Meksika’nın Oaxaca bölgesindeki halk ayaklanması,
2006’nın son dört ayını kapsayan büyük bir hareket
olarak tarihte yerini aldı ve bildirilerden anlaşıldığı
kadarıyla öyle sahneden sessizce ayrılıp gitmeye
pek niyetli değil.
Bir öğretmen greviyle başlayan ve daha sonra hükümet
görevlilerinin azlini, köklü değişiklikleri ve
eyalet valisinin görevden uzaklaştırılmasını isteyen
toplumsal bir harekete dönüşen Oaxaca olayları
geçtiğimiz aylarda çok ses getirdi.
Oaxaca 104 milyon nüfuslu Meksika’nın en yoksul
eyaletlerinden biri. Oaxaca İnsan Hakları Ağı
raporunda buradaki halkın %80.3’ünün sağlık koruma
hizmetlerinden, sokak aydınlatmasından, kullanma
suyundan, asfaltlanmış yoldan yoksun olarak yaşadığını
yazıyor.
Aynı rapor, her on Oaxacalıdan sekizinin aşırı
yoksulluk içinde olduğunu söylüyor. Ve tabii eyaletin
3.5 milyon nüfusunun en varlıklı %10’unun geliri
en yoksul %10’un gelirinden 13 kat daha fazla.
Böylesi koşullara sahip olan Oaxaca’da başlayan
öğretlen grevi Eylül boyunca 500 kilometrelik
öğretmen yürüyüşüyle adını duyurdu. Yolsuzluk
ve baskıcı bir rejim uygulamakla suçladıkları
Vali Ulises Ruiz’in istifasını talep eden öğretmenler
yürüyüş boyunca “Öğretmenler savaşıyor ve öğretiyor”
pankartını taşımışlardı. Daha sonra Oaxaca’daki
bütün sol hareketleri bir araya getiren APPO’nun
(Oaxaca Halk Meclisi) eyalet merkezini işgal etmesi
ve barikatlarla savunmaya başlaması geldi. “Örgütlü
Halk Yenilmez” sloganı ile hareket eden Oaxaca
halkı uzun süre kent merkezini elinde tuttu ve
fiili olarak bir halk yönetimini uyguladı.
Bu arada merkezi hükümetin ve Vali Ulises Ruiz’in
organize ettiği “polis dışı güçler” diye tanımlanan
kontr-gerilla elemanları barikatlarda çok sayıda
emekçiyi öldürdüler ve yaraladılar. Ve nihayet
merkezi hükümet, federal polis birliklerini Oaxaca’ya
sevk etti. Genel olarak şiddet kullanmama kararı
olan APPO, kent merkezini çatışmalarla boşalttı,
ancak üniversitedeki ve kentteki etkinliğini yitirmedi.
Sonuç olarak Oaxaca ayaklanması, aslında bir anlamda
yeni süreçteki patlamalardan biri olarak tarihe
geçti ve bir deneyim olarak incelenmeyi hak ediyor.
Son olarak 3 Aralık 2006’da APPO halka şöyle sesleniyordu:
“Oaxaca halkı! Meksika halkı! Dünya halkları!
Oaxaca eyaletinin bir köşesinden Oaxaca Halk Meclisi
Konseyi olarak bildiriyoruz:
APPO işçilerin, yerli halkın, compesinos (köylülerin),
ev kadınlarının, öğrencilerin, gençlerin, çocukların,
Oaxaca ve Meksika’nın ezilen ve sömürülenlerinin
kalbinde her zamankinden daha canlı olarak yaşıyor.
25 Kasım’dan beri Oaxaca halkının ve uluslararası
topluluğun üzerine salıverilen ve şiddeti gittikçe
artan devlet terörü bizim özgür olma azmimizi
ve isteğimizi kıramadı.
Şu ana kadar17 kişinin öldürülmesine, onlarca
kişinin kaybedilmesine, yüzlerce kişinin tutuklanmasına
karşın, mücadelemizin politik ve barışçı halk
hareketi olması düşüncemiz değişmedi; ödediğimiz
bedelin insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu
düşünüyoruz.
Ortalıkta görünmediğiz, 24 saat radyo yayını yapmadığımız
halde, APPO, hareketine devam ediyor, biz hala
yaşıyoruz ve ezilmiş insanların miras olarak aldığı
yılmayan ruhumuzla iletişim kuruyoruz. Savaşıyoruz
ve zorba diktatör devrilinceye ve sermayenin diktatörlüğü
sona erinceye kadar savaşmaya devam edeceğiz.”
Asamblea Popular de los Pueblos de Oaxaca (APPO),
17 Haziran 2006’da kentin boşaltılmasına bir tepki
olarak kuruldu. APPO, işçi sendikaları, çiftçi
örgütleri, mahalle komiteleri, yerli halklara,
kadınlara, dini gruplara ait örgütler ile ve çeşitli
başka örgütlerin bir araya geldiği bir şemsiye
örgütlenmedir.
