Bir kez daha sizlerle birlikteyiz. Ama bu kez,
çok zorlanarak...
Bugüne dek yaptığımız dergi hazırlıklarının en
zoruydu bu. Her sayfada Betül yoldaşla karşılaşmak,
her an acılarımızın tazelenmesi ve buna karşın
bir yandan da teknik ayrıntılar üzerine konuşmak...
Örneğin, onun bir fotoğrafı üzerine şöyle diyebiliyorsunuz
örneğin; "bu iyi değil, karanlık çıkar..."
Sonra birden durup kimin üzerine konuştuğunuzu
fark ediyorsunuz: Betül Altındal... Daha dün neşeyle
gelip dergi bürosunu birbirine katan, bütün hatalarımızın
ipliğini pazara çıkaran, kıvırcık saçlarıyla bütün
odaları canlandıran ve dolduran o insandan söz
ediyorsunuz. Bir kezinde devrimci kadro üzerine
konuşurken şöyle tanımlamıştık onunla birlikte:
"bir odaya girdiğinde varlığı, çıktığında
yokluğu hissedilen insan..."
Nasıl da kendisini tanımlayan bir sözdü bu! Biz
hep varlığını hissettik ama; şimdi yokluğu öyle
ağır geliyor ki!
Herkes bir şey kaybetti onunla birlikte. Her küçük
çocuğun sıkıcı anne babasının dışında bir başka
"anne"ye ihtiyacı vardır; her şehit
anası kötü bir anında oğlunu-kızını hatırlatan
omzunda ağlayabileceği birine yaslanmak ister;
bildiri dağıtan her liseli zaman zaman gerilerde
bir yerde güven ve iyimserlik saçan bir ışık topunu
görmekten mutlu olur...
Derginin yitirdiği ise, bütün bunların dışında,
bütün bunların yanında, başka bir şeydi: Biz en
ateşli okur ve eleştirmenimizi yitirdik. Her sayıyı
bu kadar büyük bir hızla yutar gibi okuyan ve
okuduktan sonra da kafamıza dikilip hatalarımızla
dalga geçen bir başka yoldaş yoktur. Ayrıca o,
uzun süre dergimizin de çalışanıydı; hem de bizim
şimdiki rahatlıklarımızın hiçbirinin olmadığı
en zor, en karanlık zamanlarda... Bir tek gün
yakındığını, yıldığını görmedik; bir gün olsun
gelecekten umudunu kestiğine tanık olmadık.
Ölüm hiç yakışmadı ona evet, ama üstüne örtülen
parti bayrağı o kadar yakıştı ki! Aramızda o bayrağı
en çok hak eden oydu... Bugünlerimiz ve yarınlarımızı
inşa edenler, tek tek tuğlalarımızı taşıyanlar
partinin hafızasından asla silinmeyecek!
Ama yine bu sayımız onun "denetimi"
dışında çıkıyor. Bu, büyük bir eksiklik!
Elimizden geleni yapmaya çalıştık hep onu omzumuzun
üstünde hissederek.
Emperyalizm ve anti-emperyalizm üzerine üzerine
yazımızın son bölümü bu sayımızda var. 6 Haziran
şehitleri üzerine 78'liler Birliği içinden bir
grubun yaptığı saygısızlık da bu sayıda yanıtlanıyor.
Ayrıca bu sayımızda, emperyalizm ve oligarşinin
devrimci güçlerinin alanını daraltma operasyonu
ve çıkış yolu üzerine bir yazı var. Aslında bir
anlamda onunla geceler boyu yapılan sohbetlerin
de ürünü olan bu yazı Betül yoldaşın imzasıyla
çıkıyor. Daha sonra ise, işçi sınıfının gelişimi
üzerine, futbol üzerine yazılar geliyor. Bir de
Ahmed Saadat yoldaşın operasyon öncesindeki son
röportajı...
Bültenimiz ise Halk Konseri haberleri ve yine
Betül'le dolu...
43. sayıda yeniden buluşacağız. Ve daha sonrasında
da... Hep acıyı ve eksikliği hissederek. Ama hep
aynı kararlılıkla...
|