Halk Kültür Merkezleri'nden Felluce
ve Filistin'e Selam!
17.11.2004
günü saat 12.00'de İstanbul Beyoğlu'nda bulunan
Galatasaray Postanesi önünde toplanan Halk Kültür
Merkezleri, Felluce'de halen sürmekte olan katliamı
bir basın açıklamasıyla protesto ettiler. Basın
açıklamasına bayraklarıyla gelen HKM'liler, üzerinde
"Filistin'de İntifada, Irak'ta Direniş Kazanacak!"
yazan, Halk Kültür Merkezleri imzalı pankart açtılar.
"Yaşasın Ortadoğu Devrimci Çemberi",
"Filistin'de İntifada, Irak'ta Direniş Kazanacak",
"Kahrolsun Emperyalizm, Yaşasın Devrimci
Kurtuluş Mücadelemiz", "Katil ABD Ortadoğudan
Defol" sloganlarının da atıldığı basın açıklamasında,
"Felluce direniyor. Felluce savaşıyor.İşgale,
emperyalist barbarlığa karşı, özgürlük için mücadele
veriyor. Filistin Halkının özgürlük mücadelesi
50 yıllık siyonist İsrail'in işgali altında devam
ediyor. Filistin halkı emperyalizmin yayılmacı
politikalarına karşı Ortadoğu'nun kurtuluşu için
savaşıyor.
Bizler Halk Kültür Merkezleri olarak, Amerikan
emperyalizminin işgali altında savaşan Irak halkının
yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz.
Bizler Halk Kültür Merkezleri olarak, Ortadoğuya
barışın gelmesinin, insanca bir yaşamın kurulabilmesinin
tek şartının halkların bağımsızlık mücadelesinden
geçtiğini biliyoruz.
Bizler Halk Kültür Merkezleri olarak, ABD'nin
Felluce kentinde yaptığı katliamı lanetliyor,
kendi yarattıkları kan deryasında boğulacaklarını
haykırıyoruz." denildi. Gösteri, alkışlarla
sona erdi.
TECRİT ve İNFAZ YASASI’NA KARŞI
ANKARA EYLEMİ
11 Ekim 2004 Pazartesi günü, Ankara'da Tecrite
ve Yeni İnfaz Yasa Tasarısı'na hayır dedik. Tecrit
ve Ceza İnfaz Yasası'na karşı Birlik tarafından
organize edilen bu eylemde tecrit, tek tip elbise,
zorla çalıştırma ve diğer zorlamalara karşı sesimizi
haykırdık. Yaklaşık 300 kişi pankartımızla, flamalar,
bayraklar ve dövizlerle oradaydık. Halk Kültür
Merkezleri İstanbul ve Adana üyeleriyle birlikte
alandaydı. Halk Kültür Merkezi bayraklarımız,
türkülerimiz, sloganlarımızla eyleme gücümüzü
kattık. Birliğin tecrite ve yasaya karşı topladığı
imzalar temsilciler heyeti aracılığıyla Meclise
iletildi. Heyeti Yüksel Caddesi'nde konuşmalar,
halaylar, sloganlarla bekledik. Heyet geldiğinde
basın açıklaması okundu ve "Devrimci Tutsaklar
Onurumuzdur" sloganları atıldı.
TECRİT ve YENİ CEZA İNFAZ YASA
TASARISI KARŞITI BİRLİK HER HAFTA GALATASARAY
LİSESİ’NİN ÖNÜNDE
24
Ekim Pazar günü, Tecrit ve Ceza İnfaz Yasa Tasarısı,
Galatasaray Lisesi'nin önünde protesto edildi.
Eylem, Tecrit ve Ceza Yasası'na Karşı Birlik tarafından
yapıldı. Tasarıyı protesto eden "Devrimci
Tutsaklar Yalnız Değildir", "Tek Tip
Elbise Giymeyeceğiz" dövizlerinin açıldığı
eylemde basın açıklaması okundu. Açıklamada, tasarı
halindeki maddelerin yasalaşması durumunda tek
tip elbise uygulaması, zorunlu çalıştırma ve ağır
disiplin cezalarıyla kışla düzeni uygulamasına
geçileceği belirtildi. Birlik, eylemin her Cumartesi
günü Galatasaray Lisesi önünde yapılacağını açıkladı.
31 Ekim Pazar günü, Galatasaray Lisesi'nde yine
bir araya gelen Birlik üyeleri "Tecrit ve
İnfaz Yasa Tasarısı'na İzin Vermeyeceğiz"
pankartı açtı. Eylemde, "Tek Tip Elbise Giymeyeceğiz"
ve "Devrimci Tutsaklar Teslim Alınamaz"
sloganları atılarak basın açıklaması okundu.
