Güncel
Şehitlerimiz
Barikat
Kültür
Tarih
Kitaplar
Dizi Yazılar
Görüşler
Linkler
Ana Sayfa
 
Arşiv
Makale Dizini


 

 

 
Adı marksizmi “revize” etmekten gelen revizyonizm, 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan sapmalardan biridir. Sınıfsal-ekonomik temelini Avrupa’da özellikle de Almanya’da, işçi aristokrasisi ve kimi küçük-burjuva çevrelerden alır. Marksizmin temel tezlerinin çağı açıklamak için yeterli olmadığını, kapitalizmin bugünkü gelişme aşamasına uygun bir revizyondan geçirilmesi gerektiğini ileri süren revizyonistler, kapitalizm içinde kalarak, ekonomik mücadeleyi temel alarak iktidar mücadelesinden kaytarmanın teorisini yapıyorlardı. Akımın öncüsü olan Bernstein’in “sosyalizmin hedefi hiçbir şey, hareket ise her şeydir.” sözü, aslında durumu yeterince özetliyor. Revizyonizm, Rosa Luxemburg ve Lenin tarafından sınıf uzlaşmacı, burjuva demokrasisine boyun eğen, şövenist ve işçi sınıfına ihanet eden tüm yönleriyle eleştirilerek mahkum edilmiştir.
Ancak marksizmin temel tezlerini, iktidar hedefini, parti yapısını-disiplinini, işçi sınıfının öncülüğünü, burjuvazi ile arasındaki çelişkinin niteliğini “süreç değişti, marksizmi sürece uyarlamak lazım” diyerek tahrifata uğratan revizyonizmin öyküsü, burada bitmemiştir. İkinci Paylaşım Savaşının ardından revizyonizm, bu defa “modern revizyonizm” olarak karşımıza çıkmaktadır. Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nde Kruşçev’le birlikte tam egemenliğini sağlayan bu sapma, Lenin’in “barış içinde birarada yaşama” tezinin içini öylesine boşaltmıştır ki, bu çizgiye göre dünya “komünist” hareketinin en önemli gündemi “barış” haline getirilmiştir. Tıpkı varolan kapitalist sömürü koşullarını devrimle yıkmak yerine ekonomik mücadeleyle iyileştirmeyi, demokrasi mücadelesiyle sınıfın parlamentodaki etkinliğini artırmayı koymaya çalışan, ve böylece sosyalizm perspektifiyle hiçbir ilgisi kalmayan Bernstein gibi Sovyet revizyonizmi de reel sosyalizmin üstünlüğünün, diğer ülkelerinin işçilerince süreç içersinde görüleceği, işçilerin böylesi bir “refah” düzeyini mutlaka kabul edeceği ve sosyalizme yöneleceği gibisinden tuhaf tezlerle varolan statükoları bozmayacak, dolayısıyla devrimciliği tamamen tasfiye eden bir çizgiyi benimsemiştir.
Bu çizginin dış politikadaki bir diğer yansıması ise “kapitalist olmayan yol” teziydi. Buna dayanılarak emperyalizmi gerilettiği, kapitalist olmadığı gerekçesiyle sosyalizmle hiçbir ilişkisi olmayan, küçük-burjuva milliyetçi iktidarlar desteklenmiş ve bu iktidaların baskısı altında ezilen birçok ulusal/etnik/dinsel grubun Sovyetler Birliği nezdinde sosyalizmden nefret etmesinin koşulları yaratılmıştır. Aristo mantığının aksine kapitalist olmayan, sosyalizm değildir. Özel mülkiyet ilişkileriyle sadece sömürgecilikle özdeşleşmiş kimi sermaye gruplarının/işletmelerin devletleştirilmesi dışında hiçbir sorunu olmayan bu küçük-burjuva iktidarların kapitalist olmadıkları ise koskoca bir yalandır.
Dünya sosyalist hareketinde ilk defa Mao’nun eleştirdiği ve yine onun tarafından “modern revizyonizm” olarak tanımlanan bu politikalar, marksizm adına bayağı bir ekonomizmi, enternasyonalizm adına çarpık ilişkileri, “barış” siyaseti adına sınıf savaşımının/iktidar perspektifli siyasal çalışmaların reddini koyarak dünya sosyalist hareketine büyük zararlar vermiştir. Çeşitli değinmelerinde Che tarafından da eleştirilen bu politikaların içteki uzantıları, ‘90’da sosyalist bloğu dağılmaya götüren süreçte belirleyici faktörlerden biri olmuştur.
Günümüzde ise revizyonizm, 90 sonrası iyice egemen olan postmodernizmin etkisindedir. Emperyalizmin içinde bulunduğu aşamayı gerekçe göstererek marksizmi “bu koşullara göre” revize etmeye çalışan bu akım, iktidar perspektifinden, devrimcilikten ve sınıftan/halktan uzaklaşma özellikleriyle tarihte ortaya çıkmış diğer revizyonizm türleriyle ortaklaşır. Bugünkü revizyonizmin belki de en büyük zararı, marksizmin geliştirilmesine, sürece uyarlanmasına dair atılacak her türden devrimci adımında kendi bulunduğu noktaya varacağına dair kuşku bulutlarını büyütmesidir. Ancak marksizm gerçeklikle kurduğu sağlam diyalektik, böylesi bir kuşku bulutunun oluşsa bile fazla yaşamasına izin vermez.
 

 

 

 

 

sbarikat07@gmail.com
Devrimci Sosyalist Barikat / Aylık Sosyalist Dergi
Yönetim Yeri: Nurtepe Mah. Cemre Sk. No: 2 Kağıthane-İstanbul