Amerikan emperyalizminin planları çerçevesinde
Ortadoğu’da kirli oyunlar içine girmeye hazırlanan
Türkiye oligarşisi, bugünlerde politik hayatı
cehenneme çevirecek olan yeni bir tasarıyı yasalaştırmaya
çalışıyor. Önce ordudan gelen direktifler ve muhtıralar,
sonra emniyet müdürlerinin tek bir merkezden yönlendirilen
“yasalar yetmiyor” feryatları ve sonunda düpedüz
Genelkurmay ve istihbarat örgütleri tarafından
hazırlanan tasarının ortaya çıkışı... Neredeyse
her tür muhalefet tavrını terör suçu hale getiren
yeni yasa hayatımıza böyle girdi. Ve her zaman
olduğu gibi (TCK’daki “zina” saçmalığı üzerine
yapılan tartışmalar hatırlansın) yasanın özünden
uzakta olan bir madde üzerine fırtınalar koparılarak
sorunun asıl yönü perdeleniyor. TC tarihindeki
en faşizan muhalefet partisi olarak kayıtlara
düşülecek olan CHP’nin bu maskesiz balolarda son
zamanlarda üstlenmiş olduğu görev de zaten budur:
Tasarının herhangi bir X maddesi üzerine şovenist
histeriler yaratmak ve bu arada asıl gövdenin
geçişini kolaylaştırmak...
Yasada yok yok... Daha önce de dergimizin sayfalarında
birçok kez yazdığımız gibi, sorgusuz sualsiz vur
emirlerinden, suç sayılan fiillerin dolaylı övülmesi
gibi garipliklere kadar her şey mevcut. Yüz kapatmak,
atkı-bere takmak, örgütü andıracak amblemler taşımak,
vs... maddeler genişledikçe genişliyor. “Silah
kullanmadan anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs etme”nin
mümkün olduğu düşünülüyor olmalı ki, yasa, bu
konuda da işi sağlama alıp 22.5 yıla dek uzanan
cezalar öngörüyor. Ve tabii bu arada, bir yandan
gözaltı süresi uzatılır ve avukat gibi can sıkıcı
ayrıntılar devreden çıkarılırken, bir yandaın
da 12 Eylül’ün ünlü “cezaevinden sorguya götürme”
maddesi bu kez kalıcı biçimde getiriliyor. Canının
istediğini dinlemek, izlemek, bunun için şıp diye
izin alabilmek artık çok daha kolaylaşıyor, bu
konuda eski yasalardaki bütün istisnalar kaldırılmış
durumda!
En önemlisi de devlet görevlilerinin, kontrgerilla
elemanlarının eli tümüyle rahatlatılıyor, yargılanmaları
neredeyse olanaksız hale getiriliyor. “Adli kontrol”
adı altında getirilen uygulamaya, suçlanan bir
kamu görevlisinin belli günlerde karakola giderek
imza atması yeterli oluyor.
Yani neresinden bakarsanız bakın, 33 kurşun vakasının
ünlü katliamcısı General Muğlalı’nın mezarda kemikleri
sızlıyor. Bugün ve bu yasayla değil 33, yüzlerce
insanı kurşuna dizip elinizi kolunuzu sallaya
sallaya ortalıkta gezmeniz mümkün.
Kısacası, oligarşi halka karşı topyekün bir savaşa
hazırlanıyor ve yola çıkarken de kemerindeki fişeklikleri
tıka basa doldurmaya çalışıyor. Türkiye devrimci
hareketi, Kürt hareketi ve emekçi halk ise bir
kez daha orta yolun olmadığı bir keskin noktaya
doğru sürükleniyor. Tasarının yasalaşmasını önlemek
için yapılabilecekler elbette var; ama bundan
daha önemlisi bu yasaya rağmen yürüme kararlılığını
gösterebilmek, bu yasaya rağmen devrimci bir halk
hareketini örebilmenin yollarını bulmaktır. Bahaneler,
gerekçeler üretme şansımız yok. Üstümüze gelen
bu baskı dalgasına karşın ve bu dalganın var olduğu
koşullarda da yürümekten başka seçeneğimiz yok.
Sesimizi kısmak istiyorlarsa eğer, yapacağımız
en önemli şey sesimizi yükseltmek; kitlelerle
buuşmamızın araçlarını yok etmek istiyorlarsa
eğer yeni ve daha güçlü araçlar yaratmak; bizi
diz çöktürmek istiyorlarsa eğer, dimdik ayakta
durmak yapabileceğimiz tek şeydir. Bugüne dek
hiçbir baskı yasası, tanihin akışını geriye çeviremedi;
bundan sonra da böyle bir şey yaşanmayacak, yaşanmasına
izin vermeyeceğiz.
Bir kez daha önümüzde duran görev, halkın davasına
ne pahasına olursa olsun dört elle sarılmaktır.
TMY
YASASI PROTESTO EDİLDİ
Kürt illerinde gelişen serhıldanlardan sonra
rafa kaldırılan TMY Yasa Tasarısı bir kez
daha gündeme getirildi. Buna karşılık TMY
Karşıtı Birlik protesto gösterisi yaptı.
9 Nisan 2006 Pazar günü Taksim Mis Sokak’ta
Terörle Mücadele Yasası protesto edildi. İçinde
Halk Kültür Merkezi emekçilerinde yer aldığı
TMY Karşıtı Birlik, Mis Sokağın girişinde
"TMY Tasarı Geri Çekilsin Tüm Anti-demokratik
Yasalar İptal Edilsin" pankartı açarak
basın açıklaması yaptı. Açıklamada, hazırlanan
TMY tasarısı bu güne kadar işçi-emekçilerin
dişle tırnakla kazandığı hakları, bir çırpıda
yok etmeyi amaçladığını belirtildi. Aynı zamanda
polisin ve askerin elinin "güvenlik"
adı altında serbest bırakılması, katil ve
işkencecilerin yasal koruma altına alınması,
demokratik hak ve arayışların devletin açtığı
terör kuyusunun içine atılması hedeflenmektedir
denildi. EMEP ve DİSK Limter-İş Sendikası'nın
da destek verdiği Açıklama esnasında "Söz,
Eylem, Örgütlenme Özgürlüğü Engellenemez",
"Faşist Yasaklar Değil, Demokratik Haklar",
"TMY Tasarısı Geri Çekilsin" sloganları
atıldı. |
|