İstanbul’da üç 1 Mayıs…
İlki 1921’de, işgal yılları… O süreçte kutlanan
1 Mayıs’ların belki de en görkemlisi.
O yıllarda Şirket-i Hayriye, Tramvay Kumpanyası
ve Haliç İdaresi’nde etkin olan Türkiye Sosyalist
Fırkası işçilerin bayrama katılmalarının bir görev
olduğunu ilan ederek elektrik işçileri dışında
tüm çalışanları 1 Mayıs 1921’de işi bırakmaya
çağırıyor. Katılım neredeyse %100! 1 Mayıs’ta
Fatih, Aksaray ve Harbiye hatlarında tramvaylar
çalışmıyor, Karaköy-Beşiktaş ve Tünel-Şişli hatlarında
üçer araba ancak uzun aralıklarla sefere çıkıyor.
“Amele bayramı”na geniş yer veren zamanın gazetelerinden
Vakit’e göre “tramvay amelesinin yüzde 95’i” işi
bırakmıştır. Tramvaylar çalışmayınca Karaköy-Beşiktaş
ve Sirkeci-Fatih ve Aksaray arasında kamyonlar,
ya da o günkü deyimle “yük otomobilleri” yolcu
taşıyor. Şirket-i Hayriye vapurları ise seferlerini
tümden iptal ediyor ve Boğaz’da oturanlar İstanbul’a
inemiyorlar. Bu yüzden çok sayıda memur iş başı
yapamıyor. Haliç Şirketi çalışanları da bayrama
katıldıklarından Haliç’te oturanlar Köprü’ye ancak
pazar kayıklarıyla gelebiliyorlar. Üsküdar sakinleri
ise ya Haydarpaşa’ya geçip Seyrisefain vapuru
ya da sandallarla İstanbul’a ulaşıyorlar. Bu arada
Haydarpaşa-Pendik ve Sirkeci-Çekmece banliyö hatlarında
tren seferleri tamamen durmuş. Baruthane, Feshane,
Zeytinburnu fabrikalarıyla diğer birçok fabrika
ve atölyede iş bırakılmış.
Asıl şenlik kıyamet Türkiye Sosyalist Fırkası’nın
Babıâli Caddesi’ndeki merkezinde kopuyor. Düzenlenen
törende parti merkezine kırmızı bayrak çekiliyor,
bando sabah saat ondan bire kadar “Enternasyonal’’
çalıyor. Genellikle Kağıthane ve diğer mesire
yerlerinde bayramı kutlayan işçiler, heyetler
halinde parti merkezine mavi işçi gömlekleri,
kırmızı boyunbağları ve kırmızı rozetlerle geliyorlar.
İşçilerin bindikleri bazı otomobiller de kırmızı
bayraklarla donatılmış halde...
Sonra ikinci bir kitlesel 1 Mayıs… Yıl 1922. Bu
kez Türkiye Sosyalist Fırkası, Türkiye İşçi Derneği,
Beynelmilel İşçiler İttihadı, Sosyal Demokrat
Fırkası, Ermeni Sosyal Demokrat Fırkası, Türkiye
İşçi ve Çiftçi Sosyalist Partisi ve bazı esnaf
cemiyetleri temsilcilerinden oluşan bir “1 Mayıs
Komisyonu” gazetelerde yayınlanan çağrısında bir
örgüt ya da sendikaya mensup olsun olmasın kadın
ve erkek İstanbul’un tüm işçilerini bayrama katılmaya
çağırıyor. “Gösteri yapmamak” şartıyla izin verilen
Pangaltı-Kağıthane güzergahındaki yürüyüşe katılmak
üzere işçiler 1 Mayıs’ta saat 11’de Pangaltı’da
toplanıyorlar. Gelenleri kırmızı kolluklu görevliler
karşılıyor ve sıraya sokuyor ve kalabalık saat
11’de bando eşliğinde “Enternasyonal” söyleyerek
yürüyüşe geçiyor. Kağıthane’ye varıldığında miting
başlıyor ve “amele bayramı”nın önemini vurgulayan
konuşmalar yapılıyor. İşçiler saat 5’e kadar süren
bayram şenliklerine katıldıktan sonra dağılıyorlar.
Yürüyüşe Şirket-i Hayriye, Seyrisefain, Haliç,
Tramvay, Tünel, Elektrik Fabrikası çalışanlarıyla
Mürettibin-i Osmanî Cemiyeti’nden bir heyet katılıyor.
