30 kişinin katıldığı basın
açıklamasında; "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür",
"Devrimci İrade Teslim Alınamaz", "Devrimci
Tutsaklar Onurumuzdur", "İçeride Dışarıda
Hücreleri Parçala" sloganları atıldı.
Ayrıca Buca Cezaevi önünde aynı gün Halklar ve
Özgürlükler Cephesi de cezaevi katliamlarıyla
ilgili basın açıklaması yapmıştır.
Tezkereye Hayır!
17 Ekim 2007 Saat 19.00'da Taksim Tramvay durağında
sınır ötesi operasyon tezkeresinin meclise getirilmesi
protesto edildi. Yapılan eyleme demokratik kitle
örgütleri, platformların yanı sıra siyasi partiler
de destek verdi. Açıklamada Kürt halkının ve kardeşlikten
yana olan emekçi halklarımızın meclisten geçecek
olan tezkereye karşı olduğu bilinmesine rağmen
AKP Hükümeti halklarımızın iradesini tanımadığı
belirtilirken, saldırıların işçi, emekçiler ile
devrimci, sosyalist güçlere karşı baskıların yoğunlaşması
ile devam edeceği vurgulandı. Irkçı şovenist politikalara
karşı "Emekçi halklarımıza düşen, Kürt halkının
haklı mücadelesine omuz vermek, Türk ve Kürt halkı
olarak ortak mücadeleyi büyütmektir" çağrısında
bulunuldu. Toplumun duyarlı kesimlerine, meclisten
geçecek olan tezkereye karşı sessiz kalmamaya,
tezkerenin iptal edilmesi için mücadele çağrısı
yapıldı. Olası bir sınır ötesi operasyonun gerçekleşmesi
halinde operasyonların durdurulması, Güney Kürdistan'dan
Türk ordusunun çekilmesi için taleplerimizi yüksek
sesle haykırmaya devam edeceklerini belirttiler.
ESP, EHP, DTP, SDP, HÖC, HKM, ÖMP, DHP, SODAP,
TÖP, BDSP, Devrimci Hareket, AntiKapitalist, Teori
ve Politika, Anarşist Komünist İnisiyatif, Umut
Kooperatifi, DİP Girişimi, Kaldıraç, Eğitim-Sen
3 Nolu Şube üyeleri eylemde 'Susma Haykır Halklar
Kardeştir' şiarını haykırdılar.
KİTLE ÖRGÜTLERİ KOORDİNASYONU
BULUŞTU
Kitle örgütlerinin dayanışma içinde çalıştıkları
ve dört yıldır faaliyetlerini sürdüren iletişim
ve dayanışma ağı Kitle Örgütleri Koordinasyonu
İstanbul-Okmeydanı'nda 8. buluşmasını gerçekleştirdi.
6-7 Ekim tarihlerinde yapılan ve iki gün süren
yoğunluklu çalışmada, paneller, deneyim aktarımları,
çalışma atölyeleri, belgesel gösterimleri düzenlendi.
Koordinasyon her şeyden önce kendi nihai amaçları
olan ve sınıfsal dayanışmayı kuvvetlendiren bir
yerde durmaya çalıştığını belirtirken, emekçiler
arasındaki dayanışmayı güçlendirmenin bu çalışmanın
hedeflerinden birisi olduğunu belirttiler.
HKM'lerin “Toplumsal İlişkiler Bağlamında Eğitim
ve Bilimin Durumu” konu başlıklı panel ve “Kadın
Çalışmaları” konu başlıklı bölümlere katılım sağladığı
buluşma bir müzik dinletisiyle son buldu.
Aklın Sesi Susturulamaz...
Sanatçı Ferhat Tunç 4 Ekim 2007 tarihinde İzmir
Ağır Ceza Mahkemesinde 15 yıla kadar ağır hapis
cezasıyla yargılanmaya devam edecektir.
