Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

40. Sayı - Mayıs 2006

Devrimci sosyalizm, 2006'ya mücadelenin bütün cephelerinde önüne büyük hedefler koyarak girmiştir. Bu bağlamda;
- ideolojik mücadele cephesinde; Manifesto çalışması,
- örgütsel çalışmada; açık ve diğer alanlarda yeni açılımlarla büyüme sürecimizi hızlandırma ve iç ilişkilerimizi sağlamlaştırma,
- kadrolaşmada; daha büyük ve daha nitelikli kadrolaşma,
- kitle mücadelesinde; proletarya ve diğer emekçi kesimlerle daha sağlam, gelişkin ve derinlikli bağlar kurarak, devrimci bir halk hareketini örme yolunda güçlü kökler oluşturma,
- politik pratik alanda ise yeni ve daha güçlü kampanyalarla devrimci sosyalizmin bir militan sokak hareketi olma hedefini güçlü biçimde somutlaştırma, bulunduğumuz her alanda bu kampanyalar yoluyla sürece damgamızı güçlü biçimde vurma, hedefleriyle yürüyoruz.
2006 sağlamlaşma ve daha hızlı yürüme ve yeniden inşa sürecimizi hedeflerine ulaştırmada gözle görülür, temel mesafeleri aldığımız bir yıl olmalıdır. Bunlar mevcut koşullar altında başarabileceğimiz hedeflerdir. Mesele tümüyle bizlere, yani sürecin kadrolarına, militanlarına kalmıştır.
İdeolojik çalışmalarımız kendi başına özgün bir nitelik taşımaktadır. Manifesto hedefi yeniden inşa sürecimizin temel bir hedefidir. Özel bir önem vererek, zaman ayırarak bu büyük hedefimizi somutlaştıracağız.
Diğer tüm çalışmalar ise esas olarak pratik politik çalışma içinde somutlaşacak, ete kemiğe bürünecek çalışmalardır. Pratik politik çalışmadan bağımsız bir kadrolaşma, kitle çalışması, örgütsel çalışma bizim açımızdan düşünülemez. Hiç kuşkusuz, bu çalışmaların her biri kendi başına özgün yanlara sahiptir, kendi içinde oldukça farklı öğeleri taşırlar. Ancak hepsinin içinde gerçekleşeceği alan pratik politik çalışma alanıdır. Kadro çalışması doğru insanların seçimini, eğitimini, doğru görevlendirme vb. ister, kitle çalışması sağlam kitle bağları, kurumlaşmalar, doğal kitle önderleri, vb. ister... Ancak tüm bu çalışmalar eğer somut devrimci politik pratik çalışmalar içinde gelişmiyorsa doğaldır ki, devrimci bir kadrolaşma, devrimci bir kitle çalışması olarak gelişemezler. Her süreçte tüm devrimci çalışmanın motor unsuru politik pratik çalışmadır. Doğru ve sağlam temellere dayanan ve güçlü bir politik pratik çalışma tüm diğer çalışmaların önünü açar. Kitlelere ulaşmada buz kıran rolü oynar, kad-roların teorik eğitimi pratik çalışma içinde sınamalarını, deneyim kazanmalarını sağlar. Kitle çalışması, kadrolaşma, örgütlenme ve pratik politik faaliyet aslında bir zincirin halkalarını oluşturur.
Devrimci sosyalizm yeniden inşa sürecimizde politik pratik faaliyetini ilk aşamada tekil politik faaliyetler üzerine kurarken, son bir buçuk yıldır daha kapsamlı ve komplike faaliyet biçimi olan kampanyalar üzerine kurmaktadır. Proletarya ve emekçilerin gündemde öne çıkan ya da çıkarılması gereken temel sorunlarından en yakıcı olanları seçilerek ele alınmaktadır. Kampanya çalışmasının mantığına uygun olarak tüm güçlerimiz kampanya çalışmasına odaklanmakta, ele alınan konuda çok yönlü, birbirini tamamlamayan, programlı, sistematik faaliyetler yürütülmektedir.
