Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

32. Sayı - Ağustos 2005

Parti ve Kültür:
Herkes Bir Adım Daha Öne...

Devrimci sosyalist hareket, bugünlerde önemli eşiklerden geçiyor. Zorluklarla, sıkıntılarla ama öte yandan moral yükseltici gelişmelerle birlikte yoluna devam ediyor. “Her yeni süreç kendi kadrolarını yaratır” diyoruz sık sık; gerçekten de böyle oluyor. Somut pratik, insanları öne çıkarıyor, eğitiyor, hepimizin ruh hali yeniden biçimleniyor.
Sokaktayız...
Abartmak da, küçümsemek de doğru değil, yaklaşık bir yıldır sokaktayız. Bir yandan kendi programlarımız var, diğer yandan da solun, emekten yana güçlerin ortak etkinlikleri var. İkisini de önemsiyoruz; ikisi arasında bir denge ve uyum yakalamaya çalışıyoruz. Zaman zaman çubuğu bir yana büktüğümüz oluyor ama mümkün olduğunca uyum yaratmayı amaçlıyoruz.
Kendi programlarımız var; emekçilerin, yoksulların yakıcı sorunlarını dile getiriyoruz; solun kendi dar ufkundan, kendi sorunlarına yönelik politika yapma tutkusundan kendimizi ayırıyoruz. Oligarşinin ortaya sürüp durduğu yapay gündem maddelerinden yakamızı kurtarıp milyonlarca emekçinin gerçek isteklerini, gerçek haykırışını yakalamaya çalışıyoruz. “İnsanca Yaşam İstiyoruz” diye yazıyor duvarlarda, “İşsizleştirdiniz Yoksullaştırdınız Öfkemizden Korkun” yazıyor. Neredeyse onların kendi sözleri bunlar. İnsanca yaşam... Son derece sade ve yalın; ama bütün bir devrimci programın maddelerini özetliyor, insan yerine konulmayanların öfkesini, umudunu dile getiriyor.
Elimizdeki halka, -biz ona henüz bütün devrimci araçları kullanarak güçlü bir biçimde asılamıyor olsak da- doğru halkadır. Sokaktayken, hiçbir şey öğrenmediysek eğer, bunu öğrendik. Emekçilerle devrimci hareket arasında var olduğu sık sık söylenen kopukluk, her şeyden önce bir gündem kopukluğudur. Milyonlarca emekçinin öfkesinin devrimci hareketin pratiği dışındaki kanallardan akıyor olması, başka bir dizi faktörün yanında, kendi kapalı-devre yaşantısına gömülmüş olan solun hatalarının da eseridir. Bu coğrafyadaki devrimci damar, ne kurumuştur ne de yok olmuştur; doğru noktalara dokunduğumuzda aldığımız her tepki, bunun kanıtıdır.
Önümüzdeki sürecin sorunu artık kime ve nereye yöneleceğimiz sorunu değildir; bunun nasıl ve hangi araçlarla yapılacağı da bizim açımızdan meçhul değildir; sorun, artık bu yönelimin ve müdahalenin merkezi ve bütünlüklü tarzda örülmesi, bütün ayaklarının güçlendirilerek sürdürülebilir bir devrimci atılımın yaratılmasıdır.
Sokaktayız... Yaklaşık bir yıldır, şöyle ya da böyle sokaktayız ve nihayet barikat başlarındayız. Öğreniyoruz. Okula gider gibiyiz, işe gider gibiyiz... Üzerimize yüz katımız geliyor, panik yok! Kahramanlık değil yaptığımız, feda değil, bizler halkın çocuklarıyız, halk düşmanlarıyla savaşmak bizim boynumuzun borcudur.
Öğreniyoruz... Devrimcilerin en büyük öğretmeni olan sokak, bize kendi sırlarını veriyor. Kulağımıza incelikler, kurnazlıklar, yeni yöntemler fısıldıyor. Hatalar yaparsak eğer, bizi cezalandırıyor; doğru şeyler yaptığımızda ise kayıp vermemenin, düşmanla başabaş savaşmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Sokak, devrimin anasıdır, o bizi koruyan ve büyütendir. Sokağı tanıyan, onun inceliklerini kavrayan, onu kazanan yenilmez.

PARTİ BİZİZ

Nedir parti?
Bir telefon mu, arka odalarda çalan?
Kimdir parti?
Düşüncesi gizli, kararları bilinmez biri mi?

Parti biziz.
Sen, ben, hepimiz.
Parti senin içinde, kardeş,
parti kafandaki düşünce.
Sen nerde oturursan orası onun evi.
Nerde sana saldırırlarsa odur karşı koyan orda.

Odur gösteren bize gideceğimiz yolu.
İzleriz onu biz de senin gibi.
Bulamazsın doğru yolu, bizsiz yürüme.
Yolların en çıkılmazıdır bizsiz gidilen yol.
bizden kopma sakın, kardeş!
Belki biz yanılırız, belki sensin haklı.
Öyleyse kopma bizden!

