Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

32. Sayı - Ağustos 2005

Munzur Kızıllaşarak Özgürlüğe Aktı...

Seyit Rıza'ların ve Ali Şer'lerin ardılları, yasaklamalara rağmen Munzur Festivali'nde buluştu. Erenlerin ve ermişlerin diyarı Munzur, baskılara ve dayatmalara karşı tek yürek olup kardeşleşmeye ve özgürleşmeye aktı.
6. Munzur Doğa ve Kültür Festivali, bütün dayatmalara rağmen 28-31 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşti. Sömürgeci devlet festivale gölge düşürmek için terör estirirken, Dersim halkı da inadına sokağa çıkarak festivalini sahiplendi. Festivale bir gün kala gelen İçişleri Bakanlığı ve Valiliğin 45 günlük erteleme kararı ve bu anti-demokratik uygulamalar Dersim halkı tarafından basın açıklamalarıyla, kitlesel gösterilerle protesto edildi.
Kürtlerin en doğal demokratik taleplerine bile tahammül edemeyen sömürgeci rejimin, Kürtlere karşı sürdürdüğü politikanın bir parçası olarak aldığı yasaklama kararı, yeni savaş konsepti kararından bağımsız düşünülemez. Ancak, yeni oluşturulan savaş konseptinin ("topyekün savaş, kamuoyunun susturulması, vb.) bir parçası olan erteleme kararı festivalin coşkulu geçmesini engelleyememiştir. Devlet, son savaş kararıyla devreye sokmak istediği politikaların gereği olarak Kürdün kazanma iradesini kırmak ve bu anlamda Kürtlerden öç almak istemiştir. Buna karşın, sömürgeci devletin bütün dayatmalarına rağmen gerçekleştirilen festival kardeşleşmeye dönüşmüş, 4 gün boyunca yapılan bütün etkinliklerde bu dayatmalar protesto edilirken, her etkinlikte Kürdün özlemleri anlatılmıştır. Festivale damgasını vuran, Kürdün dili, kültürü ve rengidir. Festivalin ana temasında sömürgeci politikalar işlenirken ayrıca Munzur'da yapılmak istenen barajlara ve siyanürlü altın araması yapan maden şirketlerine karşı çalışmalar yapılmış, Mercan Vadisi'nde şehit düşenler anılmıştır. Festival boyunca sömürgecilerin topyekün imha ve inkâr politikalarına karşı Kürt halkı demokratik taleplerini yükselti. Son günlerde bölgede yaşanılan faili-meçhul(!) katliamlara karşı halkın kini ve öfkesi doruktaydı.
Yasaklamalara rağmen her yıl olduğu gibi yeraltı çarsısı üzerinde yapılan açılışla başlayan Festival, daha en baştan "Munzur kardeşleşmeye ve özgürleşmeye akacak" dedi. Dersim halkı resmi ideolojinin bütün dayatmalarına rağmen festivalini sahiplenmiş, festivali halkın festivaline dönüştürmüştür. Bu anlamda festivale devrimci öz kazandırılmıştır. Bölgedeki çatışmalı ortam kitle katılımını olumsuz yönde etkilese de festivalin coşkulu geçmesini engelleyememiştir. Denilebilir ki, Emek ve Demokrasi platformunun organize ettiği bu yılki festival, geçmiştekilerden içerik bakımından daha zengindir. Açılan standlarda bizler de Sosyalist Barikat olarak yerimizi aldık. Standımızda coşku doruktaydı, halaya duruldu marşlar ve türküler söylendi. Standımıza ilgi büyüktü. Festival boyunca dergi satışı ve tanıtımı yapıldı.
Paneller ve söyleşilerle devam eden festival konserlerle sona erdi.
Sonuç olarak, Dersim halkı kendi geleneğine sahip çıkmıştır; ama bir yandan da Munzur sıkıntıdadır. Munzur üzerinde yapılmak istenilen barajlara ve siyanürle altın arayan maden şirketlerine karşı herkesi duyarlı olmaya çağırıyoruz.

