|
|
|
|
Kara
Afrika'nın Özgürlük Savaşçısı:
Chris
Hani
|
(Güney
Afrika’daki Apartheid (ırk ayrımcısı) rejimine karşı
mücadelenin önemli isimlerinden olan Chris Hani
Komünist Parti üyesi olmasının yanında Apartheid
karşıtı mücadeleye katılan grup ve partilerin bir
çeşit çatı örgütlenmesi olan ANC (Afrika Ulusal
Kongresi) içinde de önemli görevler yürütmüş bir
devrimciydi. Mandela’dan sonra mücadele içindeki
en popüler isimlerden olan Chris Hani, tüm ömrünü,
halkının insanlık dışı ırkçı rejimin zulmünden kurtulmasına
adamıştı. Güçlü bir politik kişilik olan Hani’nin
suikaste uğramasının en önemli nedeni, Apartheid
rejimi sonrası siyasal ve toplumsal alanda Komünist
Parti’nin önünü kesmek, siyah halkın yönetime gelen
temsilcilerinin keskinliklerini törpülemekti. Mandela
ve sonrasındaki dönemde yaşanan gelişmelere bakıldığında
ırkçılık dışında çözülebilmiş, aşılabilmiş bir sorun
olmadığını görüyoruz. Chris Hani’nin ölümünden çıkarı
olanların amaçlarına ulaştıkları ortada...)
Özgürlük savaşçısı Chris (Tembisile) Hani Transkei
bölgesinde Cofimvaba’da Sabalele köyünde 1942’de
doğdu. Gilbert ve Mary Hani’nin altı çocuğunun beşincisiydi.
Asıl isminin Tembisile olmasına karşın ölen kardeşinin
ismi olan Chris adını sonradan kod adı olarak kullanmaya
başladı.
Babasının Güney Afrika şehirlerinde iş bulmak için
evlerinden ayrılması ile ağır hayat koşullarıyla
genç yaşta tanıştı. Bu durum genç Chris üzerinde
derin izler bıraktı, annesinin kendi çabalarıyla
aileyi bir arada tutma mücadelesini gördü. Chris
de okul çağına gelene kadar çiftlikte hayvanlara
baktı ve sonra ilkokula kaydı yapıldı.
Koyu Katolik bir aileden geldiği için onu bir Katolik
okuluna kaydettirdiler. Genel olarak klasiklerle
de ilgilenmeye başladı. Rahip olmayı istemesine
rağmen bu isteği babası tarafından reddedildi. Babasının
tercihi daha çok, onun, sosyal alanda verimli bir
rolü olan, dünyevi bir mesleğe sahip olmasından
yanaydı.
Hani’nin siyasi hayatı esas olarak 1957’de ANC (Afrika
Ulusal Kongresi) Gençlik Birliği’ne üye olmasıyla
başladı. Siyasi hayatı, 1993’te kendisine düzenlenen
bir suikastle sonuçlanan trajik ölümüne kadar sürdü.
Genç Hani’ye marksizmin leninizmin özünü öğreten
isim Güney Afrika’nın şimdiki devlet başkanı Thabo
Mbeki’nin babası Govan Mbeki’dir. Mücadeleye başlamasını
Hani kendi kaleminden şöyle anlatıyordu: “1954’te,
lisedeyken, ırkçı rejim Bantu eğitimini gündeme
getirdi. Bu eğitim, siyah öğrencilere, dünyanın
her yerinde beyazların tüm siyahlar üzerinde varolan
üstünlüğünü kabul ettirmek amacıyla tasarlanmış
bir eğitimdi. Bu, bizi öfkelendirdi. Bu öfke mücadeleye
giden yola adım atmamızı sağladı.
1956’da ANC liderlerine yönelik hainlik iftirası
benim ANC’ye katılmam ve özgürlük mücadelesine girmem
noktasında etkili oldu. 1957’de kararımı verdim
ve ANC Gençlik Birliği’ne katıldım. 15 yaşındaydım,
tüm medeni haklardan yoksun edilmiş Afrika okullarındaki
çalışmalar el altından, gizlice yürütülmekteydi.
1959’da mücadeleye açık olarak sarıldığım Fort Hare’deki
üniversiteye girdim. Orası benim marksist düşüncelerle
tanıştığım ve ırkçı kapitalist sistemin amacını
ve özelliklerini gördüğüm yerdi. Marksizme yönelik
konuşmalarım, sohbetlerim aynı zamanda benim ırkçılık
karşıtı görüşlerimi derinleştirdi. 1961’de gizli
Güney Afrika Komünist Partisi’ne (SACP) katıldım.
