Filistin
Halk Kurtuluş Cephesi’nin kurucularından yazar,
ressam ve militan Ghassan Fayiz Kanafani 1936’da
İngiliz mandası altındaki Filistin’de doğdu. Kanafani,
Sünni-Müslüman orta sınıf bir avukatın oğluydu,
1948 savaşı sırasında zorunlu göçe gönderilene
kadar Fransız misyonerler okulunda okudu.
Kısa bir süre Lübnan’da kaldıktan sonra aile sonunda
Şam’a yerleşti; Kanafani öğreniminin ikinci bölümünü
tamamladı ve BM’nin mültecilerle ilgili bölümünden
1952’de öğretmenlik belgesi aldı. Aynı yıl Şam
Üniversitesi’nin Arap Edebiyatı Bölümü’ne kayıt
oldu ancak 1955’te Arap Ulusal Hareketiyle ilişkilerinden
ötürü okuldan atıldı. Üniversitedeki tezi “Siyonist
Edebiyat’ta Irk ve Din” başlığını taşıyordu. Bu
arada Kanafani, daha 1953’te Dr. George Habbaş’la
birlikte hareket etmeye başlamıştı..
1955’te öğretmenlik göreviyle Kuveyt’e gitti ve
sonraki yıl orada Arap Ulusal Hareketi’ne bağlı
Al-Ra’i (Düşünce) gazetesinin editörlüğünü yaptı.
Daha sonra Dr. Habbaş tarafından ikna edilerek
Beyrut’a geldi ve hareketin resmi sözcüsü olan
Al-Hurriya (Özgürlük) gazetesinin kadrosuna katıldı.
Kuveyt’te bulunduğu sürede Kanafani sayısız kısa
öykü yazdı ve Marksizmle ciddi şekilde ilgilenmeye
başladı.
1962’de resmi kağıtları olmadığı için zorunlu
olarak yeraltına çekildi. Bir sonraki yıl ise
ilerici bir Nasırcı gazete olan al-Muharrir’in
şef-editörlüğünü ve onun Filastin (Filistin) isimli
ekinin editörlüğünü yaptı. 1963’te ilk ve en çok
bilinen romanı olan “Güneşteki Adamlar”ı yazdı;
kitap sayısız dile çevrildi ve birçok senaryoya
konu oldu. Kanafani, verimli yazarlığı, son derece
yaratıcı üslubu, sosyal bilinci ve akıcı anlatımı
için 1966’da Lübnan Edebiyat Ödülü’nü aldı. Katledilmesinden
sonra ise Afrika-Asya Yazarlar Konferansı Lotus
Ödülü ona verildi. O, böylece bir “direniş edebiyatı”
konsepti yaratmıştı.
1967’de Kanafani, Nasırcı gazete Al-Anwar’ın (Aydınlanma)
yönetimine katıldı. Aynı yıl o, Filistin Halk
Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) kuruluşunda yer aldı
ve politbüroya seçilerek hareketin resmi sözcülüğü
görevini üstlendi. Haziran 1969’da ise Al-Anwar’dan
istifa ederek FHKC’nin haftalık yayın organı Al-Hadaf’ı
kurmak için harekete geçti. Bugün de yayınını
sürdürmekte olan haftalık Al-Hadaf gazetesi onun
eseri olarak doğdu. Bu arada “Hayfa’ya Dönüş”
ve “Sad’ın Annesi” isimli romanlarını yazdı, yeni
romanlara başladı ve kısa hikayeler üretti. Bu
süreç, aynı zamanda Kanafani’nin Habbaş’la birlikte
Arap devrimci hareketinin temellerini attığı süreçtir.
FHKC sözcüsü ve örgütün 1969 Ağustos programının
yazarı olarak Kanafani, Filistin mücadelesinde
önemli sorumluluklar aldı.
Ancak bütün bunlar olurken o, Siyonist katillerin
ölüm listesine de girmişti. 9 Temmuz 1972’de,
FHKC’nin Japon Kızılordu’sunun havaalanı eylemini
sahiplenmesinden birkaç hafta sonra, Kanafani
ve bir kız yeğeni İsrail Gizli Servisi MOSSAD
tarafından arabasına konulan bir bombayla şehit
edildiler. Kanafani, böylece Filistin halkının
mücadelesinde ölümsüzleşti.
Ondan geriye kalan en önemli miras ise yazar ve
militan kimliklerinin mükemmel bir bileşimiydi.
Gerçekten de Kanafani, yazar, gazeteci, edebiyat
araştırmacısı gibi son derece renkli özellikleriyle
kurucu politik kadro görevleri arasında az rastlanır
bir uyum yaratmıştır. Bugün bile doğum gününün
Filistin’de kutlanıyor olması ise onun halkın
gönlünde kazandığı yeri göstermektedir.
|