Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

devrim emekçileri...

Bu sayımızın portre köşesinde belki biraz sayfamızın klasik çizgisine denk düşmeyen bir örneği ele alıyoruz. Klasik çizgiye tam denk düşmüyor evet; ama Bolivar, Marti, Sandino’dan oluşan bir üçlü bugün hâlâ Latin Amerika’daki devrimci mücadelelere ilham veren özellikleriyle çok önemli bir yerde duruyorlar ve biz okurlarımızın bu kişilikleri tanıması gerektiğini düşünüyoruz. Gelecek sayılarımızda Jose Marti ve Sandino’yu da bu köşede tanıtacağız.

Güney Amerika’da bağımsızlık savaşına önderlik eden, bu nedenle kendisine El Libertador (kurtarıcı) ünvanı verilen Simon Bolivar, soylu bir ailenin çocuğu olarak 24 Temmuz 1783’te Venezuela’nın Caracas kentinde doğdu. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. Babası albay olan Bolivar, dayısı tarafından özel öğretmenlerle yetiştirildi. Dini eğitim de gören Bolivar, bu eğitim sırasında bir Capucin rahibinden de ders aldı. Daha sonra dayısıyla birlikte İspanya’ya giderek, Madrid’de tarih, dil ve hukuk eğitimi gördü. Bu arada J.J. Rousseau’nun eserlerini okumuş ve liberal düşünceden etkilenmeye başlamıştı. Buradan İspanya’da evlenmiş olduğu soylu bir kadınla birlikte Caracas’a gidecek, ancak karısının 1802’de ölmesinden sonra tekrar Avrupa’ya dönecekti. Paris’te bir yandan Locke, Hobbes, Alembert, Buffon gibi düşünürlerin etkisiyle rasyonel düşünceyi benimserken, öte yandan da imparator olan I. Napoleon’un attığı adımlara hayranlık duyuyordu. Sonunda Alman bilim adamı Humboldt’un da etkisiyle anti-sömürgeci görüşleri benimseyerek, 1807’de Venezuela’ya döndü.
Bu arada Venezuela’da İspanyol sömürge valisi devrilecek ve Bolivar da yardım sağlamak üzere sömürge yönetiminin yerine gelen cunta tarafından İngiltere’ye gönderilecekti. İngiltere’de siyasal düzeni yerinde gördüğü sırada burada sürgünde olan general Fracisco de Miranda’yı Caracas’a gelerek bağımsızlık savaşının başına geçmesi için ikna etti.
Mart 1811’de Caracas’ta toplanan Ulusal Kongre bir anayasa taslağı hazırlayarak 5 Temmuz 1811’de Venezuela’nın bağımsızlığını ilan etti. Ancak Venezuela bir yıl sonra 25 Temmuz 1812’de imzalanan ateşkes sonucunda yeniden İspanyol egemenliğine girdi. Bolivar bundan sonra Cartegana’ya giderek ünlü Cartegana Bildirisi’ni yayınladı. Ardından küçük bir ordu kurarak, yeniden Venezuela’ya geri döndü ve altı savaştan sonra 6 Ağustos 1813’te Libertador (kurtarıcı) olarak Caracas’ı ele geçirdi. Bundan sonra yeni bir savaş başladı. Bolivar İspanyolların ayaklandırdığı yerli kabilelerden Lienarolara karşı savaştı. Fakat 15 Haziran 1814’te yenilgiye uğrayarak Cartegano’ya kaçacak ama kendisini kabul etmedikleri için önce Jamaika’ya oradan da Haiti’ye geçecekti.
Bolivar bundan sonra da mücadeleyi bırakmadı. Bu arada Haiti, İngiltere ve İrlanda’dan yardım alarak önce Orinico Vadisi’ni ele geçirdi. İspanyollara karşı oldukça etkin ve yıpratıcı bir savaşı sürdüren Bolivar, sonunda And Dağları’nı aşarak 7 Ağustos 1819’da Boyaca’da İspanyol kuvvetlerini üç gün süren bir savaştan sonra bozguna uğrattı. Aralık 1819’da ise Kolombiya Cumhuriyeti ilan edildi. Bolivar başkan ve askeri diktatör seçildi. Bunun ardından Venezuela (Haziran 1821) Ekvador (1821) Peru (1824) ve Bolivya (1825) İspanyol sömürgecilerden kurtarıldı. Bolivar bütün Güney Amerika ülkelerini biraya getirecek bir birlik oluşturmak istiyordu. 1826’da Panama’da düzenlediği konferansta bunu dile getirdi. Fakat önermiş olduğu ortak askeri güç ve ortak karar mekanizmaları katılımcılar tarafından itibar görmedi.
Bu arada eski komutanlarından olan Paez, Venezuela’da başkaldırdı. Paez, Yeni Granada’da yönetimi elinde tutan Santender’le anlaşmazlık içindeydi. Bolivar bütünlüğün bozulmasını istemiyordu. Fakat başkanlık yetkisini güçlendirince tepkiyle karşılandı. 25 Eylül 1828 gecesi liberallerin düzenlediği başarısız bir suikasta maruz kaldı. Bütün bunların sonucunda kendisine karşı muhalefet de büyümüştü. Artık sağlığı da yerinde değildi. En çok güvendiği komutanlardan Jose Maria Cordoba’nın da ayaklanmasında sonra Venezuela, Kolombiya’dan ayrıldı (1829). Bolivar için sonun başlangıcı gündemdeydi. 8 Mayıs 1930’da Bogota’dan ayrıldı. Amacı Avrupa’ya gitmekti. Ancak bir süre sonra bundan da vazgeçti ve Santa Maria’da bir dostunun yanında kalırken 17 Aralık 1930’da öldü.

 


 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul