Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

K. Asi

134 yıl önce Fransız proletaryası “tarihte eşi benzeri görülmemiş” bir ayaklanmaya yelteniyordu. O zamana kadar özel mülk sahiplerinin elinde olan iktidar, ilk defa mülksüzlerin eline geçiyordu. Paris proletaryası 18 Mart günü “göğün fethi”ne yöneldi. Büyük ölçüde Marx ve Engels’in bilimsel sosyalizm öğretisinden yoksun olan Paris proletaryası küçük burjuva anarşistlerin ve ütopik sosyalistlerin peşinden gitmekteydi. Proletarya iktidarı sadece 72 gün elinde tutabildi. Nesnelliğe ve öznelliğe yenik düştü. Ama bilimsel sosyalizm için büyük bir deneyim bıraktı. 1917 Bolşevik Devriminin yarattığı proletarya diktatörlüğü bu deneyimin ışığıyla ayakta durabildi.

Komünün Nedenleri
Kuşkusuz Komün girişiminin ciddi bir arka planı vardır. Fransa’da büyük sanayinin gelişmesi ve yoğunlaşmasıyla işçi sınıfının büyük bir güç kazanması bunlardan en önemlisidir. 1837 ve 1867 iktisadi bunalımları ise işçi sınıfının atılımını hızlandırır ve giderek sınıf bilinci kazanmasına yol açar. İşçi sınıfı sürekli nicel ve nitel olarak gelişir. Fransa’da 1866 yılında artık 37 milyon nüfus içinde 4.700.000 işçi vardır. Paris’in 1.850.000’lik nüfusunun 442.000’i işçidir. İşçi örgütleri çoğalmakta; sendikal kuruluşların sayısı artmaktadır. 60 işçi birliği bir araya gelerek bölge federasyonu oluşturmuştur ve ayrıca 1. Enternasyonal’in Fransa seksiyonu 1865’te örgütlenerek Fransa’daki işçi hareketiyle doğrudan bağ kurmuştur.
Bu arada, Fransız proletaryası çok çeşitli, hatta çelişik ideolojik akımların etkisindedir. Prudhon ve Blanqui’in öğretilerinin etkisinde kalan proletarya siyasi ve ideolojik çizginin yanlışlığı sonucu başarısızlığa uğrayacaktır.
Blanqui’ciler “kararlı ve iyi örgütlenmiş bir kaç adamın uygun bir anda, sadece devlet dümenini ele geçirmekle kalmayıp, büyük ve acımasız bir enerji gösterisiyle halkın çoğunu devrime katıp küçük lider grubun etrafında yer alıncaya kadar iktidarda kalabilecekleri” (Aktaran Engels) fikrinden yola çıkmaktaydılar. Blanqui’ciler ulus ve proletarya çıkarı arasında fark gözetmemekte, hatta işçi sınıfını devrimci burjuvaziden ayırmamaktaydı. Küçük burjuva anarşistleri olan Prudhon’cular ise küçük işletmelerin “kapitalizmin özgür ve bağımsız devlet üretim kooperatiflerinin bedava kredi (faizsiz ödünç) veren yardımlaşma bankaları tarafından finanse edilen, yardımlaşma ve dayanışma derneklerinin gelişmesiyle ortadan kaldırılması yandaşlarıdırlar” (Pioro)
Fransız proletaryası henüz Marksist öğretinin etki alanında değildir ve ancak 1. Enternasyonal’in kurulmasından sonra Marksist öğretiyle tanışmaya başlamıştır. Bilimsel sosyalizm Enternasyonal’in 4. Kongresi’nden (Basle, 1869) sonra etkili olmaya başlar.
Komün’ün oluşmasında en önemli ve tetikleyici etken Fransa-Almanya savaşı olmuştur. Fransa kralı III. Napolyon’un Prusya’ya yenilmesinden sonra 4 Eylül 1870’te Cumhuriyet kurulur. Fransız burjuvazisi proletaryanın ulusun bağımsızlık için kendi yönetimi altında savaşabileceği bir savunma hükümeti oluşturur. “Gerçeklikte bu hükümet görevini Paris proletaryasına karşı savaşımda gören bir ‘halka ihanet’ hükümet idi.” (Lenin) Yurtseverlik yanılsaması nedeniyle proletarya bu hükümetin gerçek yüzünü görememektedir. Ta ki, Prusya’lılarla imzalanan yüz kızartıcı anlaşmaya kadar... Almanlarla yapılan bu antlaşma hükümetin maskesini düşürür. Paris halkı, antlaşmada verilen kayıplar nedeniyle egemenlerin ihanet ettiklerini düşünmektedir.
