Tanya,
ya da gerçek ismiyle Haydee Tamara Bunke Bider,
dünya devrim tarihinin az bilinen ama çok önemli
kişiliklerinden biridir. Az bilinir; çünkü aslında
Che’nin organize ettiği Bolivya gerillası da devrimci
kesimlerde yeterince bilinen bir süreç değildir.
Oysa, Tanya, bütün bu sürecin merkezi unsurlarından
biri ve Che’nin çok ciddi görevler yüklediği bir
kadındır. 27 Mart 1967 günü, Che, günlüğüne şunları
yazar: “Her şey, Tanya’nın teşhis edildiğini gösteriyor;
eğer öyleyse iki yıllık titiz ve sabırlı bir çalışma
boşa gitti demektir.”
Gerçekten de Tanya, iki yıllık, hatta daha fazla
bir süredir Che tarafından gizlilik ve titizlikle
örülen bir ilişkiler ağının parçasıdır.
Haydee Tamara Bunke Bider, Hitler zulmünden kaçarak
Arjantin’e gelen Alman Yahudisi komünist bir ailenin
kızı olarak 19 Kasım 1937’de Arjantin’de dünyaya
geldi. 1952’den sonra Demokratik Alman Cumhuriyeti’ne
yerleşen aile burada da Komünist Parti üyesiydi.
Nitekim kızları Tanya da, 18 yaşında parti üyeliği
onurunu kazandı. 1950’lerde Tanya, Humboldt Üniversitesi’nde
siyasal bilimler okudu. Mezun olduktan sonra bir
çok gizli parti görevi aldığı Demokratik Alman
Devlet Güvenlik Bakanlığı’nda çalışmaya başladı.
Bu arada Avrupa ve Latin Amerika’yı bir çok takma
isimle, bir folklor öğrencisi kimliği kullanarak
dolaştı.
1960’da Demokratik Almanya’yı ziyaret eden bir
heyette bulunan Che Guevara’yla tanışması ve ona
çevirmenlik yapması hayatının dönüm noktasıydı.
Tanya, Küba devriminden yoğun biçimde etkilenerek
bir süre sonra Küba’ya geldi. Küba’da bulunduğu
sure içinde, çalışma birliklerinde, askeri alanda,
okuma yazma kampanyalarında, Eğitim Bakanlığı’nda,
Küba Halklarla Dostluk Enstitüsü’nde ve Küba Kadın
Federasyonu’nda, yani kısacası Küba’nın hemen
her yerinde gönüllü olarak çalıştı. Ayrıca bu
arada Che ilebirlikte bütün Latin Amerika’yı dolaştı.
Tanya ismini de bu sırada aldı. 1964 Kasım’ında
Che’nin talimatıyla gerilla organizasyonunun altyapı
çalışmaları için yeni bir kimlikle, Laura Gutierrez
Bauer olarak Bolivya’ya gitti. Orada, etnoloji,
arkeoloji ve antropoloji uzmanı kılığında La Paz’da
Bolivya yüksek sosyetesinin içinde, diktatör Barrientos’un
burnunun dibinde gizli çalışmasını sürdürdü. Che’nin
hareketin bizzat başına geçmek için Bolivya’ya
sahte kimlikle girişi de şüphesiz Tanya’nın katkılarıyla
gerçekleşti. Bu arada Tanya, Bolivyalı sanatçı
ve aydınlarla, parti yöneticileriyle görüşüyor,
La Paz’ın en ünlü gece kulüplerindeki sosyete
partilerine katılıyor, Titicaca gölü kıyısındaki
lüks villalarda verilen partilerde diktatör Barrientos’la
bile görüşüyordu. 1966’da Bolivya’ya gelen ve
gerçek adı CIA tarafından hâlâ bilinmeyen Mercy
isimli illegal çalışma ustasından yoğun teknik
dersle aldı, Küba’yla gizli görüşmeler için radyo
frekanslarını kullanmayı öğrendi. 19 Temmuz 1966’dan
itibaren Tanya, artık gerillanın ülkeye girişiyle
görevliydi ve bunun için depolar, bodrum katları,
vs. kiraladı, haberleşme kanalları hazırladı.
Che Bolivya’ya geldiğinde onunla buluşarak bilgileri
iletti. Aralık 1966’da Tanya, Nacahuasu gerilla
bölgesine giderek yeniden Che ile görüştü ve yeni
yılı yoldaşlarıyla birlikte kampta karşıladı.
Daha sonra bir görevle Arjantin’e giden Tanya,
geriye, La Paz’a döndükten bir süre sonra Mart
1967’de yine gerilla kampına geldi. Tam bu sıralarda,
gerilla kolundan kaçarak düşmana sığınan iki hain,
Terrezas ve Quintana, Tanya’nın gerilla birliğine
geliş gidişlerini ve kimliğini deşifre ettiler.
Bunun üzerine Tanya’nın kaldığı apartman dairesini
basan CIA ve Bolivya polisi, tek bir işe yarar
belge bile bulamayacaklardı. Daha doğrusu, buldukları
tek şey, Tanya’nın diktatör Barrientos dahil bütün
Bolivya sosyetesiyle çektirdiği fotoğraflardan
ibaretti! Böylece Tanya, artık doğrudan silahlı
savaşçı olarak gerilla birliğinde yerine alıyordu.
31 Ağustos 1967’de Bolivyalı askerler Tanya’nın
da içinde bulunduğu grubu Vado del Yaso’da, Rio
Grande’yi geçerken pusuya düşürdüler ve Tanya
ile diğer sekiz gerillayı öldürdüler. Cesedi Bolivyalı
askerler tarafından 6 Eylül’de nehir kıyısında
bulundu ve ertesi gün devrimci arkadaşlarına yakın
bir yere gömüldü.
13 Ekim 1998’de kemikleri bu noktada bulunarak
Küba’ya götürüldü ve Tanya orada bir törenle Che
ve diğer yoldaşlarının yanına gömüldü. Küba devrimi,
onu bütün diğerleri gibi Küba halkının bir şehidi
olarak bağrına bastı. Bir kadın olarak ve bir
illegal militan olarak Tanya, bugün az bilinen
ama çok önemli bir örnektir. Titiz, özenli ve
disiplinli bir çalışma, onu karakterize eden öğelerdir.
Sonradan kitaplar yazan eski CIA ajanı Philip
Agee, gerilla savaşı sırasında ordunun harekatları
üzerine başkentteki bakanlık bürolarından Che’ye
gelen telsiz mesajlarının sırrının yıllar sonra
bile çözülemediğini anlatır. Keza, Che’nin günlüğünün
fotokopilerinin kilitli olduğu yerden “esrarıengiz
bir şekilde” Havana’ya ulaşması da yine Bolivya’da
kurulan ilişkilerin bir ürünüdür.
Ama bütün bunların ötesinde Tanya’nın herhalde
en şaşırtıcı özeliklerinden biri, içinden geldiği
revizyonist Sovyet parti ekolünün genel eğilimine
ters olarak bizzat gerillaya katılması ve Che
ile yürüttüğü çalışmadır. Çünkü o günlerde Sovyet
yönetimi ve bağlı partileri Küba’yı desteklemekte
ama devrimlerin gerilla yoluyla kıtada yayılması
projesine açıkça soğuk bakmaktadır. Hatta öyle
ki, Che, 8 Eylül’de, yani ölümünden bir ay önce
Bolivya Günlüğü’ne şunları yazmaktadır: “Budapeşte
gazetelerinden biri, kederli bir sima ve görünüşte
sorumsuz olarak nitelediği Che Guevara’yı eleştiriyor,
eylem karşısında pratik bir tutum benimseyen Şili
partisinin marksçı davranışınıysa övüyor. Salt
şu alçakların, her posta bürünebilen uşakların
maskelerini alaşağı edebilmek ve tükürdüklerini
yalatmak için, iktidara gelmek isterdim.” İşte
Tanya, böylesi bir revizyonist politik ekolün
içinden gelerek Che’nin gerillasına katılma inisiyatifini
göstermiştir.
Kısacası, Tanya, Haydee Tamara Bunke Bider, şehit
düşmesinden kırk yıl sonra, devrimci sosyalistlerin
ve özellikle de kadınlarımızın örnek alması gereken
kişiliklerden biridir. Onun yolundan yürümek ve
onun düşlerini gerçekleştirmek, hepimizin görevidir.
|