Kampanya çalışmaları proletarya ve emekçi kitlelerle kendi sorunları üzerinden ilişki geliştirmede, Partimizin öncü pratikler yaratmasında ve gücünü yoğunlaştırarak sesini daha güçlü duyurmasında kaldı-raç rolü oynamaktadır. Tekil pratikler üzerinden nispeten daha dağınık çalışma tarzı yerine, daha toparlayıcı, daha etkin bir politik faaliyet ve daha gelişkin bir örgütsel ve kadrosal yapı geliştirmeye uygun olan kampanyalar önümüzdeki süreçte de pratik politik çalışmamızın iskeletini oluşturacaktır.

I- Emperyalizme Karşı Özgür Ülke, İnsanca Yaşam Kampanyası
Devrimci sosyalizm yeni kampanya çalışmasını tüm yoldaşlardan görüş alarak anti-emperyalist bir içerikle örgütlenmeyi kararlaştırmıştır. Kampanyamız "Emperyalizme Karşı Özgür Ülke, İnsanca Yaşam Kampanyası" ismi altında yürütülecektir. Kampanyamız yaz aylarına değin olan süreci kapsamaktadır. Kampanya süreci gelişmelere bağlı olarak daha uzun bir zaman dilimine yayılabilir.
Kampanyamızın tüm ideolojik-politik kaynakları ve doğaldır ki hedefleri emperyalist-kapitalist sisteme ilişkin değerlendirmelerimize yaslanmaktadır.
Tüm sömürge ve yeni-sömürgeler emperyalistlerin açık yada gizli işgali altında bulunuyor. Bu ülkelerde bulunan kapitalist yapılar esas olarak emperyalizmin ülke içindeki yerli uzantıları konumundadırlar. İşgalci emperyalistler ve işbirlikçileri aynı bütünün parçaları olarak kurdukları sömürgeci ve yeni-sömürgeci sistemler yoluyla ülkelerimizin tüm hayat kaynaklarını sömürmekte, faşist devlet yapıları aracılığıyla yoğun bir çürütme, pasifikasyon ve şiddeti uygulamaktadırlar. Gelinen noktada, yeni-sömürge ülkelerde tüm temel kararlar artık açıkça emperyalistler ve onların oluşturdukları egemen oldukları IMF, DTÖ, Dünya Bankası, NATO gibi kurumlar tarafından alınmaktadır. Irak, Afganistan ve daha pek çok ülkede yaşanan açık işgaller ve sözde BM güvenlik barış güçleri yoluyla denetim altına almalar ise sürecin giderek vahşi askeri saldırganlık boyutunun da öne çıkmakta olduğunu göstermektedir. Özellikle Türkiye ve Kürt coğrafyasının da bir parçası olduğu bölgemiz Ortadoğu askeri saldırıların odağında bulunmaktadır.
Bütün bu süreçlerin başlıca aktörü politik ve askeri alanda ABD emperyalizmi ve İsrail, ekonomik alanda ise IMF ve DTÖ'dür.
Proletarya, yoksul köylülük ve diğer emekçi kesimler günlük yaşam deneyimlerinden bu emperyalist güçlerin halk düşmanı yüzünü açıkça görmekte ve tanımaktadırlar. Yaşanan işgallerin, yoksulluğun, işsizliğin ve her türlü çürümenin arkasında bu güçlerin bulunduğunu emekçiler biliyor ve bu güçlere karşı büyük bir öfke ve nefret taşıyor.
Kampanyamız bu öfkenin, nefretin devrimci bilinçle ifadesi, sesi, iradesi ve eylemi olmalıdır, olacaktır.
Kampanyamız içeriği itibariyle emperyalist-kapitalist sistemi esas olarak üç ana tema üzerinden hedef tahtasına çakacaktır.
Kampanyamızın ana temalarından birincisi, emperyalizmin gizli açık işgali ve bunun özellikle coğrafyamızdaki sonuçları olacaktır. Yeni-sömürgecilik, gizli işgal ve işbirlikçiler, Kürdistan'daki sömürgecilik genel ve güncel özgün boyutlarıyla ele alınacaktır. İşgalciler ve işbirlikçiler vurgusu özel olarak işlenecektir/işlenmelidir. Emperyalizmin tüm hayat kaynaklarımıza el koyması ve bunun güncel görünümleri olan yeni sosyal güvenlik yasası, özelleştirmeler vb. yasalar gündemleştikçe kampanyamızın birer bileşeni haline getirilecektir.