Kafandan şunu çıkarma, kardeş:
Dolambaçlı yoldan daha iyidir kestirme yol.
Bilirsin eğer sen bu yolu,
bilir de göstermezsen bize,
neye yarar bilgin senin!
Bilge kişi ol,
ama yan yana ol bizimle,
paylaş bizimle bilgini!
Kopma bizden, kardeş,
bizden uzaklaşma!

BERTOLT BRECHT


Ve militan bir devrimci halk hareketi sokaktan başka hiçbir yerde kurulamaz. Biz militan bir halk haraketini bütünlüklü stratejik anlayışımızın bir parçası olarak inşa etmek kararlılığındayız ve bunu sokakta yapacağız.
Ama yalnızca sokakta olmak önemli değildir. Daha doğrusu, sokakta olmak önemlidir ama kendi başına anlamlı değildir... Biz, öğrendiği bir türküyü yüz yıl boyunca tekrarlayıp durmayı marifet zanneden kötü sanatçılar değiliz. Devrim, üst üste yığılan birikim ve deneyimlerin sıçramalarla yeni düzeylere ulaştığı atılımlar dizisidir. On yıl sonra da bugün yaptıklarının aynısını yapacak olanlarla bizim aramızdaki temel fark budur. Her direnişi “ayaklanma” ilan edip günlük puanlar peşinde olanlarla farkımız budur. Biz, bütün yaptıklarımızı, öğrendiklerimizi, bir milim bile sapmadan yürüdüğümüz bütünlüklü-merkezi müdahale yolunun kazanımları olarak görüyoruz; bütün yaptıklarımız ve öğrendiklerimiz bu tek amaç doğrultusunda anlam kazanıyor.
Öğreniyoruz... Abartmıyoruz, küçümsemiyoruz... Şunu biliyoruz: devrimci mücadele sürecinde hiçbir şey kendi görünür içeriğinden ibaret değildir. Bir halk hareketi kurmak isteyenler, her küçük direnişi, her tek ilişkiyi, uzun devrim yıllarının kalıcı ihtiyaçlarına bağlarlar. Grev grev değildir yalnızca, işçiler için de okuldur, bizim için de okuldur ve aynı zamanda geleceğe akan ilişkilerdir. Yoksul kondularının yıkımı yıkım değildir yalnızca, öncesi ve sonrasıyla birlikte anlamlıdır. Her süreç bittiğinde ya da kesintiye uğradığında, geriye bir deneyimler, ilişkiler yumağı kalır. Oradan yeni bir sürece varılır. Uzun süreli bir savaşı öngörüyorsanız eğer, her güncel süreci bu savaşın ihtiyaçlarını da gözeterek değerlendirirsiniz. Bu, yalnızca barikat çatışmaları için değil, tamamen yasal herhangi bir bildiri dağıtımı için de böyledir. Bildiride yazanlar vardır, önemlidir; ama onun yanında bir de o bildirinin dizgisinden baskısına organizasyonu, dağıtımın yapılışı, dağıtım sırasında yaşanan deneyimler ve kurulan ilişkiler vardır, vb. vb. Bir devrim hareketi, bütün bunların birikimiyle yaratılır.
Yeni sürecin başından beri hep bugünkü durumun “ağrı kesici”lerle düzeltilemeyeceğini, artık ciddi bir müdahalenin gerekli olduğunu söyledik. Ve yine sürecin başından beri, sol siyasi yelpazenin herhangi bir parçası olmayı değil, bir devrim hareketi, bir halk hareketi yaratmayı hedeflediğimizi söyledik. Her şey, bununla bağlantılıdır; bir devrimci sosyalist olaylara böyle bir pencereder bakar. Öğrendiği bunun içindir, kazandığı deneyim buna hizmet eder.
Sokaktayız... Abartmıyoruz, küçümsemiyoruz...
Sokakta iş yapma kapasitemiz artıyor; yeterli bulmuyoruz.
Daha hızlı organize olabiliyoruz; yeterli bulmuyoruz.
Kendinden memnun olmamak, mızmızlık değil, ilerleme isteğini ifade eder. Biz ilerlemek istiyoruz.
Bugün, artık herkesin bir adım öne çıkma günüdür. Bir adım daha öne! Her alanda her yerde, bir adım daha öne! Daha çok inisiyatif, daha çok bilinç, daha programlı çalışma... Devrimci Sosyalist hareket, kendi geleceğini inşa ediyor. Kenarda duruyorsak eğer taş taşımaya; taş taşıyorsak, duvarcı ustalığına; duvarcı ustasıysak mühendis titizliğine...

Herkes bir adım daha öne!
Devrimci bir halk hareketi yaratmak için!

 

 

 

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul