Nikaragualılar tarafından "özgür insanların
Generali" diye anılan, ölümünden tam kırk
yıl sonra onun adını taşıyan Nikaragualı gerillaların
gerçekleştirdiği devrimle ölümsüzleşen Augusto
Cesar Sandlno, 1893'de Nikaragua’nın Masaya kentine
bağlı Niquinohoma köyünde doğdu. Yoksul bir köylü
ailesinin oğlu olan Sandino, ilk eğitimini sadece
okuma ve yazma öğreneceği Jinotepe'de gördü, ilk
önemli işi, bir altın madeninde mal deposu yöneticiliği
idi. Daha sonra Honduras ve Guatemala'da maden
işçiliği yaptı. 1923-1926 arasında Meksika'da
bir ABD petrol şirketinde çalıştı.
1926'da ülkesine döndüğünde, muhafazakar Adolfo
Diaz'ın darbesine karşı Liberallerin öncülük ettiği
ayaklanmaya katıldı. Ayaklanma, ABD deniz kuvvetlerinin
ülkeye çıkartma yapmasından sonra büyük bir darbe
yedi ve gerçekte ABD'ye karşı hiçbir tepkileri
olmayan Liberaller ABD'nin baskısıyla 4 Mayıs
1927'de Tipltapo Antlaşması'nı imzaladılar. Antlaşmaya
karşı çıkan tek general Sandino'ydu. Sandino,
ülkede yabancı işgali hüküm sürdükçe savaşacağını
ilan etti.
Çevresine topladığı birkaç yüz adamla birlikte
Nikaragua'nın kuzeyindeki dağlara çekildi, özellikle
madenlerde çalışan işçileri ve köylüleri örgütlemeye
çalışarak, eski tüfek ve konserve kutularında
imal edilen bombalarla savaşa devam etti. Sandino'ya
göre, "Yalnız işçiler ve köylüler mücadeleyi
sonuna kadar sürdürecek ve zafer, onların örgütlü
gücünün eseri olacaktır." Bu arada, ABD desteğiyle
oluşturulan Ulusal Muhafızlar adlı örgütle birçok
çarpışmaya girilmiş ve ağır kayıplar verilmişti.
Ayrıca Antlaşmadan hemen sonra ABD uçaklarının
Ocotal'a düzenlediği saldırıda da 300'e yakın
sivil insan ölmüştü. Fakat Sandlno'nun örgütleyici
gücü, bütün kara çalma ve sindirme harekâtlarına
rağmen köylüler arasında giderek yayılıyor ve
ayaklanma durmak yerine, daha da şiddetlenerek
devam ediyordu. Aynca mücadelenin sürekli olarak
devam etmesi diğer Latin Amerika ülkelerinde de
büyük sempati yaratıyordu. Sandino'nun başını
çektiği muhalefet karşısında gerilemek zorunda
kalan ABD, 1933'de deniz kuvvetleri piyadelerini
Nikaragua'dan çekmek zorunda kaldı.
Geri çekilişin hemen ardından yapılan seçimlerde
Liberal aday Sacasa başkan oldu. Sacasa, ekonomik
nedenlerle Sandlno ile anlaşmayı gerekli görüyordu.
Karşılıklı uzlaşmadan sonra, Sandino savaşa son
verdiğini açıklayarak, hakim olduğu Nueva Segovla'da
tarım kooperatifleri oluşturmaya başladı.
Topraksız köylü ve işsiz proleterler sorununu
çözmek için uygulanan bu tarım kooperatifi fikri
ilk olarak Wlwlll'de Rio Coce kıyısındaki bölgede
uygulanmaya başladı.
Ulaşım yolları ve Batıdan Doğu'ya telgraf hatları
inşa etmek; Nikaragua'nın ithal etmek zorunda
kaldığı malların tümünü kendinin üretmesi; bunun
için gerekli olan paranın, ülkeyi terk etmiş bulunan
Amerikalıların sermayelerine el konarak elde edilmesi
vb. görüşleri hiçbir maddi temeli olmasa da, basta
Ulusal Muhafızların başkanı Somoza olmak üzere
günün iktidarını ürkütmeye yetti. Somoza, Sacasa'ya
"Sandino'nun ülkeyi batı ve doğu olmak üzere
iki ayırmak istediğini" ima ediyordu. Böylelikle
Sandino'nun artık ölmesi gerektiğine karar verildi.
Sandlno, 22 Şubat 1934'te, başkan Sacasa'yla Başkanlık
Sarayı'nda yaptığı görüşmeden ayrılırken, Ulusal
Muhafızlar tarafından kaçırılarak ertesi gün öldürüldü.
Nikaragualılar, ABD'ye karşı verilen bağımsızlık
savaşının sembolü haline gelen efsanevi önder
Sandino'nun geri döneceğine inanıyorlardı. Bir
ara kendisinin özel sekreterliğini yapmış olan
Farabundo Marti, her ne kadar Sandino ile birlikteliklerinden
kısa bir süre sonra ihtilafa düşmüş ve Sandino'nun
birliklerinden ayrılmışsa da "Resmen ilan
ediyorum ki, General Sandino dünyanın en büyük
yurtseveridir" diyordu.
|