Aşağıdaki röportaj, henüz kent işgali sürerken,
APPO sözcüsü Florentino Lopez Martinez ile 7 Ekim
2006’da yapıldı. Indymedia.org’dan çevirdiğimiz
röportajı okurlarımızın olaylar hakkında bir fikir
edinmesi umuduyla yayınlıyoruz
Soru: APPO nedir ve nasıl kurulmuştur?
Florentino Lopez Martinez: APPO 17 Haziran 2006’da
kentin boşaltılmasına bir tepki olarak kuruldu.
APPO, işçi sendikaları, çiftçi örgütleri, mahalle
komiteleri, yerli halklara, kadınlara, dini gruplara
ait örgütler ve çeşitli başka örgütlerin bir araya
geldiği bir şemsiye örgütlenmedir. Her grup merkezi
meclis içinde temsilcilere sahiptir. Kararlar
oy çokluğuna göre değil, görüş birliği esasına
göre alınır. APPO’nun gerçek bir demokratik düzen,
emperyalizm, kapitalizm ve faşizme karsı mücadele
gibi, söylem ve hedeflerden oluşan bir temel programı
var. En önemli sorun kapitalizm, çünkü Oaxaca’nın
vali Ulises Ruiz Ortiz gibi bir despota sahip
olmasının nedeni kapitalizmdir. APPO, herkesin
katılımcı olabileceği bir demokrasi istiyor. Su
andaki durum ise faşizmin sonucudur ve işçi sınıfının
baskı altında tutulduğu son derece açıktır.
Soru: APPO’nun birinci talebi karşılanır ve
vali Ulises Ruiz Ortiz’in istifası gerçekleşirse
ne olur?
F.L.M.: Bizim hedefimiz halka şimdiki hükümetten
daha fazla kulak veren, daha demokratik bir hükümet.
Baskıya karşı, insan hakları ve eşitlik ilerlemesi
için savaşmaya devam edeceğiz. Bu bir yanıyla
Zapatistaların “Öteki Kampanya”sını çağrıştırıyor,
ancak APPO çatısı altında birleşen gruplar Öteki
Kampanya’dakilerden çok daha çeşitli. APPO herhangi
bir politik partiyle ilişkili ya da herhangi bir
politik partinin parçası değil. APPO, sadece Oaxaca’yla
sınırlı kalmayan, daha geniş bir mücadele üzerinde
yoğunlaşıyor. Ülkedeki diğer örgütlenmelerle beraber
sokaklara çıkmalı ve Meksika’da bugünkü krize
müdahale etmeliyiz. Bu yerel bir mücadele değil
ulusal düzeyde, hatta dünyayı değiştirme yolunda
enternasyonal bir mücadeledir.
Soru: Demokrasi kavramını ne anlamda kullanıyorsunuz?
F.L.M.: Bu birkaç yılda bir seçim yapılmasıyla
değil, sistemin işleyişiyle ilgili bir şey. Bugün
Meksika’da güç ve servetler bakımından büyük bir
uçurum var. Demokrasi sadece politik bir şey değildir,
aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir olgudur.
Örneğin Meksika’daki televizyon kanalları tek
bir tekelin denetimindedir, insanların izleyeceği
haberleri de o grup seçiyor. Meksika’da insanların
hiç bir hakkı yok ve ayrıca insanlar aniden, bir
iz bırakmadan kaybolabilirler. Oysa demokratik
bir sistemde herkes eşittir ve bu durum yasayla
korunur.
Soru: APPO bu hareketi aylardır sürdürebilecek
yiyecek, içecek ve parayı nasıl sağlıyor?
F.L.M.: Bir şeyleri değiştirebilmenin tek yolu
şehir merkezini elde tutmak. 14 Haziran Tahliyesi’nden
sonra, halk şehir merkezini tekrar ele geçirdiğinde,
yandaşlarımız bize yiyecek içecek getirmeye geldiler.
Bu, şimdi de hâlâ devam ediyor. Meksika’nin diğer
bölgelerinden de güçlü bir dayanışma ve yardım
var, örneğin işçi sendikalarından...
Soru: Şu anda 4 aydır sürmekte olan bu eylemden
ötürü birçok Oaxaca’lı gelirlerini ya da işlerini
kaybettiler, APPO bu sorunla nasıl basa çıkıyor?
F.L.M.: Bu tabii ki eylemimizin bir sonucu. Ama
bunların yanında güçlü bir dayanışma da var. Bu
bir şeylerin inşa edilmesiyle ilgili. Şu andaki
durum, APPO’nun değil, vali Ulises Ruiz Ortiz’in
suçudur. Yıllardır sürmekte olan baskı ve son
zamanlarda zenginlerle yoksullar arasındaki farkın
iyice artmış olması da bugünün sorunu değildir.
Ama insanlar çok az gelirleri olmasına ya da hatta
hiç gelirleri olmamasına karşın APPO’yu destekliyorlar.
Soru: Geleceği nasıl görüyorsunuz, mesela
on yıl sonrası için ne söylenebilir?