Yürüyüş sonrası Türkiye Sosyalist Fırkası Şişli
şubesinde bayramlaşan işçiler, binaya kırmızı
bayrak çekiyorlar ve sosyalizm üzerine konuşmaları
dinledikten sonra Kağıthane’ye gidiyorlar.
Ve sonra üçüncüsü, 1 Mayıs 1923 geliyor… Kemalist
kadro artık oturmaya başlamıştır. Oturdukça da
“memleketi boş bırakmamaya” çaba göstermektedir.
Böylece 1 Mayıs ilk ciddi bölünmeye uğruyor. 1922
sonlarında kurulan ve tramvay işçilerinin çoğunlukta
olduğu Umum Amele Birliği, Ankara’ya yakınlığı
nedeniyle 1 Mayıs 1923’de Aydınlık ya da Türkiye
Sosyalist Fırkası’ndan ayrı bir kutlama örgütlüyor.
Umum Amele Birliği tarafından düzenlenen yürüyüş
genel merkez binasının bulunduğu Sultanahmet Meydanı’ndan
başlıyor. İstiklal Marşı ve işçi marşlarının söylenmesinden
sonra başkan Mehmet Bey ve diğer yöneticiler konuşmalar
yapıyorlar. Her şey daha resmi! Daha bir Devletlu!
Buna karşılık Türkiye İşçi Derneği’nin çabasıyla
bir araya gelen ve son alarak Türkiye İşçi Teşkilatları
Heyet-i Müttehidesi adını alan dernek işçilere
1 Mayıs’ta Babıâli Caddesi’ndeki Mürettibin Derneği’nde
toplanıp bayramlaşma çağrısı yapıyor. Bu dernekte
toplanan Elektrik, Tramvay ve Tünel Amele Cemiyetleri,
Türk Mürettibin Cemiyeti, Hükümet Fabrikaları
Heyet-i Murahhassası, Emekçi İşçi Cemiyeti, Reji
Amelesi Cemiyeti, İstanbul Liman Emval-ı Ticariyye
Deniz İşçileri Cemiyeti, Silahtarağa Elektrik
İşçileri Cemiyeti, Yaprak Tütün Amelesi Cemiyeti
üyeleri yanısıra hiç bir derneğe kayıtlı olmayan
işçilere bir konuşma yapan Türkiye İşçi ve Çiftçi
Sosyalist Fırkası genel sekreteri Şefik Hüsnü
adını vermeden Umum Amele Birliği’ni işçiler arasında
ayrılık yaymakla suçluyor. Şefik Hüsnü’den sonra
söz alan Sadrettin Celal ise 1 Mayıs’ın tarihçesini
anlatıyor ve son olarak konuşan son Osmanlı Meclis-i
Mebusanı’ndaki işçi temsilcisi Numan Usta Meşrutiyet’ten
o güne işçi hareketleri hakkında bilgi veriyor.
Ancak artık işler değişmiştir! Ankara, neyi istediğinin
neyi istemediğinin işaretlerini vermektedir. 1
Mayıs nedeniyle dağıtılan bir bildiri bahane edilerek
Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası’nın 20’ye
yakın yöneticisi tutuklanıyorlar. Bağımsız miting
yapmanın cezası! Sonuçta, Hıyanet-i Vataniyye
Kanunu gereğince yargılanmayı beklerken yasanın
yürürlüğe girişiyle ilgili bir itiraz üzerine
ceza almaktan kurtuluyorlar ama böylece ilk 1
Mayıs provokasyonlarının da adımı atılmış oluyor.
Daha sonra, çok sonra 1977’lere ve daha ötesine
geliyoruz.
Üç 1 Mayıs ve üç ayrı tablo. Biri zayıf ama disiplinli;
ikincisi birleşik ve güçlü; üçüncüsü ise provokasyonla
bölünmüş ve tutuklamalı…
O gün bugündür, bize hep üçüncüsü dayatılıyor,
hep “1 Mayıs çok kanlı geçecek” edebiyatı yapılıyor
ve hep “olay çıkarmak isteyen teröristler”den
söz ediliyor.
Ama yine de, ne olursa olsun bu topraklarda 1
Mayıs’larda alanlar hiç boş kalmıyor. Ve şu çok
nefret ettikleri gün, bir türlü tümüyle uysallaşıp
“karnaval havasında” geçmiyor.
|