“Almanlarla sıkıntılı bir savaş, kuşatma acıları, proletaryanın işsizliği, küçük burjuvazinin yıkıma uğraması, yığınların tam bir yeteneksizlik gösteren yüksek sınıflara ve otoriteye karşı duyduğu öfke, durumdan hoşnut olmayan ve başka bir toplumsal örgütlenmeyi özleyen işçi sınıfı içerisinde belirsiz bir kaynaşma, ulusal meclisin cumhuriyet bakımından korku uyandıran gerici bileşimi, tüm bu etkenler ve başka bir çokları Paris halkını iktidarı birdenbire ulusal muhafızların ellerine işçi sınıfının ve onun yanında saf tutmuş bulunan küçük burjuvazinin ellerine geçiren 18 Mart devrimine götürdü” (Lenin, Komün Dersleri s.58) Hükümetin anti sosyal önlemler alması, kira ödemelerinin durdurulması, gecikmiş kiraların ödenmesi, kuşatma sonrasında vadesi gelen ticaret senetlerinin faizleriyle birlikte ödemesi, ulusal muhafızın aylığının kesilmesi istemi gibi unsurlar Paris halkı ile ulusal hükümet arasındaki hoşnutsuzluğu daha da derinleştirdi.
“Başlangıçta bu hareket son derece karışık ve belirsizdi. Komünün Almanlara karşı, savaşı yeniden başlatıp, iyi sonuca vardıracağını uman yurtseverler, bu harekete katılıyorlardı. Senetlerin ve kiraların ödenmesinin ertelenmezse (bunu hükümet kabul etmemiş ama Komün kabul etmişti) yıkım tehlikesi ile karşı karşıya bulunan küçük tüccarlar tarafından destekleniyordu bu hareket. Son olarak başlangıçta bu hareket gerici ulusal meclisin (...) krallığı yeniden kurmasından korkan burjuva cumhuriyetçilerin bile sevgisini kısmen kazanmıştı. Ama bu harekette baş rol elbette çoğu enternasyonal üyesi bulunan işçiler tarafından (özellikle Paris zanaatçıları tarafından) oynandı.” (Lenin, age, s.58)
Komüne sadece işçiler sonuna kadar bağlı kaldılar. Burjuva cumhuriyetçiler, hareketin sosyalist ve devrimci niteliğinden ürktükleri için, küçük burjuvalar ise Komünün yenileceğini düşündükleri için Komünden ayrıldılar.

İktidara El Koyuş
Ulusal savunma nedeni ile eli silah tutan tüm Parisliler silahlandı. Mart başlarında Bismark birliklerinin Paris’e girişinden iki gün sonra, gerici general Aurelle de Paladires’in ulusal muhafız komutanlığına atanmasına tepki olarak ikiyüz taburun delegeleri bir araya gelerek Ulusal Muhafız Federasyonu’nu (UMF) oluşturdu. UMF Komün askerleri olan Federeleri oluşturacaktı.
Hükümet, UMF’nin elindeki silahları alıp bunları saf dışı bırakmak amacıyla 18 Mart’ta bir baskın düzenler, baskın Paris halkının yığınsal bir ayaklanmasına dönüşür. Halk ve askerler kaynaşır. Aynı gün federeler belediye sarayını ele geçirirler ve yeni cumhuriyet kurulur.
18 Mart’tan sonra Komün bir takım önlemler alır. Böylelikle 18 Mart devrimi burjuva-demokratik görevlerini yerine getirirken toplumsal içerikli sosyalist önlemler de almaktaydı. Alınan önlemler şöyle sıralanabilir.
Demokratik önlemler: Din ve devletin ayrılması, eğitimin laikleştirilmesi, zorunlu ve parasız yapılması, adaletin parasız hale getirilmesi, seçilenlerin görevlerinden geri alınabilmesi, yargıçların ve yüksek görevlilerin seçimle göreve getirilmesi, sürekli ordunun kaldırılarak silahlı halk birliklerinin oluşturulması, belediyelere özerklik verilmesi gibi...