Bir yıl önce Alanya'da konserinde yapmış olduğu
konuşması nedeniyle hakkında açılan dava düşünce,
fikir ve inanç özgürlüğüne yönelik bir gerçekliği
hatırlatmaktadır. Bu ülkenin aydınlarından sanatçılarından
düşünürlerinden muhaliflerinden sadece istenildigi
gibi konuşması ve düşünmesi istenmektedir. Özellikle
Kürt coğrafyasında yaşanan gerçeklik hakkında
kardeşlik ve barış mesajları verenlerin sesi susturulmaktadır.
Aklın sesi susturulmaktadır.
Ferhat Tunç Yalnız Değildir
Ferhat Tunç'a Uygulanan Baskıları Kınıyoruz...
Aklın Sesi Susturulamaz..
Halk Kültür Merkezleri
DEVLET TÖRÖRÜNE KARŞI EYEMDE
GÖZALTI
27 Eylül'de Hozat'ta öldürülen gerilla
için 29 Eylül'de Galatasaray'da basın açıklaması
yapıldı. DHP'nin düzenlediği eyleme HKM'ler de
destek verdi. Yapılan basın açıklamasında Egemenlerin
kan ve gözyaşıyla beslendiği Türkiye'de hiç bir
suçun üzerine gidilmediği ve suçluların cezalandırılmadığı
belirtildi. Katliamların, yargısız infazların,
işkencelerin hesabını soracaklarına vurgusu yapıldı.
Eylem sonrasındaysa polis 'yasadışı' slogan attığı
gerekçesi ile 10 DHP'liyi göz altına aldı.
1.
Gülsuyu Festivali;
"YOZLAŞMAYA, YIKIMLARA, YOKSULLUĞA KARŞI
MAHALLEMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ"
İstanbul'un bir çok yerelliklerinde gelenekselleştirilen
mahalle festivalleri, sistemin saldırı politikalarına
karşı çok anlamlı bir yerde durmaktadır. Mahalle
sorunlarının tartışıldığı festivaller, emekçileri
hedef alan sistemin yarattığı politikalara karşı
emekçilerin beraberliğini, örgütlülüğünü ortaya
koyması ve bu politikalara karşı cephe alınması
anlamında çok önemlidir. Ayrıca bu festivallerin
anlamı da son dönemler de kentsel (rantsal) dönüşüm
olarak atfedilen, emekçi mahalleleri hedef alan
yıkımlara karşıda bir mesaj niteliğindedir.
Bu festivallerden biri de Maltepe Gülensu-Gülsuyu
mahallesinde "Yozlaşmaya, Yıkımlara, Yoksulluğa
Karşı Mahallemize Sahip Çıkıyoruz" şiarıyla
7-8-9 Eylül tarihlerinde gerçekleştirildi. Bölgede
devrimci, demokratik kurum ve siyasetler tarafından
örgütlenen gülsuyu festivalinin ilki festivalin
gelenekselleştirilmesi hedefiyle yapıldı.
Gülsuyu-Gülensu Güzelleştirme Derneği, PSAK Maltepe
Şubesi, HKM, DHP, PARTİZAN, HÖC, BDSP, PDD, KÖZ,
DPM Devrimci Komünistler, SDP tarafından örgütlenen
festivalde paneller, halk toplantıları, tiyatro
gösterimleri ve müzik dinletileri gibi etkinliklerin
tertiplendi. İlk gün açılış yürüyüşüyle başlayan
festivalde pankart açılarak son duraktan "Yıkımlara
Geçit Vermeyeceğiz", "Yozlaşmaya Karşı
Gücümüz Birliğimizdir", "Yaşasın Devrimci
Dayanışma" sloganları eşliğinde Nurettin
Sözen Parkı'na yürüyen kitle burada devrim şehitleri
anısına yapılan saygı duruşundan sonra Tiyatro
Simurg'un gösterimi ve Grup Diyar, Grup Alarga,
Domane Dersim, Grup Fırtına müzik dinletisi verdi.