7 Kasım günü yine Galatasaray Lisesi önünde biraraya
gelen Halk Kültür Merkezleri’nin de desteklediği
Birlik’in, bu haftaki eylem konusu “Zorunlu Çalıştırma”ydı.
Saat 12.00’de başlayan eylemde yasada yer alan
“zorunlu çalıştırma” maddesi hakkında açıklamalarda
bulunuldu. Açıklama aralarında “Ceza İnfaz Yasası
Geri Çekilsin”, “Zorunlu Çalıştırmaya Hayır”,
“Tek Tip Elbise Giymeyeceğiz”, “Devrimci Tutsaklar
Yalnız Değildir”, “İçerde, Dışarda Hücreleri Parçala”
sloganları atıldı.
Eylemde, altında birlik imzası olan “Tecrit ve
İnfaz Yasasına İzin Vermeyeceğiz” pankartı açılarak,
“Zorunlu Çalıştırmaya Hayır” dövizleri taşındı.
Eylemde, temsili olarak tek tip elbise giyen iki
tutuklu ailesi elbiseleri çıkarıp attı. YÖK eylemine
katılan bir öğrenci ile TUYAB’lı Güzel Ana, kısa
bir konuşma yaptı. Eylem, Çav Bella Marşı söylenerek,
alkışlarla ve 5 dakikalık sessiz oturma ile bitirildi.
YETER DAVASI’NDA REZALET
İŞKENCECİLERDEN HESAP SORULACAK
İşkenceyle
katledilen Devrimci Sendikacı Süleyman Yeter'e
işkence yapmaktan yargılanan polislerin davası,
"zamanaşımına" uğradı. Oligarşi bir
kez daha işkencecilerini ödüllendirdi, kendini
korudu.
Zamanaşımına uğrayan bu davada tanıklık yapacağı,
kendisine işkence yapan polisleri teşhis edeceği
sırada, bu duruşmadan birkaç gün önce yine aynı
polisler tarafından gözaltına alınıp katledilen
Süleyman Yeter, ne ilk ne de son olacak. İşkencecilerin
hukukça ödüllendirilmesi rezaletleri de...
MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ
SATILAMAZ!
Mimar Sinan Üniversitesi’nin Beşiktaş kampüsünün
bir bölümünün Bahçeşehir Üniversitesi’ne satılması
öğrencilerin tepkisine yol açtı. Fındıklı’daki
bir işhanına yerleştirilerek orada eğitim yapmaya
zorlanan öğrenciler, en çok yirmi kişinin sığabileceği
ofisten bozma dersliklerde elli kişi eğitim görmekte
ve binanın yemekhanesi, kütüphanesi ve yangın
merdiveni de bulunmamaktadır. Ödenek yetersizliğinden
yakınan yönetim ise YÖK’ten aldığı 10 trilyona
güvenerek Bomanti’ de 120 trilyona malolacak olan
bir kampüs inşaatına başlamıştır.
Bunun üzerine Mimar Sinan Üniversitesi öğrencileri
Beşiktaş’taki Fen Edebiyat Fakültesi önünde 4
Kasım 2004 saat 13:00’da 100 kişinin katıldığı
eylemle durumu protesto etti. Eylemde “Mimar Sinan
Bizimdir Sattırmayacağız” “YÖK’e Hayır” “Sermaye
Defol Üniversiteler Bizimdir” sloganları atıldı.
Devrimci Sosyalist öğrencilerin de yer aldığı
eylem, mücadelenin yılmadan devam edeceği ve üniversitelerimize
sahip çıkılacağı konuşmalarıyla son buldu.
YÖK BU YIL DA ALANLARDA PROTESTO
EDİLDİ!
5
Kasım’da Beyazıt’taydık!
YÖK'ün 6 Kasım 1981'de kuruluş yıldönümünde her
6 Kasım'da olduğu gibi bu yıl da devrimci öğrenciler
alanlardaydılar.