Sosyalist önlemler: Fırın işçilerinin gece çalışmaları yasaklandı. İşletmelerdeki para cezaları kaldırıldı, çalışmayan fabrikalar açıldı, asgari ücret güvencesi getirildi, iş bulma büroları yeniden örgütlendi.
Komün Genel Konseyi’nde 25’i işçi olmak üzere 90 üye bulunmaktaydı. Konsey çoğunluk ve azınlık olmak üzere ikiye bölünür. Çoğunluk küçük burjuvalar ve aydınlardan (Jakobenler, Blanqui’ciler ve bağımsız devrimcilerden) oluşmakta azınlık ise, enternasyonal üyelerden (Prudhoncu ve Marksistlerden) oluşmakta idi.
Marx komünle ilgili şunu söyler, “Emekçilerin iktisadi kurtuluşunun gerçekleşebileceği, en sonunda bulunmuş siyasal biçimdir.” Komün ilk proleter devrim, proletarya diktatörlüğüdür. İlk sosyalist hükümettir. Yasama ve yürütme yetkilerini elinde toplayan Komün’ün üyeleri görevden alınabilirdi ve ücretleri de ortalama bir işçi ücreti kadardı.
Komün dünyaya yeni bir ruh vermek istedi. Bayrağı kızıl bayraktı. Efsane enternasyonal marşı komünde yazıldı.
Komün yurttaşların, Komün işlerine sürekli müdahalesini istedi. Kulüpleri, sendikaları, gazeteleri, kadınları yönetime kattı. Kadının toplumsal ve siyasal yaşama katılımını artırdı.
Komün kır proletaryasının desteğini kazanamadı. Fransa’nın diğer şehirlerinde ayaklanmalar tek tek bastırıldı. Komün dışardan destek alamadı.
Komün askeri örgütlenmeye de yeterince önem vermedi, beklemeci bir tutum takındı. Aşırı ılımlılık gösterdi. Özel fabrika ve işyerlerini ulusallaştırmadı. Eski iş günü süresini sürdürdü. Eski vergileri korudu, giriş vergileri almakta devam etti.
Komün bütün sömürücü sistemlerin temeli olan özel mülkiyeti ortadan kaldırmak istedi. Amacı mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesiydi. Üretim araçların kolektifleştirilmesiydi. Ama bunu beceremedi. Kısacası Komün kendi hatalarına ve nesnelliğe yenildi.

Kanlı Hafta
18 Marttan sonra Komün Paris’ten kaçan Ulusal Hükümet başkanı Theiers’in üzerine yürümedi. Beklemeci bir tavıra girdi. Versailles Sarayındakiler hemen saldırıya uğrasaydı toparlanamazlardı. Komün başlangıçta Versailles’lilerden sadece askeri olarak değil, aynı zamanda moral olarak da üstündü. Toparlanmak için zaman bulan Versailles’liler ise kısa zamanda asker sayısını 40 binden 170 bine çıkardı. “Fransa’nın tüm burjuvazisi, tüm büyük toprak sahipleri, tüm borsa, bütün fabrikacılar, küçük -büyük bütün hırsızlar, tüm sömürücüler ona karşı birleştiler. Paris’e boyun eğdirmek için 100 bin Fransız tutsağını bırakan Bismark tarafından desteklenen bu koalisyon bilgisiz köylüler ile taşra küçük burjuvazisi, Paris proletaryası”na (Lenin, Age, s.59) karşı birleşmeyi başardı. Her türlü destekten yoksun kalan Komün, kaçınılmaz bir yenilgiye uğradı.
Yaklaşık bir hafta içinde 30 bin Parisli öldürüldü. 45 bini tutuklandı. 7 bini aşkın Komüncü de sürgüne gönderildi.
Komün yenilgisinin önemli bir nedeni de özel statüye sahip olan ve parababaları tarafından yönetilen Fransa bankasına el koyulmamasıdır. Komüncüler, bankaya el koymakla Theirs’i korkunç bir güçlükle karşı karşıya kalacağını, aynı zamanda kendi gücünü artıracağını da görememişlerdir. Buna karşın Komüncüler bankadan günlük ihtiyaçları karşılamak için gereken tutarı istemekle yetindiler.