Festivalin ikinci gününde "Yıkımlar ve Barınma
Hakkı" konulu Mehmet Göçebe, Besime Şen,Şükrü
Aslan'ın katıldığı bir panel gerçekleştirilerek,
ardında Grup Babil Halk Sahnesi Tiyatrosu, Kısmet
Yıldız, Birol Topaloğlu, Grup Yorum müzik dinletileri
verdi. Festivalin son gününde "mahallemiz
sorunları ve çözüm yolları" ve "yozlaşmaya
karşı çözüm yolları" konulu Asuman Akça,
Yılmaz Kes'in katıldığı panel ve halk toplantısı
gerçekleştirildi. Festival Grup Çinko, Grup Toroslar'a
Yolculuk, Gülnaz Oğuz, Soner Soyer ve Hasan Sağlam'ın
söylediği türküler ve çekilen halaylarla sona
erdi. Bir çok DKÖ'nün stand açtığı festivalde
HALK KÜLTÜR MERKEZLERİ de "Yıkımlara, Yozlaşmaya
Karşı Halk Kültür Merkezleri'nde Birleşelim"
pankartı ile stand açtı. 1. Gülsuyu Festivali
bütün eksiklik ve tecrübesizliklere rağmen tarafımızca
olumlu bulunmuş ve ortak iş yapabilmenin zemini
olarak algılanmıştır. Hedefimiz bu ortak paydanın
daha güçlendirilmesi ve sağlamlaşmasıdır.
Dersim'de Yaşanan Yargısız
İnfazlar
İzmir'de Protesto Edildi
27 Eylül Perşembe günü, Dersim'in Hozat İlçesi'ne
bağlı Zoğar Köyü civarında,
JİTEM tarafından Bülent Karataş öldürülmüş ve
Ali Rıza Çiçek de ağır yaralanmıştır.
Yaşanan bu olaylar karşısında ESP, DHP, PARTİZAN,
KÖZ, KALDIRAÇ, HKM bir araya gelerek bir basın
açıklamasıyla inrfazları protesto ettiler. Okunan
metinde; "27 Eylül Perşembe günü, Dersim'in
Hozat İlçesi'ne bağlı Zoğar Köyü civarında, JİTEM'in
açtığı ateş sonucu Bülent Karataş öldürülmüş ve
Ali Rıza Çiçek de ağır yaralanmıştır. Arıcılık
yapan Bülent Karataş ve Ali Rıza Çiçek ilçede
herkesin yakından tanıdığı insanlardır. Ancak
güpegündüz yaşanan bu infaz olayından sonra her
iki köylü 'örgüt suçlusuna' dönüştürülmüştür.
Ezilenlere karşı, İnfaz yasası -Polis vazife yasası-
koruculuk yasası yürürlüğe konularak, en ufak
hak ve taleplerin zor ve şiddetle bastırıldığı
ülkede, 12 Eylül darbesinin üzerinden 27 yıl geçmesine
rağmen devletin zihniyetinde değişen bir şey olmadığının
en açık kanıtı Dersim'de yaşanan bu yargısız infazdır.
Bu uygulamalarda esas amaç halklara gözdağı vermek
ve korku dağları yaratmaktır, kitlelerin sessizleştirilmesi
için her türlü yöntem kullanılmaktadır. Bizler;
katliamlara, işkence ve infazlara karşı halkların
kardeşliği şiarıyla bir kez daha sesimizi birleştiriyoruz"
vurgusu yapıldı.
Baskılar-gözaltılar bizi yıldıramaz!
Yargısız infazlara son!
Baskılar
Bizi Yıldaramazı
Seçimlerden sonra estirilen şovenist dalgaya demokratik
kurumlara yönelik baskılar da eklenerek toplum
üzerindeki basınç eksilmeden devam ettiriliyor.
Seçimlerden sonra TBBM'nde DTP'li milletvekillerine
yönelik başlatılan saldırı kampanyası, şovenizmin
körüklenmesi ile doruğa çıkmış, önce Ankara'da,
sonra da İstanbul DTP binalarına saldırılar gerçekleşmiştir.
Son olarak ise Yenibosna'da yürüyüş dergisi okurlarına
polis müdahalesi, bütün mahalleye yayılarak birçok
insan gözaltına alınmış, Ferhat Genç isimli genç
polis kurşunuyla yaralanmıştır.
Estirilen şovenist rüzgarı, Yenibosna'daki polis
müdahalesini, Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi'ndeki
polis ablukasını ve Ankara'da 4 ESP'linin tutuklanmasını
protesto etmek için 9 Ekim 2007 günü, saat 19.00'da
Taksim Tramvay Durağında bir basın açıklaması
yapıldı.
BDSP, Devrimci İşçi Partisi Girişimi, Emekçi Hareket
Partisi, Ezilenlerin Kurtuluşu, Ezilenlerin Sosyalist
Platformu, Kaldıraç, Odak, Sosyalist Dayanışma
Platformu, Toplumsal Özgürlük Platformu, AKİ,
HKM, HÖC, Mücadele Birliği'nin düzenlediği basın
açıklamasında; "Polisin keyfi tutumuna zemin
hazırlayan polis yasası Toplumla Mücadele Yasasına
ek olarak çıkartılmış ve bu yasayla birlikte polis
temel hak ve özgürlükleri istediği gibi çignemekte
daha da fütursuzlaşmıştır. Bu saldırılar hangi
kuruma yönelirse yönelsin, hedef aldıklarının
tüm işçiler, emekçiler ve ezilenler oldukları
açıktır. Bunun bilinciyle bizler dün olduğu gibi
bu gün de saldırılar karşısında tam bir dayanışma
içindeyiz. Saldırıları birlikte, omuz omuza mücadele
ederek karşılayacağız" denildi.
Basın açıklaması okunurken "Baskılar Bizi
Yıldıramaz", "Yaşasın Devrimci Dayanışma",
"Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Biji
Bratiya Gelan" sloganları atıldı.
Avcılar ve Esenler’de HKM’li
Kadınlar Kermes Düzenledi
Halk Kültür Merkezleri Kadın Komisyonu, 15-16
Eylül tarihlerinde Esenler HKM'de bir kermes düzenledi.
Kermeste kadınların el emeği olan ürünler, bağış
yapılan ikinci el giysiler ve küçük ev eşyaları
sergilendi. Diğer bölgelerdeki HKM'li kadınlar
da kermese katkı sundular. Yöre halkının ilgisinin
iyi olduğu kermeste, kadınlara HKM Kadın Komisyonu
çalışmaları hakkında bilgi verildi; çalışmalarımıza
katılmaları yönünde çağrı yapıldı. Kermes fikri
kadınların katılımının sağlanması ve kendi sözlerine,
emeklerine sahip çıkmaları açısından değerlidir.
El emeği olan ürünleri, evlerinde kullanmadıkları
giysileri, küçük eşyaları kermese koyan kadınlar,
eşyaların düzenlenmesi ya da ortamın temizlenmesi
ile, birlikte iş yapabilme yeteneğini de kazanmaktadır.
HKM'li kadınlar kadın çalışmalarının daha ileriye
taşınması için ilerleyen günlerde farklı açılımları
yakalayacaktır. Çalışmalarımız kadınlarımızın
katılımıyla güçlenecek ve daha ileriye taşınacaktır.
Kadın Komisyonu olarak kadınlarımızın elini ve
emeğini yanımızda görmek istiyoruz. Kapılarımız
herkese açıktır.
Avcılar’da da Kermes Yapıldı
Halk Kültür Merkezleri Kadın Komisyonu Esenler’den
sonrra 6-7 Ekim tarihlerinde Avcılar Gümüşpala
Mahallesi'nde de bir kermes düzenledi. Kermeste
bağış yapılan giysiler, küçük ev eşyaları ve el
emeği ürünler sergilendi.
Bölgedeki kadın arkadaşlarımızın yanı sıra diğer
bölgelerden HKM'li kadınların da destek verdiği
kermese ilgi iyiydi. Kermesi ziyerete gelen kadınlara
HKM Kadın Komisyonu çalışmaları hakkında bilgi
verildi.
|