Merhaba!
Sosyalist Barikat'ın 20. sayısıyla yine birlikteyiz.
Geçen sayımızda, tamamen bizden kaynaklanan bir
hata sonucu yarıda kesilmiş olarak basılan "Ateşin
Kızına Mektup" başlıklı, Serpil Polat'ın
ablasının yazdığı mektubu, bu sayımızda yeniden
bastık. Böylesine duygu dolu bir metnin sadece
devamını yayınlayarak bütünlüğünü bozmak, büyük
bir haksızlık olacaktı.
Bu sayımızı yayına hazırladığımız günler, siyasal
atmosferin de giderek ısındığı bir sürece denk
düşüyordu. F-Tipi hücrelerine karşı ölüm orucunu
sürdüren iki DHKP-C tutsağı, Muharrem Karademir
ve Günay Öğrener, bedenlerini tutuşturarak devrim
şehitleri kervanına katılırken, 19 Aralık katliamından
bu yana hücrelerde ölümsüzleşen tutsakların sayısı
ise 109'u buluyordu. AB'den aldığı vizenin hakkını
veren katiller, İstanbul ve Dersim'de devrimcilerin
canını almaktan çekinmezken, geçmişte yasal gözaltı
süresinin bitiminde bırakıp, yeniden kapıdan alma
taktiğini kullananlar, birisinin "demokrasilerde
çareler tükenmez" sözünü doğrulatırcasına
artık arabayla kaçırıp, işkence yaptıktan sonra
yol kenarına atma yöntemini benimsemeye başlıyorlar.
Elbette ki gözaltında burnu kırılanlar, eski yöntemlerinde
bütünüyle terkedilmediğini görmek isteyene gösteriyor.
Ama mart ayı faşist saldırılar kadar, onlara karşı
geliştirilen kararlı direnişlerle de sıcak başladı
denilebilir.
Seçimlerle halkın umutlarının bir kez daha sömürü
ve pazarlama nesnesi haline geldiği bu günler,
devrimci sosyalistlere de tüm bu yalanların teşhiri
fırsatını vermektedir ve bu görev, hepimizin omuzlarındadır.
21. sayımızda yeniden buluşmak kararlılığıyla....
|