İkinci ana teması, emperyalist-kapitalist sistemin tüm dünya halklarına dönük saldırılarıdır. Irak'ın ve Afganistan'ın işgali, İran'a müdahale başta olmak üzere Ortadoğu'ya dönük emperyalist müdahaleler, siyonist İsrail'in Filistin'deki işgali, IMF, DB ve DTÖ yoluyla dünya halklarının kaynaklarını yağmalaması, vb. olgular bu bağlamda özel olarak ele alınıp kampanyamızın bileşeni haline getirilecektir.
Üçüncü ana teması ise emperyalist-kapitalist sisteme karşı dünya çapında gelişen halkçı ve devrimci direnişlerdir. Emperyalist-kapitalist sistemin yenilmez olmadığı, giderek büyüyen bir direniş dalgasının gelişmekte olduğu, bu direnişlerle eylemli, somut pratik bir dayanışmanın gerekli olduğu, bu direnişlerin coğrafyamızdaki bileşeni olmak gerektiği, hedefimizin esas olarak bu olduğu vurgusu kampanyamızın temel bileşenlerinden biri olacaktır.
Kampanya çalışmalarında emperyalist-kapitalist sistemin kimi kilit unsurları, kimi temel kavramlar ve hedefler öne çıkarılacaktır. Emperyalist-kapitalist sistemin öncü ve en azgın saldırgan, hegemon gücü ABD emperyalizmi, emperyalist-kapitalist yağmayı yöneten IMF ve DTÖ, siyonist İsrail ve direnen Filistin, emperyalist gizli ve açık işgal ve işbirlikçiler, direnen halklar, proletaryanın ve ezilen halkların enternasyonal dayanışması, özgür vatan insanca yaşam istemi, vb. bunların başlıcalarıdır. Tüm ajitasyon ve propaganda çalışmalarımız özellikle bu vurgular üzerinde yükselmelidir.
İçeriği itibariyle bu üç ana tema üzerinden gelişecek olan kampanyamız önüne somut politik ve pratik hedefler koymaktadır. Bunların başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz;
a) Emperyalist-kapitalist sistemi ve işbirlikçilerini teşhir etmek, militan eylemlerle emperyalist saldırganlığa karşı durmak ve ancak böyle karşı durulabileceğini göstermek, bu bağlamda teşhir ve militan eylemi iç içe ele alan bir mücadele hattı yaratmak...
b)Anti-emperyalist, anti-siyonist mücadelenin öncüsü ve sözcüsü devrimci sosyalist harekettir vurgusunu güçlü biçimde bulunduğumuz her yerde emekçilere duyurmak, hisettirmek...
c) Sahte anti-emperyalist, gerçekte ise faşist milliyetçi güçleri pratik yoluyla teşhir etmek, adeta anti-emperyalist mücadelenin tekeli kendilerindeymişcesine hareket etmelerinin karşısına militan duruşu geçirmek...
d) Kampanya bağlamındaki enternasyonal ilişkiler ve dayanışma faaliyetleri yoluyla, enternasyonal ilişkilerimizde yeniden somut ve gözle görülür başlangıçlar geliştirmek...
e) Pratik çalışmalarımızı "İşsizliğe ve Yoksulluğa Karşı Mücadele Kampanya"mızın deneyimleri ışığında çok daha komplike, nitelik ve nicelik olarak daha gelişkin hale getirmek...
f) Kampanya çalışmalarımızda oldukça eksikli biçimde yürüyen, pratik eylem, kitle katılımı, desteği ilişkisini daha güçlü biçimde kurmak, belirlenmiş eksikli yanları aşmak, çalışmalarımızı kitle katılımını gözeten tarzda di-zayn etmek, yoldaşlarımız, kurumlarımız, birimlerimiz arasındaki kolektif pratik örgütlenme yeteneğini daha da geliştirmek...
Hiç kuşkusuz, kampanya bağlamında daha farklı pek çok özgül hedef konulabilir. Her birimimiz, kurumumuz, hatta tek tek yoldaşlarımız ihtiyaçlarına göre özgül hedefler belirleyecektir, belirlemelidir.
Kampanya süresi boyunca kampanya çalışmaları, Partimizin tüm birimlerinin, tüm yoldaşların politik pratik çalışmalarının merkezi unsuru olacaktır. Diğer güncel gündemler kampanya konusu ile bağlantılandırılmalıdır. Kampanya konusu hemen hemen tüm sorunlarla arasında bağ kurulabilecek niteliktedir. Bunun mümkün olmadığı, ya da güncel sorunun başlı başına ele alınması gereken durumlarda da yürütülecek çalışmalar kampanya ça-lışmalarımızın önüne geçmeyecek tarzda ele alınmalıdır. Önümüzdeki aylarda gündemleşecek olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, 1 Mayıs gibi olmazsa olmaz takvim gündemleri kampanyamızın birer bileşeni haline getirilmelidir. Bunun yanı sıra 30 Mart, 6 Mayıs, 1 Haziran, 6 Haziran, 25 Haziran'da benzer biçimde doğrudan kampanyamızla bağlantılı olarak ele alınacaktır. Vazgeçilmez takvim gündemlerinden biri olan Newroz ise sürece doğru değerlendirilecek, gelişmelere bağlı olarak bir taktik izlenecektir.
Öte yandan, hiç kuşkusuz, özgün ve çok önemli gündem konularının gelişmesi durumunda (Örneğin Şemdinli benzeri, vb..) bunlar ayrıca ele alınamalıdır.

II- Kampanyamız ve Kitle Çalışması, Örgütlenme Sorunu ve Diğer Noktalar

Tüm Yoldaşlar Görev Başına
Kampanyamız kapalı ve açık alandaki, yurtiçi ve yurtdışındaki tüm birimlerimizin, kurumlarımızın ve yoldaşlarımızın ana çalışma konusudur. Topyekün tüm enerjimizi yaratıcı bir tarzda kampanya faaliyetlerimize yoğunlaş-tırmalıyız.
Yeniden inşa sürecimizin hedefi (ideolojik alan vb. bir yana) bellidir; emekçi kitleler içinde sağlam, kolayca sökülüp atılamayacak bir asgari ilişki ağını yaratmak, PASS'ı bir atılım düzeyinde örgütleyecek kadro birikimini ve örgütsel, pratik yapılanmayı ve yetenekleri yaratmak... Politik pratik çalışmamızın motoru olan kampanyalarımız bu hedefe hizmet ettikleri ölçüde anlam kazanabilirler. Bu bağlamda, tüm çalışmalarımız; örgütlenme, kitle çalışması, kadrolaşma, vb.. kampanya çalışmaları içinde yeniden inşa sürecimizin hedeflerine daha da yaklaşmayı sağlayacak tarzda düzenlenmelidir.

Kampanya: Eylem, Kitle Çalışması, Kadrolaşma Bütünlüğüdür
Devrimci sosyalist Hareketimiz daha önceki kampanyalarımızı ve diğer politik pratik çalışmalarımızı değerlendirdiğinde; bu çalışmaların örgütlenme, kitle çalışması ve kadrolaşma bağlamında yeterli ölçüde değerlendirilemediğini, bu yönde özel ve planlı çaba yürütülmediğini görmüştür.
Çalışmalarda politik pratik eylemlerin gerçekleştirilmesi adeta tek amaç haline gelmektedir. Hedeflediğimiz eylemlerin gerçekleştirilmesi elbette mutlaka gereklidir. Ancak bu sadece ilk adımdır. Bir kampanya süreci sadece ilk adımların örgütlenmesi değildir. Kampanya sadece birbirine eklemlenen eylemler serisi olarak ele alınamaz. Kampanyalar sadece eylemlerin gerçekleştirilmesi olarak ele alındığında devrim sempatizanlarını, bizim sesimize kulak veren, ilgi gösteren insanları örgütleyemez, bir kitle hareketi yaratamaz, ya da kadrolaşma düzeyimizi kendiliğinden bütünlüklü olarak daha ileri bir noktaya sıçratamaz. Her eylem kendi konusu bağlamında bizim sesimizi emekçilere taşır. Emekçilerin yakıcı sorunlarına yanıt olduğu ölçüde ilgi çeker. Bu bağlamda emekçilerle bizim aramızda bir köprü görevi görür. Tam da bu noktada buna ikinci bir halkanın daha eklenmesi gerekir. Yani oluşan köprüden yararlanarak sesimize kulak veren emekçilerle doğrudan ilişki kurmak, onları eylem süreçlerine katmak, saflarımıza kazanmak... Eğer bunu yapamıyorsak, eylem ve kampanya süreçlerinde özel bir çaba harcayarak yeni kitle ilişkileri yakalayamıyorsak, bunları saflarımıza kazanmak için zeminler yaratamıyorsak, ilk adımları atamıyorsak, yürüttüğümüz çalışmanın başarılarının oldukça sınırlı olduğunu kabul etmeliyiz.