“Utkun bir toplumsal devrim için en azından iki koşul zorunludur: yüksek derecede gelişmiş üretken güçler ve iyi hazırlanmış bir proletarya. Ama 1871’de bu iki koşul da eksikti. Fransız kapitalizmi henüz az gelişmişti ve Fransa da özellikle bir küçük burjuva ülkesiydi. Öte yandan İşçi partisi yoktu; işçi sınıfının ne hazırlığı ne de uzun bir savaşım alışkanlığı vardı ve yığın olarak görevleri ve bunları gerçekleştirme araçları üzerinde çok açık bir fikri bile yoktu.” (Lenin, Age, s.59)
Yanıltıcı devrim koşullarının olduğu süreçte, öznel ve nesnel koşulların olumsuzluğu yenilgiyi kaçınılmaz kıldı.
“...Komün, 19 yy.’ın en yüce proleter hareketinin en ulu örneğidir. Marx, komünün tarihsel anlamda ve önemine çok büyük bir değer veriyordu. Eğer, Versailles’liler grubu Paris proletaryasının silahlarını kalleşçe elde etmeye giriştiği sırada işçiler onları savaşım vermeden bırakmış olsalardı bu güçsüzlüğün proleter hareket içerisinde yol açacağı göz yılgınlığının zararı silahları savunurken, işçi sınıfı tarafından kavgada uğranılmış bulunan kayıplardan daha çok büyük olurdu. Komünün uğradığı kayıplar ne kadar ağır olursa olsun proletaryanın genel savaşımı bakımından taşıdığı önem buna değerdi. Komün, Avrupa’daki sosyalist hareketi derinden derine harekete geçirmiş, iç savaşın gücünü ortaya çıkarmıştır; yurtseverce yanılsamaları dağıtmış ve burjuvazinin ulusal özlemlerine duyulan bönce inancı yok etmiştir. Avrupa proletaryasına Komün sosyalist devrim sorunlarını somut olarak koymasını öğretmiştir.” (Lenin, age, s.65)
Büyük bir cesaret ve çılgınlıkla “cennete saldıran” proletaryanın 1871 koşullarında aldığı yenilgi proleter mücadeleye büyük bir miras bırakmıştır.
Sonraki süreçte ise küçük burjuva anarşistlerin ve ütopik sosyalistlerin proletarya üzerindeki etkileri büyük ölçüde kırılmıştır. Komün yenilgisi aynı zamanda Blanqu ve Prudhon’cuların da yenilgisidir. Bilimsel sosyalizmin proletarya üzerindeki etkisi daha da artmış, proletarya diktatörlüğünün zorunluluğu savı bu deneyden çıkarılmıştır. Ayrıca proletaryanın bir sınıf olarak ayrı örgütlenme zorunluluğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Paris komünü, “ulusal ve yurtseverce sapmaların” sosyalizm hedefiyle çelişik olduğunu, 1789 Fransız Devrimi’nden Paris Komünü’ne kadar geçen sürede büyük değişikliklerin yaşandığı sınıf karşıtlıklarının keskinleştiği, ulusal çıkarın Fransız Devriminde olduğu gibi tüm ulusu birleştiremediğini, proleter çıkar ve ulusal çıkarın birbirinden farklı şeyler olduğunu kanıtladı. Bütün bunlar aynı zamanda Marx’ın haklılığının kanıtlanmasıydı.
Proletarya iç savaşın zorunluluğunu bu deneyde öğrendi. Proletarya, yeni bir dünyayı silahlı mücadele ve iç savaş içinde kazanması gerektiğini öğrendi.
Komünün kahramanca girişimi, tüm emekçi insanlığın, bütün ezilenlerin kurtuluşu için bozguncu burjuvaziye karşı ulusal bir hareket, yurtseverce bir tepki, proleter ve toplumsal bir mücadeleydi. Komün içinde Rus, Macar, İtalyan devrimciler vardı. Komün, enternasyonal öğeler taşımaktaydı.
134 yıl sonra Komün, işte bu yıldan dönüp dönüp incelediğimiz, dersler çıkardığımız bir tarihsel olay olarak canlılığını koruyor.

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul