Devrimci ve ilerici güçler olarak son yıllarda
8 Mart'ın içini boşaltan, tarihsel anlamını yok
sayan, sınıfsal özünü karartan anlayışların pratik
olarak miting alanına yansıyan "erkeksiz"
ve "devrimci gruplar"dan arındırılmış
bir 8 Mart dayatmasına karşı geçen yıl kendi cephemizden
müdahale etmiştik. 8 Mart'ı tarihsel ve sınıfsal
anlamına uygun biçimde Beyazıt Meydanı'nda kutlamıştık.
Bu yıl devrimci ve ilerici güçler olarak 8 Mart
öncesinde tekrar biraraya geldik. Geçen yılı değerlendirdik
ve geçen yılın kazanımları üzerinden hareket etme
kararı aldık. 2006 8 Mart'ını bir süreç olarak
örgütlemeye, tarihsel anlamına, sınıfsal ve devrimci
özüne uygun bir şekilde kutlamaya karar verdik.
Bizler için 8 Mart'ın mirasına sahip çıkmak demek,
kadın sorununda erkeği değil tüm erkek egemen
kültürün dayandığı sömürücü sistemi hedef alan
bir bakışla hareket etmek anlamına geliyordu.
Tarihsel ve sınıfsal anlamına, devrimci özüne
uygun bir zeminde kitlesel ve tek bir 8 Mart örgütlemek
noktasında ortaklaştık.
Bizler için 2006 8 Mart'ının kazanımı bu zeminde
tüm emek güçlerinin, sendikaların, meslek örgütlerinin,
DKÖ'lerin ve ilerici güçlerin biraraya gelmesi
birleşik, kitlesel ve tek bir 8 Mart örgütlemek
doğrultusunda ortaklaşması ve bunun ön çalışmasının
güçlü yapılmasıydı. Bu doğrultuda tüm güçlere
çağrı yaptık.
Toplantıya bazı sendika şubeleri, parti temsilcileri,
siyasi grup temsilcileri ile Kadın Platformu bileşenleri
katıldılar. Toplantıya katılan sendika şubeleri
sınıfsal anlamına uygun bir 8 Mart'ın örgütlenmesi
gerektiği konusunda görüş bildirdiler.
Ancak konfederasyonlar bu konuda tartışma sürecine
devam ettiklerini dile getirdiler. Bazı bileşenler
gündemin önemli olduğunu ve bunu tartışmak istediklerini
ifade ettiler. Kadın Platformu bileşenlerinden
bir kısmı geçen yıl yaşanan ayrışmanın ideolojik
ve kaçınılmaz olduğunu ifade ettiler. Kadın Platformu
olarak "erkeksiz" bir miting örgütleme
noktasında ortaklaştıklarını dile getirerek toplantıdan
ayrıldılar. Kadın Platformu'ndan katılan bazı
bileşenler ise ortaklaşmanın tartışılabileceğini
ifade ettiler. Bunun üzerine Kadın Platformu bileşenleri
ile iki ara görüşme yapıldı. Ancak Kadın Platformu
bileşenleri "erkeksiz" miting düşündüklerini
açık ve net olarak ifade ettiler.
Bu görüşmelerde devrimci ve ilerici güçler olarak
tarihsel anlamına, sınıfsal özüne, devrimci içeriğine
uygun, birleşik ve kitlesel bir 8 Mart istediğimizi
açık ve net olarak defalarca vurguladık. Bu zeminde
birleştikten sonra alanda herkesin kendini istediği
gibi ifade edebileceğini, herhangi bir dayatma
olmaması gerektiğini dile getirdik. Zira bizim
için bu tür bir dayatma 8 Mart'ın tarihsel anlamını,
sınıfsal özünü politik olarak kabul etmek ancak
pratik olarak reddetmek anlamına geliyordu. Bu
dayatmayı kesin olarak kabul etmeyeceğimizi belirttik.
Yapılan görüşmelerde devrimci, ilerici güçler
olarak bizlerin tarihsel anlamına, sınıfsal özüne
ve devrimci içeriğine uygun zeminde birleşik,
kitlesel ve tek bir 8 Mart önerisi Kadın Platformu
bileşenleri tarafından "erkeksiz" dayatması
ile karşılanmış oldu. Her iki tarafın da kendi
zemininde net olması sonucu bir ayrışma yaşanması
kaçınılmaz oldu.
Devrimci, ilerici güçler olarak geçen seneden
çıkardığımız bir diğer deneyim de, geçen yılki
3 ayrı 8 Mart kutlamaları görüntüsünün sınıf ve
kitle hareketi açısından olumlu sonuçlar doğurmadığı
yönündeydi. Bu deneyimden hareketle 3 ayrı 8 Mart
görüntüsü yaratmamak için kendi payımıza çaba
gösterdik. İlk ayrışma bizim cephemizden kaçınılmazdı.