Çünkü anlamıştım ki bir ulusun bağımsız olması ekonomik
alanda da bağımsız olduğu -sömürülemeyeceği- anlamına
gelmiyordu. 1962’de, ırkçı rejimle uzlaşılamayacağını
anladığım için MK’ya katıldım. (Hani, ANC’nin askeri
kanadının liderlik yapısını oluşturan Yediler Komitesi’ni
kastediyor-ç.n) Bu benim için askeri mücadeledeki
uzun yolun başlangıcıydı. Bu süreçte bana karşı
kişisel olarak gerçekleştirilen üç başarısız suikast
teşebbüsü ile de karşılaştım. Askeri mücadeleyi
diğer mücadele şekilleriyle bir arada götürürdük,
asla onu diğerlerinden daha önemli bir yere koymaya
kalkışmadık”.
Cape Town’dayken, Hani Güney Afrika Kongresi Sendikalar
Birliği (SACTU) ile ilişki kurdu. Bu, onun işçi
mücadelesinde bilincinin yükselmesini sağladı. Irkçı
rejimin baskıcı politikaları, onun ANC’nin askeri
kanadına (Umkhonto We Sizwe) katılmasında etkili
oldu. 1962’de Umkhontho’nun liderlik yapısını oluşturan
Yediler Komitesi’ne üye oldu. Devletin baskıcı politikalarını
teşhir eden bildirilerle yakalandı. Gizli Komünist
Eylemin sorumluluğuyla suçlandı ve cezaevine konuldu.
Cezası paraya çevrildi ve bu süre içinde Lobatsi’deki
ANC Konferansı’na katılmak için Botswana’ya gitti.
Güney Afrika’ya dönüşünde sınırda tutuklandı. Yargılandı
ve 18 ay hapis cezası aldı. Bu hapis cezası için
temyize müracaat edilirken ANC’nin kararıyla illegale
geçti.
1967’de Güney Afrika’yı, Zambia’da askeri eğitim
almak için terk etti ve Luthuli’de askeri kanadın
komutanı oldu. Aynı yıllarda Zimbabve’de ZAPU (Zimbabve
Afrikalı Halklar Birliği) ile birlikte savaştı.
ANC yönetiminin kendisini ve diğer ülkelerdeki yoldaşlarını
hapsedilme tehlikesinden koruma konusunda yeterli
önlemleri alamadığını düşünüyordu. Sürgündeki tüm
ANC üyeleriyle bir konferans düzenlemek istedi.
1969’da tarihi Morogoro Konferansı düzenlendi. Bu
konferansta iki karar alındı: Birincisi beyazların
ve diğer Afrikalı olmayanların da ANC üyesi olmasına
izin verilmesi, ikincisi askeri eylemlerin politika
tarafından kumanda edilmesi. Beyazlardan ve siyahlardan
oluşan Devrim Konseyi kuruldu. 1974’te Hani, örgütsel
hücrelerin inşası için Güney Afrika’ya geri döndü.
Umkhontho’ya komutan olarak atandığı Zambia’ya gitti.
1983’te Jonas Savimbi liderliğinde bir kontra örgütü
olan UNİTA hareketine karşı savaştı.
1987 itibarı ile Hani Pretoria hükümeti (ırkçı beyaz
hükümet) karşısında mücadelesini kuvvetlendiren
Umkhontho’nun kurmay şefi oldu. Aktif olduğu askeri
süreçte Tanzanya’nın merkezinde Kongwa’da askeri
eğitim üssü kurdu.
1990’da Güney Afrika’ya döndüğünde, demokratik toplumsal
düzenin siyasal gelişiminde önemli ve aktif bir
rol oynadı. Joe Slovo’nun sağlık sorunları yüzünden
devam edememesi üzerine, SACP’ın politbürosuna üye
oldu. Chris Hani’nin kitlelerle -özellikle gençlerle-
bütünleşmesi ve popülerleşmesi efsanevi olmuştur.
1991 Aralık’ından itibaren Hani SACP’ın Genel Sekreteri
oldu.
10 Nisan 1993 Cumartesi sabahı evine giderken, arabasına
adım atacağı sırada Hani katledildi. Yanında o zaman
15 yaşında olan kızı Nomakhwezi vardı. Suikasti
düzenleyen Janusz ‘Koba’ Walus yakalanıp cezaevine
kondu. Janusz ‘Koba’ Walus, Clive Derby-Lewis ile
birlikte eski Muhafazakar Parti’dendi. Uğruna büyük
mücadelelere girdiği ilk demokratik seçimlerden
önce, 19 Nisan 1993’teki cenazesine 150,000’den
fazla insan katıldı. Boksburg’da Els Park mezarlığında
toprağa verildi
|
|
|
|
|
|
|
|