Elektra; Yunanistan'da zengin bir yaşam süren
ailenin kızı. On iki yaşında toplumsal kitaplarla
tanışır. Zamanla, evde çalışan hizmetçiler ile
kendi yaşamı arasındaki eşitsizliği sorgulamaya
başlar. On dört yaşında Pangalos diktatörlüğünün
mağdurları yararına yardım toplar. On sekizinde
rahat olan hayatını bırakır ve Yunanistan'da gelişmekte
olan mücadeleye katılır.
Direnişçi bir doktorla evlilik yapar. 1933 yılında
yaklaşan faşizm tehlikesini hisseden Elektra tüm
Yunanistan'ı gezerek faşizm karşıtı kadın örgütlerini
organize eder Kokkinara'da illegal bir kurultay
düzenler ve kurultaya 2000 delege katılır. Doğum
yapmasının hemen arkasından tutuklanır ve Anafi'ye
sürgüne gönderilir. 1936-1938 arası Averof hapishanesinde
bulunur. Bir yıl sonra kocasıyla Selanik'te serbest
yaşamaya başlar. Kısa sürer; Elektra sürgüne gönderilir,
kocası da Korfu hapishanesine. Elektra Anafi'de
sürgündeyken kocasının işkenceye boyun eğdiğini
ve anlaşmaya yanaştığını öğrenir. Ona bir mektubunda
şöyle der: “Dikkat et daha aşağılara düşme!” Boşanır.
Kocası da bir süre sonra veremden ölür. 1942 Elektra
Apostolu kızı Agni ile Nakil Şubesinde tutukludur.
Elektra Yunanistan'da tanınmış bir direnişçidir.
Yunan hükümeti İtalyan ve Alman faşizmi ile işbirliği
yapmıştır. Halkın kurtuluşu için ilk işareti veren
Ulusal Kurtuluş Cephesidir. Ülkede çok büyük grevler
yaşanır. Bu, grevciler üzerindeki baskının artmasına
neden olur. Grev yapanlara ölümü öngören bir yasa
çıkartılmak istenir fakat Ulusal Basım Evi çalışanları
grevdedir. 30 gram verdikleri ekmeği 80 grama
çıkarıp grevi kırmak isterler fakat başaramazlar.
Genel greve gidilir ve başarıya ulaşır. Hükümet
çalışanlarına %300 oranında zam yapar, tutuklular
serbest bırakılır, Askeri mahkemelerde bekleyen
dosyalar işleme konmaz. (Nisan 1942)
Elektra 8 Eylül 1942’de hapisten kaçabilmek için
kızını evlatlık olarak verir. Hapisten kaçmayı
başarır ve köpürmeye başlayan halk seliyle birleşir.
Genç kadınlar örgütünün ve Atina Ulusal Özgürlük
Cephesinin aydınlatma dairesinin sorumluluğunu
alır. 28 Ekim 1942’de Atina'da büyük bir gösteri
düzenlenir, direniş karşısındaki şaşkınlık faşistlerin
silah kesmesini sağlar. Almanlar bunun üzerine
seferberlik emri çıkarır. 16-60 yaş arası tüm
erkekler düşman hizmetine girecektir. Grevler
bunun üzerine daha da şiddetlenir ve Çalışma Bakanlığı
basılır. İşçi dosyaları ve arşivler yakılarak
seferberliğin önüne geçilmeye çalışılır.
Duçe'nin faşist rejimi 25 Temmuz 1943’te yıkılır
ve 8 Eylül’de Badolio'nun İtalya'sı, müttefiklerin
teslim koşullarını kabul etmek zorunda kalır.
Yunanistan'da bulunan İtalyan askerleri SS'ler
tarafından yakalanıp kamplara taşınır. Büyük bir
kısmının kaçmasına yine Yunan halkı yardımcı olur.
Almanların tavrı artık çok daha serttir. Bir Alman
askerine karşı 50 kişi öldürülecektir. Büyük yıkım
bundan sonra başlar. 1944 ilkbaharı sonuna doğru
Almanlar tüm cephelerde ağır darbeler almaya başlar.
Yunanistan'dan kaçmak için planlar yapmaya başlanır.
Elektra özlediği şeyi görmeye bu kadar yaklaşmışken
25 Temmuz 1944’de Nakil Şubesinden tanıdığı bir
Gestapo tarafından yakalanır.
''Şaşırmayacağım, Azrail. Ve de hiç efkarlanmayacağım.
Uzun zamandır hazırım. Yaşam tükenmez değildir.
Bir gün sonu gelir. Bu sonu çamur haline getirmemişsen...
güzel yaşadın demektir, güzel de ölürsün...''
Yakalanmadan önce ekmek ve domates yemiştir, otopside
son yediği yemeğin ekmek ve domates olduğu belirlenir.
Elektra 33 yaşındadır ve hep o yaşta kalacaktır.
80 sayfaya sığdırılmış güzel bir direniş ve örnek
bir devrimci tavır öyküsünü anlatan Yunanlı yazar
Dido Sotiriu'nun kaleme aldığı Elektra adlı kitabın
elimizdeki baskısı, Ekim 2004’te Pencere yayınlarından,
Sema Sandalcı'nın çevirisi ile çıkmış.
Yazar Dido Sotiriu Aydın doğumludur. İşgal sırasında
önemli görevler almıştır. Elektra'yı ise ilk olarak
1961’de yayınlamıştır. Benden Selam Söyle Anadolu'ya
isimli kitabını da okumanızı öneriyoruz. (Alan
yayıncılık)
|