Bütün Yasaklamalara Rağmen, Festival Halkındır
6. Munzur Kültür ve Doğa Festivali valiliğin güvenlik gerekçesiyle festivale bir gün kala 45 gün sonraya ertelenme kararına rağmen Emek ve Demokrasi Platformu, sanatçılar ve halk tarafından devam ettirildi. Valiliğin verdiği bu kararı protesto etmek için 26 Temmuz 2005 günü yer altı çarşısı üzerine gelen kitle basın açıklaması yaptı.
Daha sonra Emek ve Demokrasi Platformunun bütün girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine 28 Temmuz 2005 günü belediye yeraltı çarşısı üzerinde bin kişilik bir kitleyle yine yasaklama kararı protesto edildi. Kitleye hitaben belediye başkanı Songül Erol Abdil, Tunceli Emek ve Demokrasi Platformu sözcüsü Hüseyin Ser, Tunceli Dernekler Federasyonu (TUDEF) başkanı İsmail Arslan ve sanatçılar Necati Şahin, Ferhat Tunç birer konuşma yaptı. Sık sık "Vali İstifa”, “Munzur Onurdur Onuruna Sahip Çık”, “Festivale Uzanan Eller Kırılsın”, “Munzur Özgür Akacak”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Festival Halkındır Halkın Kalacak" sloganları atıldı. Festivale şehir dışından gelen Dersimliler Pertek’te ve Mazgirt'in Seyitli Köprüsü’nde uzun süre bekletilerek şehir merkezine alınmadı. Bunun üzerine akşam saatlerinde standların bulunduğu Kışla Meydanı’ndan Belediye Yeraltı Çarşısı üzerine yürüyüşe geçen kitle burada marşlar ve türküler eşliğinde oturma eylemi yaptı. Polis uyarılarına sloganlarla karşılık veren kitle sık sık “Vali İstifa”, “Baskılar Bizi Yıldıramaz, “Türkeşin İtleri Yıldıramaz Bizleri”, Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Festival Halkındır Halkın Kalacak" vb. sloganlar atıldı. Tunceli kent merkezine sokulmayarak Pertek ve Mazgirt'in Seyitli Köprüsü’nde bekletilen kitlenin yapılan görüşmeler sonucu şehre girmesine izin verildi. Bekletilen kitlenin Dersim’e girmesine izin verildiği haberi gelince, Yeraltı Çarşısı üzerinde oturan kitle gelen kitleyle birleşerek Kışla Meydanı’nda bulunan standlara doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş esnasında sık sık sloganlar atıldı. Kışla Meydanı’na gelen kitle zılgıtlar ve marşlar eşliğinde halaylara durdu. Çeşitli demokratik kitle örgütleri bazı parti ve kurumlar standlar açtı. Halkla beraber festivali sahiplendi.
Bizler de Sosyalist Barikat, Kalan (Dersim) Halk Kültür Merkezi olarak standlarımızı açtık.

İKİNCİ GÜN
Munzur Doğa ve Kültür Festivali’nin 2. gününde de bir dizi etkinlik yapıldı. Kalan (Dersim) Halk Kültür Merkezi ve sosyalist Barikat emekçileri olarak standlarımızı açarak Dersim halkı ile beraberdik.
Festivalin ikinci gününde Valiliğin ve emniyetin bütün keyfi uygulamalarına rağmen standlarda etkinlikler, basın açıklamaları ve müzik dinletileri yapıldı.
Bu etkinliklerden birisi olan, K(D)HKM’nin de desteklediği anadil konulu bir basın açıklaması yapıldı. Bu eylemde sık sık "Anadil Hakkımız Engellenemez" vb. sloganları atıldı. Devletin festival öncesi ve festival sonrasındaki bütün engellemelerine rağmen, etkinlikler coşkuyla devam ettirildi.
Gündüz yapılan etkinliklerden sonra, akşam saatlerinde Munzur kenarında Grup Munzur, Grup Yorum ve Cevdet Bağca müzik dinletisi verdi. Bizler de dinletide yerlerimizi alarak, Sosyalist Barikat’ın tanıtımı ve satışını yaptık. Kitlemizin coşkusu, sık sık attığımız "Mahir Hüseyin Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş”, “Yaşasın Devrimci Kurtuluş Mücadelemiz”,”Yaşasın Devrimci Dayanışma”, “Munzur Onurdur Onuruna Sahip Çık" sloganlarına yansıyordu. Verilen konserler Emniyetin engellemesinden dolayı 4 saat sürdü.

ÜÇÜNCÜ GÜN
Festivalin üçüncü gününde anmalar, müzik dinletileri yapıldı. Sabah saatlerinde bizlerinde içerisinde bulunduğu kitle "DERSİMDE BARAJLARA VE SİYANÜRLÜ ALTIN ARAMAYA HAYIR" pankartı açarak Belediye Yeraltı Çarşısı’ndan Munzur kıyısına kadar 2 km’lik yürüyüş yaptı. Yürüyüşe çeşitli parti ve sivil toplum örgütlerinin yanı sıra Akın Birdal ve Bergamalı çevreciler de katıldı. Yürüyüş sırasında "Munzur Onurdur Onuruna Sahip Çık”, “Katil Ata Holding Dersim'den Defol”, “Katil Rio Tinto Nalet Şere To" vb sloganlar atıldı. Yapılan basın açıklamasından sonra kitle etraftaki çöpleri toplayarak yeniden şehir merkezine yöneldi.
Akşam saatlerinde Mercan Vadisi’nde katledilen 17 MKP-HKO gerillalarının anmasına destek amaçlı yapılan çağrıya cevap olarak katılım gösterildi. Kitlenin yürüyerek mezar başına geldiği eylem, 17’ler ve devrim şehitleri anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşundan sonra okunan şiirler, marşlar ve sloganlarla son buldu.
Günün ilerleyen saatlerinde açılışı yapılan kültür sokağında Sosyalist Barikat satışı ve dağıtımı yapıldı. Bu sırada sık sık "Yaşasın Devrimci Kurtuluş Mücadelemiz”, “Yaşasın Devrimci Dayanışma”, “Mahir Hüseyin Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş”, “Munzur Onurdur Onuruna Sahip Çık" sloganları atıldı. Kültür sokağının açılışı Metin Kahraman ve Zele Mele'nin verdiği dinletiyle son buldu.

DÖRDÜNCÜ GÜN
Festivalin son gününde Tunceli Belediyesi tarafından hazırlanan Gençlik Kültür Merkezi’nin açılışı yapıldı.
Açılışta Çetin Oraner, Veysel Aydın, Çar Newa, Suavi, bir konser verdi. Bizler yine Sosyalist Barikat’ın tanıtımı ve satışını yaptık. Coşkulu geçen konserde "Yaşasın Devrimci Mücadelemiz, “Mahir Hüseyin Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş”, “Yaşasın Devrimci Dayanışma" sloganları atıldı.


Güvenceli İş Hakkımızdır, Hakkımızı istiyoruz, Almaya Geliyoruz!
18 Haziran'dan itibaren iş güvencesi, sigortasız işçi çalıştırma, işsizlik konularında "Hakkımızı İstiyoruz, Almaya Geliyoruz" kampanyası çerçevesinde biraraya gelen İşçilerin Mücadele Birliği, Dayanışma Evleri, Dayanışma Sendikası, Bilinç ve Eylem, TÖP, Kara Kızıl ilk eylemlerini Galata Köprüsü üzerinde gerçekleştirdiler.
Yerelliklerde işten atılmalara, güvencesiz çalışmaya karşı başlayan eylemliliklere kampanya çevresinde Temmuz başından itibaren HKM'ler de katıldı.
16 Temmuz 2005'te Kartal'da bildiri dağıtımına ve Yalçın Tekstil önündeki yürüyüşe Maltepe Halk Kültür Merkezi destek verdi.
23 Temmuz 2005 tarihinde Okmeydanı'nda atölyelerin kapanmasına, işten çıkarılmalara, güvencesiz çalışmaya tepki olarak Kağıthane Halk Kültür Merkezi'’nin yoğun olarak katıldığı bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Kampanya çerçevesinde gerçekleşen basın açıklaması, Okmeydanı Cemevi önünden yürüyüş ile başladı. Yürüyüş, mahalle arasından caddeye gelindiğinde tek şeridin kapatılmasıyla devam etti. Slogan ve dövizlerle halka çağrı yapılarak tekrar Cemevi istikametine gidildi. Ve Mahmut Şevket Paşa Spor Tesisleri'nin önünde yol kapatıldı. Burada bir tekstil işçisi konuşma yaptı. Halktan olumlu tepkiler alan eylem, basın açıklaması okunarak sona erdirildi.

