Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

47. Sayı - Ocak 2007

“Devrim, ezilenlerin bayramıdır” diyor bilimsel sosyalizmin ustaları. Gerçekten de bir ülkenin tarihinde böyle anlar çok önemlidir. Günümüzde sosyalist hareket ağır bir yenilgiden çıkışın derin sancılarını yaşıyor olsa da tarihte böyle bir şansa ulaşmış olan halkların anısında devrim günleri canlılığını asla yitirmez.
Üstelik her devrim, geleceğe yürümek isteyen başkaları için de bitmez tükenmez derslerle doludur. Yeniden yola çıkarken geçmişteki hatalardan sakınmak ancak bu derslerin iyi özümsenmesiyle mümkündür. Şimdi, yeni yıla girdiğimiz şu günlerde bu sayfamızı Avrupa’nın küçük bir ülkesi olan Arnavutluk devrimine ayırmak istedik.
I. Paylaşım Savaşı yıllarında Arnavutluk toprakları İtalyan, Yunan, Sırp, Karadağ, Bulgar, Avusturya ve Fransız ordularının işgali altındaydı. Savaşın sona ermesi ile 1919 yılında, İtalyanlar Arnavutluk’ta kendi himayeleri altında bir meclisin toplanmasına izin verdiler. Arnavutluk’un Draç bölgesinde toplanan meclis, Paris’te devam eden barış görüşmelerine bir delegasyon yollayarak, aynı zamanda İtalya’nın ülkedeki işgalini de kabul etmiş oluyordu. Ancak, gerek ülke dışındaki, gerekse ülke içindeki yurtsever Arnavutlar bu durumu kabul etmediler. Bunun üzerine, yeni kurulan bir meclis Tiran’a taşındı ve Paris’e yeni bir delegasyon gönderildi. 1920’de ise, İtalya askerlerini Arnavutluk’tan çekme kararı aldı.
1921 yılında Arnavutluk’ta yapılan seçimlerde iki parti vardı; İlerici Parti ve Popüler Parti... Şefkat Verlaci’nin başkanı olduğu İlerici Parti, ülkenin feodal toprak ağalarının desteğini alıyordu. Daha sonra işbirlikçi bir hain olan Ahmet Zogu’nun da bulunduğu Popüler Parti ise, karmaşık bir koalisyon gibiydi. 1922’de başbakan olan Zogu baskılardan bunalan köylü ayaklanmaları nedeniyle Yugoslavya’ya kaçtığında Parti’nin yönetimine gelen liberal eğilimli Fan Stiliani Noli tarafından ülkede cumhuriyet ilan edildi. Ancak Zogu bu arada Yugoslavya’da darbe hazırlığı yapıyordu. Burada eskiden Ekim Devrimi’ne karşı savaşmış olan Beyaz Ordu generali Wrangel’in subayları ile işbirliği yapan Zogu, 1924 yılında Arnavutluk’a girerek, ülke yönetimine el koydu. İtalya’nın desteğini de alan Ahmed Zogu’nun iktidarı 1925 yılından 1939’a kadar sürdü. Ülkede, İtalyanlar tarafından Ulusal Arnavutluk Bankası kuruldu. Yine İtalyanların desteği ile Arnavutluk’ta, madencilik, inşaat ve yollara yatırımlar yapıldı. Bu arada ülkede işçi sınıfı da gelişmeye başlamıştı. 1930’larda İtalyanca eğitim verilmesi, İtalyanlara toprak satışı gibi taleplere bir süre direnen Ahmed Zogu, daha sonra bu direnişinden vazgeçti. Ancak yine de 1939 yılında Mussolini bir bahane bulup 100 bin kişilik bir güçle Arnavutluk işgaline başlamıştı.
II. Paylaşım Savaşı başladığında Arnavutluk’ta birbirinden bağımsız sekiz ayrı devrimci yapılanma vardı. Bu grupların bir araya getirilmesi işini Yugoslavya Komünist Partisi önderi Tito üstlendi ve gönderdiği temsilcilerle 1941 yılında Korçe, İşkodra ve Gençlik gruplarını birleştirerek, Arnavutluk Komünist Partisi’nin kuruluş kongresini topladı. İlk kongrede 130 üye ve 11 kişilik bir Merkez Komite seçildi. Arnavutluk Komünist Partisi, çalışmalara başlamasından kısa bir süre sonra, ülkenin direniş örgütü haline geldi.
1943 yılında bu kez artık Almanlar devredeydi ve Arnavutluk bu kez Hitler ordularının işgaline uğruyordu. Aynı süreçte Arnavutluk Komünist Partisi’nin önderliğine Enver Hoca getirilmişti ve onun önderliğindeki Ulusal Kurtuluş Cephesi, işgalci güçlere karşı partizan savaşında önemli zaferler kazanmıştı. İşgalciler hemen her gün partizan birliklerinden ağır darbeler yiyor ve Stalingrad hezimetinden sonra Avrupa cephesinde de moral bozukluğu yaşıyordu. Güney Arnavutluk, işgalcilerin elinden tamamen kurtarılmıştı. 2 Mayıs 1944’te toplanan 1. Kurtuluş Komiteleri Kongresi, Enver Hoca başkanlığında, Ulusal Kurtuluş Konseyi adını alan bir yürütme organı seçti. Bu konsey, 1944 yılında Arnavutluk Geçici Hükümeti’ne dönüşürken, komünistler kurucu meclis seçimlerinde çoğunluğu elde etmişlerdi. 11 Ocak 1946’da kurulan Arnavutluk Halk Cumhuriyeti’nin başkanlığına da Enver Hoca getirildi. Böylece devrimci iradenin zaferi bir kez daha kendini ortaya koymuş, art arda iki işgal yaşayan Arnavutluk halkı bütün bunlara direnerek kendi bağımsız ülkesini kurmuştu.
Bu zafer, küçük bir halkın büyük işgalci güçlere karşı başarıya ulaşabileceğinin de en mükemmel kanıtlarından biridir.


 

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19