Edebiyat Fakültesi önünden başlayan yürüyüş, diğer
üniversitelerden gelen katılımlarla kitleselleşerek
Beyazıt Meydanı'na doğru ilerledi. Yaklaşık 600
kişiden oluşan kitle Beyazıt Meydanı'nda toplandı
ve basın açıklaması okundu. Basın açıklamasından
sonra Yıldız Teknik Üniversitesi'nden, İstanbul
Teknik Üniversitesi'nden, Mimar Sinan Üniversitesi'nden
ve Marmara Üniversitesi'nden gelen arkadaşlarımızın
sorunları da dinlendi. Göztepe Kampüsü'nde yapılan
faşist saldırı kınanarak cevapsız kalmayacağı
haykırıldı. Devrimci sosyalist öğrencilerin de
yer aldığı kitle "YÖK' e Hayır", "Sermaye
Defol, Üniversiteler Bizimdir", "Faşizme
Karşı Omuz Omuza", "F Tipi Üniversite
İstemiyoruz" sloganlarıyla Beyazıt Merkez
Kampüsü'ne girerek eylemi sonlandırdı.
6
Kasım’da Kızılay!...
YÖK'ü, paralı eğitimi ve soruşturmaları protesto
etmek amacıyla Ankara'ya gelen, aralarında Sosyalist
Barikat okurlarının da olduğu devrimci öğrenciler,
sabah saatlerinden itibaren Kurtuluş Parkı'nda
toplanmaya başladı. Saat 12.30'a kadar halaylar
çekilerek, sloganlar atılarak kitlenin toplanması
beklendi ve yürüyüş başladı. 500 kişiden oluşan
kitle "YÖK, Polis, Medya Bu Abluka Dağıtılacak",
"YÖK'e Hayır", "Yaşasın Devrimci
Dayanışma", "Faşizme Karşı Tek Yumruk
Tek Barikat" sloganlarıyla ilerledi ve Mithatpaşa
Köprüsü'nde durduruldu. Polis, dağılınmadığı takdirde
saldıracağı tehditinde bulundu ve devrimci iradeyi
kıramayacağını bildiği için gaz bombaları ve tazyikli
suyla kitleye acımasızca saldırdı. Bunun üzerine
devrimci öğrenciler buna taşlarla, sopalarla,
molotoflarla karşılık verdi. Geri çekilinerek
caddelerde barikatlar kuruldu ve 15.00'a kadar
saldırıya karşı direnildi. Sıhhiye'de toplanan
faşist güruh, arkadaşlarımıza saldırarak birçok
kişinin yaralanmasına neden oldu. 4000 kadar polisin
görev yaptığı eylemde, polis arabaları ve bankalar
da devrimci öğrencilerin hedefi oldu. 50 kişinin
gözaltına alınması ve çok sayıda kişinin yaralanması
sebebiyle saat 18.00'da Yüksel Caddesi'nde basın
açıklaması yapılarak, "Her ne şart altında
olursa olsun mücadeleye devam edileceği"
haykırıldı.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ’NDE
FAŞİST SALDIRI
Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsünde geçtiğimiz
günlerde okulun özel güvenlik birimlerinin devrimci-yurtsever
öğrencilerin astıkları afişleri indirme girişimleri,
devrimci öğrencilerin müdahalesiyle engellenince,
bu defa sivil faşist güçlerlerle saldırdılar.
4 Kasımda Göztepe Kampüsünde 4 devrimci, yurtsever
öğrencinin dövülmesiyle artan saldırılar, devrimci
ve yurtsever öğrencilerin okulun dışına da taşan
protestolarıyla karşılandı. Artan saldırıları
püskürtmek için 5 Kasım günü okulda toplanan devrimci
ve yurtsever öğrenciler, bu defa polisin kendilerine
okuldaki sivil faşistleri çıkaracakları sözünü
vermesi ve bunu gerçekleştirmeleri üzerine kendilerine
destek için diğer kampüslerden gelen arkadaşlarını
geri gönderdiler. Ancak bunu fırsat bilen sivil
faşistler tekrar okula dönerek bir basın açıklaması
yaptılar ve devrimcilere saldırdılar. Yaralananların
olduğu saldırıdan sonra toplanan devrimci öğrenciler
bir protesto gösterisi yaparak yolu trafiğe kapattılar.
Sivil faşistlerin elini kolunu sallayarak ellerinde
satır ve bıçaklarla okula girmesine göz yuman
polis ise bu protesto gösterisine hemen saldırdı.
4 devrimci öğrencinin yaralandığı olaylarda, polis
otoları taşlandı, gözaltına alınan 2 kişi daha
sonra serbest bırakıldı.