Özelleştirme, Yalan, Yağma ve Peşkeştir!
Türk Telekom da çalışan memur ve işçi sendikaları üyesi emekçiler, 5 Temmuz 2005 Salı günü Türk Telekom'un özelleştirilmesini protesto etmek için iş bıraktılar ve İstanbul AKP İl Merkezine yürüdüler.
Sabah saatlerinde Gayrettepe' de toplanan Telekom emekçileri "Özelleştirme Yalan, Yağma, Talan ve Peşkeştir" pankartı açarak Gayrettepe'den Şişli PERPA'ya kadar yürüdüler. Burada toplanan Telekom emekçileri sendikaların konuşma yapmasının ardından kortejlerle trafiği kapatarak yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş sırasında halk ve SSK çalışanları eylemcilere destek oldular. Yürüyüş sırasında sık sık "IMF Uşağı Hükümet İstifa", "Katil ABD İşbirlikçi AKP", "Direne Direne Kazanacağız", "Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek", "IMF'nin İtleri Sattırmayız KİT'leri", "SSK'ya uzanan eller Kırılsın" sloganı atan emekçiler AKP İl binasının önüne geldiklerinde "İşte Burası İşbirlikçi Yuvası" sloganı attılar.Basın açıklamasında "Bugüne kadar Telekom'u özelleştirmeye kalkanların tarihin çöplüğünde olduğuna, Telekom'un dünya çapında bir işletme olduğuna, sadece 2 yıllık karına karşılık tekellere ve emperyalizme peşkeş çekildiğine, ayrıca telekom emekçisine 'bundan böyle yatamayacak' diyen başbakanın da bundan sonra rahat yatamayacağına ve tüm bunları çarpıtarak yazan burjuva basının satılmış olduğuna" dikkat çeken emekçiler "Satılmış Basın İstemiyoruz" sloganı atarak burjuva basına tepkilerini dile getirdiler.

Antakya’da Birlik, Mücadele, Dayanışma Pikniği Yapıldı

Antakya’da devrimci sosyalistler, "Emperyalizme, Kapitalizme ve Türevleri Olan Açlığa, İşsizliğe, Yoksulluğa ve Yozlaşmaya Karşı Birlik-Mücadele-Dayanışma" pikniğinde buluştular.
Pikniğimiz 24 Temmuz Pazar 2005 günü merkeze bağlı bir köyde gerçekleştirildi. Pikniğimize 30 kişi katıldı. İki bölüm halinde yaptığımız pikniğin ilk bölümü, devrim şehitleri için yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından bir yoldaşımız, günümüzün çelişkileri, sorunları ve çözümün nerede olduğu üzerine bir konuşma yaptı. Konuşmanın içeriğinde temel sorun; sınıf hareketine yön verecek, kitle muhalefetini yönetecek, kapitalizme karşı sürekli dinç ve savaşkan bir komünist öznenin eksikliği olarak ortaya konuldu. Bu eksikliğin giderilmesi noktasında devrimci sosyalistlere düşen görevler, örgütlenme, aktif mücadele üzerinde duruldu. Konuşmasının sonunda, pikniğe katılan arkadaşlar söz alarak, sorunlar üzerinde duruldu. İşçi, öğrenci, memur, kadın-erkek, karma bir şeklide yapılan pikniğimizde söz alan arkadaşlar sorunlara kendi pencerelerinden bakarak konuştular. Herkesin ortaklaştığı ilk nokta, sorunların kaynağının "kapitalist" sistem olduğu, diğer sorunların (açlık, işsizlik, yozlaşma, toplumsal baskı, kapkaç, çeteleşme, eroin vs.) ana kaynağın türevleri olduğu ve buna karşı devrim eksenin de sosyalist bir mücadelenin verilmesi gerektiğiydi. İkinci nokta ise, bu mücadelenin örülmesinde biz devrimci sosyalistlere görev düştüğü ve bizlerin bu işin öncülüğünü çekmemiz gerektiğiydi.
Pikniğimizin ikinci bölümü daha çok ayrıntı üzerinde şekillendi. Bireylerin yaşam içerisinde karşılaştığı sorunlar, eğitim, sağlık, aile baskısı vs. noktaları üzerinde duruldu. Ülkemizde sol hareket içerisindeki parçalanmışlık ve dağınıklığın nedenleri ve bunun içinden nasıl çıkılacağı üzerine sohbetler edinildi. Dergi tanıtımı yapılarak dergi satışı gerçekleştirildi.
Pikniğin sonlarına doğru eğlenmek ve farklı bir an yaşatmak üzere yoldaşlarla bilgi yarışması yapıldı. Bilgi yarışması politika, felsefe, kültür sanat ve mizah olmak üzere 4 bölümden oluştu. Bilgi yarışmasında çok eğlenceli anlar yaşandı.
Son olarak, yerel müzik grubumuz Grup Diyar'ın söylediği türkü ve marşlarla pikniğimiz sona erdi. Pikniğimizin kapanışında bu pikniğimizin ilk olmadığı gibi son olmayacağı, bu tür ortaklaşmaların, basın açıklaması, miting, barikat başı ve meşru tüm eylemlerde de yaşanması gerekliliği üzerinde duruldu..

