Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

49. Sayı - Mart 2007

“Sevgili Babacığım,
Hatırlıyor musun yarın tam 2741 gün olacak, hani 17 Ağustos 1999’da o betonların altında ezilerek can verdiğimiz günden bu yana, yani hukuksal terimle açılan davaların zamanaşımına uğrayacağı gün olan 17 Şubat 2007’den tam 7.5 sene önce.
... Tam 2677 gün önce açtığın davalarla, yaşadığın ülkede yani Türkiye’de hukuk mücadelesi vermeye, sesini duyurmaya, suçluları cezalandırmaya çalışıyorsun. ... Düşünüyorum da sen biraz farklı ve safsın babacığım. ... Doğum günüm kutlu olsun…”

Yukarıdaki mektup 17 Ağustos depreminde 7 yaşındayken hayatını kaybeden küçük bir kız çocuğunun, Yasemin’in ağzından babasının yazdığı isyan dolu sözcüklerden oluşuyor. Mektup aynı zamanda 17 Ağustos 1999 günü meydana gelen büyük depremde hayatını kaybeden 17 bin 510 kişinin feryadı anlamına geliyor.
17 Ağustos 1999 günü meydana gelen depremde 16 bin 649 bina yıkıldı ve yaklaşık 200 bin bina hasar gördü. Resmi rakamları göre 17 bin 510 kişi hayatını kaybetti. Ve yaklaşık, 23 bin 781 yaralı… Bu süreçte yaklaşık 2 bin 200 dava açıldı. Ama yalnızca 40 kişi ceza aldı. Katiller ise bugün elini kolunu sallayarak dışarıda geziyorlar.
Aslında bu bize sistemin insan yaşamına ne kadar değer verdiğini açıkça gösteriyor. Açılan göstermelik davalar, gittikçe uzayan bürokrasi… Sonuç ise belli:16 Şubat 2007’de davalar zaman aşımına uğradı ve katiller resmen kurtuldu. Böylece artık yoksullar, yalnızca depremle değil, çocuklarının katilleriyle de “birlikte yaşamak” zorundalar.

Olmayan Hukukun Zaman Aşımı
Bu süreçte bir yandan göstermelik soruşturmalar açılırken bir yandan da sorumluların kurtulması için elden gelen yapılıyordu aslında. Açılan davalardan sadece bir tanesini incelediğimizde önümüze çıkan tablo gerçekte yapılmak isteneni gözler önüne seriyor.
Sakarya’da açılan yaklaşık 2200 davadan biri 316 kişinin yaşamını yitirdiği Yüksel Sitesi’nin sahipleri ve sitenin müteahhitleri hakkında olandı. Yüksel Sitesi davası da yıllarca sürüncemede kaldı. Defalarca bilirkişiye gitti, Yargıtay’dan döndü. Sonunda Yalova Ağır Ceza Mahkemesi sanıklar Güven Sazak, Mehmet Sert, Ahmet Göncer Ayalp’i 1 yıl 8 ay, İrfan Tufan ve Niyazi Çavuşoğlu’nu da 2 yıl 11 ay hapis ve 50 YTL para cezasına çarptırdı, ancak bu cezaları erteledi. Zamanaşımına 20 gün kala Yargıtay, dört sanıkla ilgili ‘erteleme’ kararını onarken, bir sanığın cezasını bozdu. Böylece sembol davalardan biri dört sanığın ceza almaması, bir sanığın da zamanaşımından faydalanmasıyla sonuçlanmış oldu.
316 kişi için, ertelenmiş bir ceza kırıntısı… İşte bütün 17 Ağustos macerasının özeti budur.

7,5 Yıl Sonra Zeytinburnu
Tam 7,5 yıl sonra, yani zamanaşımı tarihi dolarken, İstanbul Zeytinburnu’nda bir tür artçı cinayet daha işlendi. 17 Ağustos depreminden beri hasarlı olan binalardan biri çöktü ve devletin insana verdiği değer yine belli oldu. Binanın çökmesinin ardından yapılan açıklamalarda herkes sürekli birbirini suçluyordu. Ve binalara verilen sağlam raporları bir iki gazete dışında medya tekelinin gündemine girmiyordu. En önemli yine tartışma uzun bir süredir gündemde olan ve emekçilerin barınma haklarını elinden alan kentsel dönüşüm projesiydi. Ve medya tekellerinin ‘en önemli’ köşe yazarları, ‘hayatını bilime ve insanlığa adamış’(!) uzmanlar hep aynı şeyi söylüyordu: Kentsel dönüşüm projesi hayata geçirilmeli. Yani sonuçta çözüm, emekçileri evlerinden atmak ve arsaları büyük tekellere peşkeş çekmekte bulunmuş oldu. Dün Güzeltepe’de, Derbent’te yaptıklarını bugün neredeyse tüm emekçi semtlerinde yapmak istiyorlar.

***
Ve bütün bunlar olurken, 17 Ağustos’tan 7.5 yıl sonra, sorumlular yasal yoldan aklanırken bir babanın feryadı her şeyi özetliyor:
“Olmayan hukukun zaman aşımı olur mu?”

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19