Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

KAVRAM

Propaganda, bir düşünceyi ya da düşünce akımını/sistematiğini, politikayı, bir tavrı ya da tavır alış biçimini, hedef alınan kitleye benimsetebilmek ya da duyurabilmek amacıyla her yol ve yöntemle yapılan planlanmış sistematik çalışmalar bütünüdür. Propaganda, belirli bir hedef konularak, buna göre planlanır. Planlama sırasında hedefe ulaşma süresi, bunun yöntemleri, kullanılacak malzemeler, harekete geçirilecek örgütlülüğün büyüklüğü ve niteliği vb. tüm olgular ele alınarak değerlendirilir. Marksist literatürdeki propaganda kavramı ise sınıfı sosyalizm kavgasına katmanın ve bu kavgada bilinçlendirmenin her türlü çabasını anlatır. Ancak yine marksist literatürde sürekli olarak ajitasyon kavramı ile birlikte kullanılması, propagandanın ne olduğu konusunda bir kafa karışıklığı yaratmıştır. Her propaganda çalışması, her ajitasyon çalışması gibi ayrım yapılmaksızın “ajitasyon-propaganda” olarak nitelendirilmiştir.
Propaganda önceden planlanarak, kampanya biçiminde yürütülen bir çalışma iken ajitasyon, yerine göre önceden planlanmaksızın da yapılabilecek, tekil olaylar çerçevesinde gerekli görülen ve daha çok hedef kitleyi bir şeyi yapmaya ya da yapmamaya davet eden, açıkça bir tavır alış çağrısıdır ve hedef kitlenin bilincinden çok yüreklerine hitab eder. Propaganda, ajitasyon çalışmalarını da içine alan, stratejik hedefe doğrudan bağlı olarak planlanan temel siyasal çalışma alanlarından biridir. Lenin’in siyasi çalışma için yaptığı “halka siyasi gerçekleri açıklama kampanyası” nitelemesi akla getirildiğinde propagandanın önemi daha iyi anlaşılacaktır. Bundan kasıt elbette ki işçilere “sömürülüyorsunuz” ya da halka “bu ülke ABD’nin sömürgesidir” demek değildir, onlara sömürüden ve sömürgecilerden nasıl kurtulabileceğimizi anlatmaktır. Nedeni ve nasılından yoksun bir propaganda kampanyası, daha başından başarısızlığa mahkumdur.
Propaganda, hedef kitlenin durumu, psikolojisi, beklentileri, düşünsel/kültürel/toplumsal yapısı göz önüne alınarak planlanır, temaları ve yöntemleri bunlara göre belirlenir. Kitlenin genel özelliklerinin yanı sıra dönemsel özellikleri de dikkatle takip edilmeli, çok iyi bir zamanlama yapılmalıdır.
Bir kampanyayı yürütenlerin psikolojisi, hedef kitleyi olumlu etkilemelidir. Agresif, tepeden bakan, kendini kitlenin dışında, onun üzerinde tanımlayan unsurların yürüteceği propaganda, daha başından başarısızlığa mahkumdur. Yine propagandanın hedef kitlenin içinden, bu kitle içinde saygın bir yere sahip insanlarca yürütülmesi başarı şansını oldukça yükseltecektir.
Her propaganda çalışmasının bir planlaması olduğu gibi bu planı yürütecek bir örgütlülüğü de olmalıdır; hatta örgütlülük, örgütlülüğün niteliği ve niceliği, propagandanın başarısında en önemli olgulardan biridir diyebiliriz.
Propaganda, kendi içinde aşamalara ayrılabilir. Özellikle siyasi bilinçlenme sözkonusu olduğunda aşamalı bilinçlenmenin basamakları kesinlikle göz önüne alınmalıdır; ama her zaman en ileri işçilerin/halk kesimlerinin bilinci veri alınmalıdır. Bunun gerisine düşecek bir propaganda çalışması öncülük iddiasını sürdüremez. Yine propaganda çalışmasının kendi içindeki aşamaları takip edilirken hedef kitlenin ulaştığı bilinç noktası çok iyi takip edilmeli, nicel dönüşümlerin nitel sıçramalara dönüştüğü momentler kaçırılmamalıdır.
Propaganda hedef alınan kitlenin kolaylıkla görebileceği, ayrıca ispatlanması gerekmeyecek, ikna gücü yüksek somut gerçekliklerden yola çıkmalıdır. Akılda kolay kalabilecek, hergün yaşamın içinde kendini yeniden üreten olgulardan hareket etmelidir. Kalıcı bir bilinç dönüşümü için bu mutlaka gereklidir. Mesela sadece bir işletmenin devletçe kapatılması daha çok ajitasyonun konusu olurken propaganda tek tek bu tür örneklerden hareketle genel olarak özelleştirmeden, işsizlik ve yoksulluktan söz eder ve bunların belirli mücadele ataklarıyla geri adım attırılabilecek, geçici olgular değil, sisteme yerleşik oluşuna vurgu yaparak kurtuluşun yolunu gösterir. Yine propaganda popülistliğe düşmeden tüm hedef kitlenin anlayabileceği bir dille yapılmalıdır; bu basit dille en karmaşık sorunları bile açıklayabilecek bir ideolojik-politik güce sahip olmalıdır. Bu da kampanyayı örgütleyenlerin siyasi bilinçlerinin gelişkinliğine bağlıdır. “Bilen, anlatır”.
Bir propaganda çalışması için seçilen tema, sadece haklılığını, doğruluğunu, gerçekliğini tartışılmaz bir biçimde ortaya koymakla yetinmemeli, karşıtlarının tüm savlarını da çürütmelidir. Polemik tarzı, gerek hedef kitlenin ilgisini uyandırmak-çekmek için, gerekse de onun geçmiş bilinciyle hesaplaşması, bilincindeki yalanların çürütülmesi için mutlaka gereklidir. Propaganda, karşıtlarını çürütürken, onların hedef kitle içinden soyutlanmasını, inandırıcılıklarının, etkilerinin yitirilmesini de sağlamalıdır.

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul