Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

36. Sayı - Aralık 2005

Ankara’da olaylı geçen YÖK protestosunun ardından, burjuvazinin kalemşörleri her yıl yaptıklarını tekrarladılar.
Daha önce ESP içerisinde çalışma yürüten bir kişiye yönelik olarak yapılan teşhir ve ispiyonculuk bu sefer Temel Haklar ve Özgürlükler Federasyonu içinde devrimci çalışma yürüten bir kız arkadaşa yönelik olarak yapıldı. “Eylem Farklı Eylemci Aynı” başlıklarıyla yayınlanan haberde, AA muhabirinin derlediği bilgilere göre... diye devam eden sütunlarda burjuvazinin kalemşörlerinin devrimcilere dönük “hayırsız insanlar” karalaması devam etti.
Posta gazetesi olayı daha ileri bir noktaya taşıyarak, arkadaşın annesinin fotoğraflarına ve sözlerine yer verdi. Haberin başlığı da “Annenin Sözünü Dinle Nurgül” olarak yer aldı. “Annenin yakınmalarına(!)” yer verdikleri sütunlar yayınlandı. Arkadaşın bulunduğu eylemler ve yaşadığı tutuklamalar sırasıyla verildi. Devrimcilik bir annenin yakınmalarıyla “hayırsızlık(!)” olarak sergilenmeye çalışıldı.Başka bir haber ise “Profesyonel Eylemci” başlığı ile yayınlandı. Burada da aynı şekilde AA muhabirinin derlediği tüm teşhir ve ispiyon edici bilgiler yorumlarla birlikte yayınlandı. Devrimciler sanki kendi hayatlarında kararlar verebilen bilinçli insanlar değil de; nasihate muhtaç insanlar gibi gösterilmeye çalışılarak, uzun uzun nasihatler yazıldı, çizildi....

Devrimcilik “Hayırsız Evlatlar”ın
Fantazisi Değildir!

Bir kişinin “yılda kaç eyleme katılmasının normal olduğu”(!) konusundaki soytarılıkları bir yana bırakıyoruz. Ama onun ötesinde asıl iğrenç demogoji, bu faşist kalemlerin devrimcileri “kandırılmış”, “ailesinden koparılmış” serseriler olarak göstermesidir. Sanki devrimcilik, başkalarının zoruyla, başkaları için yapılan bir şeymiş gibi... Oysa devrimcilik en başta kendimiz, ailemiz, kardeşimiz, komşumuz için yapmak zorunda olduğumuz faaliyetlerin bütünlüklü ifadesidir.
Bugün postmodernizmin dizginsiz saldırıları sonucunda toplumda bir çürüme yaşanmaktadır. Bu saldırılara karşı durmak için alternatif bir kültür ve anlayışa sahip olmak zorundayız. Ya sistem için de yaşamayı kabul etmeliyiz ya da tam cepheden tavır alarak buna karşı örgütlü mücadele içinde pratik faaliyetler yürütmeliyiz. Mücadele yürütmezsek kendimize yabancılaşmış, insan ilişkileri maddi çıkarlara dayalı, vs. yani tam da sistemin bizden istediği sorgulamayan insan tiplerinden biri oluruz. Ya da yarın kalktığımızda çocuğumuzun yastığının altında uyuşturucu buluruz, okulda sınıf arkadaşımız olan kıza hayat kadını olarak sokakta rastlarız.
Biz devrimcilik yapmak ve sisteme cepheden tavır alarak devrimcilere yönelik tüm ahlaksız karalama çalışmalarına rağmen köhnemiş sistemi yıkmak zorundayız. Çünkü sistem, insanca yaşam isteyen hiç kimseye başka bir şans bırakmamıştır. Ve bizim, düşünen, üreten, örgütlü devrimciler ve emekçi halklar olarak gazete sayfalarından “annenin sözünü dinle” diye verilen nasihatlere ihtiyacımız da yok.
Devrimciliği sadece kendimiz için yapmıyoruz. Gelip geçici bir heves olduğu için hiç yapmıyoruz. Devrimcilik, gazetelerde boy boy çıkan “hayırsız evlat” tanımına asla uymaz. Devrimcilik kendimize, annemize, ailemize, halklarımıza, işçi sınıfına karşı yaptığımız en büyük görevdir. Onların geleceğini kurmak için yürünebilecek biricik yoldur. Devrimcilik lise sıralarından, üniversite amfilerine, tekstil atölyelerinden, üzüm bağlarında çalışan tarım işçisine kadar herkesin yaşamını kurmak için emperyalist kapitalizmin köhnemiş düzenine karşı verdiği savaştır.

Basın Açıklamısı, Bildiri Dağıtımı...
Demokratik Haklarını
Kullanan Terörist!

Böyle bir trajik-komedi her yerde izlenemez. Demokratik haklarını kullananlar da her yerde terörist ilan edilmez. Bu ancak emperyalizm ve TC oligarşisiyle birbirini tamamlayan bir gazetecilik zihniyetinin, uşaklığın anlayışıdır. Bir kişi yasal, demokratik haklarını kullandığı için teşhir edilemez. Bildiri dağıttığı, şehit düşmüş bir devrimcinin mezarını ziyaret ettiği için ne hayırsız evlat olur ne de terörist. Devrimciler karalama politikaları karşısında geri çekilmezler. Bu karalama politikaları sistemin devrimcilere karşı içine düştüğü acizlikten başka hiç bir gerekçekle ifade edilemez. Devrimci olmanın doğallığından kaynaklı olarak sistemin emekçi halklara, işçi sınıfına, legal demokratik kurum ve kuruluşlara, tek tek devrimcilere karşı başlattığı karalama kampanyalarına sessiz kalmayacağız.
Tüm bunların yanında, bu gazeteci olduğunu söyleyen ispiyonculara, satılmış apoletli kalemşörlere de şans tanımayacağız. Biz Sosyalist Barikat olarak devrimci çalışmanın içerisinde bulunan devrimcilere yönelik olarak yapılan her türlü saldırıyı kınıyor ve yineliyoruz: Tüm karalama kampanyalarına rağmen sesimizi daha gür çıkaracağız. Emperyalist kapitalizmin tüm kurum kuruluşlarını, her alanda yarattığı kültürünü bu toprakların üzerinden söküp atacağız.

Halkların Kurtuluşu İçin Yaşasın Devrimci Kurtuluş!...



 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Abdüllatif Paşa Sk. 4/5 Aksaray-İstanbul
0212 632 23 19