Zira Kadın Platformu'nun 'erkeksiz' miting dayatması
sonucu gerçekleşmişti. Ancak ESP, EKD ile ikinci
bir ayrışma yaşanması yine bizim tercihimiz sonucunda
gerçekleşmedi.
Devrimci, ilerici güçler olarak 8 Mart sürecinin
örgütlenmesine ilişkin genel çağrı yapmadan önce
ESP, EKD'den arkadaşların da sürece dahil edilmesi
yönünde görüş birliğine vardık. Ancak öncelikle,
ESP, EKD'nin geçen yıl sergilemiş olduğu, devrimcilerin
ortak iş yapma kültürünü bozucu davranışlarına
dair belli hatırlatmaların yapılması gerektiği
kararı aldık. Bu karardan yola çıkarak devrimci,
ilerici güçlerin ve ESP, EKD'den arkadaşların
katılacağı ve yalnızca geçen yılın değerlendirmesinin
yapılacağı bir toplantı yapmaya karar verdik.
Bir heyet oluşturarak ESP, EKD ile öngörüşme yaptık.
Yapılan görüşme sonucu ESP, EKD'nin bu görüşmeyi
olumlu bulduğu, değerlendireceği şeklinde idi.
Ne var ki ortak değerlendirmenin yapılacağı toplantıya
mazaret bildirerek gelmediler. Sürecin hızla ilerliyor
olmasından kaynaklı devrimci, ilerici güçler olarak
daha fazla beklememek gerektiği, tüm kurumlara
yönelik genel bir çağrı yapılması ve sürecin işletilmesi
konusunda fikir birliğine vardık.
Ortak bir çağrı metni hazırladık. Ortak değerlendirme
toplantısına da gelmedikleri için ESP, EKD'ye
çağrıcı olup olmadıklarını sorduk. Ancak iki hafta
bu arkadaşların yanıtını beklememize rağmen toplantı
tarihinden bir gün önce bir yanıt alabildik. Sürece
katılacaklarını, çağrıcı olarak metne imza atacaklarını
ifade ettiler.
Tüm bu tartışma süreçleri yaşanırken Kadın Platformu
bileşenleriyle iki ara görüşme yapılmış ve Kadın
Platformu'nun Kadıköy Meydanı'nda bir miting yapacağı
netleşmişti. Devrimci, ilerici güçler olarak tarihsel
ve sınıfsal anlamına uygun, birleşik ve kitlesel
bir 8 Mart kutlaması örgütlemek yönünde gösterdiğimiz
çabalardan kaynaklı süreç ilerlemiş, 8 Mart'ı
ön süreciyle birlikte örgütleme hedefimiz gerçekleşememiş,
henüz 8 Mart mitinginin politik gündemi, talepleri,
içeriği, miting alanının neresi olacağı üzerine
tartışmalara geçilememişti. Tüm bu gündemler ESP,
EKD'nin de katıldığı geniş bileşenli toplantıda
tartışıldı. Bu toplantıda miting yeri, Kadın Platformu
5 Mart'ta Kadıköy'e başvuracağı için, Beyazıt
olarak belirlendi, mitingin gündemlerinde açıklık
sağlandı. Mitingin teknik örgütleme aşamasına
geçildi. Tüm bu belirlemelerin ardından çalışmanın
daha pratik bir şekilde örgütlenmesi için oluşturulan
yürütmeye aynı zamanda EKD de girdi. Toplantıda
ESP Kadıköy'de 4 Mart günü miting yapma önerisini
sundu.
Birçok bileşen 4 Mart'ın katılımı olumsuz yönde
etkileyeceğini ifade ederek bu öneriyi kabul etmedi.
Tüm bileşenler tarafından miting günü ve saati
üzerine yürütülen tartışma sonucunda mitingin
Beyazıt'ta yapılması önerisi bileşenlerin geneli
tarafından kabul gördü, karar altına alındı. ESP
ise kendi içinde durumu değerlendireceğini, bir
sonraki toplantıda görüşünü bildireceğini ifade
etti.
Bir sonraki toplantıda ise ESP, devrimciler arası
ilişkileri zedeleyecek bir tarz ve üslupla, Kadıköy
önerisinin neden dikkate alınmadığını sorgulamaya
başladı. ESP temsilcisi, önerilerinin tartışılmadığını,
devrimci ve ilerici güçlerin bu tutumunun "bölücü"
olduğunu, kendilerinin ise birleşmek yönünde "çaba"
gösterdiklerini söyleyerek 4 Mart'ta Kadıköy'de
miting yapma önerisini tekrarladı. ESP'nin gerçekleri
çarpıtan, devrimcilerin ortak iş yapma kültürünü
zedeleyen bu tutumu tüm bileşenler tarafından
şaşkınlıkla karşılandı. Bileşenler eylem yerinin
bir önceki toplantıda belirlenmiş olduğunu, karar
altına alındığını, hatta tüm detaylarına kadar
konuşulduğunu, dolayısıyla bitmiş bir tartışmayı
hem açmanın hem de tamamlanmamış gibi yansıtmanın
doğru bir tutum olmadığını söylediler. ESP, bu
yönlü yaşanan tartışmanın ardından 4 Mart'ta Kadıköy'de
bir miting yapacağını söyledi ve orada bulunan
devrimci, ilerici güçleri de -eğer Beyazıt mitingine
izin verilmezse- Kadıköy eylemini birlikte örgütlemeye
çağırarak toplantıyı terketti. Keza, yürütmede
yeralan EKD de toplantıyı terketti.
Böylece devrimci ve ilerici güçler olarak, sürecin
başından itibaren tarihsel anlamına, sınıfsal
özüne, devrimci içeriğine uygun, birleşik, kitlesel
ve tek bir 8 Mart örgütleme irade ve çabası göstermemize
rağmen, bizden kaynaklanmayan nedenlerden dolayı,
her iki ayrışma da kaçınılmaz oldu. Sonuç olarak
niyetimizden bağımsız olarak İstanbul'da 3 ayrı
8 Mart kutlaması gerçekleşti.
Tüm saflar netleştikten sonra devrimci ve ilerici
güçlerin oluşturduğu platform olarak mitingimizi
örgütlemek için toplantılarımıza devam ettik.
5 Mart günü Beyazıt Meydanı'nda, baştan beri ifade
ettiğimiz gibi tarihsel anlamına, sınıfsal özüne,
devrimci içeriğine uygun bir 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Günü kutlamasını fiili bir miting ile
gerçekleştirdik.
Mitingi başından sonuna belli bir disiplin çerçevesinde,
önden belirlenen programı hayata geçirerek başarıyla
gerçekleştirdik. Mitingin tüm örgütlenme sürecinde
kadınların inisiyatifi öne çıktı. 8 Mart'ın özünde
emekçi kadına ait olduğu vurgulandı. Geçtiğimiz
yılın 8 Mart'ında olduğu gibi bu yılın da en önemli
kazanımlarından biri, devrimci güçlerin ortak
irade ve kararlılığının Beyazıt mitingine damgasını
vurması oldu. Devrimcilerin ortak davranış kültürü,
ortak ruh ve iradesi öne çıktı.
Sürecin başından itibaren mitingi örgütleyen devrimci,
ilerici güçler olarak eyleme ilişkin asıl olarak
Beyazıt'ı yeniden kazanma hedefimiz olmamakla
birlikte diğer güçlerle tartışma süreçlerinin
uzamasından kaynaklı, başka bir seçenek tartışılamadan
bizim için Beyazıt zorunlu bir tercihe dönüştü.
Devrimci, ilerici güçler olarak kendi payımıza
tali olan "alan" tartışmasında da net
ve kararlı bir tutum sergileyerek sonuç itibariyla
Beyazit'ı da kazanmış olduk.
Baştan beri tüm bileşenler olarak devrimci güçlerin
merkezinde olduğu Beyazıt mitinginin meşruluğuna
inandık ve buna uygun bir irade ve kararlılık
gösterdik. Başından itibaren sergilenen bu kararlılık
ve irade Beyazıt eyleminin gerçekleşmesinin de
güvencesi oldu. Devrimci, ilerici güçler olarak
Beyazıt mitingini 8 Mart'ın sınıfsal ve tarihsel
önemine uygun, kadınların ezilmesi gerçeğine vurgu
yaparak kutladık. Devrimci, ilerici güçlerin birlikteliğine,
eylemlerinin meşruluğunu savunmada gösterdikleri
ısrara ve kararlılığa bir yenisini daha ekledik.
Bundan çıkarılacak en önemli sonuç, önümüzdeki
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne bu kazanım
ve deneyimler üzerinden hazırlanmak, bu irade
ve kararlılığa tüm bileşenlerin dahil olmasını
sağlamaktır.
HÖC'LÜ KADINLAR, HKM, BDSP, DKH,
EHP'Lİ KADINLAR, KALDIRAÇ, KURTULUŞ PARTİSİ,
PDD, ODAK, DEVRİMCİ HAREKET
|