F.L.M.: Oaxaca’daki mücadelenin enternasyonal
mücadeleye katkısı var. Hem yerel hem de küresel
olarak insanlar bu sistemin çöküşü ve özgürlük
için baskıya karşı savaşıyorlar. Bu mücadelenin
meyvelerini gelecek yıllarda toplayabileceğiz.
Bugün insanlar kendi hayatlarını kendi ellerine
alıyorlar ve yasam için yeni yollar arıyorlar.
Başka örgütlerin mücadeleleri hem Oaxaca’daki
mücadeleye, hem de APPO’nun söylemlerine ilham
veriyor. Bu, kapitalizme karsı mücadelenin son
aşamasıdır. Varlığımızı sürdürmek için neoliberal
baskının yeni biçimlerine karşı savaşmaya devam
etmeliyiz. Bu konuda kendimize yeni yollar bulmalıyız.
Bu, bütün Güney Amerika’da sürdürülmekte olan
bir mücadele. Venezüella ve Küba’daki mücadele
var, göçmen kardeşlerimizin dünya çapındaki mücadeleleri,
Fransa’da öğrencilerin ve yoksulların mücadelesi
ve Filistin’deki ülke ve özgürlük mücadelesi var.
Bu küresel bir mücadele ve bundan dolayı biz de
küresel planda harekete geçmeliyiz. Bu, aynı yöne
doğru hareket eden işçilerin mücadelesi.
Soru: APPO’nun hangi organizasyonunun üyesisiniz?
F.L.M.: Ben Oaxaca Devrimci Halk Cephesi’nin (Frente
Popular Revolucinario-Oaxaca) üyesiyim. (Meksika’nın
tümünde etkili olan solcu bir cephe)
Soru: Bu söyledikleriniz APPO ile ilişkili
olan bütün örgütler tarafından destekleniyor mu?
F.L.M.: APPO’nun kurulmasından önce, çeşitli örgütler
içersinde yeni bir sosyal düzenin inşası ve devrim
için birçok fikir vardı. Şu anda daha iyi bir
yasam düzeni için beraber çalışıyoruz ve bunu
yapmanın sadece bir tek yolu var.
Soru: APPO kendisine örnek olarak neyi alıyor?
Küba, Venezüella, Bolivya?
F.L.M.: Anti faşist ve anti emperyalist bütün
örgütler enternasyonal mücadeleyi desteklerler.
Tabii ki bir şeyleri inşa etmenin bir çok yolu
var, örneğin Bolivya’da çok uluslu enerji şirketlerine
karşı yürütülen mücadele ve Zapatistaların “caracoles”leri…
Bu, büyük bir savaş ve biz de kendi eylemlerimizle
enternasyonal düzeyde sürece katılmalıyız. Bu
konuda bir diğer örnek ise Atenco halkının havalimanı
inşaatına karşı yürüttüğü mücadeledir. Hiç kimse
mücadelenin en iyi şekilde nasıl yürütüleceği
konusunda kayıtsız şartsız, mutlak bir bilgiye
sahip değildir. Tek yol yaparak öğrenmektir, bunu
savaşın içinde, savaşarak yapabiliriz.
Soru: Kadınlar APPO’nun içinde nasıl bir konuma
sahip?
F.L.M.: Kadınların APPO içinde çok önemli konumları
var. Ağustos’tan bu yana kadınlar için de ayrı
bir platform var, Coordinacion de Muyerers… Katılımın
çok yüksek olduğu bir kadın yürüyüşü gerçekleştirildi.
Kadınların APPO içinde özel bir pozisyonları vardır.
Oaxaca’daki kadınların içinde okuma yazma bilmeyenlerin
oranı erkeklerinkinden fazladır ve bir çok kadının
hiç şansı yok. Bu yüzden APPO’nun kadınlara özel
bir manifestosu bulunuyor. Öte yandan kadınların
yerli gruplar içindeki rolleri diğer Meksikalı
gruplara göre çok farklı, örneğin yerli gruplarında
çok daha az “maçoluk” vardır.
Soru: Kendiniz için ne söyleyebilirsiniz?
F.L.M.: Adım Florentino Lopez Martinez ve bir
Mixteek’im. Mixteekler, Oaxaca’daki en eski etnik
gruplardan biridir. Oaxaca civarındaki bir Mixteek
köyündenim ve Mixteek dilini konuşabiliyorum.
Soru: Yerli halkların mücadelesi hakkında
biraz daha bilgi verebilir misiniz?
F.L.M.: Yerli halkların mücadelesi, ülkenin çoğunluğunun
mücadelesidir. Meksika’da kendi dillerine sahip
olan bir çok yerli halk var. APPO içinde de birçok
yerli halk temsil ediliyor ve yerli halkların
örgütsel yapıları diğer gruplara göre daha demokratiktir.
Bunun için de bu yapı APPO için bir model olarak
alınmakta. Fikir birliğine dayalı karar alma mekanizması
Oaxaca yerli halklarında bir gelenektir. APPO
merkez meclisinde biz de bu şekilde çalışıyoruz.
Yerli halkların bütün iyi gelenekleri ve adetleri
demokratikleşme çalışmalarımızda kullanılıyor.
|