Anti-emperyalist kampanyamızın her adımı bu konudaki eksiklerimizi aşmak, daha da ötesi güçlü bir pratik sergilemeyi sağlayacak tarzda organize edilmek zorundadır. Bu amaçla kampanyamızın pratik çalışmalarının ağırlığı kentlerin merkezi bölgelerindeki genel ajitasyon-propagandadan, yerellerdeki çok yönlü faaliyetlere kaydırılmıştır. Bildiri dağıtımları, yazılamalar, basın açıklamaları, gece meşaleli eylemler, yol eylemleri, imza toplama çalışmaları, işyeri, ev, okul toplantıları ve ziyaretleri yerellerde bir yandan emekçi kitleler içinde tanınırlığımızı arttırmak, hem de birebir ilişki sayısını ve diğer doğrudan temasları yoğunlaştırmak, emekçileri faaliyetlerimize katmak (bildiri dağıtımı, imza toplama, gösterilere katılım sağlama, vb..) için oldukça uygun araçlardır. Bir biçimde kontak halinde olduğumuz tüm ilişkilerin dökümünü çıkararak bunlarla ilişkileri pratik çalışmalarımız temelinde yeniden canlandırmalı, onları mutlaka kampanya sürecinin bir parçası haline getirmeyiz. Mevcut ilişki ve kontakların en az iki misli yeni insanla ilişkilenmeliyiz. Bu amaçla bölgelerde tasnifler yaparak, ya da pilot bölgeler seçerek tüm esnaflara, atölyelere, fabrikalara, okullara pratik çalışmalar temelinde ulaşmalıyız. Bunların yoğunlaştığı alanlarda irili ufaklı gösteriler yapma, Yankee bayraklarını, Sam amca kuklalarını yakma, hepsine giderek imza isteme, kalabalık gruplarla bildiri ve halk bülteni dağıtma, işçi evlerine, esnafa birebir gidip sohbet etme, tüm alanları yazılamalarla donatma, ilk elde yapılacak çalışmalardır. Bu çalışmaların tümünde ön çalışmaları ve eylemin aşamasının organizasyonunu kitle ilişkileri bağlamında değiştirmeliyiz. Gösterilere, bildiri dağıtımına, imza toplama işlerine mutlaka çevre/çeper ilişkilerinin tümünü çağırmalı, kimin hangi ilişkiyi alıp getireceğini önceden belirlemeli, ayrıca bilinen tüm ilerici, demokrat insanlara da gidip katılım çağrısı yapmalıyız. Eylem aşamasında da emekçilere mutlaka katılım çağrısı yapmalıyız. Gösteri güzergahlarındaki kahvehanelere girip ajitasyon yapmalı, eyleme davet etmeliyiz, yolda ve evinde izleyenleri eyleme davet etmeliyiz. Bunları genel geçer tarzda değil, özel olarak belirleyeceğimiz ekipler yoluyla yapmalıyız. İmza toplama işini sadece stant açmayla, ev ev dolaşmayla vb. sınırlı tutmamalıyız. Bölgelerdeki tüm esnaflar dolaşmalı, tüm kahvehanelere özellikle kalabalık saatler belirlenerek girilmeli, atölye ve fabrika çıkış saatlerinde, öğle aralarında mutlaka gidilmeli, servis araçlarına girilmeli imza toplanmalıdır. Ayrıca konuşulup boş imza föyleri verilerek emekçilerin, esnafın, öğrencilerin imza toplaması ve bunları ulaştırması istenmelidir. Bütün bu noktalara pek çok şey eklenebilir, daha ayrıntılı hale getirilebilir. Öte yandan, birebir ilişki için ilk elde hedeflenen insanlara mutlak belirli bir plan dahilinde gitme, bunlardan düzenli ilişki kuracak olanları belirleme, her aşamada bu insanların sayısını arttırma özel bir önem taşımaktadır. Bütün bu kitle çalışmalarını, her birimimiz, her kurumumuz kampanya çalışmalarıyla bağlantılı biçimde ve planlı olarak gerçekleştirmelidir.