KALAN (DERSİM) HALK KÜLTÜR MERKEZİ
ETKİNLİKLERİ
l 7 Ekimde Mazgirt'e
bağlı bir köyde yapılan düğüne gidildi, halaylar
çekildi türküler söylendi, Propaganda ve ajitasyon
çalışmaları yapıldı. Kültür merkezimizin amaç
ve faaliyetleri hakkında sorular soruldu cevaplar
verildi. Sohbetler yapıldı. Düğünde gençlerin
yaptığı çalışmaya ilgi büyüktü.
l Ekim ayının belirli
günlerinde kültür merkezimizin bünyesinde oluşturduğumuz
8-10 kişilik bir ekip dostlarımızın bulunduğu
köylere gidip dam sıvama işini gerçekleştirdi.
l
5 Kasım’da YÖK'e karşı Liselinin Sesi, Emek Gençliği
ve Özgür Gençlik tarafından organize edilen basın
açıklamasına yaklaşık 150 kişi katıldı. Yeraltı
çarşısında yapılan açıklamada basın metnini Liselinin
Sesi’nden bir arkadaş okudu. Lisenin Sesi, eyleme
70-80 civarında kişiyle katılım sağladı. Basın
açıklaması YÖK'e karşı atılan sloganlarla sona
erdi.
l 9 Kasım’da ise
kültür merkezimizde YÖK ile ilgili Liselinin Sesi,
40-50 civarında kişiyle YÖK üzerine bir söyleşi
gerçekleştirdi.
l
11 Kasım’da yaklaşık 30-40 kişi ile kültür merkezimizin
kuruluşundan bugüne kadarki faaliyetleri ile ilgili
tartışma ve söyleyişiler yapıldı. Tartışmalarda
sık sık vurgusu yapılan çalışmalarla ilgili sohbetlerin
ağırlık konusu yaşama katılım, kolektif bir bilincin
oturtulması için yaşamın disipline edilmesi idi.
Emeğe göre sorumluluk ilkesini temel alan kültür
merkezimiz çalışanları, gelişen, geliştiren, dönüşen,
dönüştüren, sorgulayan kişiliğin yaratılmasında
ısrarcı olacaklarını dile getirdiler.
EKİM DEVRİMİ’NİN 87. YILI ETKİNLİĞİ
“VARDIK, VARIZ, VAROLACAĞIZ” !
Ekim
Devrimi, 87. yılında Kağıthane Kültür Merkezi'nde
ortak yapılan bir etkinlikle kutlandı. Sosyalist
Barikat, Emekçi Hareket Partisi, Kaldıraç, Maya
ve Öteki İstanbul'un biraraya gelerek organize
ettikleri etkinlik 7 Kasım günü yapıldı. Etkinlik,
saat 14.00 sularında, saygı duruşu eşliğinde Enternasyonal'in
söylenmesiyle başladı. Etkinliğin yapıldığı sahnenin
üzerinde Marx, Engels ve Lenin'in resimlerinden
ve Rosa Luxemburg'a ait "Vardık, Varız, Varolacağız!"
sözlerinden oluşan bir pankart asılıydı. Saygı
duruşunun ardından, Ekim devrimini anlatan slayt
gösterisine geçildi. İlgiyle izlenen slayt gösterisinden
sonra şair Ruhan Mavruk kısa bir şir dinletisi
sundu. Ruhan Mavruk'un ardından "Bir Gün
Bile Yaşamak" adlı romanın yazarı Orhan İyiler
sahneyi aldı. Orhan İyiler, Ekim Devrimi'nin öneminden
bahsederek, eşitlik, kardeşlik, özgürlük ve ekmek
sloganlarının günümüzde daha çok geçerli olduğunu,
öncü partinin yaratılması gerektiğini söyledi.
Daha sonra, sahneyi İşçi Evi şiir grubu aldı.
İşçi Evi'nin şiir dinletisinden sonra sahneye
Kartal Tiyatrosu çıktı. Nazım Hikmet'in Tanya
isimli şiirini sahneleyen tiyratro grubu, oyunun
sonunda "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür"
pankartı açtı.
Etkinliğe Aydos direnişine katılmış bir arkadaşın
direniş hakkında bilgi vermesiyle devam edildi.
Verilen aradan sonra, Sosyalist Barikat, Emekçi
Hareket Partisi, Kaldıraç, Maya, Öteki İstanbul
temsilcilerinin katıldıkları panele geçildi. Panelde
Ekim Devrimi'ni değerlendiren konuşmalar yapıldı.
Panel, seyircilerin panelistlere soru sormasıyla
devam etti. Panel bittikten sonra sahneyi Grup
Yankı aldı. Grup Yankı’nın güzel dinletisinden
sonra, etkinlik sona erdirildi. Etkinlikten geriye
kalan en olumlu taraflardan birisi de 5 kurumun
biraraya gelerek bir iş çıkarmasıydı...
|