|
|
|
|
Bir
Soykırım İdeolojisi Olarak:
Antisemitizm
|
Kelime karşılığı “Yahudi düşmanlığı”
olan antisemitizm kelimesi, ilk olarak 1789’da Alman
yergi yazarı Wilhelm Marr tarafından kullanılmıştır.
Tarihsel olarak antisemitizm, ilk olarak Yahudilerin
Roma İmparatoruna tapmayı reddetmeleri üzerine ortaya
çıkmıştır. Hıristiyanlıkta ise, İncil’in Matta ve
Johannes (Yuhanna) yorumlarında açık Yahudi düşmanı
ifadeler yer almaktadır. Özellikle Matta’da yer
alan, Hz. İsa’nın Yahudiler tarafından çarmıha gerildiği
iddiası, tüm Hıristiyan toplumlarında Yahudilere
karşı beslenen düşmanca duygular için en geçerli
neden olmuştur.
Yahudilerin çocukları kaçırıp kurban ettikleri yolundaki
halk arasındaki söylentiler, Yahudi düşmanlığını
besleyen etkenlerden sadece biridir. Tüm Hıristiyan
toplumlarında sevilmeyen ve sürekli aşağılanan,
hor görülen Yahudiler, her tür olumsuzluğun kaynağı
olarak görülmüşlerdir. 1348’de Avrupa’yı kırıp geçiren
veba salgını bile Yahudilerin ve cüzzamlıların su
kuyularını ve pınarları zehirlemesiyle ortaya çıkmış
gibi gösterilip, katliam gerekçesi yapılmıştır.
19. yüzyılın ikinci yarısında güçlenen milliyetçilik
akımları, din düşmanlığından ırk düşmanlığına kayan
Yahudi düşmanlığını da yeniden canlandırmıştır.
Almanya’da Bismarck’ın politikaları, Fransa’da Dreyfus
davası bunun örnekleridir. Doğu Avrupa’da ise “Sionlu
Bilgelerin Sözleşme Tutanakları” adlı asılsız bir
belge aracılığıyla körüklenen Yahudi düşmanlığı,
sonrasında katliamlara kadar varacaktır.
Rusça “saldırı, yakıp yıkma” anlamına gelen “pogrom”
sözcüğü ise, Çarlık Rusyasındaki Yahudi katliamlarının
genel adı oldu. Yahudi düşmanlığını bir devlet politikası
olarak benimseyen Çarlık, 1881’de Çar II. Aleksandr’ın
narodnik “Halkın İradesi” grubu tarafından öldürülmesinin
ardından ilk büyük pogrom dalgasını başlattı ve
bu 1884’e kadar sürdü. 1905 Devrimi’ni de içine
alan 1903-1906 yılları arasındaki ikinci pogrom
dalgasında Yahudiler, yaşanan devrimci bunalımın
sorumlusu olarak gösterildi. 1917-1921 arasında
gerçekleşen üçüncü pogrom dalgası ise karşı-devrimci
beyaz ordular tarafından iç savaş sırasında gerçekleştirildi.
1917 Ekim Devriminin ardından bu defa da Yahudiler
Bolşeviklikle suçlanacaktır. Almanya’da yenilginin
ve Versailles (1919) anlaşmasının sorumlusu olarak
gösterildiler. Bu propagandayı en uç noktasına kadar
vardıran Hitler Faşizmi, 1933’te iktidara gelip
savaşı başlatmasının ardından tarihin en büyük Yahudi
katliamını gerçekleştirdi. Katliamda 6 milyon Yahudi
yaşamını yitirdi.
Buraya kadar yazdıklarımızdan da anlaşılacağı gibi
Yahudi düşmanlığı, her dönemde gericiliğin, ırkçılığın
en karakteristik özelliklerinden biri olmuştur.
Sonuçları sadece yoksul Yahudilerin katledilmesi
olmuştur. Yahudilerin, kontrolü altındaki büyük
sermayeler ve Siyonist İsrail’e desteklerinden dolayı
kimi zaman “sol” içinden de Yahudi düşmanlığı izleri
taşıyan düşünceler çıkmıştır. Bunlar çoğu zaman
“sermaye düşmanlığı” ile maskelenmeye çalışılmıştır.
Bunların son örneğini, Türkiye’ye özgü bir Yahudi
dönmesi topluluğu olan Sebatayistler üzerine Yalçın
Küçük’ün kopartığı fırtına oluşturmaktadır. Bugün,
kendi aralarındaki dayanışma ilişkileri, iktidar
bloğu içindeki ağırlıkları ve bağlantıları ne olursa
olsun, bir ırkı, bir etnik veya dini grubu toptan
suçlayıcı bir yaklaşım, ne adına yapılırsa yapılsın
sağcı ve ırkçı bir yaklaşımdır.
|
|
|
|
|
|
|
|