Kampanya İç Örgütlülüğümüzü İleriye Sıçratmalıdır
Tabi, bir kampanya ve eylem süreci bu noktada da kalamaz. Kampanya sürecinin eylem, kitle ilişkilerini geliştirme ve örgütleme halklarına, iç örgütlülüğümüzü sağlamlaştırma halkasını da eklemeliyiz. İç örgütlülük süreçlerimizi daha da yetkinleştirmek; a) kolektif iş örgütleme yeteneğimizi arttırmak (pratik süreçleri mümkün olduğunca çok yoldaşın bilgisini, birikimini demokratik merkeziyetçi temelde katarak planlamak ve gerçekleştirmek), b) bir çok birimi, kurumu, alanı ortak iş yapabilir hale getirmek, c) tek tek birimleri hızla politik refleksler geliştirebilir konuma getirmek, d) pratik iş yapabilmenin maddi koşullarını geliştirmek, e) kadrolaşmak, kadroların önderlik yeteneklerini arttırmak, deneyimlerini arttırmak, onları iş süreçleri içinde daha iyi tanımak ve yeteneklerine uygun olarak mevzilendirmek... gibi pek çok unsuru içermektedir. Tek tek her bir nokta hayatidir ve özenle gözetilmelidir. Bu bağlamda; ı) kampanya komitelerini yerel ve genel düzeyde organize etmek, çeşitli çalışmalar için gerektiğinde o çalışmalar özgülünde küçüklü büyüklü komiteler oluşturmak, inisiyatifler tanımak, ıı) tek tek her yoldaşın performansını sıkı biçimde takip etmek, daha önce çalışma eylem sorumluluğu almamış yoldaşlara sorumluluklar vererek önderlik yeteneklerini geliştirmek ve denemek, sempatizan yoldaşları gözlemleyerek atak ve istikrarlı olanları kadro adayı olarak konumlandırmak, ııı) kurulan yeni ilişkileri mevcut ilişkilerle kaynaştıracak, yeni ilişkileri sıcak bir atmosfer içine sokacak ilişki ve çalışma biçimlerini bulmak, vb. bu noktada ilk elde yapılacaklar arasındadır. Boşta tek bir ilişki, ilgilenilmeyen tek bir insan olmamalıdır.

Kampanya: Aydınlarla Yeniden ve Devrimci Temelde İlişkilenmede Bir Adım
Kampanya sürecimiz son on yıllık süreçte iyice zayıflamış olan aydınlarla ilişkilerimizi geliştirmede de kaldıraç haline getirilmelidir. Özellikle yüzü devrimcilere dönük olan aydınlar ve sanatçılarla çeşitli biçimlerde ilişkiler kurularak, kampanyamız ve kurumlarımız tanıtılmalı, etkinliklerimize katılımı sağlanmalı, uzun vadeli ilişkiler için zemin yaratılmalıdır.

Kampanya: Enternasyonal İlişkilerin Canlandırılmasının Kaldıracı Olmalıdır
Kampanya sürecimiz enternasyonal dayanışma ve birlik ilişkilerimizin canlandırılmasında da rol oynamalıdır. Kampanyamızın konusu bunun için oldukça güçlü bir zemin sunmaktadır. Anti-emperyalist mücadele tüm devrimci sosyalist güçlerle, anti-emperyalist, anti-faşist, anti-siyonist güçlerle bağ kurmamız için en uygun zemindir. Başta Filistin olmak üzere Ortadoğu devrimci güçleriyle ilişkileri canlandırmak, diğer komşu ülkelerdeki devrimci ve ilerici güçlerle ilişkilenmek, sosyalist Küba ve Latin Amerika'da gelişen devrimci ve sol güçlerle bağ kurmak, Avrupa'daki ilerici ve devrimci hareketlerle somut bağlar geliştirmek, Asya'daki devrimci güçlerle ilişkilenmek sürecimizin somut görevleri arasında bulunuyor. Kampanya sürecinde bütün bu noktalarda irili ufaklı somut adımları atmayı hedefleyeceğiz.

Kampanya ve Diğer Çalışmalar
Tüm yoldaşlarımızın birimlerimizin, kurumlarımızın kampanya dışında da çeşitli çalışmaları ve görevleri söz konusu... Tüm birimlerimizin, kurumlarımızın kampanya dışındaki pratik faaliyetlerini kampanya çalışmalarına uygun biçimde yeniden dizayn etmeleri gerektiği açıktır. Her alandaki politik ve kültürel, ekonomik mücadeleye dönük çalışmalarımız kampanyayı destekleyen tarzda yeniden ele alınmalıdır. Ayrılan zaman, kadro, içerik buna uygun olarak düzenlenmelidir.
Burada özel olarak üzerinde durulması gereken nokta ideolojik üretim ve eğitim çalışmalarımızdır. Özel de ise Manifesto çalışmamızdır. Manifesto çalışmamız artık güncelleşmiştir. Manifesto çalışmamız ertelenemez, aksatılamaz bir çalışmadır. Tüm ideolojik eğitim çalışmalarımızın ekseni bu çalışmaya uygun olarak düzenlenecektir. Ve bu çalışmanın gerekleri hiçbir koşulda aksatılmayacaktır. Buna özel bir özen göstermek her yoldaş ve birim için kesin bir zorunluluktur.
***
Anti-emperyalist mücadele sadece bir kampanya sürecinin işi değildir. İşsizlik ve yoksullukta öyle değildir. Bu ve benzeri sorunlar tüm devrim sürecimiz boyunca sürekli biçimde işleyeceğimiz emekçilerle sistem arasındaki temel çelişki noktalarıdır. Kampanyalarımızla bu sorunları tek tek yoğun biçimde gündemleştirerek daha bugünden bu sorunlara ilişkin geleceğe de uzanacak sağlam mücadele temelleri yaratıyoruz. Kampanyalarımız yoluyla emekçilerin bu temel sorunlarını gündemleştirirken, bir yandan onların sesi oluyoruz. Öte yandan, kendi cephemizde politik pratik mücadelemizi hayata bağlıyoruz, politik mücadelemizin dilini, kitle mücadelesi bağlamında tarzını yaratıyoruz.
Emperyalizme Karşı Özgür Ülke, İnsanca Yaşam Kampanyası süreci bütün çalışmalar, ilişkiler bağlamında yeni açılımlar geliştirdiği-miz/geliştireceğimiz bir süreç olacak. Kampanyamızı kesin biçimde İşsizlik ve Yoksulluk kampanyasının bir tekrarı ya da biraz daha kapsamlısı olarak değil, tüm çalışmaları nicelik ve nitelik olarak daha gelişkin biçimde organize ettiğimiz yeniden inşa sürecimizin hedeflerine ulaşmada güçlü bir kaldıraç olacak çalışma olarak geliştirmeliyiz. Tüm eksiklik ve zayıflıklarımıza karşın büyüyen ve derinlik kazanan yeniden inşa sürecimizin hedeflerine ulaşması ancak çalışmalarımızın her adımını bir öncekini her açıdan aşacak, sıçramalı bir gelişme tarzı tutturduğumuzda mümkündür. Yeniden inşa sürecimizin tümü boyunca kat ettiğimiz yola baktığımızda bu tarza henüz ulaşamamakla birlikte önemli bir mesafe kat ettiğimizde görülebilir. Bunu başaracak ve yeniden inşa sürecimizi devrimci atılıma ulaştıracak dinamiklere sahibiz. Yukarıda ortaya konulan kampanya perspektifi sahip olduğumuz dinamikleri somut pratiklere dönüştürmenin yollarını kampanya bağlamında ortaya koymaktadır. Doğru ve tam olarak kavrayarak, kendi mücadele deneyimlerimizle birleştirerek kampanya sürecine egemen kılalım.

Emperyalizme Karşı Özgür Ülke İnsanca
Yaşam Kampanyamızı Zafere Taşıyalım!
Ya Özgür Ülke İnsanca Yaşam Ya Ölüm!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
Kurtuluşa Kadar Savaş!



 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19