“96 Ölüm Orucu Şehitleri Ölümsüzdür”

1996 yılında gerçekleştirilen Ölüm Orucunda yaşamını yitirenleri anmak amacıyla ilk '96 ölüm orucu şehidi Aygün Uğur'un ölüm yıldönümünde 21 Temmuz günü Çakmak Caddesi Kültür Sokak girişinde biraraya gelen Sosyalist Barikat, İşçi Köylü, Devrimci Demokrasi, Alınteri okurları BDSP ve ESP'liler, önlerinde "96 Ölüm Orucu Şehitleri Ölümsüzdür" yazılı bir pankart ve ellerinde dövizlerle Saat 11.00'de basın açıklamalarını okumaya başladılar. Sık sık "İçerde Dışarda Hücreleri Parçala", "Yaşasın Devrimci Dayanışma", "Ölüm Orucu Şehitleri Ölümsüzdür", "Devrim Şehitleri Ölümsüzür" sloganlarıyla kesilen basın açıklamasının ardından yine sloganlarıyla yürüyüşe geçen kitle, merkez postanenin önüne geldi. Burada bu defa son günlerdeki haksız tutuklamaları ve hücrelerdeki hak gasplarını ve ağırlaştırılan tecrit uygulamalarını protesto eden başka bir basın açıklaması okundu. Ardından cezaevlerindeki tutsaklara mektup ve kartlar gönderildi. Bu sırada dışarıdaki kitle kısa bir oturma eylemi gerçekleştirdi. Mektupların gönderilmesinin ardından eylem sloganlarla bitirildi.

Genelkurmay Açıklaması Kınandı...

4 Ağustos 2005 perşembe günü Adana'da bulunan KESK'e bağlı sendikalar, İHD, ÖDP, DEHAP, EMEP, ESP, BDSP, DHP, İşçi Köylü, Sosyalist Barikat, Alınteri ve Çağrı okurlarının düzenlediği bir basın açıklamasıyla, son günlerde MGK'nın İlker Başbuğ aracılığıyla dile getirdiği saldırgan uygulamalar ve bunun sokaktaki uzantısı olan sivil faşist terör protesto edildi. Saat 12.00'de Adana İHD önünde toplanan sosyalist basın bileşenleri sloganlarıyla yürüyerek 12.30'da İnönü Parkı'na geldi. Sendikalar ve ÖDP'liler Eğitim-Sen önünden yürüyerek İnönü Parkı'na gelirken, DEHAP'lılar ise kendi parti binalarının önünden yürüyerek aynı yere geldiler. "Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Faşizme Karşı Omuz Omuza", "Bıji Bıratiye Gelan", "Yaşasın Devrimci Dayanışma" Sloganlarının atıldığı eylemde, son günlerde İHD'ye yönelik yürütülen karalama kampanyası ve çeşitli basın açıklamalarına, Eskişehir'deki Uğur Kaymaz davasına ve Bursa'daki Kürt işçilere yönelik saldırılar özelinde MGK destekli tüm faşist saldırılar protesto edilirken, bunların özelleştirme, gecekondu yıkımları vb. saldırılarıyla birleşerek tüm halka yönelik bir saldırı dalgasının başlatıldığına dikkat çekildi.

Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur!

Tekirdağ F Tipi Cezaevindeki saldırı ve sürgün sevkler başta olmak üzere son günlerde çeşitli cezaevlerinde yaşanan saldırıları protesto etmek amacıyla Adana'da bulunan ESP, HÖC, BDSP, DHP ile Sosyalist Barikat ve İşçi Köylü okurları 5 Ağustos 2005 Cuma günü saat 12.30'da Adana Büyük Postanesi'nin önünde toplanarak bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. "İçerde Dışarıda Hücreleri Parçala" yazılı bir pankartın arkasında toplanan kitle, "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur", "Yaşasın Devrimci Dayanışma", "Hücreleri Parçala Tutsaklara Sahip Çık" vb. sloganlarını attı. Basın açıklamasının ardından okunan metni Adalet bakanlığına protesto faksı olarak gönderen kitle, eylemini bu şekilde bitirdi.

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul